Avrupa’nın çeşitli kurumları Azerbaycan’la ilgili önyargılı iddialar ileri sürmekte devam ediyorlar. Son olarak Venedik Komisyonu, 26 Eylül`de yapılması öngörülen referandum ile ilgili yapay argümanlarla dolu görüş hazırladı. Bu belgenin hızla ve vaktinden çok önce ortaya çıkarılması gösteriyor ki, yeniden kimlerse Azerbaycan’a karşı iftira kampanyası başlattı. Tecrübe gösteriyor ki, böyle durumlar genellikle ülkemiz ciddi uğura nail oldukta gerçekleşiyor. Referandum da Anayasada önemli değişiklikleri gerçekleştirmek amacıyla yapılır. Ayrıca, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Avrupa Parlamentosu temsilcilerini kabul ederken, bu örgütün Azerbaycan’a karşı sergilediği tavırın adil olmaması ile ilgili ilginç gerçekleri açıkladı.
Asılsız Argümanlar: Avrupa Parlamentosu`nun Yanlış Adımları
Azerbaycan’da önemli etkinliklerin yapılması öncesi bazı dış çevreler hayli etkinleşiyor. Son yılların deneyinde buna defalarca rastlandı. Genellikle başarılı ekonomik adım atıldığında (örneğin, büyük enerji projesine ilişkin mutabıkata varıldığında), milli devlet geleneğine ilişkin önemli reformun yapılmasını öngören etkinlik düzenlenmesi durumunda (diyelim ki, yönetimde ciddi değişiklik paketi gerçekleşdikte) ve daha büyük uluslararası etkinlik (örnek olarak, “Eurovision” müzik yarışması ve ilk Avrupa Oyunları gösterilebilir) düzenlendiğinde, bazı çevreler ciddi rahatsızlıklar geçirirler. Bu gibi durumlara bir anlamda alışmışız.
Her defasında da, onlar halktan gerekli cevaplarını alıyorlar. Azerbaycan toplumu daima kanıtlıyor ki, yönetimle bir yerdedir ve gerçekleştirdiği reformları tam destekliyor. İlginçtir ki, buna rağmen, bu çevreler yine de önceki hatalarını, yanlış adımlarını sürdürüyorlar.
Bu kez bir takım hususlar Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Avrupa Birliği-Azerbaycan Karma Parlamento Komitesi’nin Heyeti üyeleri ile görüşmesi sırasında ortaya çıktı. Daha doğrusu, Azerbaycan lideri somut olgularla ispat etti ki, Batı’nın bazı çevreleri Azerbaycan’a karşı önyargılı bir tutum sergiliyor ve buna son verilmelidir. Bakü böyle durumu kabul edemez (bkz.: Prezident İlham Əliyev Avropa İttifaqı-Azərbaycan Parlament Əməkdaşlıq Komitəsinin nümayəndə heyətini qəbul edib / AZƏRTAC, 20 Eylül 2016).
Mesele, Azerbaycan’da 26 Eylül`de Anayasaya ek ve değişikliklerle ile ilgili yapılacak halk oylaması ile bağlıdır. Bu etkinlik öncesi yine de Avrupa’dan farklı nitelikli suçlamalar seslenmeye başladı. Bazı Avrupa kurumları Azerbaycan’ı insan hakları, demokratik yönetim ilkelerinin ihlalinde suçladı. Gerçekler ise bunların tam asılsız olduğunu gösteriyor. Devlet Başkanı bu bağlamda “Fredoom House”un tırnak arası raporlarında açık yalanları net bir şekilde açıp gösterdi.
Bu kurum Azerbaycan’ın özgür olmadığından bahs ediyor. İnternet alanında ise kısmen özgürlüğün olduğunu iddia ediyor. Hatta son 10 yılda Azerbaycan’ın Avrasya mekanında en geride kalan ülke olduğundan yazıyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, haklı olarak bu gibi yalanlarla dolu raporların Azerbaycan için hiçbir öneminin olmadığını, aynı zamanda, onların gülünç olduğunu vurgulamıştır (bkz.: önceki kaynağa).
Gerçekten de, Azerbaycan son 10 yılda eski Sovyet mekanında en hızlı gelişen ve sürekli reformlar yapan ülkedir. Onun yaptığı ve çeşitli alanları kapsayan programlar hakkında uluslararası kuruluşlarda üst düzey fikirler belirtildi. Herkes kabul eder ki, Azerbaycan, Güney Kafkasya’nın lider devletidir. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı “Büyük Yirmilik”in (G20) zirvesine davet ediliyor. “Yeni İpek Yolu” projesinde Bakü’nün yer alması için özel çabalar gösteriliyor ve verimli işbirliği ilişkileri kuruldu.
Adaletsizliğin İzinden: Batı Neden Değişmiyor?
Ayrıca yüzlerce gerçekler var ki, “Fredoom House”un ne kadar önyargılı, asılsız ve iftiracı konumda olduğunu teyit etmektedir. Ermenistan gibi saldırgan, hiçbir reform yapmayan, komşularına karşı asılsız iddialar ileri süren bir ülke hakkında susan bir örgüt hangi hakla Azerbaycan’ın başarılarına gölge düşürmeye çalışıyor? Herkesçe bilinmektedir ki, uzun süre ona Başkanlık etmiş sayın David Kramer de Ermeni yanlısıdır. Bu durumun şimdiye kadar kalması acı üzüntüden başka bir hissiyat doğuramaz. Mesele sadece bununla sınırlı değildir.
