18 Şubat 2013 tarihinde Ermenistan’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Ermenistan, diğer BDT ülkeleriyle kıyasla daha demokratik bir ülke olarak nitelendirilmektedir. Buna rağmen seçim sürecinde seçimlere gölge düşüren birçok olay yaşanmıştır. Nitekim adaylardan biri daha seçim öncesinde yarıştan çekilmiş, ikincisi açlık grevi başlatmış, üçüncüsü oy kullanmayacağını açıklamış, dördüncüsü silahlı saldırıya uğramış, beşincisinin ise dördüncüye silahlı saldırıda bulunma suçuyla tutuklanması beklenmektedir. Diğer adaylar ise daha seçim başlamadan seçimlere hilenin karıştırıldığını ileri sürmüşlerdi. Ermenistan’ın diğer BDT ülkeleriyle kıyasla daha demokratik bir ülke olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda fıkraya benzeyen bu durum, BDT ülkelerinde demokratikleşme sürecinin çok yavaş geliştiği sonucuna varmamızı sağlamaktadır.(1)
Serj Sarkisyan Ermenistan başkanlık seçimini ilk turda oyların % 58’ini alarak kazanmıştır. Sarkisyan’ın bu başarısının başlıca nedeni seçimlere kendisine ciddi bir rakip olabilecek kişilerin katılmamış olmasıdır. Gerçekten de, Ermenistan’ın birinci Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan, olasılıkla 8 ay kadar önce yapılan parlamento seçimlerinde partisinin başarısızlığının etkisi altında başkanlık seçimleri için adaylığını koymamıştır. Partisinin Parlamento seçimlerindeki büyük başarısı nedeniyle başkanlık seçimlerinde aday olacağına kesin gözle bakılan Müreffeh Ermenistan Partisi’nin Başkanı ve zengin iş adamı Tsarukyan ise, Başkan Sarkisyan’la görüştükten sonra aday olmayacağını açıklamıştır.(2) Eski Cumhurbaşkanı Ter-Petrosyan’ın aday olmaması ve aşırı milliyetçi parti Taşnaksütyun Partisi’nin seçime katılmaması Cumhurbaşkanı Sarkisyan ile bir pazarlık yaptıkları şüphesini doğurmuştur. Seçimin iddialı adayı Dışişleri eski Bakanı Raffi Hovhannisyan % 36,75 oy alarak ikinci gelmiştir. Hovhannisyan ve diğer adaylar seçimde hile yapıldığı, seçmenlere para dağıtıldığı, devlet memurlarına işten atılma tehdidi yapılarak oy toplandığı, devletin araçlarıyla seçmenleri taşıdıkları gibi ciddi suçlamalar yapmışlardır. Ama çabalar nafile zira Rusya Devlet Başkanı Putin ve Batılı ülke liderleri yeni Cumhurbaşkanı’nı arayarak kutlamışlardır. Rusya ve Batılı ülkeler Ermenistan’da bir sorun ve belirsizlik istememektedirler. Demokrasinin olmadığı ve hukuk devleti sisteminin işlemediği bir ülke olmasına rağmen Batılılar hem Rusya’yı rahatsız etmemek, hem de Hıristiyan bir ülkede kargaşa olmaması için her türlü olumsuzluğa rağmen Rusya destekli Sarkisyan’ın her türlü hilesine göz yummuşlardır.(3)
Sarkisyan’ın bütün çabalarına rağmen birinci dönemi pek parlak geçmemiştir. Ülkenin en büyük sorunu işsizlik ve ekonomik dar boğazdır. Ermenistan denize açılımı olmayan, yer altı ve yer üstü zenginliği bulunmayan, sanayi ve teknolojiden nasibini almamış bir ülkedir. 29.743 kilometrekarelik bir yüz ölçümü ve 3 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusunun 1 milyona yakını aynı zamanda başka ülkelerin vatandaşıdır ve orada yaşamaktadırlar. 1 milyonun üzerinde Ermeni de, başta Rusya ve Türkiye olmak üzere ailesini besleyebilmek için yurt dışında çalışmaktadır. Ermenistan’ın en önemli gelir kalemi yurt dışında çalışan Ermeniler ile diaspora Ermenilerinin gönderdikleri dövizlerdir. Toplam gayrisafi milli hasılası yıllık yaklaşık 17 milyar, ithalatı 2,5 milyar, ihracatı ise 1,5 milyar dolar olan ülkede halkın % 70’e yakınının geliri yoksulluk seviyesinin altındadır. Aylık gelirleri yaklaşık 15 dolar civarındadır. Ortalama devlet memuru aylığı ise 50 dolar kadardır. Bir başka ifadeyle tipik bir Afrika ülkesi görünümündedir.(4) Sarkisyan’ın yeni iş sahaları ve kalkınma ekonomisi propagandası halka inandırıcı gelmemektedir. Zaten politikacıların en fazla üzerinde durduğu konular, rüşvetin ve kayırmacılığın kaldırılacağı, Türkiye ile sınırlarının açılacağı Batılı ülkelerin yatırımlarının çekileceği ve Batı ile entegre olunacağı gibi vaatlerdir. Ermenistan’ın iç istikrarsızlığı, ekonomik yetersizliği ve dış politikadaki yetersizliği halkının devletine olan güvenci azaltmıştır.
