TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI: “KOMŞULARLA SIFIR SORUN”DAN KAOSA DOĞRU

upa-admin 26 Eylül 2013 3.850 Okunma 0
TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI: “KOMŞULARLA SIFIR SORUN”DAN KAOSA DOĞRU

Arap coğrafyasında “bahar rüzgarları” esmeden önce Türkiye’nin dış politikasında “komşularla sıfır sorun” politikası büyük çabayla gerçekleştiriliyordu. Yunanistan’la Kuzey Kıbrıs ve 12 Ada sorununun çözülmesi için adımların atılması, iki ülkenin hava sınırı arasında savaş uçaklarının “köpek kavgası”nın önlenmesi, Ermenistan sınır kapılarının açılması ve diplomatik ilişkilerin kurulması, Suriye ile ilişkilerin düzene konması yönünde Türkiye Hükümeti çok yönlü dış politika gerçekleştiriyordu. Hatta Hükümet Suriye politikasında o kadar ileri gitmişti ki, her iki ülkenin Bakanlar Kurulu’nun ortak toplantıları bile yapılıyordu. Bu siyaset öncelikle sorunsuz şekilde gerçekleşse de, “Arap Baharı”nın başlamasından sonra Hükümetin Arap coğrafyasına yönelik “komşularla sıfır sorun” politikası iflas etti.

Libya’da iç karışıklığın silahlı çatışmaya geçişinden sonra ABD ve Avrupa’nın Libya’ya müdahale etmesine öncelikle karşı olan, sonra ise müdahalenin ateşli savunucusu rolünü üslenen Türkiye Hükümeti çelişkili dış ve güvenlik politikası uyguluyor.

Libya’da Kaddafi rejiminin devrilmesinden sonra Suriye’deki durum ön plana çıktı. Suriye’de karışıklığın yaşandığı ilk zamanlarda Türkiye Hükümeti Esad rejimini sert eleştirmese de, silahlı mücadelenin şiddetlenmesi ve Beşar Esad’ın konumunun zayıflamasından sonra Türkiye Hükümeti Esad rejimine karşı cephede yer alarak, silahlı müdahale edebileceğini bile ifade etti. Türkiye’nin Suriye ile sınırlarına yakın yerleşim merkezlerine birkaç kez top mermilerinin düşmesi, Reyhanlı terör olayının gerçekleşmesi durumu daha da ağırlaştırdı.

Türkiye Hükümeti Suriye’den kaçan 200 binden fazla insanı kabul ederek, onların temel sosyal ihtiyaçlarını karşılıyor. Elbette, insani açıdan bu takdire şayandır. Ama bölge basınında Türkiye’nin Esad rejimine karşı savaşan silahlı gruplara silah ve mali yardım etmesi hakkında çeşitli haberler de yayınlanmaktadır.

Türkiye hükümeti özellikle son zamanlarda Suriye’ye askeri müdahalenin tartışıldığı sırada bu müdahaleye desteğini açıkça belirtmektedir. ABD ve Rusya arasında çelişkiler ışığında Türkiye’nin ABD’nin planını desteklemesi Türkiye-Rusya ilişkilerine ciddi zarar verebilir. Türkiye’nin Suriye ile ortak sınırları vardır. Esad rejimini devirmek için Suriye’ye karşı herhangi askeri müdahale bölgede ciddi felaketin yaşanmasına neden olabilir. Yaklaşık iki milyondan fazla Suriye vatandaşının mülteci olması, terörist gruplaşmaların bölgede toplanmasıyla, selefi dini ve siyasi görüşünün bölgede yaygınlaşması durumu zorlaştıran etkenlerdir.

