2014 YEREL SEÇİMLERİNİ OKUMAK

upa-admin 02 Nisan 2014 4.912 Okunma 0
2014 YEREL SEÇİMLERİNİ OKUMAK

Türkiye’de yerel seçimlerin sadece yerel seçimler olmadığına dair literatürde pek çok çalışmaya rastlamak mümkündür. Yerel seçimler, yerelin seçilecek mekanizmalarını belirlemenin yanında ve hatta ötesinde siyasal partiler ve liderler açısından güncel seçmen tabanlarını sınama ve milletvekili seçimlerine yönelik bir ön yoklama olarak okunma özelliklerine de sahiptirler. Bu durum, 2014 seçimlerinde de bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

2014 yerel seçimlerinde de yerel konu ve sorunlardan daha fazla ulusal düzeyde siyasetin söylemleri kampanya süreçlerine egemen oldu. Liderler, ülke siyasetinde tartışılan sorunları ve rekabeti seçim meydanlarına taşıdı ve seçmenden destek istedi. Seçime katılma oranının yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Yerel yönetim sisteminde 6360 sayılı kanun ile birlikte gelen değişiklikler ise, yerel seçimleri bilindik yollarla okumayı zorlaştırıyor. 2014 seçimleriyle birlikte Türkiye’de otuz ili kapsayan ve eski büyükşehir sisteminden farklı olan yeni bir büyükşehir ya da bütünşehir sistemine geçilmiş oldu. Bu yeni sistemde, büyükşehir yönetimi tüm ilin dahil olduğu bir hizmet alanına yayılırken, mülki idare de yeni bir konumda düzenleniyor.  Yeni sistemde tüm alan kentsel kabul ediliyor. Geri kalan elli bir ilde ise, eski sistem yürürlükte kalmayı sürdürüyor. Bu eski sistem kentsel ve kırsal alanları birbirinden ayırıyor; belediyeleri kentsel alanlarla ilgilendirirken il özel idarelerini ve köyleri de muhafaza ediyor.

Bu yeni durumun geçerli olduğu 2014 seçimlerinde partilerin Türkiye genelinde aldıkları oy oranını hesaplamak da kolay değil. Zira 2009 seçimlerinde partilerin il genel meclisi seçimlerinde aldıkları oy oranları toplamı, bu partilerin ülke genelinde toplam oy oranları olarak kabul ediliyordu. Oysa 2014’te otuz ilde artık il genel meclisi bulunmuyor. Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde aday profilinin seçim sonuçlarına doğrudan etkisi olduğundan partinin oy oranını hesaplamak konusunda kullanılması yanıltıcı olabilir. Büyükşehir belediye meclisi de dolaylı oluştuğundan bir gösterge olarak kullanılması mümkün değil. Sonuç olarak 2014 seçimlerinde partilerin Türkiye oylarını belirlemek oldukça zorlaşmış durumda.

Yaygın olarak yapılan hatalardan biri de eski sistem diye tabir ettiğimiz elli bir ildeki belediye başkanlığı seçimlerini gösteren haritaların sadece il merkezi belediyesi baz alınarak hazırlanması. Bu ise, asıl durumu anlatmak konusunda yetersiz hatta hatalı kalıyor. Mesela il merkezinin bazı ilçelerinden küçük olduğu illeri tanımlamak konusunda bu seçim haritaları kusurlu oluyor. Gerek büyükşehirlerde gerekse de kalan elli bir ilde ilçe bazında bir tasnif yapmak seçmen yönelimlerini daha net görmek açısından daha sağlıklı ve yerel seçimlerin mantığına daha uygun. Böylece Türkiye’de oluşan seçim coğrafyası hakkında yapılan bazı genellemelerin daha ayrıntılı olarak ele alınması gerektiği ortaya çıkabilir.

Gelelim seçim sonuçlarına… Genel bir kural olarak şu ifade edilebilir ki, Türkiye’de tek partili bir iktidar, girdiği yerel seçimleri kaybetmemektedir. Bunun nedenleri hakkında pek çok çalışmaya rastlanabilir. Burada ayrıntılarıyla değinmiyorum ama 1963’ten bu yana yapılan yerel seçim deneyimleri bunu göstermiştir. Bu konudaki tek istisna ise, 1989 yerel seçimlerinde tek parti hükümeti olan ANAP’ın seçimlerin sonucunda üçüncü partiliğe gerilemesidir. 2014 yerel seçimlerinde de bu varsayım doğrulanmış görünmektedir.

2014 yerel seçimlerine dair pek çok tartışma seçim sonrasında sürdürülmekte, oyların yeniden sayımı yapılmakta hatta bazı belediyeler partiler arasında el değiştirebilmektedir. Yine de, Türkiye’nin 2014-2015 seçimler döneminin ilk ayağını doğru okumak yakın gelecekte siyasal partilerin Türkiye’yi daha iyi anlamalarını sağlayıcı bir adım olacaktır.

Yrd. Doç. Dr. Hakan Mehmet KİRİŞ / Süleyman Demirel Üniversitesi

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.