VENEZUELA’DAN BİR DEVRİMCİ GEÇTİ

upa-admin 06 Mart 2013 4.826 Okunma 0
VENEZUELA’DAN BİR DEVRİMCİ GEÇTİ

2011 yılında Venezuela’da konut projesi alan bir Türk inşaat firmasının internetteki iş ilanına başvurmuştum. Mülakata gittiğimde bana sordukları bu işi neden istediğim sorusuna karşılık söylediğim ilk şey, “Chavez’in ülkesini ve sosyalizmini tanımak istiyorum” olmuştu.

2012 yılında bu firmanın Caracas’a komşu Vargas eyaletindeki konut inşaatında İspanyolca tercümanı olarak görev aldım. Bu, Hugo Chavez’in başlattığı Gran Mision Vivienda adlı sosyal program çerçevesinde tamamlanacak olan 1.500 konutluk bir inşaat projesiydi. Devlet bu program kapsamında yoksullar için ülkenin dört bir yanında toplu konutlar inşaat ettirip bunları kendilerine ücretsiz teslim ediyordu.

Bizim projemizin gerçekleştirildiği yer, 1999 yılında 30.000 insanın hayatını kaybettiği dev bir sel felaketine tanık olmuştu. Karayip kıyısındaki Vargas’ta yaşanan bu felakette eyaletin % 60’ı yok olmuş ve binlerce Venezuelalı evlerini kaybetmişti. Afetten etkilenen çok sayıda kişi bu zamana kadar akrabalarının yanında veya gecekondularda yaşamaktaydı. Başkent Caracas gibi burası da sayısız gecekondunun olduğu bir bölgeydi. Proje sayesinde Chavez pek çok evsizi kendi evlerine kavuşturacaktı. Vargaslılar Chavez’e şükrediyorlardı.

Öte yandan, iş icabı gittiğim birçok yerde bana Chavez’in nasıl olup da kendi ödedikleri vergiyle ‘çalışıp vergi vermeyen, parasını eğlenceye harcayan’ insanlara bu kadar iyi nitelikteki evleri bedavaya verdiğinden yakınıyorlardı. Bizim inşa ettiğimiz konutlar, birçok Venezuelalı’nın gıpta ile baktığı, hatta kıskandığı bir görüntüye sahipti. Gerçekten ben de o ülkenin hiçbir yerinde böyle bir konut sitesi görmemiştim. Fakat bazılarına göre, ülkenin güvenlik gibi onca sorunu varken nasıl oluyor da devlet bunca parayı buralara harcıyordu!

Bu itirazlar, ülkede Chavez’in ‘devrim çanlarını’ çalmaya başladığından beri süregelmekteydi. İnşatta çalışan Venezuelalı işçilere zaman zaman kulak verdiğimdeyse, çok büyük bir çoğunluğu Chavez sayesinde hayatlarının değiştiğini, artık kendilerine yetecek gelirlerinin ve başlarını sokacak evlerinin olduğunu söylüyorlardı. Hepsi de geniş sendikal haklara sahiplerdi. Onlara göre Chavez’le birlikte sosyal hayatta da sınıf atlamışlardı. Öyle ki, eskiden gecekondularda yaşayanların şehir merkezine bile inemedikleri iddia ediliyordu.

Şu bir gerçek ki, Chavez gerçekten de fakir halkın umudu olmuştu. Ülkedeki yoksulluk oranı göreve geldiğindeki yüzde 60’lardan yüzde 30’lara kadar gerileyebilmişti. Her ne kadar bir yandan ABD’ye kafa tutuyor, bir yandan da petrolünü onlara satıyor olmasıyla eleştirilse de, Chavez bundan elde ettiği gelirin büyük çoğunluğunu yıllarca ezilen halkı için harcamıştı.

Hugo Chavez’in kendisi de köylü ve yoksul bir ailede dünyaya gelmişti. Büyükannesi bir yerli, büyük dedesi bir siyahi, annesiyse bir beyazdı. Bu harmandan gelen ona göre ülkesinde tek bir sınıf olmalıydı: vatandaş.

Chavez küçükken okuma yazmayı, Tricolor dergisinde Bolivar’ın, Miranda’nın devrim hikayelerini anlatan tarih sayfalarına bakarak öğrenmişti. Askeri okulun kapısından çıkarken bir elinde tüfeği, diğerinde Che’nin kitabı vardı. Ona göre Hz İsa bile büyük bir devrimci, hatta örnek alınacak bir sosyalistti. İyi bir ressam, tutkulu bir beysbol oyuncusu olsa da, Chavez’in hayatında devrim her şeyden önce gelirdi.

Chavez’le geçen 14 yıllık sürecin Venezuela’nın siyaset sahnesinde en çok hatırlanan dönemlerden birisi olacağı kesin. Onu her zaman yolundan gitmek için uğraş verdiği Simon Bolivar’ın yanına uğurlarken Venezuela halkının kendisini andığı ifadeyle selamlayalım:

PA’LANTE COMANDANTE CHAVEZ!

Hugo Chavez’in 2012 yılında Türklerin Vargas’taki konut inşaatını ziyareti

Kıvanç SAĞIR

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.