BİRLİKTEN DOĞAN GÜÇ: ASEAN

upa-admin 11 Ağustos 2017 12.909 Okunma 0
BİRLİKTEN DOĞAN GÜÇ: ASEAN

Güneydoğu Asya Uluslar Birliği, (Association of Southeast Asian Nations/ASEAN), 8 Ağustos 1967’de Bangkok, Tayland’da ASEAN anlaşmasının (Bangkok Beyannamesi) imzalanmasıyla Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland tarafından kurulmuştur. Kurucu beş ülke olan Güneydoğu Asya liderleri için ASEAN’ın kurulması, bu ulus devletleri bağlayan iplerin kurumsallaştırılması anlamına geliyordu. Aynı coğrafyaya sahip olmanın dışında, bu beş ülke, ayrıca aynı tarihe, kültür ve ortak çıkarlara ve benzer zorluklara sahiptirler. Bu nedenlerden yola çıkarak, liderler, bölgenin ekonomik ve sosyal istikrarını güçlendirme sorumluluğunu paylaşmış ve tek bir vücut haline gelmişlerdir; bunun sonucu olarak da bölgesel bir örgüt yaratarak, bu işbirliğini kurumsallaştırmışlardır. Daha sonra, ASEAN’ın kurucu ülkelerine 7 Ocak 1984’de Brunei, 28 Temmuz 1995’te Vietnam, 23 Temmuz 1997’de Laos ve Myanmar ve 30 Nisan 1999’da da Kamboçya katılmıştır. Bu 10 ülke, günümüzdeki ASEAN’ı oluşturmaktadırlar.[1]

Kaynak: http://byjus.com/free-ias-prep/asean-origin-evolution, (Erişim: 10.08.2017)

Söz konusu bildirgede, ASEAN’ın kuruluş amaçları; ekonomik, sosyal, kültürel, teknik, eğitim ve diğer alanlarda işbirliği gerçekleştirilmesi ile adalet kavramına, hukuka ve Birleşmiş Milletler ilkelerine saygı çerçevesinde bölgesel barış ve istikrarın sağlanması olarak belirlenmiştir.[2] ASEAN’ın kuruluş yıllarında ön planda olan çatışmaların durdurulması ve siyasi istikrarın sağlanması gibi hususlar, Soğuk Savaş sonrası dönemde yerini ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çabalara bırakmıştır.

1976’da imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması (Amity and Cooperation in Southeast Asia) ve 1995’te imzalanan Güneydoğu Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Anlaşması (Southeast Asia Nuclear Weapon Free Zone- SEANWFZ), ASEAN’ı yasal açıdan da bağlayıcılığı olan bir örgüte dönüştürmüştür.[3] ASEAN ülkelerinin uymakla yükümlü oldukları prensipler, Dostluk ve İşbirliği Anlaşması TAC’da şu şekilde belirtiliyor:

  • Tüm ulusların ulusal kimliklerine, toprak bütünlüğüne, eşitliğine, egemenliğine ve bağımsızlığına saygı,
  • Her devletin ulusal varlığını dış müdahaleden, yıkıcılıktan ve zorlamadan özgür bir biçimde sürdürebilme hakkı,
  • İçişlerine karışmama prensibi,
  • Farklılıkların ve sorunların barışçıl yollarla çözümü,
  • Güç tehdidi veya kullanımının yasaklanması,
  • Üye ülkeler arasında etkin işbirliği.[4]

Soğuk Savaş sonrası yıllarda ASEAN, bölgesel düzen ve refahın gelişiminde etkili bir yapı olarak hem ekonomik hem de güvenlik bakımından bölgenin temel yapı taşlarından birini oluşturmuştur.

