Tüm dünyada geniş yankı uyandıran “Arap Baharı” olaylarının üzerinden bir kaç yıl geçmiş olsa da, geride kalan kaos ve anarşi bölgeyi bütünüyle tehdit altında tutmaya devam ediyor. Devrimin, otoriter rejimleri devirdiği Libya, Yemen ve Irak gibi ülkeler, halen siyasi karışıklık döneminin en acı günlerini yaşamaya devam ediyor.
Suriye’de devam eden kanlı iç savaş bağlamında Yemen’de yaşanan olaylar dünya kamuoyunun dikkatinden kaçar. Uzun yıllar ülkeyi demir yumruk politikasıyla yöneten general Ali Abdullah Salih sonunda ordu birliklerinin ve Başkan’ın korumalarının da halk kitlesinin tarafına geçmesi ile son dayanaklarını kaybetmiş ve 2011 yılında hukuki dokunulmazlık şartıyla istifaya razı olmuştur.[i]
Uzun diktatörlük rejiminin sona ermesi ile kurulan geçiş konseyi geçici başkanı belirlemiş, daha sonra halk oylaması ile yeni başkan seçilmişti. Fakat bu demokratik adım beklenenin aksine yeni iç çatışmalar için katalizör rolünü oynadı. “Husiler” olarak adlandırılan ve Zeydiler mezhebine mensup yerli Şii gruplar, yeni hükümeti kuranlardan kesinlikle memnun olmadıklarını bildirdiler ve kabinenin yapısının değiştirilmesini talep ettiler. Hükümetin itirazı ile de 2014 yılının Kasım ayından itibaren radikal Şii örgütü “Ensar Allah”, Sana’ya karşı cihad ilan etti.[ii]
Yemen’in çok büyük bir bölümü Sünni Araplardan oluşuyor. Gösterge itibariyle azınlık olan Zeydi Şiiler ise, ülkenin kuzeyinde birleşik halde yaşamaktadırlar. Uzun yıllar boyunca bu Şiiler İran’ın “Şii siyasetinin” etkisi altında kalmışlardır ve istisna değil ki, “Ensar Allah” olarak adlandırılan radikal Şii örgütü Tahran’dan lojistik ve askeri destek almaktadır. Oysa “Husiler” bu suçlamayı kesin olarak reddediyor ve kendilerinin Sünni Araplar tarafından baskılara maruz kalarak sıkıştırıldıklarını iddia ediyorlar.
Sorunun yeni dalgası 2014’te başladı. Resmen Şiilerin çatışmaya başlamasına neden ülkedeki benzin fiyatlarının artması oldu.[iii] Öncelikle hükümet çevrelerinin önünde protesto gösterisi geçirenler, hükümetin yolsuzluk batağında battığını ve ülkeyi yönetemediğini bildirdiler. İşte bu aşamada meydana çıkan “Ensar Allah” grubunun gayri resmi kaynaklara göre 100.000’e yakın savaşçısı vardı.
21 Eylül’de “Husiler”, ülkenin kuzeybatı bölümündeki eyaletleri kontrol altına alarak, başkent Sana’nın birkaç bölgesini istila ettiler. Başkan Mansur Hadi, çıkmazda kalarak Şiilerle görüşmeye gitmek istedi ve onlara yeni kurulacak hökümette 6 Bakanlık vaat etti. Bu öneri, Husileri tatmin etmedi.
2015 yılı Ocak ayından itibaren durum daha da karmaşıklaştı. Husiler, başkanlık idaresinin başındaki Ahmed bin Mübarek’i kaçırarak, Başkanlık Sarayı’nı kuşattılar. 22 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanı Mansur Hadi ve Başbakan “gönüllü” olarak görevlerinden istifa ettiler. Yemen’de başlayan siyasi karışıklık doruk noktasına böylece ulaşmış oldu.[iv]
Peki kısa zamanda ülkenin % 80’inden fazlasına kontrol eden Husiler’in zaferinin sırrı neydi?[v] Tabii ki, bu sırrın en büyüğü ve bence en önemlisi Tahran’ın gruba olan desteği ve doğrudan yardımlarıdır. Kendilerini “Allah’ın partizanları” olarak adlandıran Husiler ise bu iddiayı kabul etmiyor. Henüz tüm bu olaylar baş vermeden aylar önce basında yayılan bir bildiri, hemen unutulsa bile oldukça ilginçti.[vi] İran Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanı yerel basın organlarından birine verdiği demeçte; “Sana şehrini, İran’ın etkisi altında olan 4’üncü başkent” olarak adlandırmıştı. Bundan sonra ise İslam Devrimi Muhafız Birliği temsilcisi Ali Şirazi, Husileri dinin düşmanlarına karşı çarpışan “kahramanlar” olarak tarif etmişti.
Ancak listedeki tüm nüansların en önemlisi elbette stratejik savaştır. Yemen, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ne doğrudan erişimi olan ülkedir ve çok büyük stratejik öneme sahiptir. İran, bu yolla esas rakibi Suudi Arabistan’ı çevreleyerek yenmek niyetinde. Çünkü Yemen’i etkisi altına alarak, Tahran’ın Kızıldeniz’den geçen esas ticaret yollarını da kontrol etmesi mümkün olacaktır.
İç çatışmanın sırf siyasi ve askeri nedenlerle oluştuğunu iddia etmek de doğru değildir. Yemen’de Husiler’in ayaklanması esas ölçüde ekonomik ve sosyal sebeplerle da sıkı sıkıya bağlıdır. Yemen dünyanın en fakir ülkeleri listesindedir ve ülkenin % 45’inden çoğu açlık ve susuzluktan yakınır. Her türlü sosyal ve ekonomik yardımdan yoksun olan bu insanlar, Husiler’in ayaklanmasını, beklenenin aksine, alkışladılar.
Husiler’in şimdiden yeni iktidarın temsilcileri mi olduklarını yoksa sadece özgürlük savaşçıları mı olduklarını belirlemek zordur. Garip olsa da, teşkilatın kendisi de bir sonraki senaryo hakkında düşünmüyor. Bu da, birçok uzmanın aklında soru işaretleri doğuruyor. Radikal Şiiler bölgede hala gücünü koruyan radikal Sünni “El Kaide” ile mücadelede Batı ile işbirliği yapacak mı; Amerika ve müttefikleri “Ensar Allah” ile işbirliği yapacak mı? Bu, hala belirsiz kalmaktadır.
Fuad ŞAHBAZOV
[i] “Yemen president ‘to step down'”. Al Jazeera English. 8 October 2011. URL: http://www.aljazeera.com/news/middleeast/2015/02/yemen-houthi-rebels-announce-presidential-council-150206122736448.html.
[ii] Парламент Йемена проведёт в субботу голосование по отставке президента: http://ria.ru/arab_ye/20150122/1043849187.html.
[iii] 1000s of Yemenis stage massive anti-government protest”. PressTV. Aug 18, 2014.URL: http://www.presstv.ir/detail/2014/08/18/375787/yeminis-hold-antigovernment-rally/.
[iv] Sultan, Nabil (10 July 2004). Rebels have Yemen on the hop. Asia Times Online. URL: http://www.atimes.com/atimes/Middle_East/FG10Ak02.html.
[v] Yemen’s Houthis form own government in Sanaa”. Al Jazeera. 6 February 2015. URL: http://www.aljazeera.com/news/middleeast/2015/02/yemen-houthi-rebels-announce-presidential-council-150206122736448.html.
[vi] Yemen’s war: Pity those caught in the middle, URL: http://www.economist.com/node/14920092.