BATI VE RUSYA ARASINDA JEOPOLİTİK MÜCADELENİN YENİ DÖNEMİ

upa-admin 10 Kasım 2014 2.423 Okunma 0
BATI VE RUSYA ARASINDA JEOPOLİTİK MÜCADELENİN YENİ DÖNEMİ

Rusya yaklaşık 400 yıldır bugünkü Ukrayna coğrafyasını kontrol etmektedir. Son zamanlarda Rusya-Ukrayna arasında yaşanan problemler, iki devletin birbirilerine düşman olmasından daha ziyade, ABD, NATO ve Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik ‘Anakonda taktiği’ni uygulamasının sonucudur. ‘Anakonda taktiği’, ilk defa ABD iç savaşında (1861–1865) General George Brinton McClellan tarafından uygulanmıştır. Bu taktiğin amacı; jeopolitik düşmanı zayıflatmak için, onun denizlere, okyanuslara, müttefiklerine ve doğal kaynaklara çıkış yollarını kapatmaktır. Böylece, bunu başaran taraf jeopolitik konumunu ne kadar güçlendirirse, karşı taraf jeopolitik konumunu o kadar kaybedecektir.(1)

‘Anakonda taktiği’, ‘Büyük Oyun’ çerçevesinde yaklaşık 300 yıldır uygulanmaktadır. XIX. yüzyılda İngiltere-Rusya arasında yaşanan mücadele, ‘Büyük Oyun’ adlandırılmaktadır. ‘Anakonda taktiği’ ise bu oyunun temelini teşkil etmektedir. Ama bu konuda farklı görüşler de vardır. Örneğin Eric Walberg, ‘Büyük Oyun’u hegemon devletler arasında yaşanan karşı durma olarak görmekte ve bunu üç alt başlığa ayırmaktadır:(2)

– XIX. yüzyılın birinci yarısından XX. yüzyıla kadar olan dönemde İngiltere ve Rusya’nın Asya Heartland’ı uğrunda mücadelesi. Bu dönemin kırılma noktası Rusya’da Ekim Devrimi’nin yaşanmasıdır,

– İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve SSCB arasında yaşanan Soğuk Savaş ve SSCB’nin bu savaşı kaybetmesi ve sosyalist rejimin çökmesi,

– 1989’dan başlayan ve halen devam eden, ama hiç bir büyük devletin tek başına olarak bunu yürütmesi mümkün olmayan, enerji, doğal kaynaklar üzerinde kontrol sağlamaya çalışan ABD liderliğinde ‘Batı’ olarak telakki ettiğimiz dünya.(3) Bu dünyanın karşısında ise ‘öteki dünya’ durmaktadır.

Batı tarafından ‘Anakonda taktiği’ Rusya’ya karşı ‘renkli devrimler’ adıyla eski Yugoslavya’da (2000), Gürcistan’da (2003), Kırgızistan’da (2005), Ukrayna’da (2004, 2014), uygulanmaktadır. Bu devrimler, Rusya’nın jeopolitik mekanını sınırlamak ve Doğu Avrupa ve post-Sovyet coğrafyasında kontrolü kaybetmesine yol açmayı amaçlamaktadır.

Sovyetler Birliği’nın 21 Aralık 1991’de dağılmasından sonra Rusya Federasyonu, Doğu Avrupa ve Baltık devletlerini kaybetmeyi bir şekilde kabullendi. Ama ABD ve Avrupa Birliği’nin post-Sovyet coğrafyasında da üstünlüğü ele almaya çalışmasından sonra durum değişti. Hele bu üstünlük Ukrayna gibi jeostratejik konuma sahip bir ülke sınırları çerçevesinde olunca, Rusya direnmeye başladı.

1990’lı yıllar, ABD’nin Rusya siyasetini liberaller ve realistler arasında yaşanan ideolojik çatışmada liberallerin üstünlüğü ele geçireceği düzeni şekillendirmesiyle geçti. Realistler, Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra Doğu Avrupa’da ve Baltık devletlerinde kontrolün ele geçirilmesini, NATO’nun genişlemesini takdirle karşılasalar da, post-Sovyet coğrafyasına yönelik genişlemeyi uygun bulmuyorlardı. Realistler, zaten zayıf ekonomiye ve yaşlı nüfusa sahip olan Rusya’nın, NATO’nun Ukrayna ve Gürcistan’ı üyeliğe kabul etmesinin bu ülkeyi ciddi şekilde tedirgin edeceğini ve eski hegemonyasına sahip olma duygusunu tetikleyeceğini düşünüyorlardı. Realist okulun temsilcilerinden olan George Kennan, NATO’nun Doğu’ya doğru genişlendiği dönemde ‘Bence Ruslar yavaş yavaş buna düşmanca tavır sergileyecek, bu onların dış politikasını etkileyecektir.  Bunun trajik bir hata olduğunu düşünüyorum. Bunun için hiçbir esas yoktur, kimse kimseyi tehdit etmiyor’(4) demiştir.