  • Asya-Avrupa Toplantısı (Asia-Europe Meeting, ASEM),
  • Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (Asia-Pacific Economic Cooperation, APEC),
  • ASEAN Bölgesel Forumu (ASEAN Regional Forum, ARF),
  • Doğu Asya Zirvesi (East Asia Summit, EAS),
  • ASEAN+3 formatı gibi konferans ve oluşumlarla artan bölgesel uyum ve diyalogda ASEAN’ın merkezi bir rolü ortaya çıkmıştır.[5]

2005 yılı Aralık ayında Kuala Lumpur’da düzenlenen 11. ASEAN Zirvesi, örgütün gelişiminde önemli bir aşama teşkil etmiştir. Zirve sırasında, ASEAN’ın hedef ve amaçlarına ulaşılabilmesi için yasal ve kurumsal bir çerçeve sunan “ASEAN Şartı (ASEAN Charter) Hazırlanmasına Yönelik Kuala Lumpur Deklarasyonu” imzalanmış ve “ASEAN Güvenlik Topluluğu”, “ASEAN Ekonomik Topluluğu” ile “ASEAN Sosyo-Kültürel Topluluğu” şeklinde üç sütuna dayanan “ASEAN Topluluğu (ASEAN Community)”nun kurulması kararlaştırılmıştır.[6]

2014 Kasım ayında Myanmar’da düzenlenen 25. ASEAN Zirvesi sonucunda, 2015 Sonrası ASEAN Topluluğu Vizyonu’nun temel unsurları geliştirilmiştir. Söz konusu unsurlar arasında;

  • ASEAN Siyasi-Güvenlik Topluluğu,
  • ASEAN’ın Temel İlkelerine Bağlı Kalma,
  • Barış, Güvenlik ve İstikrarın Sürdürülmesi ve Arttırılması,
  • ASEAN’ın Dış İlişkilerinin Derinleştirilmesi ve Genişletilmesi,
  • ASEAN Ekonomik Topluluğu,
  • ASEAN-Sosyo-Ekonomik Topluluğu yer almaktadır.

Ayrıca, 2015 Nisan ayında Malezya’da düzenlenen ASEAN Zirvesi sonucunda;

  • “İnsan Odaklı ve İnsan Merkezli ASEAN Kuala Lumpur Bildirisi”,
  • “Küresel Ilımlılar Hareketi Langkawi Bildirisi”,
  • “Afetler ve İklim Değişikliğine karşı ASEAN, ASEAN Toplulukları ve İnsanlarının Direncinin Kurumsallaştırılması ASEAN Bildirisi” kabul edilmiştir.[7]

Söz konusu zirve sırasında ele alınan konular arasında; ASEAN Topluluğunun teşkili, 2015 sonrası ASEAN Vizyonu, Güney Çin Denizi üzerindeki hak iddiaları, “Küresel Ilımlılık Hareketi” ve aşırılık ve terörizmle mücadeleye dikkat çekilmiştir.[8]

Kuala Lumpur’da 21-22 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen 27. ASEAN Liderler Zirvesinde, ASEAN Ekonomik Topluluğunun (AEC) 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren hayata geçirilmesini öngören Kuala Lumpur bildirisi yayınlanmıştır.

Örgüt tarihinde önemli bir kilometre taşını teşkil eden bu adım, 625 milyonluk bir coğrafyanın tek bir pazar ve üretim merkezi haline gelmesine imkân tanıyacaktır. AEC’nin teşekkülüyle birlikte, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı sayesinde, üretim maliyetlerinin ve hammadde fiyatlarının önemli ölçüde azalması ve ASEAN bölgesinde üretilen ürünlerin % 70’inden fazlasında gümrük vergisinin kaldırılması beklenmektedir, ancak halen birçok tarife dışı engel mevcuttur. Daha fazla serbestleştirme ve entegrasyonu hedefleyen AEC kapsamında ASEAN GSYH’sının 2025’e kadar % 7 oranında büyümesi hedeflenmektedir. Zirvede ayrıca, müzakereleri Ekim 2015’te tamamlanan Trans-Pasifik Ortaklık Anlaşması’nın (TPP) yanısıra bölgesel entegrasyona katkı sağlayacak bir diğer girişim olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) müzakerelerinin de 2016 yılında sonuçlandırılması teşvik edilmiştir.[9]  Öte yandan, 1997 yılında oluşturulan ASEAN+3 Forumu çerçevesinde, ASEAN ülkeleri ile ÇHC, Japonya ve Güney Kore arasında siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel işbirliğinin geliştirilmesine yönelik istişareler gerçekleştirilmektedir.[10]

