Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının % 73’ün üzerinde olması, 2008 küresel ekonomik krizinden sonra en önemli makro ekonomik sorunu haline gelmiştir. Enerji bağımlılığı karnesinde bu rakam Avrupa Birliği’nde % 51 iken, OECD ortalaması da % 27,5’tur. Bu nedenle enerji fiyatlarındaki değişme, cari açıkta önemli bir belirleyicidir. Dolar’da son dönemde görülen yükseliş ve petrol fiyatlarındaki düşüş, cari açıkta öngörülebilirliği sınırlamaktadır.
Petrol fiyatlarında 80$ seviyesinin görülmesi ile beraber, Türkiye’nin enerji faturasında da ciddi düşüşler görülmesi beklenmektedir. Fakat küresel ekonomideki zayıf görünüm ve artan üretim ile beraber petrol fiyatlarında önemli ölçüde düşüşler görülse de, dövizdeki yukarı yönlü hareket petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisini azaltmaktadır. Petrol fiyatlarında Eylül ayı ortalaması 99 Dolar ve fiyatların 80 Dolar’a kadar inmesiyle birlikte, Ağustos-Eylül dönemi için petrol ithalatının maliyetinin yaklaşık % 2,2 düşmesi beklenirken, Ağustos-Ekim dönemi için ise petrol ithalatının maliyetinin yaklaşık % 12 azalacağı öngörülmektedir.
Döviz tarafına bakıldığında ise; Ağustos ayı dış ticaret rakamlarına göre toplam ithalatın % 65’inin ödemesi Dolar ve % 28’inin ödemesi ise Euro ile yapılıyor. Dolar’daki yükseliş ile beraber kur etkisinden dolayı ithalat tarafında maliyetin Eylül ayı için yaklaşık % 2,9 ve Ekim ayı için de % 5,6 oranında artması beklenmektedir.
Sonuçta, Türkiye’nin dış ticaretindeki önemli kalemi olan ithalatın ana belirleyicileri enerji fiyatları ve döviz kuru haline gelmiştir. Bu da Türkiye’de yapısal bir sorun haline gelen cari açığı dışsal şoklara karşı hassas hale getirmektedir.
Vahap TAŞTAN
Comments are closed.