SON GELİŞMELER IŞIĞINDA TÜRK KONSEYİ

upa-admin 15 Ekim 2019 1.913 Okunma 0
SON GELİŞMELER IŞIĞINDA TÜRK KONSEYİ

Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Azerbaycan’ın taraf olduğu uluslararası bir anlaşma niteliğindeki Nahçıvan Anlaşması ile kurulan Türk Konseyi, hükümetlerarası uluslararası bir örgüttür. 1992 yılından itibaren gerçekleştirilen zirveler sürecinin kurumsallaşarak uluslararası bir örgüte dönüşmesinin temelini oluşturan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin Kurulmasına Dair Nahçıvan Anlaşması, 3 Ekim 2009 tarihinde Nahçıvan’da düzenlenen 9. zirve toplantısı sonucunda imzalanmıştır. Türk Konseyi, Nahçıvan Anlaşması’na göre, Türk dili konuşan ülkeler arasındaki işbirliğinin sağlanması için kurulan şemsiye bir örgüttür.

Konsey, esnek bir yapıya sahiptir ve üyelerine tercih hakkı tanımaktadır. Ayrıca alınan kararlar bağlayıcı değil, tavsiye niteliğindedir. Türk Konseyi’ni Türk Dünyası’nın siyasi çatı kuruluşu haline dönüştüren Nahçıvan Anlaşması’nın 1. maddesine göre, Türk Konseyi bir işbirliği mekanizmasıdır. Türk Konseyi çerçevesinde Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (Türksoy), Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlementerler Asamblesi (TÜRKPA), Türk Akademisi, Türk Kültür ve Mirası Vakfı ve Türk İş Konseyi gibi kuruluşlar faaliyette bulunmaktadır. Bu açıdan, Konsey, çatı veya şemsiye bir örgüttür. Türk Akademisi, Türk Kültür ve Mirası Vakfı  ve Türksoy Türk Konseyi’nin uzmanlık kuruluşları iken, TÜRKPA ve Türk İş Konseyi ilgili kuruluşlarıdır. Nahçıvan Anlaşması’nın üçüncü maddesine göre, örgüt, 5 ana organı bünyesinde bulundurmaktadır.

Nahçıvan Anlaşması’na göre, Konsey’e üyelik mümkündür. Üyelik için herhangi bir oylama şart koşulmamaktadır. Üyelik için temel şart olarak üye olacak ülkenin Türk dili konuşan bir ülke olması gerekmektedir. Türk Konseyi, genel amaçlı bir bölgesel örgüttür. Halklar arasında ortak dil, tarih, gelenek ve kültür baz alınarak kurulan Türk Konseyi, sadece kültürel amaçları barındıran bir örgütten ziyade, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, hukuki vs. birçok alanda gerçekleştirmeyi hedeflediği çok yönlü amaçlara sahiptir.

Son dönemde, 2018 yılında Kırgızistan’da gerçekleştirilen 6. Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi’nde temelleri atılan ve 2019 yılının son aylarında somut hale gelen bazı gelişmeler yaşanmıştır. Türk dili konuşan ülkeler arasında yer alan, ancak uzun yıllardır örgüte üye olmak konusunda çekingen duran Özbekistan, 2019 yılında örgüte tam üye olma kararını açıklamıştır. Özbekistan’ın üyeliği, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde resmiyet kazanacaktır. Aynı zamanda, “tarafsızlık” politikasını dış politika düsturu olarak benimseyen Türkmenistan da örgüte gözlemci ülke olarak katılmak istediğini belirtmiştir. Ayrıca, Türk Dünyası uzmanları, 15 Ekim 2019’da Bakü’de gerçekleştirilecek Türk Konseyi Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde Türkmenistan’ın da Konsey’e tam üye olabileceğini düşünmektedirler.