ASEAN’ın Politik ve Ekonomik Kalkınmasının Değerlendirilmesi

2001’den 2013’e kadar ASEAN’ın toplam gayri safi yurt içi hâsılası 2,4 trilyon dolara ulaşarak üçe katlanmıştı ve dünya ekonomisinin % 3,3’üne oluşturmuştur. (Şekil 1’de ASEAN’ın diğer büyük ekonomilerle karşılaştırılması, Tablo 2’de ise ASEAN’a üye ülkelerin ekonomileri görülmektedir). 2007-2013 yılları arasında ise Brunei Barış Ülkesi Devleti dışında, ASEAN ekonomisi küresel ortalamadan daha hızlı büyümüş ve 2000’lerdeki ekonomik krizlere karşı dayanıklı olduğunu kanıtlamıştır.[11]

Kaynak: www.ASEAN.org, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

ASEAN bloğu bir ülke olsaydı, bahsedilen yıllardaki oranı Asya’da Çin’den sonraki en büyük ikinci büyüme olarak kaydedilirdi. Bir bütün olarak bakıldığında, ASEAN’ın ekonomik performansı gerçekten göze çarpar niteliktedir. 2004 ve 2011 yılları arasında ASEAN ülkelerinin ticari hacimleri, birbirleriyle ve dünyanın geri kalanıyla kıyaslandığında, iki katından fazlasına ulaşmıştır. Yabancı şirketler, ASEAN pazarının bu devam eden büyümesine olumlu olarak bakmaktadır. Amerikan Ticaret Odası’na üye şirketlerin çoğu, Güneydoğu Asya’da önümüzdeki yıllarda daha da büyük kar oranları ve yatırım olanakları olacağını tahmin etmektedirler. Ticaretteki bu büyüme ve genişleme, Güneydoğu Asya insanlarına somut faydalar sağlamaktadır. 2013 yılında ASEAN’ın gayri safi yurt içi hasılası, 2000’deki 1.172 doları ikiye katlayarak, kişi başına 3.770 dolara çıkmıştır. Son 10 yıldır bölgedeki fakirlik oranları da düşmektedir. Kamboçya, Laos, Myanmar ve Vietnam’da günlük kazanım olan 1.25 doların yüzdesi 2000’deki % 45’den 2010’da % 16’ya düşmüştür. Aynı dönemde ASEAN’daki diğer ülkelerde, açlık sınırı altındaki kesim de % 29’dan % 15’e düşmüştür.[12] Ayrıca 2013 yılında ASEAN’ın GDP (gayrisafi milli hasıla) artış oranı 4,9 iken, dünyanınki % 3 olarak gözlemlenmiştir.[13]

Politik Değerlendirme

Politik durumda, genel olarak, ASEAN iç ve dış politikası üye ülkeleri arasında ve diğer ülkelerle ekonomik işbirliği konusunda olumlu adımlar atmaktadır. 2014 yılında ABD Savunma Bakanı ASEAN ülkelerini Amerika’daki konferansa çağırmıştır. ASEAN Savunma Bakanları ile birlikte ABD ve Filipinler, Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) ile paralel olarak ABD ve Vietnam arasındaki silah alışverişleri ve savunmada işbirliği üzerine olan anlaşmaları geliştirmiştir. Japonya ve ASEAN arasındaki ilişkiler ticaret ve turizm bakımından olumlu bir sürece girmiş ve özel ekonomik bölgelerin geliştirilmesi aracılığıyla bölgesel bağlantılar teşvik edilmiştir. ASEAN ve Hindistan arasındaki işbirliği de ikili ticaret ve yiyecek güvenliği ile ilgili konuların tartışılmasıyla güçlendirilmiştir. Diplomatik açıdan bakıldığında, ASEAN, kazanımlar sağlayan dış aktörler ile olan ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgilenmekte ve ASEAN’ın merkezde yer aldığı dış ilişkilerdeki nükleer durumunun altını çizmektedir. Bu nedenle, ASEAN, ABD, Çin, Japonya, Hindistan ve AB ile olan ilişkilerindeki diplomatik varlığını geliştirmede emek harcamaktadır ve bu alandaki nüfuzunu koruyup, daha da ileri götürmeye kararlıdır[14].

