Amerikalı eski basketbol yıldızı Denis Rodman’ın Şubat 2013’ten itibaren Kuzey Kore ile ilgili gerçekleştirdiği “basketbol diplomasisi”, Washington-Pyongyang ilişkilerinin tahlilinde ilgi çeken noktaya dönüşmüştür. Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-Un’un Rodman’a olan sempatisi, onu ülkesine davet etmesi ve defalarca görüşmesi uluslararası alanda, özellikle ABD’de dikkatle izleniyor. Rodman’ın girişimi ile Kuzey Kore’de iki ülke sporcularının katılımı ile basketbol oyunlarının düzenlenmesi, ABD ile Çin arasında 1970’lerin “pingpong diplomasisi”ni hatırlatıyor. Aynı dönemde ABD ve Çin takımları arasında yapılan masa tenisi oyunları farklı ideolojik kutuplarda duran iki ülke arasında buzların erimesini hayli hızlandırmıştı.(1) Fakat “pingpong diplomasisi”nden farklı olarak, Rodman’ın “basketbol diplomasisi” tamamen başka yön aldı.
Belirtelim ki, Rodman’ın Kuzey Kore lideri ile görüşmesi başlangıçta Batı’da belli umutla karşılandı. Buna karşılık, Kuzey Kore Cumhurbaşkanı iki ülke basketbolcuları arasında yapılan oyunların halkların yakınlaşmasına ivme vereceği ile ilgili beklentilerini ifade etti. Bu görüşlere karşı soğukkanlı davranan başkent Washington ise vatandaşlarının bireysel olarak Kuzey Kore’ye seferlerine itiraz etmediğini bildirmekle yetindi.(2)
Fakat Rodman hiç de ABD kamuoyunun umutlarını doğrultamadı. Batılı uzmanlar onun “basketbol diplomasisi”nden daha çok Kuzey Kore liderinin yararlandığını düşünüyorlar. Anlaşılan, bu endişe acımasız yönetim özellikleri ile tanınan totaliter rejim yöneticisinin hem de çılgın basketbol tutkunu olması, statü bakımından kendisinden hayli düşük olan ABD’li sporcuya karşı aşırı samimi davranması sonucunda dünya kamuoyunun gözünde yaratabileceği çelişkili imajı ile ilgilidir.
Öte yandan, ABD’deki çevrelerin, hem de basının beklentilerinin aksine, Rodman Kim Jong-Un’la olan yakın kişisel ilişkilerinden Kuzey Kore liderini ülkesinde insan haklarının durumu, nükleer politikası ve hapiste tutulan ABD vatandaşının kurtarılması konularında etkilemeye çalışmadı. Bu ise Rodman’ın üstlendiği misyonun etkililiğine şüpheleri artırdı.
Rodman’ın Kuzey Kore liderine olan hayranlığı onun 2014 yılının başlangıcında bu ülkeye olan dördüncü gezisi zamanı daha kabarık kendini gösterdi. Kuzey Kore liderine bir kez beğenisini ifade eden eski sporcu hatta bu ülkede 15 yıl hapis cezasına çarptırılan ABD vatandaşına verilen cezaya da hak kazandırdı.(3) Bu o demektir ki, Batı medyasının bazen umutla “gayri-resmi büyükelçi” adlandırdığı Rodman, Kuzey Kore’ye ilişkisinde ülkesinin çıkarlarını bir kenara bırakarak, kendi hisleriyle davranmayı tercih etti.
Sonuçta, Rodman insan hakları kuruluşlarının ve bir takım eski siyasetçilerin daha sert eleştirileri ile yüzleşti. Hatta yerel medya onunla birlikte Pyongyang’a gezi yapmış meslektaşlarını parayla ele alınmakta, ülkeye ihanet etmekte itham etmeye başladı. Artan baskılar karşısında Rodman dediği kelimelere göre ve ülkesinin çıkarlarını savunamadığı için defalarca özür dilemeli oldu.(4, 5)
Şimdi Rodman’ın önünde iki seçenek duruyor: ya Kuzey Kore’ye gezilerine ve Kim Jong-Un’la kişisel ilişkilerine son vererek “basketbol diplomasisi”nden vazgeçmek, ya da başladığı işi ABD kamuoyunun ve muhtemelen, hem de başkent Washington’un beklentileri çerçevesinde sürdürmek.
“Basketbol diplomasisi”nin başarısızlığı fonunda ise ABD – Kuzey Kore ilişkilerinde gerginlik artmaktadır. Nitekim Kim Jong-Un bölge devletlerini ve ABD’yi nükleer silahla tehdit etmekte devam ediyor.(6) ABD ise Kuzey Kore’nin savaş durumunda olduğu Güney Kore’deki askeri konumunu daha da güçlendirmek niyetindedir. Zira son zamanlarda Güney Kore yönetimi ülkedeki ABD askeri üssünün korunması için 2014 yılında yaklaşık 867 milyon dolar para ödemeyi kabul etti. Bu rakam önceki yıla nazaran % 5.8 fazladır. Bu arada, Güney Kore 1991 yılından itibaren topraklarındaki ABD askeri üssünün maliyetinin bir kısmını üstlendi. 2012 yılı öncesinde taraflar arasında 5 yıllık bir süre için imzalanan plana göre, ülke çapındaki 28 500 askeri kontenjanı olan ABD askeri üssünün barınma maliyetlerinin % 40’ını Kore devleti ödüyor. ABD Hükümeti ise Afganistan’dan ve Irak’tan askerlerini çıkarması ile ilgili Asya’da askeri güçler dengesini korumak için bu yılın Şubat ayında Güney Kore’ye ek askerler ve tanklar göndermeği düşünüyor.(7) Tabii ki, böyle bir adımın ABD’nin Kuzey Kore ve Çin ile ilişkilerine olumsuz etkilerini şimdiden düşünmek mümkündür.
Görünen o ki, Doğu Asya’da askeri, siyasi süreçler giderek daha karmaşık hale geliyor. Rodman’ın “basketbol diplomasisi” ise şimdiki noktada olaylara etki gücünde olmayan başarısız girişim gibi görünüyor.
Hülya MAMMADLI
Referanslar
- http://www.theguardian.com/sport/2014/jan/08/dennis-rodman-north-korea-ping-pong-diplomacy
- http://www.theguardian.com/world/2013/mar/01/dennis-rodman-kim-jong-un
- http://edition.cnn.com/2014/01/07/world/asia/north-korea-dennis-rodman/
- http://edition.cnn.com/2014/01/09/world/asia/north-korea-dennis-rodman-apology/
- http://www.foxnews.com/world/2014/01/13/rodman-apologizes-for-not-helping-american-missionary-held-in-north-korea/
- http://www.aljazeera.com/news/asia-pacific/2014/01/kim-threatens-us-nuclear-warning-20141111822363569.html
- http://www.reuters.com/article/2014/01/12/us-korea-us-defense-idUSBREA0B01S20140112
Kaynak: Newtimes.az