Bunlara ek olarak, Türk Konseyi gözlemci üyesi Macaristan’da Türk Konseyi’nin bir Avrupa Temsilciği’nin açılmasına karar verilmiştir. Konsey’deki bu gelişmeler, örgüte, üye devletlere, Türk Dünyası’na ve genel olarak bölge güvenliğine olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev’in, “Bu ülkeye yeni bir imaj getirmeye, demokratik bir devlet ve adil bir toplum kurmaya kararlıyız. Sadece potansiyelimizi ve olası fırsatları tarafsız bir şekilde anlayabilmek için değil, aynı zamanda eksikliklerimizi ve hatalarımızı giderebilmek için kendimize dışardan baktık.” sözleri de Özbekistan’ın tam üyelik kararıyla örtüşmektedir. Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Özbekistan’ın Konsey’e tam üye olma kararında, Erdoğan-Mirziyoyev ilişkilerinin, Kazakistan Kurucu Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in Konsey’in Onursal Başkanı olmasının ve diplomatik alanda Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çabalarının etkili olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca Konsey’deki son gelişmelerde, Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev’in bilgi ve tecrübesinin de faydalı olduğunu ifade etmektedir. Özbekistan’ın tam üyeliği, bölgesel ve uluslararası sorunları çözmede birlikte hareket etme iradesini kuvvetlendirecek ve çok taraflı veya ikili işbirliğinin arttırılması ve geliştirilmesi hususunda Konsey’in faaliyetlerine olumlu katkılar sağlayacaktır.

Nahçıvan Anlaşması’na göre, üye devletler, özel bir konuyu görüşmek için ilgili Bakanlıkların kurum ve teşkilatlarının başkanlarıyla toplantı düzenlemeyi kararlaştırabilirler (madde 14). Özbekistan’ın üyeliğine bu madde açısından bakıldığında; Özbekistan kaynaklı konuların konuşulması veya işbirliği yapılması istenen bölgeyi ilgilendiren konuların tartışılmasında, bu gelişme, Konsey’e  imkân tanımaktadır. Büyük ve derin bir siyasi ve kültürel mirasa sahip olan Özbekistan’ın üyeliği, Türk Kültür ve Mirası Vakfı, Türk Akademisi ve Türksoy gibi Türk Konseyi’nin ilişki içerisinde olduğu kurumların faaliyetlerini ve işlevselliğini arttıracaktır. Özbekistan, Türk Konseyi aracılığıyla Konsey’in ilişki içerisinde olduğu 5 kurumla doğrudan, Ekonomik İşbirliği Organizasyonu, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Konsey’in yapıcı ilişkiler geliştirdiği Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ile de Konsey üzerinden dolaylı olarak ilişki kurabilecektir. 26 Nisan 2013’te Türk Konseyi eski Genel Sekreteri Halil Akıncı, İstanbul Süreci III. Balkanlar Konferansı’nda uluslararası örgüt olarak bölgeyi sahiplendiklerini ve Afganistan’ın güvenlik ve refahını sağlama konusunda kendilerine görev düştüğünü ifade etmiştir. Bölgenin güvenliği, özellikle de Afganistan’ın güvenliği, Türk Konseyi açısından çok önemlidir. Bu bağlamda, Afganistan’la ortak sınıra sahip olan Özbekistan’ın Konsey’e üyeliği, Afganistan’da istikrarın sağlanmasında Özbekistan’a da büyük bir rol biçmektedir.