ASEAN Sekreterliği’ne göre, 2014 yılında ASEAN Topluluğu’nun temellerini sağlamlaştıracak üç önemli ayağın inşasının % 80’i tamamlanmıştır. ASEAN Topluluğu’nun tamamlanmasının önemi büyüktür. Çünkü bu sayede Avrupa Birliği’nin kurulmasından sonra ikinci bir bölgenin birlik olması için ilk adım atılmış olacak, birçok gelişmekte olan ülkeyi içinde barındıran bölgesel organizasyon ile kapsamlı bir birliğin kurulması süreci ilerleyecek (ekonomik, politik güvenlik, sosyokültürel topluluklar) ve tüm Asya-Pasifik bölgesinin gelişimi ve istikrarı için etkin bir rol oynayacaktır.[15]

Bölgesel ve küresel birliğin sağlanması ve geliştirilmesine paralel olarak, üye ülkelerin iç ve dış anlaşmazlıklardaki güvenlikleri ve politik istikrarları vurgulanmaktadır. ASEAN’ın kuruluşundan günümüze kadar organizasyon, üye ülkeler arasında çıkan bölgesel anlaşmazlıkların çözümünde kesin başarılar sağlamış ve organizasyonun en önemli itici güçlerinden biri olan bölgede uyumlu bir politik güvenlik ve istikrarlı bir barışın oluşturulmasına yardımcı olmuştur. ASEAN’ın yaptığı katkılardan en büyüğü, sadece Güneydoğu Asya’da değil, tüm Asya-Pasifik bölgesindeki büyük devletler arasındaki jeopolitik işbirliğini teşvik etmektir. ASEAN, jeopolitik gerilimin ve rekabetin azaltılmasında, büyük güçlerin buluşup sorunlarını çözdükleri yıllık siyasi bir program oluşturarak önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, 2010 yılında Doğu Çin Denizi’ndeki adalar üzerindeki iddialar yüzünden Çin ve Japonya arasındaki ilişkiler zayıflamış, ancak Hanoi’de yapılan ASEAN toplantısında Çin Başbakanı Wen Jiabao ve Japonya Başbakanı Naoto Kan bu konu hakkında görüşmüşlerdir. Ayrıca ASEAN Bölgesel Forumu (ARF), bölgedeki güvenlik sorununun tartışılması için 27 ülkeye her yıl ev sahipliği yapmaktadır. ABD, AB, Çin, Hindistan, Japonya, Rusya, Güney Kore ve Kuzey Kore gibi büyük güçler bu foruma katılmaktadırlar. Bu forum, diplomatik anlamadaki gergin periyotlarda bile, bu ülkeler arasındaki etkileşimleri kurumsallaştırmaktadır. ARF’de tartışılan hassas konular arasında Kuzey Kore’nin nükleer programı ve Güney Çin ve Doğu Çin Denizi’ndeki denizcilik anlaşmazlıkları bulunmaktadır. ASEAN dışında bu tarz hassas konuların ve stratejik sorunların tartışılması için bu kadar çok pay sahibini ağırlayan organizasyon sayısı çok azdır. Barışa, refaha ve jeopolitik işbirliğine yaptığı devasa katkılarından dolayı da, ASEAN, uzun bir süre daha sloganında da belirtildiği gibi barışçıl bir arabuluculuk sıfatıyla anılacaktır[16].

