ARAP BAHARI’NDA İNSAN HAKLARI İHLALLERİ

upa-admin 18 Ağustos 2012 7.091 Okunma 0
ARAP BAHARI’NDA İNSAN HAKLARI İHLALLERİ

Arap Baharı

Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Moritanya, Lübnan, Fas gibi Arap ülkelerinde işsizlik, olumsuz ekonomik durum, kötü yaşam koşulları, ifade özgürlüğünün olmaması gibi nedenlerle baş gösteren halk ayaklanmalarıdır. Bu ayaklanmalar ilk olarak 18 Aralık 2010’da Tunuslu genç Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla baş göstermiş ve ardından olaylar domino etkisi göstererek tüm dünyaya yayılmıştır. Arap Dünyası’nda görülen bu ayaklanmalarda Tunus, Libya ve Mısır gibi ülkeler başarılı olmuş, Zeynel Abidin Bin Ali, Kaddafi ve Hüsnü Mübarek gibi yıllardır yönetimde kalan diktatörler devrilmiştir.

 

Arap Baharı’nda “İnsan Hakları” Faktörü

İnsan hakları; insanın doğuştan elde ettiği, ırk, dil, din, cinsiyet, renk ayrımı gözetmeksizin eşit faydalanabileceği haklardır. Yaşama hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, mülkiyet edinme hakkı, seyahat hakkı, hak arama hakkı, seçme ve seçilme hakkı, özel yaşamın gizliliği hakkı, devlet hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı en temel insan haklarından sayılmaktadır. İnsan hakları ilk defa 1789 Fransız Devrimi’nin ardından insan haklarını korumak amacıyla “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi” yayımlanmıştır. İnsan haklarının amacı; insanı insan olarak, insan onuruna yakışacak özgür ve eşit şekilde yaşatmaktır. Bu amaca yönelik olarak İnsan Haklar Evrensel Bildirisi’nin insan hakları yasalarının temelini oluşturduğu genel olarak kabul gören bir görüştür. BM İnsan Hakları Komisyonu 10 Aralık 1948’de 30 maddeden oluşan İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni kabul etmiştir. Bu bildirinin birinci maddesine göz atarsak; “Madde 1: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar”[1] şeklindedir.

Bu maddeden yola çıkılarak Arap Baharı sürecinde yaşanan olaylar Tunus, Mısır ve Libya başta olmak üzere Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Moritanya, Lübnan, Fas gibi ülkelerde insan hakları ihlallerini de beraberinde getirmektedir. Bu durum, Tunus, Mısır ve Libya’da gibi yönetim değişikliği yaşanan ülkelerde protestoların devam ettiği süre içerisinde ve sonrasında insan hakları ihlallerinin de incelenmesi gereken bir olgu olduğunu ortaya koymuştur.

 

Arap Baharı’nın Tunus Ayağında Yaşanan İnsan Hakları İhlalleri

18 Aralık 2010’da Tunus’ta seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlamaya çalışan üniversite mezunu Muhammed Buazizi’nin tezgâhını alan zabıtaların ardından kendini yakmasıyla Arap Baharı’nın fitili ateşlenmiştir.

Protestocuların istekleri ekonomik, siyasi ve sosyal hakların tanındığı onurlu bir yaşam sürmektir. Hükümetler ise bölgedeki protestolara ve ayaklanmalara sert karşılıklar vermiştir. Bunlarla birlikte Zeynel Abidin Bin Ali yönetimi insan hakları ihlalleri, dini özgürlüklerin engellenmesi, siyasi muhaliflere uygulanan baskı ve basın özgürlüğünün kısıtlanması nedeniyle tüm dünyadan insan hakları kuruluşlarının ağır eleştirilerine maruz kalmıştır.[2] 23 yıldır aralıksız iktidarda kalan Bin Ali’nin ülkesini terk edip Suudi Arabistan’a sığınması yeni umutlara neden olmuştur. Bu gelişmeleri takip eden diğer Arap ülkeleri için de böylece bir umut ışığı doğmuş, halk hareketleri başlamıştır.