Bill Clinton yönetiminde temsil olunan liberaller ise, bu dönemin fırsat olduğunu ve Rusya zayıf durumdayken Doğu Avrupa ve post-Sovyet coğrafyasına hakim olmanın tam zamanı olduğunu iddia ederek, bu duruma Rusya’nın fazla tepki vermeyeceğini iddia ediyorlardı. Liberaller, Soğuk Savaş’ın bitmesinin dünya siyasetini temelinden değiştiğini, realizmin değil, idealizmin bütün dünyayı kapsayacak şekilde başta ABD olmakla diğer devletlerin de dış ve güvenlik politikasında öncelik arz edeceği görüşünü paylaşıyorlardı. Bu dönemde ABD ve müttefikleri, Doğu Avrupa devletleri ile ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmeyi, bu devletleri Avrupa Birliği sınırları içerinde görmeyi istiyorlardı. Liberaller, jeopolitikanın gerçekliğini dikkate almadan, liberal düzenin tüm Avrupa’yı şekillendirilebileceğini düşünüyorlardı. Ama Ukrayna örneğinde de görüldüğü gibi, jeopolitikayı gözardı etmek mümkün değildir. Rusya, bu faktörden kaynaklanan tehdidi özellikle son yıllarda daha açık hissetmekteydi ve önlemlerini almaya mecburdu.

Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra ABD ve Avrupa Birliği ile Sovyet yöneticileri, ABD ordusunun Avrupa’da kalmasına ve NATO’nun dağılmaması konularında anlaştılar. Almanya’nın birleştirilmesiyle bu ülkenin daha barışçıl politika izleyeceğini ve Batılı devlet adamlarının onların endişelerini anladıklarını düşünüyorlardı. Ama 1990’lı yılların ortalarında Bill Clinton yönetimi, Avrupa Birliği’nin ve NATO’nun Doğu genişleme stratejisini uygulamaya koydu.

ABD ve Avrupa Birliği’nin 1991’den günümüze kadar başta Rusya olmak üzere post-Sovyet devletlerine yönelik siyaseti değerlendirilirken, genellikle üç ayrı koladan oluştuğunu görmek mümkündür:

– NATO’nun genişlemesi,

– Avrupa Birliği’nin genişlemesi,

– Demokrasinin genişlemesi ve güçlenmesi.

1999’da Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya’nın NATO’ya üye kabul edilmesi ile örgütün Doğu’ya açılmasını ilk aşaması gerçekleşti. 2004’te ise Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya’nın NATO’ya üye olmasıyla NATO, eski Sovyetler Birliği sınırlarına dayandı. 1995’te NATO Sırpları bombaladığında, Rusya bu tehdidi daha yakından hissetti. Bir sonraki hedef; post-Sovyet cumhuriyetlerinden Ukrayna ve Gürcistan’ın kuruma üyelik sürecini hızlandırmaktı. Rusya’nın, Avrupa Birliği’nin ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olma sürecinden rahatsız olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmesine rağmen, ABD ve Avrupa Birliği bu itirazları dikkate almadı.

Dr. Hatem CABBARLI

  1. Комлева Н.А, Украинский кризис как элемент «тактики анаконды», Пространство и Время, 2(16)/2014, http://www.space-time.ru/assets/files/2-16.2014/2226-7271provr-st2-16.2014.13-komleva.pdf.
  2. Walberg, Eric. Postmodern Imperialism: Geopolitics and the Great Games. Atlanta, GA: Clarity Press, Inc. 2011.
  3. Панарин А.С. Православная цивилизация в глобальном мире. М.: Алгоритм, 2002.
  4. Миршаймер Дж., Почему Запад повинен в кризисе на Украине, http://www.globalaffairs.ru/number/Poc­hmu-Za­­pad-povinen-v-krizise-na-Ukraine-16921, 3 сентября 2014.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.