Kaynak: http://sinarharapan.co/news/read/34027/benahi-daya-saing-atau-hanya-diam-menjadi-penonton, (Erişim Tarihi: 10.08.2017)

ASEAN’ın anlaşmazlıklara çözüm getirme mekanizması mevcut durumda silahlı güç kullanımına gerek kalmadan diplomatik yollar kullanılmasını sağlamaktadır. ASEAN’ın dış müdahalelere karşı temel normlara sahip düzeneği şunları içermektedir:

  • Güç kullanımını engellemek,
  • İkili savunma işbirliklerinin çıkarına ASEAN askeri anlaşmasına karşıtlık,
  • Bölgesel bağımsızlık ve toplu özgüven yaratma ve
  • Başka devletlerin işlerine karışmama politikası.[17]

Üye ülkelerin iç işlerinde birbirlerine karışmamasını vurgulayan norm, “ASEAN bölgeselciliğinin zeminini sağlamlaştıran en önemli prensip” olarak tanımlanmaktadır.[18]

ASEAN ve Mevcut Durum: Dünya Güçlerinin Dengelenmesi

Güney Çin Denizi anlaşmazlığının tırmanan geriliminde dünya güçlerini dengeleyen bir eksen olarak ASEAN, agresif eylemler göstermek yerine mevcut durumunu korumalıdır. Çünkü ASEAN ekonomisi büyük ölçüde Çin’e dayanmaktadır ve organizasyonun yeterli ordu gücü bulunmamaktadır. Bazı analizlere göre, Çin’in büyüyen ekonomik, politik ve askeri gücü yakında, ABD dâhil bölgedeki diğer bölge dışı güçlerinkilerin yerini alabilir. Bir düşünceye göre ise, ASEAN ülkeleri hâlihazırda Çin’in yanında durmaktadır.[19]

Kaynak: http://www.geotourism.com.tr/haberler/cin-ve-asean-arasinda-isbirligi/, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

Yüzyılın başlarında, Çin daha önce de bahsedilen “sempati atağını” yürürlüğe koyarak ASEAN ülkeleriyle olan güven ilişkilerini arttırmanın yollarını aramıştır. Kıdemli Çin liderlerinin bölgeye sık yaptıkları yolculuklarda, Çin’in yükselişinin ASEAN için bir fırsat olduğu ve stratejik bir tehdit olmadığı mesajını taşımışlardır. Çin Başbakanı Wen Jiabao, kullandığı mecaz ifade ile Çin’i “arkadaş canlısı bir fil”e benzetmiştir.[20] Pekin, ASEAN’a güven vermek için bu mesajın altını çizmenin yollarını aramıştır. 2001 yılında, bunun sonucunda bir Çin-ASEAN Serbest Ticaret Anlaşması (CAFTA) fikri düşünülmüş ve 2010’da da ASEAN bunu kabul etmiştir. 2002 yılında Pekin ASEAN ile, Güney Çin Denizi’ndeki Tarafların Yönetimi Beyannamesi’ni (DoC) imzalamıştır. DoC’un amacı bölgesel anlaşmazlıktaki mevcut durumu dondurma, gerilimi azaltma ve işbirlikçi güven artırma ölçülerini desteklemektri (ConfidenceBuilding Measures-CBMs). Bu ivmeyle bir yıl sonra Çin sembolik bir adım atarak, ASEAN’ın güç kullanımını yasaklayan bir saldırmazlık anlaşması olan 1976 TAC’ı onaylamıştır. Aynı zamanda Çin ve ASEAN, politik, sosyal, güvenlik ve bölgesel ilişkilerde işbirliğini hedefleyen Stratejik Ortaklık Ortak Beyannamesi’ni çıkartmıştır.[21] Ancak, Çin’in çıkarlarına ve şartlara bağlı olarak ASEAN’ın arkadaşı mı yoksa düşmanı mı olduğunun bilinmediği bir stratejisi göz önünde bulundurularak, ASEAN Çin’in bölgedeki uzun vadedeki isteklerine ve bölgede egemenlik kurma olasılığına karşı dikkatli olmalıdır. Çoğu Güneydoğu Asya ülkesi bağımsızlıklarını ve egemenliklerini kazanmakta zorluk çekmiştir ve politik özerkliklerini de öylece Çin’e vermeye niyetli değillerdir. Dahası, sadece kendi ulusal çıkar bakış açılarını bırakıp bu konular üzerinde birlikte çalışmalıdırlar. Güneydoğu Asya anlaşmazlığındaki çoğu çıkar grubu, ASEAN üye ülkeleridir ancak bu ülkelerin farklı çıkarları yüzünden sorunlar hala çözümlenememektedir. Bu yüzden bu ülkeler ikili ve çoklu olarak Çin ile ilişkilerde bulunmalı, ancak her konuda birlikte çalışmalıdırlar ve bu şekilde Çin’in yükselen gücünü dengeleyecek dış güçlerin varlığını pekiştirebilirler. Bu güç dengesini sağlamadaki anahtar da ABD’dir.[22]