Yaşanan bu halk isyanları sırasında Tunus’ta toplam 219 kişi hayatını kaybetmiştir.[3] Olaylar sonucu Zeynel Abidin Bin Ali Tunus’u terk etmiş, bölgede yeni bir dönem başlamıştır. Bu olayların sonucu Ekim 2011’de Tunus’ta ülkenin ilk demokratik seçimleri yapılmıştır.[4] Seçimlerde en çok oyu Ennahda Partisi almıştır. Böylece Tunus’ta yeni bir dönem başlamıştır.

Bin Ali Hükümetinin düşüşü bütün bölgeyi ve dünyayı etkilemiştir. Muhalefeti susturmak için işkence ve baskıdan yararlanan yolsuzluk ve ekonomik sömürüyle zengin olan hükümetler tedirgin olmuştur. Bu durum demokrasi ve insan hakları ihlallerinden bahseden, bu tarz gayrimeşru rejimleri destekleyen yerli elit tabakaları ve hükümetleri de tedirgin etmiştir.

Tunus’ta devrim bitmesine rağmen işkenceler hala sürmüştür. Tunus İnsan Hakları Bakanı Semir Dlu hapishanelerde işkencenin hala sürdüğünü kabul etmektedir. Bunu Tunus’ta gerçekleştirilen bir konferansta söylediği şu sözlerinden çıkarabiliriz: Onlarca yıldır devam eden insan hakları ihlalleri ve işkenceci anlayışın devrim sonrasında ansızın ortadan kalkacağını düşünmek fazla iyimser olmaktır. Tüm samimiyetimle size şunları söylemek isterim, bu dönemde yaşanan işkenceler devletin bir politikası değildir. Yaşanan işkenceler ferdi vakalardır. Demokratik anlayışa kendini adapte edememiş bireylerde eski rejimin şiddet algısı sürüyor. Biz bu algıyı değiştirmek için elimizden geleni yapacağız”.[5]

Uluslararası Af Örgütü Ocak 2012’ye geldiğimizde yayımladığı raporda, Tunus’ta geçici hükümetin protestocuların bir yıl önce talep ettiği geniş çaplı insan hakları reformlarını gerçekleştirmediğini bildirmiştir. Fakat Bin Ali ülkeyi terk ettikten sona bazı insan hakları sözleşmeleri imzalanmış ve medya kuruluşlarına daha fazla özgürlük tanınmıştır.[6] Mart 2011’de hak ihlallerinden sorumlu olan Devlet Güvenlik Kurumu (DSS) lağvedilmiştir. Bin Ali düştükten sonra ise yapılan protestolarda ve eylemlerde de polis güç kullanmaya devam etmiştir.

Bunlar dışında yaşanan olumlu gelişmelere göz atarsak; Tunus’un Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış olduğunu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne katılmış ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi konusundaki önkoşulları kabul etmiş olduğunu görmekteyiz.

Bu da bize Tunus’un insan hakları konusunda olumlu gelişmeler kaydettiğini göstermektedir. Fakat bu değişimin hızı insanları tatmin etmemektedir. İnsanlar da halen temel hakların ve özgürlüğün esas alındığı bir yeni anayasanın beklentisi bulunmaktadır.

Arap Baharı’nda Mısır’da Yaşanan İnsan Hakları İhlalleri

Aralık 2010’da Tunus’ta başlayan devrim ateşi, ardında Mısır’a yayılmıştır. 7 Haziran 2010 tarihinde İskenderiye’de Halid Said’e ait internet kafede iki polisin yasal olmayan yetkilerle tutuklama girişimi ve aşırı şiddet kullanımı ile başlayan olaylar, Said’in gözaltına alınması ve gözaltında maruz kaldığı şiddet sonucu ölmesiyle sonuçlanmıştır. Kısa bir süre sonra bu olay İnsan Hakları Mahkemesine taşınmış, ancak hükümet Said’in uyuşturucu kullandığı ve bu nedenler hayatını kaybettiğini öne sürmüştür. Fakat ardından Halid Said’in uyuşturucudan ölmediği adli tıp kurumunun raporuyla açıklanmıştır.[7] Said’in ölümü Mısırlıları öfkelendirmiş ve 2011 yılında olacak kitlesel gösterileri tetiklemiştir.

