RUSYA-TÜRKİYE-AZERBAYCAN İŞBİRLİĞİ FORMATI: DÜNYA ENERJİ HARİTASINDA YENİ GELİŞME

upa-admin 04 Şubat 2019 1.940 Okunma 0
RUSYA-TÜRKİYE-AZERBAYCAN İŞBİRLİĞİ FORMATI: DÜNYA ENERJİ HARİTASINDA YENİ GELİŞME

Günümüzde küresel jeopolitik düzeyde karışık ve risklere sık sık rastlanan bir süreç yaşanıyor. Bu süreç, tüm dünyada farklı alanlarda belirsizliklere neden oluyor. Politika uzmanları, tüm insanoğluna fayda verebilecek iş birliği formatlarının gerekliliğini özellikle kaydediyorlar. Bu bağlamda, Rusya-Türkiye-Azerbaycan işbirliği formatı politika uzmanlarının büyük ölçüde ilgisini çekiyor. Söz konusu devletler karışık bir jeopolitik bölgede bulunuyorlar. Rusya ve Türkiye, büyük devletler olarak dünya politikasını etkilemek gücüne sahipler. Azerbaycan, Güney Kafkasya’da lider devlet olarak bağımsız politikasını kararlı biçimde yürütüyor. Bunun yanı sıra, Rusya’da ve Azerbaycan’da zengin enerji rezervleri bulunuyor. Bu nedenle, söz konusu üç ülkenin işbirliği yapması, bölgesel ve küresel kapsamda jeopolitik önem arz etmektedir. Bu bağlamda, birtakım önemli hususları ele almak gereksinimi duymaktayız.

Ankara-Bakü-Moskova: ilişkilerde tarihi aşama

Azerbaycan yönetimi, yeni işbirliği formatlarının girişimcisi olarak artık uluslararası alanda olumlu imaj sahibidir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açıkladığı ve gerçekleşmesi için ciddi biçimde faaliyet yürüttüğü işbirliği modelleri zamanla daha fazla fayda vermektedir. Dünyanın büyük devletlerinin liderleri de bu gerçeği itiraf ediyorlar. Bakü’nün girişimiyle, son yıllarda Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve Türkmenistan arasında ilişkilerin hızla geliştiği ve daha kapsamlı olduğu görülüyor. Bu sırada Rusya-Türkiye-Azerbaycan işbirliği formatı politika uzmanlarının ilgisini daha fazla çekmektedir.

Bu ilginin nedeni bellidir. Rusya ve Türkiye, Avrasya’da söz sahibi ülkeler konumundadır. Son dönemde Moskova ile Ankara arasında ilişkiler hızla gelişiyor. Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen, bu ilişkiler askeri alanı da kapsamaya başladı. Bu bazda iki büyük ülke arasında siyasi, kültürel, ulaştırma, enerji, turizm ve diğer önemli alanlarda karşılıklı verimli işbirliği gelişmektedir. Bazı devletlerin bunu kıskanmasına rağmen, Ankara ile Moskova, ilişkileri yeni düzeye ulaştırma konusunda kararlılık sergiliyorlar. Bu noktada Azerbaycan faktörünü de göz ardı etmemiz mümkün değildir. Azerbaycan’ın iki büyük komşu devlet arasında işbirliğinin gelişmesine katkı sağladığını da ayrıca belirtmek gerekir. Şimdi gerçek anlamda birtakım alanlarda söz konusu üç ülkenin iş birliğine değinebiliriz. Artık politika uzmanları, bu sürecin jeopolitik açıdan etkisinden söz ediyorlar.