Soğuk Savaş sona erdiğinden beri, çoğu ASEAN ülkesi ABD Ordusu’nun varlığını kolaylaştırarak bölgesel güç dengesini sağlamayı istemiştir. ASEAN ülkeleri halen Amerika ile olan ekonomik bağlara önem vermektedir; çünkü ABD önemli bir pazar ve yabancı yatırım kaynağı demektir. 11 Eylül’den beri ABD’nin ASEAN ülkeleriyle olan ilişkileri güçlenmiştir. Anlaşma müttefikleri Tayland ve Filipinler şimdi önemli birer NATO dışı müttefiki haline gelmiş, Singapur önemli bir Güvenlik İşbirliği Ortağı olmuş, Endonezya ile olan askeri bağlantılar iyileştirilmiş ve Vietnam ile olan ilişkiler de potansiyel taşımaktadır. Genel anlamda ABD’nin Güneydoğu Asya ülkeleriyle olan güvenlik ilişkileri Çin ile olanları küçük göstermektedir. Çin’in gücü de artmaya devam ettikçe ASEAN ülkeleri ABD, Çin, Japonya ve hatta Hindistan arasındaki güç dengesini korumak zorunda kalacaktır.[23]

Özetlemek gerekirse, ABD ve Japonya gibi ülkelerin desteğiyle ASEAN, Çin’in Yönetim Yasa konusundaki (CoC) pazarlık ısrarlarını terk etmesini sağlayabilir ve böylece uluslararası topluluk tarafından onaylanan UNCLOS’un etkinliğini de arttırabilir. Ayrıca, umut vadeden ekonomik ve ticari planlara rağmen Çin ekonomisi, zayıflama eğilimleri de göstermektedir. Örneğin, yuanın değerinin düşmesi yatırımları azaltmakta, yabancı ülkelerdeki yatırım programları “kültür şoku” yaratan düşük kaliteli ve kötü yönetimler nedeniyle durdurulmaktadır. Bu durum da Çinli yatırımcıların çevreyi koruma, insan hakları, yolsuzluklarla ilgili yabancı kanunlara adapte olmalarını engellemektedir ve bu nedenle de Çin ekonomisi kriz aşamasına yaklaşmaktadır. Bu makroekonomik darbeler, Çin’in Güneydoğu Asya’daki pozisyonunu derinden etkilemektedir. Uzun dönemde bu, Güneydoğu Çin Denizi’nde Çin’in genişleme stratejisini başarısızlığa uğratacaktır.[24]

Çin ve ABD bölgedeki barış ve istikrar sürecini direkt olarak etkilese de, tüm bölgesel tartışmaların çözümü ASEAN’a dayanmaktadır ve ASEAN’ın daha güçlü bir beraberlik ya da merkezi bir role sahip olup olmaması tüm üye ülkelerin çabasına bağlıdır. Bu bağlamda, blok ülkelerinin fikir birliği, başkasının işine karışmama, gayri resmilik ve bireysel çıkarlar gibi eski prensipleri gerçekleştirme istekleri yüzünden halen birçok belirsizlik var olmaktadır. ASEAN, bölgesel barış, güvenlik ve sorun çözümü için işbirliğine önderlik etmesine hak kazanmak ve ortak konularda çıkarların ayrımına devam ederken rolünü de küçültme arasında seçim yapma zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Ayrıca, Çin ile olan anlaşmadan galip çıkmak ve etkili bir aktör olarak bölgeyi daha iyi yönetmek, bölgesel ve uluslararası konularda sesini daha da güçlendirmek ve dayanışma ve bütünlüğü korumak, bir sonraki bölümlerde öne çıkan tavsiyelerdendir.[25]