Bu yaşananlar üzerine Mısır’da “Hepimiz Halid Said’iz”  adlı Facebook ve internet sayfaları kurulmuştur. Halid Said harekâtı başlarda Mısır’daki insan hakları ihlallerini, polisin ölümle sonuçlanan aşırı güç kullanımını, olağanüstü hal yasalarının güvenlik güçlerine verdiği yetkilere ve işkenceye dikkat çekmek için kurulmuştur. Said’in anısına açılan bu sayfalarda onun gibi şiddete, işkenceye, insan hakları ihlaline uğrayan tüm Mısırlıların sesi duyurulmaya çalışılmıştır. Sürekli bir şekilde Mısır’daki insan hakları ihlallerini gündeme taşıyan internet siteleri 2011 olaylarında doğrudan Mübarek rejiminin devrilmesini rol oynamışlardır.[8]

Mısır’da işlenen insan hakları ihlalleri sadece cinayetle sınırlı kalmamıştır. Düşüncelerini dile getirmek isteyen göstericiler tutuklanmış, kadınların tek başlarına sokağa çıkmaları engellenmiş, internet üzerinde sıkı bir kontrol ile özgür düşünceye karşı sert bir tutum gösterilmiş ve hatta blog yazarları gözaltına alınmıştır.[9] Ayrıca Mısır’da yapılan gösteriler esnasında Twitter ve Facebook gibi internet siteleri kapatılarak insanların haberleşme özgürlüğüne el konulmuştur.[10]

İnternete erişim haklarının kısıtlandığı bu olayların ardından Haziran 2011’de Birleşmiş Milletler internete erişim hakkının temel bir insan hakkı olduğunu tanımlayan bir rapor yayımlamıştır. Bu rapor Arap Baharı’nda muhaliflerin interneti etkin kullanımı karşısında diktatör rejimlerin ülkelerindeki internet kullanımını engellemeye varan yaptırımlarına karşı bir uygulama olmuştur.[11]

Halid Said isimli genç 25 Ocak’ta patlak veren devrimin simgesi olmuştur. İnternet üzerinden örgütlenerek Tahrir Meydanı’nı dolduran halk Başkan Hüsnü Mübarek rejimi düşene kadar gösterilerine ara vermemiştir. Mübarek ülkeyi yaklaşık 30 yıl boyunca baskı ve zorbalıkla yönetmesine rağmen 18 gün gibi kısa bir sürede devrilmiştir.

Mısır’da Mübarek döneminin son başbakanı Ahmed Şefik’in cumhurbaşkanlık seçimlerinde Müslüman Kardeşler’ in adayı Mursi’nin karşısında aday olmasının önü Anayasa Mahkemesi tarafından açılmıştır. Peşi sıra genel seçimler iptal edilmiş ve Yüksek Askeri Konsey’in yetkilileri arttırılmıştır. Bu olay üzerine Tahrir Meydanı rejim karşıtlarıyla dolmuştur. Meydanda halk “Askeri yönetim istemiyoruz.” sloganları atmışlardır.  Mursi, Mısır’ın ilk sivil ve ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olmuştur. Böylece Mısır ilk kez demokrasiye dair küçük bir adım atmıştır.

İnsan hakları ihlalleri bakımından Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarında Mısır’ın geniş yer kapladığını görmekteyiz. Şöyle ki; Hüsnü Mübarek’i Şubat ayında iktidarı bırakmaya zorlayan “25 Ocak Devrimi” sırasında polis ve diğer güvenlik güçleri tarafından en az 840 kişi öldürülmüş ve 6.000 kişi de yaralanmıştır. Muhammed Hüseyin Tantavi’nin başkanlığını yaptığı Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi (SCAF) iktidarda Hüsnü Mübarek’in yerini almış, Mübarek, oğulları ve diğer yetkililerle beraber mahkemeye çıkarılmıştır. Fakat gösteriler devam etmiştir, ordu ve polis zaman zaman aşırı güç kullanımı ile cevap vermiştir. SCAF siyasi tutukluları serbest bırakılmıştır. Şimdiye kadar yasaklanmış siyasi partiler ile sendikalara kayıt olma izni verilmiştir. Fakat 30 yıldır süren olağanüstü hal kaldırılmamış, grevler yasaklanmış, medya kısıtlamaları arttılmış, 12 binin üzerinde sivil askeri mahkemelerce yargılanıp mahkum edilmiştir. Kadın göstericilerin sayısı oldukça fazla olmasın rağmen kadınlara yasalarda ve uygulamalarda ayrımcılığa devam edilmiştir.[12] Aynı Şekilde Halid Said’in ölümü de Uluslararası Af Örgütü’nün “Dünyada İnsan Haklarının Durumu” raporunda da yerini almıştır.