Devlet Başkanı Avrupa Parlamentosu heyetine diğer olgulardan bahsederek, asıl demokrasi ve hümanizm dersi verdi. İlham Aliyev AGİT’in Bakü Ofisi eski Başkanı Aleksis Şahtaxtinski`nin görevden alınmasını tutarsız ve tuhaf nitelendirdi. O, ABD’nin AGİT temsilcisinin ciddi müdahalesi ile, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte resim çektirdiği için, Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndaki ve AGİT`deki işinden uzaklaştırıldı.
Devlet Başkanı bu kadar saçma bir olayın kabul edilemez olduğunu açık söyledi. Azerbaycan lideri asıl siyasi lider gibi davranarak, mağdur insanın hakları berpa olunmadıkça, AGİT’in Bakü Ofisi`nin kapalı kalacağını açıkladı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı somut ifade etmiştir: “Eğer ABD’nin AGİT`deki temsilcisine göre benimle resim çektirmek suçsa, biz neden konuşabiliriz ?! Ben ne dedim? Ben dedim ki, eğer Şahtahtinski işten uzaklaştırılırsa, Ofis kapanacak. Ben onları uyardım, onlar dinlemediler ve biz bunu yaptık. Şimdi onlar Ofisin etkinliğini berpa etmek istiyorlar. Ben şart koydum. Şahtaxtinski`yi görevine geri getirin, adaleti, onun kariyerini berpa edin ve o zaman biz Ofisi yeniden açarız. Bütün bunların arkasında duran mesele bundan ibarettir” (bkz.: önceki kaynağa).
Düşünün, demokrasiden ve insan haklarından bahs edenler hatta AGİT`te yüksek görevde çalışan insana karşı anti-demokratik davranmayı kendilerine reva bilirler. Cinayetkar Ermeni ayrılıkçıları ile fotoğraf çektiren AB ve AGİT yetkilileri hakkında söz söyleyen yok. Bağımsız devletin Başkanı, siyasi liderliğini dünyaya çoktan kanıtlamış Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektiren, milliyetçe Azerbaycanlı olan, devletimizin yapılanmasında rolü olan tanınmış ailenin temsilcisini AGİT`den uzaklaştırıyorlar?!
Bu mu ifade özgürlüğü, insan hakları örneği? Hocalı’da kadın, çocuk ve yaşlıları katleden birisinin Ermeni devletine liderlik etmesine tam normal yaklaşılıyor, ancak Şahtaxtinski`nin kendi halkının tanınmış siyasetçisi, devlet başkanı, gerçek lideri ile beraber resim çektirmesinde “anti-demokrasi unsuru” görmek gibi liyaketsiz adım atılıyor! Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu tür adımlara asıl vatansever, milli ruhlu insan gibi cevap vermesi tabii ki, her bir Azerbaycan vatandaşına gurur veriyor. Azerbaycanlılar kendi cumhurbaşkanlarının yanındadırlar.
Devlet Başkanı böyle olguları vurgulamanın yanı sıra, Avrupa Parlamentosu`nun saldırgan Ermenistan’a karşı gereken kararlılığı göstermediğine de işaret etti. Erivan’ın işgal politikası yüzünden sorunun şimdiye kadar çözülmemesi tesadüfi değildir. Buna rağmen, Azerbaycan yine de Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştiriyor. Devlet Başkanı bu bağlamda söyledi: “Avrupa Parlamentosu ile ilişkilerde kriz durumunun oluşmasına rağmen, Avrupa Birliği ile ilişkiler karşılıklı çıkar bazında başarıyla gelişiyor” (bkz.: önceki kaynağa). Bu, Bakü’nün devamlı, istikrarlı ve düşünülmüş konumda olduğunu bir kez daha doğruluyor. Avrupa Parlamentosu’ndan farklı olarak, Azerbaycan hiçbir tereddütlere yol vermeden siyasi hattını kararlılıkla devam ediyor. Avrupalı parlamento üyelerinin bundan gerekli sonuç çıkarması için zaman çoktan yetişmiş.
Nihayet, sonunda bir önemli hususun da üzerinde durmak istiyoruz. Venedik Komisyonu Azerbaycan’da Referandum Kanunu tasarısı hakkında garip bir görüş bildirdi. Referandum yapılmadan, Anayasada yapılacak değişiklikler tam idrak edilmemiş bu saygın kurum asılsız iddialarla dolu rapor hazırladı. Bu görüş hakkında görüş bildiren Azerbaycan tarafı somut olgularla oradaki yalanları ifşa etti.
Yukarıda vurğulananlar neyi ifade ediyor? Batı’da bazı çevreler Azerbaycan’ın bağımsız devlet kurma çalışmasında sıradaki başarısına gölge düşürmek için kabuk veriyorlar. Fakat onlar bu kez de hayal kırıklığına uğrayacaklar. Çünkü Azerbaycan’a kararlı, vatansever, şerefli ve güçlü siyasi lider olan İlham Aliyev liderlik ediyor!