ASEAN’ın merkeziyetçi rolü ve birlik beklentileri doğrultusunda, örgütün bölgesel politik ve ekonomik çıkarları ile merkeziyetçiliğinin uzlaştırılması için üye ülkelerinin, örgüt içindeki birleşmeyi yoğunlaştırması ve bölgede sinerji yaratılmasıyla küresel sahnede de başarılı olunacaktır. Bu nedenle üye ülkelerin, daha az gelişmiş üyelere destek olmaları gerekmektedir. Daha gelişmiş demokrasiye ve eğitime sahip olan ASEAN ülkeleri, ASEAN topluluğunun korunmasında ve insan haklarının geliştirilmesi hususunda kilit rollere sahiptirler. ASEAN’ın bölgesel ve küresel sahnelerde kendisine büyük avantajlar sağlayan bölgeselcilik ve küreselleşme eğilimleri etrafında daha güçlü bütünleşme sağlanmasının yolu üye ülkeler arasındaki gelişmişlik ve kültür farklarının yarattığı gerilimin azaltılmasıdır. Uluslarararası örgütlerin politik ve ekonomik performansını geliştirirken karşılaştığı esas zorlukların nedeni, her ülkenin çıkarlarının doğasının farklı olmasıdır. Dolayısıyla, hem politika, hem de ekonomi alanlarında daha iyi ve güçlü bir ASEAN’ın merkezinde duran sorun, ortak çıkarlara dayalı dayanışmanın sağlanmasıdır.[26]

ASEAN’ın AB modeli gibi başarılı bir uyum modeli olabilmesi için örgüt, ortak pazara, güçlü finansal ve mali birleşme sistemine, kapsamlı bir yasal çerçeveye ve üyelerinin birleşmenin her seviyesine sağladığı güçlü bağlılıklara sahip olması gerekmektedir. ASEAN, AB’yi bütünleşme modeli olarak örnek almakla birlikte fikir birliğine sahip ulus devletleri ve AB’den farklı güçlü çeşitliliklere sahip olması, sistematik ve işlevsel birliklerin olduğu geniş yapısı ve oluşturduğu kurumsal kimliği ile bölgesel sistemde kendi uyumlu modelini kurabilir. ASEAN politik, ekonomik ve güvenlik alanındaki ortak çıkarlar paydasında birleştirdiği üyeleri ile batı tipi bölgeselciliği dengeleyerek kendi bölgesel modelini oluşturabilir. Bölgesel istikrarın ve refahın, yaratılması, ekonomik kalkınmanın sağlanması yoluyla üye ülkeler de kendi ekonomik ve politik ajandalarının gerçekleşmesinde ASEAN’ın bütünleştirici etkisini kullanabilirler.  Son olarak, günümüz koşullarında tüm Asya kıtasını kapsayan bir birliğe gidilmesi mümkün gözükmemektedir. Bunun yerine, Asya ülkelerinin ASEAN şemsiyesi altında önce serbest ticaret anlaşmaları ve daha sonra gümrük birliği yoluyla ekonomik entegrasyona gitmeleri daha gerçekçi gözükmektedir. Asya’da daha alt bölgelerdeki entegrasyon girişimleri daha başarılı olabilir. Bu açıdan ASEAN tecrübesi büyük önem kazanacaktır. ASEAN’ın Çin, Japonya ve Hindistan gibi devleri dışarıda tutarak girişeceği siyasi ve ekonomik entegrasyon süreci bir derinlik kazanırsa, daha geniş bir Asya birliği için örnek teşkil edecektir.

 

                                                                                              Şeniz DENİZELLİ

 

[1] http://www.nextupasia.com/the-asean-economic-community-for-2015-presents-opportunities-for-entrepreneurs-to-grow/, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[2] “Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN)”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/guneydogu-asya-ulkeleri-birligi.tr.mfa, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[3] “Asean, Asya-Pasifik Bölgesı İçin İstikrar ve İşbirliği Yaratıyor”, s. 77, http://haber.tobb.org.tr/ekonomikforum/2016/263/076_079.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[4] “Asean, Asya-Pasifik Bölgesı İçin İstikrar ve İşbirliği Yaratıyor”, s. 77, http://haber.tobb.org.tr/ekonomikforum/2016/263/076_079.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[5] Vişne Korkmaz, “Asya’da Bölgesel Güvenlik ve Kimlik Kurgusu”, Doktora Tezi, İstanbul, 2008.