Üye devletlerin Dışişleri Bakanlıklarından Özbekistan’ın üyelik kararına dair açıklamalar yapılmıştır. Kazakistan Dışişleri Bakanlığı’ndan 16 Eylül 2019’da yapılan resmi açıklamada, Özbekistan’ın daimi üyeliğini memnuniyetle karşıladıkları ve bu üyeliğin Türk Dünyası’nın bütünleşme sürecine büyük katkı sağlayacağı belirtilmiştir. 12 Eylül 2019’da düzenlenen 105. Dönem Kaymakamlık Kursu programında, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Özbekistan’ın Türk Konseyi sekretaryasına başvurarak katılma kararı aldığını ve Türkmenistan’ın da gözlemci üye olarak Konsey’e katılmak istediğini açıklamış ve bu gelişmeler vasıtasıyla Türk Konseyi’nin etkili bir bölgesel aktör olma yoluna girdiğini vurgulamıştır. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, Türk dili konuşan ülkeler arasındaki dayanışmanın güçleneceğine, tarihsel ve kültürel kardeşliğin gelişeceğine ve halkların ortak refahı ve esenliği için yürütülen işbirliğinin artacağına vurgu yapılmıştır. Ayrıca, Türk Konseyi’ni kuran Nahçıvan Anlaşması’nın 10. yıldönümünde Özbekistan’ın üyelik kararının Azerbaycan açısından sembolik bir değere sahip olduğu ve 15 Ekim 2019’da Bakü’de gerçekleşecek 7. Türk Konseyi Zirvesi’nde Şevkat Mirziyoyev Başkanlığındaki Özbek delegasyonuna ev sahipliği yapmanın büyük onur verdiği belirtilmiştir. Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da, Özbekistan’ın tam üyeliğinin Türk Dili konuşan ülkeler arasındaki dostluk ve birliğin güçlenmesine katkı yapacağı vurgulanmıştır. Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev ise, Özbekistan’ın Nahçıvan Anlaşması’nın onay sürecini 14 Eylül 2019’da tamamladığını ve bu üyelik aracılığıyla gelecek yıllarda Türk Dili konuşan ülkeler arasındaki kardeşlik bağının güçlenerek yeni boyutlar kazanacağını ifade etmiştir. Özbekistan’ın Türk Konseyi’ne üyeliğiyle birlikte, şüphesiz, Konsey de faaliyetlerini arttıracaktır. Türk Konseyi’nin Türk devletleri arasındaki ekonomik bütünleşmeyi güçlendirmeye çalıştığı bir dönemde Özbekistan’ın üyeliği, Türk Dünyası’nın bütünleşmesini güçlendirecektir. Macaristan’ın Türk Konseyi’ne gözlemci üyeliği ve 19 Eylül 2019’da Konsey’in resmi ofisinin Macaristan’da açılması ise, dil ve tarih ortaklığının bir meyvesidir.

Türk Konseyi 10. Olağanüstü Dışişleri Bakanları toplantısı 19 Eylül 2019 yılında Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Chingiz Aidarbekov, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Kazakistan’ın Macaristan Büyükelçisi Nurbah Rustemov’un katılımlarıyla Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı H.E. Peter Szijjorta’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. Aynı gün, Macaristan’da açılmasına karar verilen Türk Konseyi temsilciliğinin açılış töreni gerçekleştirilmiş ve toplantı bu binada yapılmıştır. Taraflar, Türk Konseyi’nin Avrupa temsilciliğinin açılışının önemini vurgulamış, Türk Konseyi’nin 2025 vizyonunu ve Macaristan’ın Türk Kültür ve Miras Vakfı’nda gözlemci ülke olma başvurusunu tartışmışlardır. Dahası, temsilciliğin, Türk Dili Konuşan Ülkeler arasında daha kapsamlı işbirliği ortamının oluşmasında oynayacağı kilit rolün altı çizilmiştir. Macaristan’daki söz konusu temsilciliğin açılmasının temelini, 2018 yılında Kırgızistan’ın Çolpan Ata kentinde gerçekleştirilen ve Macaristan’ın gözlemci ülke sıfatıyla katıldığı Türk Konseyi’nin 6. Zirvesi oluşturmaktadır. Özellikle bu zirveyle birlikte, Türk Konseyi ve Macaristan arasındaki ilişkilerin derinleştiği vurgulanmaktadır. Macaristan, bu sayede hem Türk dili konuşan ülkelerle, hem de Türk Konseyi ile daha yakın bağlar kuracaktır. Macaristan’da açılan temsilcilik, sadece Türk Konseyi’nin Macaristan’la olan ilişkisini güçlendirmesine katkıda bulunmayacak, ayrıca Türk Konseyi’nin Avrupa Birliği başta olmak üzere Avrupa kurumlarıyla arasındaki işbirliğinin gelişmesine de yardımcı olacaktır. Ayrıca, Macaristan, Türk Konseyi’nin ilgili kuruluşları ile geniş kapsamlı işbirliği alanları geliştirme fırsatına sahip olacaktır. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, yeni dünya düzeninde dini, kültürel ve tarihi mirasını koruyan ulusal çıkarlarını savunan ve kimliğini korumak için direnenlerin kazanan aktörler olacağını vurgulamıştır. Peter, bu temsilciliğin açılışının Doğu ve Batı arasındaki işbirliğini geliştirmek için Macaristan’ın çabaladığının göstergesi olduğunu ifade etmiştir. Macaristan Başbakanı Victor Orban’ın da vurguladığı gibi, Türk-Macar kültür ve tarih mirasının inşa edilmesi, Macaristan ve Konsey’e taraf devletler arasında işbirliğinin geliştirilmesi tüm taraflara yarar sağlayacaktır.

