1954 yılında Sovyet lideri Kruşçev’in Ukrayna’ya bıraktığı Kırım bölgesi, 16 Mart 2014 tarihinde yapılan halk oylamasıyla yeniden Rusya’ya bağlanma yönünde ilk adım atmış oldu. Batı’nın ısrarla Kırım’daki halk oylamasının meşru olmadığı savlarına karşın, Rusya bunun uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler (BM) tüzüğüne uygun olduğunu iddia ediyor. Neticede Kırım halkı yüzde 93 gibi yüksek bir oran ile Rusya’ya katılmayı kabul etmiş oldu.
Batı için önemli olan Karadeniz’in Güvenlik Sorunu
Şimdi gözler Duma’dan, yani Rus Parlamentosundan Kırım’ın ilhakına yönelik yapılacak oylamada. Eğer Duma’dan da onay çıkarsa bölgede ve özellikle Karadeniz’de sular oldukça ısınacak. Daha önce 2008 Gürcistan savaşı sonrası Güney Osetya’nın ve Abhazya’nın bağımsızlıklarının Rusya tarafından tanınmasının ve ardından, bu halkaya Kırım’ın da eklenmesi sonucunda Batı nazarında Karadeniz’in güvenlik sorunu ön plana çıkmış oldu. Çünkü başta ABD ve AB için Rusya nüfuzu bölge ülkeleri üzerinde mümkün olduğunca engellenmeli ve ülke yönetimlerinin batı yanlısı politikacılardan oluşmasının önüne geçilmeli.
Rusya’nın tüm dikkati NATO’nun politikası üzerinde
Ukrayna’da Moskova yanlısı eski Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in görevini bırakmasının ardından yeni Kiev yönetiminin Batı yanlısı zeminde şekilleneceği aşikar. Yani Ukrayna yeni dönemde Batı ile ilişkilerini kuvvetlendirecek. Burada önemli olan husus, Rusya’nın gelişmelere ses çıkarmayacak olması. Çünkü Rusya için en hassas sinir ucu NATO’nun herhangi bir sebeple bölgeye yerleşerek Rusya’nın manevra alanının kısıtlanacak olması.
Ukrayna’nın Batı nezdindeki önemi; Rusya ile arasında tampon bölge oluşturması ve doğalgazda yüzde 80 oranında Rusya’ya bağımlı olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca doğalgazın Ukrayna üzerinden geçen boru hatları ile tedarik edilmesi ülkenin öneminin daha iyi anlaşılmasına zemin hazırlıyor.
Bölgede sıcak çatışma olasılığı çok düşük
Rusya için Ukrayna, Rus imparatorluğunun tohumlarının atıldığı topraklar olması nedeniyle duygusal aidiyete sebep oluyor. Bunun yanında Ukrayna Rusya’nın Batı pazarına açıldığı, Karadeniz ve bunun üzerinden Akdeniz politikalarını şekillendirdiği bir ülke. Dolayısıyla Rusya’nın arka bahçesi olarak gördüğü bölgede sıcak çatışma çıkma olasılığı son dere güç. Çünkü ABD-AB-Rusya ve Ukrayna denkleminde kritik husus enerji. Bu nedenle taraflar savaş ekonomisine neden olacak hamlelerden uzak durmaya çalışmaya devam edecek.
Ukrayna’nın bölünmemesi için iki tarafa da büyük iç düşüyor
Uluslararası camiada gelişmelerin getireceği sonuç olarak en kritik senaryo Doğu Ukrayna’nın ülkeden ayrılması ve Rusya saflarına katılmasıdır. Bölge de böyle durumun oluşması halinde tansiyon hızla yükselecek, uluslararası hukuka aykırı bir hal alacaktır.Türkiye açısından öncelikli husus Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesinin Türkiye-Rusya ilişkilerine olumsuz etki bırakması beklenmemeli. Esas önemli konu Karadeniz’in güvenliği bağlamında stratejik noktalardan biri olan Kırım’da yaşayan Tatar vatandaşların geleceği olacak. Bu konuda Türk makamları görüşmelerini sıklaştırarak devam ettirmeli.
Başta ABD olmak üzere Batı, Rusya’yı Asya topraklarına hapsetmek istiyor. Devlet Başkanı Putin ise Suriye’deki menfaatlerinin devamlılığının Karadeniz politikasının gücüne bağlı olduğunun farkında. Görüldüğü üzere iki durumda Türkiye’yi yakından ilgilendiren kritik gelişmelerdir. Dolayısıyla Türkiye kendisine coğrafyasının yüklediği bir özellikle olarak “denge politikasını” bu süreçte iyi yönetmelidir.
Haftanın Sözü: “Ceza ile suç aynı anda birlikte doğarlar. Cezasını bekleyenler onu çekiyor demektir.” – Hesiodos
Furkan KAYA