RUS-TÜRK İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ

upa-admin 29 Kasım 2015 2.098 Okunma 0
RUS-TÜRK İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ

Geçen hafta içerisinde Türkiye tarafından düşürülen Su-24 tipi Rus askeri uçağının ardından, Rusya-Türkiye ilişkileri derin bir çıkmaza girmiş gibi görünüyor.[1] Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçağın düşürülmesinden sonra yaptıkları açıklamalarda, düşen uçak için Türk jetlerinin sınır ihlali sırasında defalarca uyarıda bulunduklarını, ancak tüm uyarılara karşın uçağın sınır boyunca ihlale devam etmesi üzerine, -angajman kuralları gereğince- 2 adet F-16 tarafından düşürüldüğünü açıklamışlardır. Olayın hemen akabinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin çok sert açıklamalarda bulunmuş ve Türkiye hakkında “sırtımızdan bıçaklandık” ifadesini kullanmıştır.[2]

Olayın devamında gelişen süreçte, Rusya’nın Duma kanadı ve Rus çevrelerinden Türkiye’ye yönelik sert tepkiler gelmeye devam etmiştir. Rusya tarafından yapılan açıklamalarda, düşürülen uçak için Türkiye sınırının ihlal edilmediği ve uçağın sınırın dışında düşürüldüğü iddia edilmiştir. Bunlara cevaben, Türk Silahlı Kuvvetleri ise, resmi internet sitesinde yaptığı açıklamada, angajman kuralları çerçevesinde kimliği belirsiz bir savaş uçağı için 10 kere ikaz edilmesine rağmen cevap alınamaması sonucunda bu uçağın düşürüldüğünü açıklanmış ve Rus tarafını Genelkurmay karargahına davet ederek bilgilendirmiştir.[3] Tüm olan gelişmeler ve olaylar sonucunda, son yıllarda tarihinde hiç görülmemiş şekilde ilerleme kaydeden Rus-Türk ilişkileri, çok derin bir çıkmaz içerisine girmiştir. Bu gelişmelerden sonra, Rusya, Türkiye için bir dizi ekonomik tedbir kararı almış ve 28 Kasım tarihi itibariyle Türkiye için hazırlanan bir dizi özel ekonomik tedbir planı, Putin’in de imzasıyla devreye girmiştir.[4]

Rusya açısından bakıldığında; olay, kendileri için infial yaratmış durumdadır. Fakat “sınır ihlalleri” konusu, Türkiye ve Rusya için yeni bir konu değildir. Türk tarafı, daha önceleri de Rusya’yı sınır ihlali konusunda uyarmıştır. Rus uçakları, geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde de Türkiye sınırını ihlal etmiştir. Rus tarafı, ihlalin hava şartlarından dolayı olduğunu belirtmiş ve sonraki açıklamalarında da, ihlalin radar kilitlenme çabasından kurtulmak için yapılan manevralardan kaynaklandığını belirtmiştir. Devamında gelişen olaylarda, Ekim ayı içerisinde Rusya’dan Ankara’ya gelen bir heyet, bu durumu Türk tarafına izah etmiş ve olayın bir daha tekrarlanmayacağı konusunda garanti vermişlerdir. Türkiye ise, angajman kurallarını hatırlatarak, herhangi bir ihlal durumunda askeri angajman kuralı çerçevesinde askeri olarak karşılık verileceğini açıklamıştır. İşte can alıcı noktayı burası oluşturmaktadır.

Uçağın düşürülmesinden sonraki günlerde, gerek dış basında, gerekse bazı iç çevrelerde, sanki Türkiye Rus uçağını kasıtlı olarak düşürmüş gibi ilginç ve düşündürücü bir propaganda yapılmaktadır. Halbuki Türkiye tarafından değiştirilen ve özelikle Suriye sınırı boyunca geçerli olan “sınır güvenliği angajmanı”, ne yeni alınmış bir karar, ne de Rusya’ya karşı alınmış bir karardır. Rusya ile Türkiye’nin şu an bozulmuş ilişkilerinin kime fayda sağladığı ise, her iki ülkenin de dikkatle düşünmesi gereken bir konudur. Öncelikle hem Rusya, hem de Türkiye’nin bunun farkına varması lazımdır. Gelelim Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerine…

