Bugün (6 Ocak 2013), yaklaşık 1 senedir isyancılarla yönetime bağlı kuvvetler arasında bir iç savaşın yaşandığı Suriye’nin Devlet Başkanı Beşar Esad, 7 ay sonra halkın karşısına geçerek televizyonlardan canlı yayınlanan önemli bir konuşma yaptı. Dünyadan birçok önemli basın-yayın kuruluşunun canlı yayınladığı bu konuşmayı Türkiye’den hiçbir televizyon kanalının yayınlamaması ise dikkat çekiciydi. Şam Opera Salonu’nda coşkulu bir kalabalığa yaklaşık 35 dakika süren bir konuşma yapan Esad’ın Suriye’de yaşanan olaylar ve çözüm planıyla ilgili neler söyledikleri önemliydi.
“Kanımız canımız Beşar’a feda” ve “Ebu Hafız” (Hafız’ın oğlu) sloganları arasında konuşmasına başlayan Esad, öncelikle Suriye’de yaşanan olayların tamamen dış kaynaklı olduğu konusundaki görüşlerini devam ettirerek şunları şöyledi; “Acının Suriye’nin dört bir yanına yayıldığı bugünlerde bir araya geldik. Suriye sokaklarında güvenlik kalmadı. Ama acıdan umut doğdu. Suriye benzersiz bir saldırıyla karşı karşıya. Suriye’yi korumak için bu saldırıyla yüzleşmeliyiz. Hep birlikte Suriye’yi savunmalıyız. Suriye’de çatışma halk ile katiller arasında, savaş ulusumuz ile düşmanları arasında. Onlar buna “devrim” diyor ama bunun devrimle bir alakası yok. Devrim dışarıdan gelmez… İsyancılar bir avuç hayduttan başka bir şey değiller. Dışarıdan gelen radikaller teröristlere liderlik ediyor. Biz bu radikal cihatçılarla savaşıyoruz. Bunların çoğunluğu Suriyeli değil, El Kaide bağlantılı. Radikaller Suriye’yi bir “cihat ülkesi”ne dönüştürmek istiyor. İsyancıları yenmek imkansız değil. İsyancları destekleyerek Suriye’yi bölmek ve zayıflatmak için bölgesel bir plan var. Batı direnişe zarar vermek için Suriye’de olan biteni istismar etmek istiyor”.
Suriye’de yaşanan olaylara daha farklı yaklaşan Rusya Federasyonu, İran İslam Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne teşekkür de eden Esad konuşmasını şöyle sürdürdü; “Batı direnişe zarar vermek için Suriye’de olan biteni istismar etmek istiyor. Ben Rusya, İran ve Çin’e destekleri için teşekkür ediyorum. Sürgündeki muhalefet de Suriye’ye yönelik saldırıların bir parçası. Yabancıların saldırılarını püskürtmek amacıyla topyekun bir savaş halindeyiz. Reformlar ve terörle mücadelenin bir arada yürümesi gerekiyor. Siyasi diyalog kurmak istedik ama karşımızda bir muhatap bulamadık. Biz kuklalarla [Suriye muhalefeti] değil kuklaları oynatanlarla [Batı] diyalog kurmak istiyoruz. Batı diyalog kapısını kapattı. Ülkelerini yabancılara satmayanlarla müzakereleri sürdürürüz”.
Esad’ın çözüm planı konusundaki görüşleri ise şöyleydi; “Yabancılar teröristleri silahlandırmaya son verirse, ordumuz da askeri operasyonları durdurur. Ardından bir “ulusal diyalog konferansı” kurulur ve Suriye’nin birliğini sağlayacak bir ulusal metin kaleme alınır. Bu metnin bir referandumla onaylanması gerekir. Ardından geniş kapsamlı katılımla kurulacak bir hükümetle seçimlere hazırlık yapılır. Bu siyasi çözüm planı kapsamında bir genel af da yer alacak. Ancak bu plan terörle mücadeleye bir son verilmesi anlamına gelmiyor. Geçişin “anayasal kanallar” aracılığıyla [seçimler] gerçekleşmesi gerekiyor. Suriye kendisine verilen tavsiyeleri dinler ama kimseden emir almaz. (İktidardan çekileceği ya da yapılacak seçimlerde aday olmayacağı iddialarına yanıt olarak) Benim 2014’te iktidarı bırakmam amacıyla uluslararası bir plan hazırlandığı haberleri rüyadan öte şeyler değildir”.
Kaynak: Hürriyet