[6] https://www.turkishnews.com/tr/content/2017/08/10/aseana-sektorel-diyalog-ortagi-olmak-avrupa-birligi-uyeligine-alternatif-olamaz/, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[7] http://media.dunyabulteni.net/file/2013/asean.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[8] http://media.dunyabulteni.net/file/2013/asean.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[9] http://media.dunyabulteni.net/file/2013/asean.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[10] http://www.1bilgi.com/diger-konular/110/uzakdogu-8217-da-asean-cercevesindeki.html, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[11] ADB: Asian Economic Integration Monitor, Manila, 2013.

[12] ASEAN Secretariat, ASEAN Community Progress Monitoring System Full Report 2012, 2013, ASEAN.org.

[13] IMF, World Economic Outlook Database, Nisan 2014.

[14] Abdülkadir Göktaş, “Güneydoğu Asya Krizinin Maliye ve Para Politikaları Açısından Sonuçları”, https://dergiler.sgb.gov.tr/calismalar/maliye_dergisi/yayinlar/md/133/Abd%C3%BClkadirG%C3%96KTA%C5%9E.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[15] “Asean, Asya-Pasifik Bölgesı İçin İstikrar ve İşbirliği Yaratıyor”,  http://haber.tobb.org.tr/ekonomikforum/2016/263/076_079.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[16] https://www.turkishnews.com/tr/content/2017/08/10/aseana-sektorel-diyalog-ortagi-olmak-avrupa-birligi-uyeligine-alternatif-olamaz/, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[17] Amitav Acharya, “The Association of Southeast Asian Nations: “Security Community” or “Defence Community?”, Pacific Affairs, 64 (2), 1991, ss. 47-48.

[18] a.g.e., s. 57.

[19] David Kang, “Getting Asia Wrong: The Need for New Analytical Frameworks”, International Security, Vol. 27, No. 4, Bahar 2003, s. 58, http://www.amitavacharya.com/sites/default/files/Will%20Asia’s%20Past%20be%20Its%20Future.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[20] Bronson Percival, The Dragon Looks South: China and Southeast Asia in the New Century, 2007, https://books.google.com.tr/books?id=TqQif5Uop8C&pg=PA140&lpg=PA140&dq=Wen+Jiabao+friendly+elephant&source=bl&ots=tIpe5R55rN&sig=mQvtNCvDQjndYSPipiKh4uxDPg&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwjGoJPFzc3VAhUCQBQKHdAZCGcQ6AEILzAC#v=onepage&q=Wen%20Jiabao%20friendly%20elephant&f=false, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[21] http://news.mb.com.ph/2017/05/04/china-to-work-with-asean-for-full-implementation-of-doc/, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[22] http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/guney-cin-denizi-ve-cin-asean-iliskilerinde-baglayicilik/562389, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[23] http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/guney-cin-denizi-ve-cin-asean-iliskilerinde-baglayicilik/562389, (Erişim Tarihi: 10.08.2017).

[24] Wong, Edward & Perlez, Jane, “As Tensions With U.S. Grow, Beijing Says It Will Stop Building Artificial Islands in South China Sea”, The New York Times, Haziran 2015, http://www.nytimes.com/2015/06/17/world/asia/china-to-halt-its-building-of-islands-but-not-its-projectson-them.html.

[25] Do Thanh Hai, “South China Sea in China’s Grand Chessboard”, Pacific Forum CSIS, Honolulu, Hawaii, Number 44, 16 Haziran 2014.

[26] Do Thanh Hai, “South China Sea in China’s Grand Chessboard”, Pacific Forum CSIS, Honolulu, Hawaii, Number 44, 16 Haziran 2014.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.