Arap Baharı’nda Libya’da Yaşanan İnsan Hakları İhlalleri

Tunus’ta Zeynel Abidin Bin Ali’nin 24 yıllık iktidarının devrilmesinin ardından onu Mısır’ın 30 yıllık başkanı Hüsnü Mübarek takip etmiştir. Ve sıra 42 yıllık iktidarı ile Muammer Kaddafi’ye gelmiştir.

Arap Baharı süreci ile demokrasiyi hiç yaşayamamış olan Libya halkı da meşru haklarını aramaya başlamıştır. Tunus ve Mısır’da yaşanan halk hareketlerinin etkisiyle 16 Şubat 2011’de Bingazi’ de protestolar başlamıştır. Daha sonra bölgede Ulusal Konsey kurulmuş ve bu konsey dünya genelinde destek görmüştür. Tunus ve Mısır’da ihtilallerle sonuçlanan hareketler, Libya’da rejimi deviren bir iç savaşa neden olmuştur. Libyalıların demokrasi mücadeleleri tüm dünyada büyük destek görmüştür.  Bu süreçte Libya’da Kaddafi’ ye bağlı güvenlik güçleri çok sayıda masum sivili öldürmüştür.

Yaşanan bu olaylar uluslararası kamuoyunu harekete geçirmiştir. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler tedbirler almış, NATO da bölgede operasyonlar yapmıştır. Böylelikle artan insan hakları ihlalleri nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sivilleri korumak adına 1973 sayılı kararıyla Libya’yı uçuşa yasak bölge ilan etmiş ve koalisyon güçlerin hava saldırısını başlatmıştır.

Öte yandan, İnsan Hakları İzleme Örgütü sivil ölümlerini sormuştur. İnsan Hakları İzleme Örgütü, NATO’ dan 8 ay süren askeri operasyonlarda sivillerin ölümüyle ilgili soruşturma başlatılmasını istemiştir. Raporda NATO operasyonlarında ne kadar sivilin öldüğü belirtilmiştir. NATO sözcüsü Oana Lungescu da operasyonlar sırasında ölen siviller konusunda ittifakın elinde sayı bulunmadığını ancak bu dönemde sivil kayıpların önlenmesi için her türlü önlemi aldıklarını bildirmiştir.  Libya Birleşmiş Milletler Temsilcisi İbrahim Dabbaşi, Reuters’a yaptığı açıklamada Libya savaşı sırasında 40 binden fazla Libyalının öldüğünü tahmin ettiklerini belirterek, bu ölümlerden Muammer Kaddafi’nin sorumlu olduğunu söylemiştir. Dabbaşi, Libya hükümetinin, NATO’dan sivil ölümlerine ilişkin soruşturma talebinde bulunmadığını, buna gerek olmadığını belirmiştir. Libyalı yetkili, yanlışlıkla bazı sivillerin öldürülmesinin muhtemel ve kabul edilebilir olduğunu da ifade etmiştir.[13]

İnsan hakları ihlali bakımından Kaddafi’nin ölümüne göz atarsak; Libya lideri Muammer Kaddafi bir kanalizasyon borusunda kıstırılarak öldürülmüştür. 1969’da beri sürdürdüğü iktidarı Arap Baharı ile devrilmiştir. Kaddafi’yi öldüren kurşunların kimden geldiği belirsizdir. Basının elindeki görüntülerde Kaddafi’nin linç edildiğini apaçık gösterilmiştir. Canlı ele geçirilen “Çöl Tilkisi” lakaplı Kaddafi  önce linç edilmiş, sonra cesedi yerlerde sürüklenmiş ve tekmelenmiştir. Batılı ülkelerin gazete ve televizyonlarında bu görüntüler defalarca döndürülmüş, mozaiklenmeye dahi gerek duyulmamıştır.[14]

Bir taraftan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi’nin hangi koşullarda öldüğüyle ilgili soruşturma yapılması gerektiğini belirtmiştir. Ardından BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Pubert Colville, Kaddafi’nin canlı yakalandığı ve daha sonra öldüğünü gösteren amatör videoların çok rahatsız edici olduğunu söylemiştir.  Ayrıca Colville Libya’daki insan hakları ihlallerini araştıran Birleşmiş Milletler Kurulu’nun bu ölümü soruşturacağını belirtmiştir.[15] Ayrıca devrik liderin eşi Safiye Kaddafi’de eşinin öldürülmesiyle ilgili Birleşmiş Milletler’den soruşturma yapmasını istemiştir.