Esad rejiminin kimyasal silah kullanması suçlamaların sonra ABD ve müttefiklerinin askeri müdahale planı yeniden gündeme çıkarıldı. BM uzmanlarının kimyasal silahı hangi tarafın kullandığını kesinleştirmeden ABD’nin talebi ile Suriye’den geri çağrılması, ABD’de ve denetiminde olan uluslararası yayınlarda Esad’ın kimyasal silah kullandığının iddia edilmesi psikolojik savaş unsurlarından biridir. Bu iddiaların hiçbiri resmi olarak teyit edilmese de, ABD ve müttefikleri askeri müdahalenin kaçınılmaz olduğunu belirtiyordu. İngiltere ve İtalya’nın askeri müdahalede ABD’nin yanında olmayacaklarını bildirmesinden sonra ABD Hükümeti tek başına bu planı başarıyla tamamlayamayacağını anladı ve silahlı müdahale için Kongre’nin karar almasını talep etti.

ABD Hükümeti son birkaç gündür Esad rejiminin elinde bulunan kimyasal silahların kontrolünün uluslararası gözlem grubuna verileceği takdirde askeri müdahaleden imtina edebileceğini bildiriyor. İngiltere ve İtalya’nın bilinen kararından sonra ABD elbette ki, böyle bir müdahalenin sonuçlarından endişe ediyor. Aynı zamanda, bu konuda İran’ın da konumunu dikkate almamak doğru olmazdı.

Durumun bu tür kaotik olduğu bir zamanda Türkiye Hükümeti halen ABD’den Suriye’ye müdahale etmesini talep ediyor. Suriye’ye komşu olmayan İngiltere ve İtalya buna karşı çıktığı halde, silahlı müdahaleden en çok zarar görme ihtimali olan Türkiye’nin böyle bir politika uygulamaya çalışması anlaşılmazdır.

Türkiye’nin güvenlik ortamı bölgede istikrar ve huzurun korunmasını ve devam etmesini gerektiriyor. Hükümetin askeri müdahalede ısrar etmesi ise bir takım sorular yaratıyor. Hükümetin “Suriye’ye karşı herhangi bir şekilde silahlı müdahale olursa, o koalisyonda yer alırız” demesi hiç de mantıklı bir açıklama olarak kabul edilemez. Bu, bölgenin güvenlik mekanizmasını tamamen yok edebilir ve bölge uzun zaman istikrara kavuşmaz.

Türkiye Hükümeti Suriye’nin Türkiye’ye füze saldırısı yapma ihtimalini dikkate alarak, ABD’nin “Patriot” füzelerinin kendi topraklarına yerleştirilmesine izin verdi. Aslında Hükümet bu ihtimali en az olduğu bir zamanda gündeme getirerek, kamuoyunu yatıştırmaya ve özellikle de Rusya’nın baskılarını azaltmaya çalıştı. Elbette, Rusya buna ciddi itiraz etmese de, cevapsız bırakmayacak. Zira son zamanlarda bölge basınında Rusya’nın ABD’nin hava savunma sistemi ve “Patriot” füzelerine karşı Ermenistan’a “İskender” füze sistemi yerleştireceğine ilişkin haberler yayınlanmaktadır.

Ayrıca Türkiye’nin ekonomik gelişmesi önünde ciddi sorunlar oluşabilir. Bazı yorumcular savaşların devletlerin ekonomisine canlılık getirdiğini iddia ederler. Bu bir bakıma doğru olsa da, aslında ABD gibi süper gücün ekonomisi bundan yararlanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da devletlerin savunma endüstrisinin nasıl gelişmesidir. Neredeyse tüm silah ihtiyacını kendisi sağlayan ABD için Suriye’ye askeri müdahale onun silah donanımının yenilenmesi ve ekonomisinin canlanmasına destek verebilir. Ancak savunma sanayisi ABD’deki kadar güçlü olmayan Türkiye gibi ülkelerin Suriye’ye müdahaleden sonra ekonomisini canlandırması ihtimali oldukça azdır.

Türkiye Hükümetinin Orta Doğu politikası iflas etmiştir. Bölgede yaşanan sorunlara soğukkanlı tutum sergilenmemesi, güvenliğin oldukça kırılgan olduğu bir dönemde hükümetin Suriye’ye askeri müdahaleyi desteklemesi istikrarın ve barışın korunmasına hizmet etmiyor.

Dr. Hatem CABBARLI

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.