Türkiye ve Rusya, Suriye krizinde en baştan itibaren çok farklı düşünmektedirler. Buna ek olarak, Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş toprakları konusu, Kafkas güvenliği ve Ukrayna-Kırım işgali konusu, ilişkilerdeki en temel sorunlardır. Siyasal ilişkilere bakıldığında, her iki tarafın da çok farklı kulvarda olduklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Fakat her iki taraf da, siyasal konulardaki görüş farklılıklarını, özellikle ekonomik ilişkilerin stabil olarak yürütülmesi için dışarıda bırakıyorlardı. Bu nedenle, uçağın düşürülmesi, ilişkiler için bir milat olmuştur. Her iki tarafın da birbirini uçak olayından sonra suçlamaları, buna güçlü bir kanıttır. Kanımca bu konuda bir diğer önemli faktör, G-20 zirvesi sonrasında ABD ve Türkiye’nin Suriye konusunda IŞİD ve diğer terör örgütlerine karşı ortak operasyonlara başlayacaklarını açıklaması olmuştur. Ne ironiktir ki, G-20 zirvesinden sonra uçak olayı ve akabindeki gelişmeler yaşanmıştır. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler, özellikle son birkaç aydır zaten pamuk ipliğine bağlı bulunmaktaydı. Türkiye’nin Rusya’dan yakındığı diğer nokta ise, Suriye’de IŞİD ile mücadele yerine, muhalif kesimlerin vurulduğunu söylemesiydi.

Gelinen nokta itibariyle, Rusya’nın şunu anlaması gerekmektedir. Türkiye, nükleer enerji, Türk Akımı ve diğer birçok konuda büyük projeleri Rusya ile birlikte hayata geçirmiş durumdadır. Ortada böyle bir durum varken, Türkiye, Rusya ile ilişkilerini neden bozmak istesin? Keza Türkiye, Rusya için özellikle enerji konusunda Almanya’dan sonra ikinci en büyük ortaktır. Rusya’nın Türkiye’yi suçlarken, kendisini de ölçmesi ve tartması lazımdır. Türkiye’nin Rus uçağını kasıtlı olarak düşürmesi gibi bir durum kesinlikle mümkün değildir ve olayın akabinde Türk tarafından yapılan açıklamalar, düşen uçağın başka bir ülkenin uçağı olsa bile yine aynısının yapılması talimatının verildiği göstermiştir. Angajman kurallarından, Rusya’nın zaten en baştan beri haberi  bulunmaktadır. Bu bir sır, ya da gizli bir durum değildir. Bu sebeptendir ki, dış basına ve bazı güç odaklarının açıklamalarına bakıldığında, Rus-Türk ilişkilerinin gerginleşmesi sanki uçak olayından sonra oluşmuştur gibi yersiz bir algı yaratılmaktadır. İlişkiler, çok ön plana çıkmasa da, zaten gergindi. Sonuç olarak, uçak olayı her iki taraf için de üzüntü verici bir durumu oluşturmuştur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan açıklamada, “Uçağın Rusya’ya ait olduğunu bilseydik durum daha farklı olurdu” sözü dikkat çekicidir.

Türkiye’nin, Rusya ile ilişkileri gerek ekonomik, gerek siyasi olsun bozma gibi bir niyeti yoktur. Fakat Rusya’nın, nasıl Türkiye’den belli hassasiyetler için zamanında adım atması konusunda istekleri olduğu gibi, Türkiye’nin de özellikle sınır güvenliği gibi bazı konularda Rusya’dan bazı isteklerde bulunması gayet normaldir, meşrudur ve uluslararası hukuka da uygundur. Ekonomik ilişkiler, siyasi ilişkilerin gölgesinde kalmamalıdır. Bu durum, her iki tarafa zarar verecektir ve kazananı olmayacaktır.

Saltuk Buğra BOZKURT

 

DİPNOTLAR

[1] “Turkey shoots down Russian warplane on Syriaborder”, BBC, Erişim Tarihi: 24 Kasım 2015, Kaynak: http://www.bbc.com/news/world-middle-east-34907983.

[2] “ Turkey Backstabbed Russia-Putin”, Geopolitics.co, Erişim Tarihi: 24 Kasım 2015, Kaynak: http://geopolitics.co/2015/11/24/turkey-backstabbed-russia-putin/.

[3] “Basın Açıklaması”, Türk Silahlı Kuvvetleri resmi internet sitesi, Erişim Tarihi: 25  Kasım 2015, Kaynak: http://www.tsk.tr/3_basin_yayin_faaliyetleri/3_1_basin_aciklamalari/2015/ba_98.html.

[4] “Putin, Türkiye’ye yönelik özel tedbirlerin uygulanması kararını imzaladı”, Sputnik Türkiye, Erişim: 28 Kasım 2015, Kaynak: http://tr.sputniknews.com/ekonomi/20151128/1019332091/putin-turkiye-ekonomik.html.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.