Ulusal Geçiş Konseyi artan uluslararası baskı üzerine, Kaddafi’nin ölümünün soruşturulacağını açıklamıştır. Öte yandaş insan hakları örgütleri tarafından Kaddafi yandaşlarına katliam yapıldığını öne sürmüştür. İnsan Hakları İzleme Örgütü yetkilileri Sirte’ de cesetleri bulunan 53 kişinin Kaddafi karşıtı kişilerce katledildiğini öne sürmüştür. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hazırladığı raporda insanların kollarına plastik bantlarla bağlanarak infaz edildiği belirtilmiştir. Rapora göre, ölenlerin Kaddafi yanlısı kişiler oldukları tespit edilmiştir. Bunun üzerine İnsan Hakları İzleme Örgütü, Ulusal Geçiş Konseyi’ne bu katliama yönelik bir soruşturma yapılması çağrısında bulunmuştur.[16]

Uluslararası Af Örgütü ise “Dünyada İnsan Hakları Durumu” raporlarında  Libya’ya da yer vermiştir. Albay Muammer Kaddafi’nin “sıçanlar” diye bahsettiği protestocuları yok etmeye yemin etmişçesine karşılık verdiğini belirtmiştir. Kaddafi ve oğlu Saif El-İslam’ın rejime ihanet ettiklerini düşündükleri herkese savaş ilan etmişlerdir. Kaddafi Ekim ayında gözaltındayken öldürüldüğünde, ona bağlı güvenlik güçleri yakaladığı binlerce muhalif aktiviste ve diğer tutuklulara işkence etmiştir. Yüz binlerce insan kitlesel yerinden edilmelerle çatışmalardan kaçmıştır. Libya’da istikrarsızlık halen sürmektedir. Geçici Ulusal Konsey işkenceleri, yargısız infazları, farklı misilleme yöntemlerini, zorla yerinden etmeleri ve genel anlamda ülkeyi kontrol altında tutamamaktadır. Ayrıca raporda Kaddafi’nin, ülke genelinde gazeteciler, yazarlar, internet aktivistleri ve göstericiler de dahil olmak üzere muhalif olduğu düşünülenleri zorla kaybedilmesine yönelik geniş bir kampanya yürütmiştür.

Değerlendirme

Yıllardır demokrasiye ve özgürlüğe aç olan, zengin petrol kaynaklarına sahip olmalarına rağmen fakir olan Ortadoğu, Tunuslu bir gencin bedeninde yanan alevden yangın yerine dönmüştür. Bu ülkelerde 2012’ye gelmemize rağmen yeni yeni demokrasi ve insan hakları hareketlerinin geldiğini görmekteyiz. Örneğin; Bahreyn’de ilk defa serbest seçimler düzenlenmiş, kadınlara seçme, seçilme hakkı verilmiş olduğunu görmekteyiz. Neden böyle olduğunu düşündüğümüzde sırayla devrilen diktatörlerin rejimlerini görmek hiç de zor olmamaktadır. Arap Baharı etkisi ile Mısır, Libya ve Tunus’ta binlerce siyasi tutuklu serbest bırakılmış ve ifade özgürlüğünün sınırları genişletilmiştir. Ancak önceki rejimler altında yaşanan ihlaller, işkence, göstericilere karşı aşırı güç kullanımı ve ifade özgürlüğü üzerindeki sınırlamalar devam etmiştir. Ayrıca bölgede kadınlara karşı ayrımcılık da devam etmiştir. İran, Irak, Suudi Arabistan ve Yemen’de gerçekleşen infazların sayıları da artmıştır.

Süreç sancılı da olsa Arap Baharı bazı ülkelere demokrasi, insan hakları getirse de bu sürecin kanlı olduğu ve insan hakları elde etmeye, insan hakları ihlal etme ile ulaşıldığı gerçeğini değiştirmez. Gerçek değişim-dönüşümlerin devrimler ya da evrimler yoluyla olup olmayacağı siyaset bilimi ve sosyolojide önemli bir tartışma konusudur. Arap Baharı göstermiştir ki, devrimler şiddetli, kanlı, olumsuz olaylardır ve sağlıklı demokratik dönüşümler yavaş yavaş toplumun içselleştirerek yeni haklar kazanmasıyla olabilir.

