Başkent Erivan’ın Gümrük Birliği’ne girme kararını uzmanlar tahlil ediyorlar. Bazı analitik merkezlerin kanaatine esasen, bu adım bölgedeki süreçleri tamamen olumsuz etkileyecektir. Yeni çelişkiler ortaya çıkabilir. Bölge devletleri arasında ilişkilerde belirsizliklerin artması bekleniyor. Bunların fonunda ise büyük devletlerin jeosiyasi mücadelesi daha keskin nitelik kazanabilir.
Bölge Zor Bir Seçim Karşısında
“Stratfor”un öngörüsüne esasen, Ermenistan’ın Gümrük Birliği’ne üye olması Kafkasya’nın jeosiyasi manzarasını değişecek. Bu analitik merkez meseleye Gürcistan, Rusya ve Ermenistan ilişkileri düzleminde yaklaşıyor. Başkent Erivan’ın bu kararı iki faktörü etkileyecek. Öncelikle Ermenistan’ın AB yolu kapanıyor. İkincisi, bu adım Gürcistan’ı Rusya’yla yakınlaşmaya tahrik edebilir. Sonuçta, bölge Moskova’nın önerdiği Avrasya Birliği modeline yöneliyor. Aynı zamanda, onun Batı’yla bütünleşme meselesi tehdit altına düşmüş olur (Bkz.: Stratfor : Вступление Армении в Таможенный союз изменит геополитику всего Кавказа / 1news.az, 9 Eylül 2013).
İtiraf etmek gerekiyor ki, ünlü beyin merkezinin bu tahminleri mantıklı görünüyor, çünkü Ermenistan yönetimi şimdiye kadar dışarıdan olan dikteye uygun hareket etmiştir. Erivan’ın Gümrük Birliği’ne dâhil olmasına ilişkin açıklamasının beklenmedik olması bu açıdan bir rastlantı değildir. Batılı ve Ermeni uzmanlar bunun Kremlin’in talebi, hatta tehdidine göre gerçekleştiğini vurguluyorlar.
Her halükarda sürecin hangi senaryoya uygun gerçekleştiği artık geride kalmıştır. Jeosiyasi açıdan gerçeklik şudur ki, Ermenistan’ın bu adımı tüm Güney Kafkasya’yı yeni bir çelişkiyle karşı karşıya bırakmıştır. Gürcistan Başbakanı Bidzina İvanişvili vurguladı ki, “herkes, Rusya ve Ermenistan da Avrupa Birliği üyesi olacak” (Bkz.: Иванишвили: Все будут в EС – и Россия, и Армения / Lragir.am, 10 Eylül 2013). Bu, başkent Tiflis’in Erivan’ın Gümrük Birliği’ne üye olması kararını doğru bulmadığını göstermektedir. O halde Gürcistan’la Ermenistan arasında jeosiyasi düzlemde fikir ayrılığının derinleşmesi ihtimalinin az olmadığı sonucuna varmak mümkündür. Burada üç hususa dikkat etmek gerekiyor.
Birincisi, Moskova Abhazya’dan geçen demiryolunu açma yönünde Tiflis’e baskılarını artırabilir. Gürcistan sözde buna itiraz etmese de, gerçekte hiçbir adım atmıyor. Bazı bilgilere esasen, Abhazya yönetimi de bu meseleye temkinli yaklaşıyor.
İkincisi, Batı başkent Tiflis’in demiryolunu açmakla ilgili Kremlin’e direnç göstermesini isteyecektir, çünkü Ermenistan’ın Rusya’yla ortak sınırının olmaması Gümrük Birliği projesini Erivan için hayli saçma hale getiriyor. Doğru, burada İran topraklarını kullanma seçeneği de mevcuttur. Fakat Tahran’ın şu anda durumunun belirsiz olduğu bilinmektedir. Batı istenilen anda bu rotaya zorluklar yaratabilir.
Üçüncüsü, hatta Ermeni uzmanlar Türkiye’yle kara sınırının öneminin arttığını belirtiyorlar. Fakat iki ülke arasında mevcut şartlar dâhilinde sınırların açılması mümkün değildir. Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmadıkça bu mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, Kremlin Erivan’ın Türkiye’yle hiçbir ilişki kuramayacağına emindir. Rusya’nın teklifini kabul etmek kalıyor.
Ermenistan medyasının yazdığına esasen, Rusya bu ülkenin demiryolu sisteminin gelişimi için 15 milyar dolar yardım ayırmaya söz verdi (Bkz.: Джеймс Акопян. Москва выдвинет новые требования Армении / Lragir.am, 11 Eylül 2013). Fakat bunun gerçekleşmesi olasılığı çok azdır, çünkü ülkenin demiryolu sistemi kapalıdır, onun Batı’ya çıkışı Türkiye aracılığıyla mümkün olabilir. Rusya yönünde ise Gürcistan engeli vardır. Bu nedenle Moskova’nın perspektifi olmayan bir işe sermaye koyması çok zor. Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor ki, Rusya Ermenistan’a baskısını artıracaktır.