Rusya’nın ”Rossiya 24” televizyon kanalına yaptığı röportaj sırasında, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu bağlamda kendi tutumunu şöyle ifade etmiştir: ”Bu gün dünyanın enerji haritasında bir nevi Rusya-Türkiye-Azerbaycan işbirliği formatı oluşmuştur. Bu iş birliğinin gerek ikili, gerekse de üçlü planda büyük perspektifleri bulunmaktadır.” Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu sözleri ciddi jeopolitik bir anlam taşımaktadır. Konunun önemi, Cumhurbaşkanı’nın bir sonraki sözlerinde net biçimde görülüyor: ”Biz enerji projelerimizi 2000’li yılların başlarında petrol ve doğalgaz boru hatları yapımıyla gerçekleştirmeye başladık. Çünkü piyasaya çıkmamız için mutlaka altyapı oluşturmamız gerekiyordu. Bizim okyanusa doğrudan çıkış imkânımız bulunmuyor. Rusya, son dönemde bu yönde adımlar attı.

Azerbaycan, enerji politikasını önceden düşünülen şekilde ulusal çıkarlar doğrultusunda oluşturmuştur. Nitekim boşuna beklemeden açık okyanusa çıkış yönünde aktif şekilde çalışmıştır. Bunun için gereken altyapının oluşturulması gerekiyordu. Bakü, Rusya gibi büyük bir devletin kısa vadede açık okyanusa çıkış yönünde daha fazla aktiflik sergilediğini dikkate alıyordu. Bu nedenle, Azerbaycan, en uygun güzergah olarak Bakü-Tiflis-Ceyhan istikametini seçti. Bu husus, Azerbaycan ve Türkiye ilişkilerinin jeopolitik-pragmatik düzeye yönlendirilmesinde etken rol oynadı. Net şekilde söylersek, Azerbaycan yönetiminin ileri görüşlü politika yürütmesi sonucunda, Azerbaycan-Türkiye işbirliği karşılıklı faydalılık prensibi doğrultusunda gelişmeye başladı.

Küresel güvenliğe katkı: çıkarların uzlaştırılması politikası

Azerbaycan’ın Türkiye ile beraber fayda getiren somut projeler doğrultusunda işbirliği modeli oluşturabilmesi jeopolitik acıdan büyük önem taşımaktadır. Bu hususun günümüzde ne denli büyük önem arz ettiği herkesçe bilinmektedir. Çünkü bağımsız tutumu sürdürmek için detaylı biçimde düşünülen politika oluşturulmasını gerektiren birtakım nedenler bulunmaktadır. Güney Kafkasya’da bunu şimdilik sadece Azerbaycan başarabiliyor.

Diğer taraftan, Azerbaycan, Rusya ile Türkiye’nin enerji alanındaki işbirliğine her zaman pozitif yönden yaklaşıyor. Bu işbirliği geçtiğimiz yüzyılın 1990’lı yıllarının sonundan itibaren aşamalı şekilde gelişiyor. İki ülke öncelikle 1997’de Mavi Akım projesini imzaladı. 2017’de ise Türk Akımı doğalgaz boru hattının yapımına başlanıldı. Bu bağlamda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, söz konusu röportajda önemli bir hususa vurgu yapmıştır: ”Uzun yıllar önce Mavi Akım projesinin gerçekleştirilmesine başlanıldığını hatırlıyoruz. Şimdi bunu bir az unutmuş olmalılar. Meğerse bu da Rusya’dan Türkiye’ye Karadeniz’in dibiyle doğalgaz boru hattının yapımına ilişkin projeydi. Yani prensip olarak, bu sene Türk Akımı projesinin deniz fazının açılışında yeni bir husus bulunmuyor. Sadece Rusya ile Türkiye’nin üst düzey karşılıklı siyasi faaliyeti bu projenin gerçekleşmesine, yahut gerçekleşme prosedürünün hızlandırılması için olanak tanıdı. Bu yüzden, Rusya ve Türkiye’nin dostları olarak bu projeyi destekledik ve projenin açılış törenine üst düzey hükümet yetkilileri seviyesinde katıldık.