Son gelişmelere paralel olarak, Konsey, üye devletler arasında geniş kapsamlı ilişkileri arttırmak maksadıyla yeni işbirliği alanları tasarlayacaktır. Üye devletler arasında siyasi, ekonomik ve toplumsal işbirliğinin artması ve sürekli hale gelmesi, üye ülkelerin gerçek bir Türk Birliği oluşturmalarına katkı sağlayacaktır. Üye devletleri ilgilendiren konularda görüş alışverişinin yapılmasını mümkün kılan yıllık gerçekleştirilen Devlet Başkanları Zirvesi sayesinde, Özbekistan’da ulusal veya bölgesel çaptaki konularda özellikle Afganistan başta olmak üzere bölge güvenliğini ilgilendiren konularda görüş alışverişinde bulunup söz hakkına sahip olacaktır.  Böylelikle, yaşanan sorunlar karşısında tüm Türk devletlerinin tek vücut olmasının da yolu açılacaktır. Özbekistan’ın Türk Konseyi’ne tam üyeliği, Macaristan’da Türk Konseyi temsilciliğinin açılması ve Türkmenistan’ın gözlemci üye olması, Türk Dünyası’nın siyasi çatı kuruluşu olan Türk Konseyi’nin uluslararası sistemde küresel ve bölgesel bir aktör haline gelmesine ivme kazandıracaktır. Türk Dünyası, böylelikle birbirine daha fazla kenetlenecektir. Bu son gelişmelerle birlikte, H. Mackinder ve Alfred Mahan gibi jeostratejistlerin teorilerinde önemini belirttikleri Avrasya’da, Türk Konseyi de, kendi  payına düşen rolü yerine getirme kabiliyetini artıracaktır.

ANKASAM Avrasya Masası Kıdemli Araştırmacısı Dr. Abdrasul Isakov, Türkmenistan’ın Konsey’de gözlemci üye, Özbekistan’ın ise tam üye olması ve ayrıca örgütün Macaristan üzerinden Avrupa’ya açılım yapmasının Avrasya’da bulunan Türk devletleri için önemli bir kazanım olduğunu belirtmektedir. Türk Konseyi’ndeki son gelişmeler ışığında, örgüt, uluslararası meselelere yönelik olarak  ortak bir Türk söylemi oluşturma şansına sahip olacaktır. Özbekistan ve Türk Konseyi’ne üye ülkeler, karşılıklı olarak birçok alanda ve sektörde işbirliği yapma fırsatına sahip olacak ve bu işbirliği yatırımcılar için de faydalı olacaktır. Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun da ifade ettiği gibi, bu son gelişmeler, Avrupa’ya ulaşmayı hedefleyen transit yolun ve Kuşak-Yol Girişimi kapsamındaki orta koridorun canlanmasında etkili bir işleve sahip olacaktır. Sonuç olarak, Türk dili konuşan ülkeler arasındaki ikili ve çok taraflı işbirliği, yeni ve işlevi sürekli artan bir seviyeye ulaşacaktır. Örgütün benimsediği amaçları gerçekleştirmek, birlik ruhuyla hareket ederek işbirliğini arttırmak ve Avrasya’da etkili bir örgüt olmak gibi birçok amacı gerçekleştirmek için tüm üye devletler ortak çabalarını arttırmalıdır.

 

Melisa ARSLAN

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.