Jeosiyasi Tehditler
Uzmanlar tüm bunların fonunda Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümü konusuna ayrıca dikkat ediyor. Ermeniler umuyorlar ki, Kremlin Karabağ’ı da Ermenistan’ın bir parçası olarak kabul edecek, ya da sözde “DKC”ni tanıyacak. Bunun belirtilerinden biri güya Rusya’nın Hankendi’ndeki havaalanını kullanması olacak (Наира Айрумян. Конкретные действия России в Карабахе / Lragir.am, 9 Eylül 2013). Hissedilir ki, Ermenistan’ın resmi dairelerine yakın olan medyada Dağlık Karabağ meselesi kullanılarak Erivan’ın Gümrük Birliği’yle ilgili attığı adıma yapay hak kazandırmaya çalışılıyor.
Bunların fonunda Batı’nın Dağlık Karabağ meselesini güncelleştirebileceği tahmin ediliyor. Argüman olarak başkent Erivan’ın güvenlik meselesinin onun için büyük önem taşıdığına işaret vermesini gösteriyorlar. Burada ise Ermenistan Karabağ’ı öne atıyor. Buradan Ermeni uzmanlar şöyle sonuç çıkarıyor ki, Batı’nın siyasi çevreleri Kafkasya’daki büyük ve küçük amaçlarına ulaşmak için her şeyden önce Dağlık Karabağ’a ilişkin yeni girişimlerde bulunacaklar. Bunun ilk belirtisi gibi ABD Başkanı B. Obama’nın Ermenistan ve Azerbaycan başkanlarına gönderdiği mektup gösteriliyor. Aynı zamanda, Washington’un James Warlick’i AGİT Minsk Grubu’na yeni eşbaşkan ataması esas getiriliyor.
Açıkça, Ermeniler telaş içindedirler. Başkent Erivan’ın aniden Gümrük Birliği’ne dâhil olma kararını alması onları şoka soktu. Öncelikle, onlar Batı’nın desteğini kaybetmekten korkuyorlar. Rusya’nın Avrasya bütünleşme modeline o kadar da inanmıyorlar. Onu demek gerekir ki, son zamanlarda Batılı siyasetçiler ve analistler de Moskova’nın Avrasya bütünleşmesi ve Gümrük Birliği’yle ilgili planlarının gerçekleşmesi olanaklarının zayıf olduğu hakkında sıkça fikirler söylüyorlar. Bunların fonunda Ermenistan toplumunda psikolojik apati artıyor.
Bölgenin jeosiyasi geleceği açısından ise daha önemlisi şudur ki, öne yeni çelişkiler çıkıyor. Oluşan şartlar kapsamında onların daha çok Ermenistan’la Gürcistan arasında gerilim yaratabileceği bekleniyor. Bu ihtimali Başbakan B. İvanişvili’nin son zamanlarda açıkça Batı yönüne ağırlık vermesi hakkında konuşması güçlendiriyor. Burada her şeyden önce bölgesel bütünleşme sürecine zarar verilebilineceğini vurgulamak mümkündür. İran’la bağlantılı durumun karmaşık kalması da ek belirsizlikler yaratıyor.
Tüm bunlardan şu sonuca varılabilir ki, Erivan düşünülmemiş bu adımıyla Güney Kafkasya’nın jeosiyasi kaderini soru altına attı. Batı’yla Rusya’nın bölgede nüfuz uğruna mücadelesine Çin’in attığı bir takım adımlar da eklenmiştir. Ermenistan’da siyasi çevreler düşünüyorlar ki, Pekin’in yatırımları ülkeyi Moskova’nın vaatlerinden kurtarabilir (Bkz.: Наира Айрумян. Китай спасет Армению от российских инвестиций? / Lragir.am, 10 Eylül 2013).
Aslında, bunlar Ermenilerin dost dedikleri Rusya’ya karşı güvensiz davranmasının belirtisidir. Aynı zamanda, hissedilir ki, onlar bölgedeki jeosiyasi rekabeti karmaşa hale getiriyor. Pekin’le ilişkileri başka bir büyük devlete karşı durma şeklinde sunarak süreçlere radikallik getiriyorlar. Ermenistan’ın bu yönde faaliyetini sürdürmesi genellikle Güney Kafkasya’da jeosiyasi manzarayı olumsuz etkileyebilir.
Ermenistan’ın Gümrük Birliği’ne dâhil olma konusunda ani bildirisi, buna kadar ise kendisini Avrupa’ya eğilimli ülke olarak götürmesi meydana yeni zorluklar çıkarmaktadır. Avrupa Birliği ve Amerika Erivan hakkında kötümser düşünceye kapıldılar. Bazı uzmanlar ise Ermenistan yönetiminin davranışını devletçilik açısından “utanç verici” olarak değerlendiriyor. Ancak esas mesele şudur ki, Güney Kafkasya bölgesi bu gibi “rezaletin” altından nasıl çıkacak?
Kaynak: Newtimes.az