İNSANİ YARDIM POLİTİKALARI

upa-admin 10 Nisan 2020 5.646 Okunma 0
İNSANİ YARDIM POLİTİKALARI

İnsan haklarının çağımızın insan faktörlü krizlerde veya doğal afet ve felaketler sonucu yaşanan mağdurluğun olduğu durumlarda nasıl, ne şekilde ve kimler tarafından korunacağı veya korunabildiği tartışılır bir hal almıştır. Savaşlar, doğal felaketler ve krizler, bunlardan mağdur olan insanları, göçe zorlanan ve yurtlarından edinen halkları ve insanlık dışı oluşan yaşam koşullarını doğurmaktadır. Bu bağlamda, Uluslararası İlişkiler açısından değerlendirildiğinde, kuruluşların ve başta devlet temelli birimlerin ahlaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.

Modern tarihte bilinen ilk organize insani yardım çalışması 1870’li yıllarda Çin’de yaşanan bir kuraklık sonucu gelişen ve 10-13 milyon insanın ölümüne neden olan kıtlık için yapılmıştır. Avrupalı misyoner grupların başını çektiği yardım girişimleri ve Çinli tüccarlar ile soylular sınıfının da desteğiyle bir Shandong Açlıkla Mücadele Komitesi oluşturulmuş ve uluslararası bir yardım kampanyası ile oldukça yüklü miktarda yardım yapılmıştır (Yost, 2016).

İki büyük Dünya Savaşı öncesinde modern insani yardım sistemi oluşmaya başlamıştır. ‘Save Children’ İngiltere’de 1919’da kurularak ilk uluslararası sivil toplum kuruluşu STK olarak ortaya çıkmıştır (Save The Children, 2016).

1920’de, Bolşevik Devrimi sonrası oluşan mülteci akımında mültecilere yardım etmek üzere Rus Mülteciler Yüksek Komiserliği oluşturulmuştur (Coyne, 2013). 1948 İsrail Devleti’nin kuruluşu ve Filistin topraklarının işgali ile “Nakba” olarak bilinen büyük göç ile 700 bini aşkın Filistinli yakın komşu bölgelerde mülteci durumuna düştü. Mevcut var olan Rus Mülteciler Yüksek Komiserliği, 1951 yılında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNCHR) dönüştü.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildi. Aynı yıl, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kayda geçti. 1949’daki 4. Cenevre Sözleşmesi ile de savaş suçları, nükleer silah kullanımı konuları gündeme gelmiştir.

1945 Birleşmiş Milletler’in (BM) kuruluşu ile insancıl (humanitarian) yaklaşımlar, insani yardım açlık, kıtlık gibi afetlere müdahaleden savaş suçları, suçu önleme, koruma sorumluluğu gibi daha geniş bir perspektife evrilmiş oldu. Yine BM altında Dünya Bankası (WB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) oluşumları, insani yardımın acil, ilk yardım ayağı dışında afet, çatışma sonrası iyileştirme, yeniden yapılandırma parçasını da gündeme getirdi. Ayrıca, ülkelerin gelişmişlik kıstasları içine anne-bebek ölümleri, temiz suya ulaşımları gibi kriterlerin girmesi az gelişmiş ülkelerin kalkınması için yapılan yardımların, bir anlamda insani yardımın bir parçası olarak görülmesine de yol açmıştır.

‘İnsan’ kavramı bir ırka, milliyete, cinsiyete, kültüre ya da dine bağıntı kurmadan, birini diğerine öncelemeden, üstün görmeden herkesi kapsayan bir kavramdır. Uluslararası İlişkiler’de insani yardım, müdahale, güvenlik gibi kavramlara da bu özelliği taşınabilir ve korunabilirse gerçek anlamda amaçlanan gerçekleşmiş olacaktır.

“İnsani” kavramı; insan kelimesinden çok insani kavramının nasıl şekillendiğine göre etkisi ve sonuçları farklı bir terminolojik gelişimi olmuştur. Bu gelişime, insani güvenlik ve insani kalkınma indeksleri açısından bakılarak şu yorumlar yapılabilmektedir; İnsani güvenlik kavramı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 1994 yılı İnsani Kalkınma Raporu’na göre, iki bileşenden oluşur; ilki insanların açlık ve hastalıktan güvende olması, ikincisi insani temel ihtiyaçlarına ulaşabiliyor olmasıdır. Bu yaklaşımla, insani güvenlik kavramı hem insan hakları, hem de insani kalkınma ile alakalıdır. İnsani kalkınma kavramı da, UNDP’nin İnsani Kalkınma Endeksi’ne göre üç hedefte değerlendirilmektedir; 1. Uzun ve sağlıklı bir yaşam, 2. Bilgiye erişim, 3. İnsana yakışır yaşam koşulları (Özlük, 2016).

Genel tanım olarak da, insanilik terimi yaygın kabul gören iki yorumun arasında gidip gelmektedir. Birinci yorumda, ‘insanilik’, doğa veya insan kaynaklı felaketlerden mağdur olan insanlara yardım amaçlı girişimler olarak alınmaktadır. Diğer yorumda, her bir insanın genel güvenliğinden, temel insan haklarından genel refahını arttırmaya yönelik her girişimi kapsamaktadır. Etki alanı çok farklı boyutlarda olan bu iki farklı yaklaşımın, yorumun çok farklı çıkarım ve sonuçları da olmaktadır (Özlük).

İnsani yardım çalışmalarında referans olarak alınan ilke ve prensipleri Uluslararası Kızılhaç Komitesi belirlemiştir;

  1. Humanity; İnsanilik.
  2. Impartiality; Taraf tutmama; din, dil, ırk, mezhep ayırmadan insani acillere, afetlere müdahale eder.
  3. Neutrality; Tarafsızlık; çatışmalarda taraf tutmaz.
  4. Independence; Bağımsızlık.
  5. Empowerment; Güçlendirmek (Özlük, 2016).

Avrupa Birliği de bilindiği üzere insan hakları ve insani müdahale konusunda en yoğun girişimin olduğu uluslararası oluşumlardandır. Her ne kadar Birleşmiş Milletler (BM) bu konuda dünya kamuoyunda ilk akla gelen aktör olarak düşünülse de, AB’nin BM aracılığı ile sağlamış olduğu katkı ve kendi birimlerinin doğrudan sağlamış olduğu katkı öne çıkmaktadır. Ama ne yazık ki son günlerde yaşadığımız bu zor süreçte AB’inden beklenen adımı göremedik. Bildiğimiz gibi bugünlerde korona virüsü-Covid 19 küresel salgınından dolayı tüm dünya zor bir süreçten geçmektedir. Bu salgından sonra çok büyük toplumsal ve yapısal değişimlerin olucağını düşünüyorum. İlk değişim ise muhtemelen Avrupa Birliği’nin önceki gücünün veya öneminin kalmayacağı söz konusu olabilir. Çünkü biliyorsunuz ki İtalya’ya tıbbi malzeme konusunda hiç bir AB ülkesi yardım etmedi. Bu durum ise, İtalya’nın bu birliğe olan güvenini sarsdığını söyleyebiliriz. Ekonomik ve siyasi birlik, ne yazık ki insani birliği dışarıda bırakmıştır.

Bu zor süreçte Türkiye ise İtalya’ya yardım elini uzattı. Aynı zamanda Türkiye, Çin, İran, Bulgaristan ve KKTC’ye de yardım etti. Azerbaycan ise, korona virüsle mücadele için Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) 5 milyon dolar yardımda bulundu.

 

Nisa MAMMADOVA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.