Rusya ve Türkiye arasında işbirliğinin üst düzey siyasi irade sayesinde gelişebileceği bu düşünceden anlaşılıyor. İki ülkenin liderleri, bununla ilgili aktif tutum sergilemekteler ve engelleri aşarak daha sıkı işbirliği yapmayı başarıyorlar. Süreci dikkatle takip eden Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’nin işbirliğine memnuniyetle destek veriyor. Hatta Bakü, bir adım ileri giderek, üç ülkeyi kapsayan projeler sunuyor. Azerbaycan’ın bağımsız enerji politikası yürüterek jeopolitik açıdan Rusya ve Türkiye için önemli sonuçlar elde etmesi politika uzmanlarının ilgisini çekmektedir. Güney Gaz Koridoru’nu bu açıdan özellikle kaydetmek gerekir. Bu projenin gerçekleşmesine Rusya yönetimi de olumlu yanıt vermiştir. Projenin jeopolitik önemine vurgu yapan Devlet Başkanı söz konusu röportajda şöyle belirtmiştir: ”Güney Gaz Koridoru, içinde dört farklı önemli projeyi barındırıyor… Projenin dört bölümünden üçü artık gerçekleşmiştir. Mayıs’ta Güney Gaz Koridoru’nun resmi açılış töreninin ardından Haziran’da TANAP projesinin açılış töreni yapıldı. Böylece Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya daha büyük hacimde doğalgaz ulaştıracağız. Bu da yürüttüğümüz politikamızın devamıdır. Çünkü 2017’de Bakü’den Türkiye’nin Erzurum kentine kadar doğal gaz boru hattı inşa ettik ve Türkiye’ye doğal gaz tedarikçisiyiz… Bu husus, büyük doğalgaz potansiyelimizi gerçekleştirmemize imkan sunacaktır...”

Böylece Azerbaycan-Türkiye-Rusya işbirliği formatının farklı bir yönü de bulunuyor. Azerbaycan ile Rusya enerji ihracatı yapan ve komşu ülkeler olarak birbirini tamamlayan enerji projeleri gerçekleştiriyorlar. Bu anlamda, Türk Akımı ile Güney Gaz Koridoru rekabet değil de, karşılıklı koordinasyon yoluyla Avrasya’nın yeni enerji haritasını oluşturuyor. Bu ise, en yüksek notla değerlendirilebilecek bir gelişmedir. Aynı zamanda Rusya ve Azerbaycan, Türkiye’yi enerji projelerinde ortak olarak görüyorlar. Zira Rusya-Türkiye-Azerbaycan işbirliği formatı bölgesel ve küresel çapta jeopolitik ve enerji-güvenlik sisteminin oluşturulmasına önemli ölçüde katkı sağlıyor. Bu husus, dünya siyasi düzenine pozitif yön vermenin yanı sıra, teorik olarak da büyük önem arz ediyor. Çünkü karışık bir dönemde ve büyük jeopolitik coğrafyada kalıcı ve karşılıklı faydalı işbirliği örneği olabilecek ilişkilere ait husus söz konusudur.

Diğer yönden, Azerbaycan-Türkiye-Rusya işbirliği formatı Güney Kafkasya’da jeopolitik ortamın sabitlenmesine katkı sağlayabilir. Ermenistan, kuşkusuz tam da bu pozitif hususu anladığı için Azerbaycan’la işbirliği yapan Rusya’nın kendi politikasında belirli düzeltmeler yapmasına çalışmaktadır. Aynı zamanda Beyaz Rusya ve Kazakistan’a karşı da suçlamalarda bulunmaktadır.

Kaydettiğimiz bu hususlar, Azerbaycan yönetiminin ciddi jeopolitik sonuçlar doğuran ve çok sayıda ülkenin verimli işbirliğine hizmet eden adımlar attığını onaylıyor. Bu yüzden, İlham Aliyev, röportajda kendinden emin şekilde şu hususa vurgu yapıyor: ”Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’nin bu yönde çabalarını birleştirmesi sadece planlarımızı gerçekleştirmekle sınırlı kalmamanın yanı sıra çıkarlarımız doğrultusunda imkan sağlayacak, ayrıca enerji rezervlerimizin ve ulaştırma olanaklarının gelişmesi acısından beklenen politika anlamına geliyor.” Bu kelimelerin konuyu net ve detaylı ifade ettiğini düşünüyoruz.

Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.