Sarkisyan’ın Değişmeyen Dış Politika Hamleleri
Ermenistan seçimlerinin galibinin Sarkisyan olması nedeniyle gerek iç politikada, gerek dış politikada keskin bir değişimden bahsetmek mümkün değildir. Ermenistan’ın yakın dostu Rusya ile yakın ilişkiler devam edecek ve askeri ve ekonomik alanda yeni gelişmelere gebe bir Rusya merkezli dış politika mümkün olduğunca devam edecektir. Ermenistan’ın Türkiye ile münasebetlerinde bir değişimden bahsetmek ise mümkün gözükmemektedir. Ancak bunun sebebi sadece Sarkisyan değildir. Türkiye’nin gerek iç politikası, gerekse de dış politikası günümüzde çok yoğundur. Yeni anayasa çalışmaları, Ankara’nın Suriye politikası vb. Daha önemli konular hükümeti yeterince ciddi şekilde meşgul etmekte ve Türkiye’de yaklaşan seçim faktörünü de unutmamak gerekmektedir, Türkiye-Ermenistan diyaloğunun başlama ihtimali şu an da imkansız gibidir. Kaldı ki gerek Türkiye-Ermenistan münasebetleri, gerekse de Yukarı Karabağ meselelerinde Rusya, Ermeni diasporası ve Batı gibi faktörleri de unutmamak gerekmektedir. Dolayısıyla kısa vadede Türkiye-Ermenistan münasebetlerinde bir değişikliğin gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir.(5)
Hovhannisyan’ın seçimleri kazanması ise bu konularda bir takım değişikliklerin yaşanmasına neden olabilirdi. Aynı zamanda ABD vatandaşı da olan Hohvannisyan hiç şüphesiz, dış politikada Rusya’nın yanı sıra diğer küresel güçlerle de işbirliğini arttırır ve belki de Türkiye ile münasebetlerle Yukarı Karabağ meselesinde de bir takım değişiklikler yaşanabilirdi. Nitekim Rus basınında bundan sonraki süreçte Rus hükümetinin Rusya’nın çıkarlarını korumak amacıyla Hohvannisyan ve benzeri siyasetçilerle de görüşmesi gerektiğine dair tavsiyelere rastlamak mümkündür.(6)
Sonuç
Görüldüğü üzere Ermenistan seçimleri sonucunda bu ülke siyasetine egemen olan güvenlikçi ve çatışmacı anlayışın sürekliliğinde herhangi bir değişim yaşanmamıştır. Yeniden devlet başkanlığına oturan Serj Sarkisyan önümüzdeki dönemde de Dağlık Karabağlı siyasetçiler, ordu, statükocu bürokrasi, Ermeni Kilisesi ve diaspora Ermenilerinin oluşturduğu ve Rusya tarafından da hararetle desteklenen koalisyonun yürütücüsü olmaya devam edecektir.(7) Sarkisyan’ın dış politikadaki tutumu aynen devam edecektir, özellikle Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkiler noktasında varmak isteyeceği konum ise gerek derin Ermenistan diasporası, gerek Rusya tarafından engellenecektir.
Ali KOCA/UPA Yalova Üniversitesi Temsilcisi
DİPNOTLAR
(1) Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov), “Ermenistan’daki Seçimlerin Ardından”, Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM), 2013.
(2) Ömer Engin LÜTEM, “ERMENİSTAN’DA BAŞKAN SEÇİMİ”, Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM), 2013.
(3) Haydar Çakmak, “Ermenistan seçimleri ve yansımaları”, Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM), 2013.
(4) Haydar Çakmak, “Ermenistan seçimleri ve yansımaları”, Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM), 2013.
(5) Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov), “Ermenistan’daki Seçimlerin Ardından”, Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM), 2013.
(6) Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov), “Ermenistan’daki Seçimlerin Ardından”, Kafkas Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM), 2013.
(7) Dr. Göktürk TÜYSÜZOĞLU, “Ermenistan Seçimleri: Doğu Cephesinde Değişen Bir Şey Yok”, Uluslararası Politika Akademisi (UPA), 2013.