 

Yıldız ÇELİKTAŞ/UPA Uludağ Üniversitesi Temsilcisi

 

KAYNAKÇA

– Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Raporu, Erişim Adresi: http://www2.ohchr.org/english/bodies/hrcouncil/docs/17session/A.HRC.17.27_en.pdf, Erişim Tarihi: 4 Ağustos 2012.

– Bir Yılın Ardından Tunuslular Hala İnsan Hakları Konusunda Reform Bekliyor, Erişim Adresi: http://www.amnesty.org.tr/ai/node/1831, Erişim Tarihi: 3 Ağustos 2012.

– BM: Kaddafi’nin Linç Edilmesi Soruşturulsun, Erişim Adresi: http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=23432&haberBaslik=BM:%20Kaddafi%E2%80%99nin%20lin%C3%A7%20edilmesi%20soru%C5%9Fturulsun&action=haber_detay&module=nuce, Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.

– Dünya,  Kaddafi’nin Linç Edilmesini Sevdi., Erişim Adresi: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1067228&CategoryID=81, Erişim Tarihi: 5 Ağustus 2012.

– Kaddafi’nin Ölümü Savaş Suçu Sayılabilir, Erişim Adresi: http://www.cnnturk.com/2011/dunya/12/16/kaddafinin.olumu.savas.sucu.sayilabilir/640732.0/index.html, Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.

– Kaddafi’nin Ölümü Soruşturulacak,  Erişim Adresi: http://www.dw.de/dw/article/0,,15483964,00.html, Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.

– İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Erişim Adresi: http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/203-208.pdf, Erişim Tarihi: 31 Temmuz 2012.

– Mısırlı Muhalif Genç Uyuşturucudan Ölmemiş, Erişim Adresi: http://dunya.milliyet.com.tr/misirli-muhalif-genc-uyusturucudan-olmemis/dunya/dunyadetay/07.07.2011/1411334/default.htm, Erişim Tarihi 4 Ağustos 2012.

– Mısır Sokaklarında Kimler Var?, Erişim Adresi: http://www.ozgundurus.com/Haber/Haber-Analiz/09022011/Misir-sokaklarinda-kimler-var.php, Erişim Tarihi: 4 Ağustos 2012.

– Model Birleşmiş Milletler Türkiye 2012 Araştırma Raporu, Erişim Adresi: http://www.mbmtr.com/wp-content/uploads/2011/05/Kuzey-Afrika-ve-Ortado%C4%9Fu%E2%80%99daki-halk-ayaklanmalar%C4%B1nda-i%C5%9Flenen-insanl%C4%B1k-su%C3%A7lar%C4%B1.pdf, Erişim Tarihi:  4 Ağustos 2012.

– Tunus İsyanı:Arapların Devrim Ateşini Yakması, Erişim Adresi: http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201227_veysell.pdf, Erişim Tarihi:01 Ağustos 2012.

– Tunus’taki Seçimler, ”Arap Baharı” İçin Umut Verdi, Erişim Adresi: http://www.haberturk.com/dunya/haber/683060-tunustaki-secimler-arap-bahari-icin-umut-verdi,  Erişim Tarihi: 2 Ağustos 2012.

– Tunus’ta Eski Rejimin Şiddet Algısı Sürüyor, Erişim Adresi: http://www.haber7.com/ortadogu/haber/876762-tunusta-eski-rejimin-siddet-algisi-suruyor, Erişim Tarihi: 3 Ağustos 2012.

– Uluslararası Af Örgütü 2011 Dünya Raporu, Dünyada İnsan Haklarının Durumu, Erişim Adresi: http://files.amnesty.org/air11/air_2011_full_tu.pdf, Erişim Tarihi: 04 Ağustos 2012.

– Uluslararası Af Örgütü Raporu 2012, Dünyada İnsan Haklarının Durumu, Erişim Adresi: http://files.amnesty.org/air12/air_2012_full_tu.pdf, Erişim Tarihi: 04 Ağustos 2012.

