Türk Dış Politikası’nda, “El Kaide Sarmalı” yaşıyoruz. Bir yandan Suriye’deki “iç savaş” çerçevesinde, El Kaide’nin uzantısı El Nusra’ya gittiği savlanan silahlar ve yakalanan “tırlar” konuşulurken, bir yandan da ABD’nin finansal anlamda “kara listeye” aldığı, El Kaide’nin finansörü olarak iddia edilen Yasin El Kadı ve siyasal iktidarla yakın ilişkileri, Türk ve Batı medyasında konuşuluyor. 15-20 Kasım 2003’te İstanbul’u vuran örgüt, dış politikada bir “araç” mı, yoksa boşluktan yararlanan bir spektrumu mu işgal mi ediyor, belli değil…
Türkiye’deki pek çok tartışmada kafalar karışık. Suriye konusundaki geçmiş angajmanlar zihinleri bulandırırken, Irak-Suriye coğrafyasında Basra’dan Doğu Akdeniz’e uzanan geniş alanda “parça devletler”in oluşması, çok boyutlu bir istikrarsızlığın ortaya çıkması, kronik çatışmaların yaygınlaşması, bölgenin “kalbinin” dağılması olasılıkları parantezinde gündeme geliyor.
Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün tam da bu bağlamda, Irak-Suriye hattında “genişletilmiş bir Sünni İslam emirliği”, ya da “hilafet devleti” kurma amacı göze çarpıyor. İşin ilginç yanı IŞİD, El Kaide uzantısı olmakla birlikte, Suriye’deki El Kaide uzantısı El Nusra’ya operasyon düzenledi, 500’e yakın El Nusra militanı son günlerde hayatını kaybetti. IŞİD neden El Nusra’yı cezalandırdı? Zira El Nusra, başka bir İslamcı ağırlıklı yapıyla, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile ateşkes imzalamıştı. IŞİD, El Kaide’nin Afganistan’daki karargahlarından, bizzat Zevahiri’nin aracılığıyla 2013’te “yasaklanması”na rağmen, bu bölgede Zerkavi-Masri-1. ve 2. Bağdadi ile faaliyetlerini sürdürüyor.
Türkiye’de 14 Ocak 2014’te İHH’ya El Kaide bağlantısı zemininde yapılan baskınlar, ilgili polis müdürlerinin derhal işten el çektirilmesi, gözlerin fal taşı gibi açılmasına neden oldu. Sivil toplum temelinde gerçekten El Kaide’ye yardımlar gidiyor muydu? El Kadı, tüm bu denklemlerin neresinde? İHH’nin “Mavi Marmara”daki rolü anımsandığında, uluslararası alanda, işler karışıyor. Financial Action Task Force (FATF) raporlarında, terörün finansmanı konusunda, “gri” alanda bulunduğumuz anımsanırsa, zannederim “El Kaide sarmalı”nın, ulusal çıkarlarımız küresel müttefiklik ilişkilerimiz anlamında nereye gittiği sorusu, vahim bir noktaya doğru gidiyor.
Quo vadis?
Yrd. Doç. Dr. Deniz TANSİ