– Uluslararası Af Örgütü 2012 Raporu, Dünyada İnsan Haklarının Durumu, Erişim Adresi: http://files.amnesty.org/air12/air_2012_full_tu.pdf, Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.


[1] İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi,  http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/203-208.pdf, Erişim Tarihi: 31 Temmuz 2012.

[2] Zeynel Abidin Bin Ali, http://tr.wikipedia.org/wiki/Zeynel_Abidin_Bin_Ali, Erişim Tarihi: 2 Ağustos 2012.

[3] Veysel Ayhan, Tunus İsyanı:Arapların Devrim Ateşini Yakması, Erişim Adresi: http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201227_veysell.pdf, Erişim Tarihi:01 Ağustos 2012.

[4] Tunus’taki Seçimler, ”Arap Baharı” İçin Umut Verdi, Erişim Adresi: http://www.haberturk.com/dunya/haber/683060-tunustaki-secimler-arap-bahari-icin-umut-verdi, Erişim Tarihi: 2 Ağustos 2012.

[5] Tunus’ta Eski Rejimin Şiddet Algısı Sürüyor, Erişim Adresi: http://www.haber7.com/ortadogu/haber/876762-tunusta-eski-rejimin-siddet-algisi-suruyor, Erişim Tarihi: 3 Ağustos 2012.

[6] Bir Yılın Ardından Tunuslular Hala İnsan Hakları Konusunda Reform Bekliyor, Erişim Adresi: http://www.amnesty.org.tr/ai/node/1831, Erişim Tarihi: 3 Ağustos 2012.

[7] Mısırlı Muhalif Genç Uyuşturucudan Ölmemiş. Erişim Adresi: http://dunya.milliyet.com.tr/misirli-muhalif-genc-uyusturucudan-olmemis/dunya/dunyadetay/07.07.2011/1411334/default.htm, Erişim Tarihi 4 Ağustos 2012.

[8] Mısır Sokaklarında Kimler Var?, Erişim Adresi: http://www.ozgundurus.com/Haber/Haber-Analiz/09022011/Misir-sokaklarinda-kimler-var.php  , Erişim Tarihi: 4 Ağustos 2012.

[9] Uluslararası Af Örgütü 2011 Dünya Raporu, Dünyada İnsan Haklarının Durumu, Erişim Adresi: http://files.amnesty.org/air11/air_2011_full_tu.pdf, Erişim Tarihi: 4 Ağustos 2012.

[10] Model Birleşmiş Milletler Türkiye 2012 Araştırma Raporu, Erişim Adresi: http://www.mbmtr.com/wp-content/uploads/2011/05/Kuzey-Afrika-ve-Ortado%C4%9Fu%E2%80%99daki-halk-ayaklanmalar%C4%B1nda-i%C5%9Flenen-insanl%C4%B1k-su%C3%A7lar%C4%B1.pdf, Erişim Tarihi:  4 Ağustos 2012.

[11] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Raporu, Erişim Adresi: http://www2.ohchr.org/english/bodies/hrcouncil/docs/17session/A.HRC.17.27_en.pdf, Erişim Tarihi: 4 Ağustos 2012.

[12] Uluslararası Af Örgütü Raporu 2012,Dünyada İnsan Haklarının Durumu, Erişim Adresi: http://files.amnesty.org/air12/air_2012_full_tu.pdf  , Erişim Tarihi: 04 Ağustos 2012.

[13] Kaddafi’nin Ölümü Savaş Suçu Sayılabilir. http://www.cnnturk.com/2011/dunya/12/16/kaddafinin.olumu.savas.sucu.sayilabilir/640732.0/index.html , Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.

[14] Dünya, Kaddafi’nin Linç Edilmesini Sevdi http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1067228&CategoryID=81, Erişim Tarihi: 5 Ağustus 2012.

[15] BM: Kaddafi’nin Linç Edilmesi Soruşturulsun. http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=23432&haberBaslik=BM:%20Kaddafi%E2%80%99nin%20lin%C3%A7%20edilmesi%20soru%C5%9Fturulsun&action=haber_detay&module=nuce, Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.

[16] Kaddafi’nin Ölümü Soruşturulacak , http://www.dw.de/dw/article/0,,15483964,00.html , Erişim Tarihi: 5 Ağustos 2012.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.