Giriş
İngiltere’de en baştan bu yana pek çok tartışmaya neden olan Brexit sürecinin onaylanmasını takiben, ekonomik ve ticari anlaşmalar belirsizlik taşımaktadır. Özellikle pandemi sürecinin de devreye girmesiyle daralan ekonomi, kapsamlı ticari ortaklıkların gerekliliğinin önemini tekrar gündeme getirmiştir. Bu anlamda, Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecindeki Muhafazakâr hükümetin henüz hiçbir ülke ile serbest ticaret anlaşması yapamaması eleştirilere neden olmaya başlamaktaydı. Ancak geçtiğimiz gün Japonya ile varılan serbest ticaret anlaşması, peşi sıra başka serbest ticaret anlaşmalarıyla desteklenmesi halinde, hükümetin elini güçlendirebilir.
Anlaşmanın Kapsamı ve Yansımaları
Avrupa Birliği (AB) ile Brexit süreciyle yollarını ayıran Birleşik Krallık (İngiltere), 2020 yılı sonuna dek AB ile başta ticari ilişkiler olmak üzere tüm başlıklarla alakalı müzakerelere başlamış; ancak taraflar arasında henüz net bir ilerleme kaydedilememiştir. Eğer taraflar arasında bir anlaşmaya varılamazsa, İngiltere, birlikten herhangi bir anlaşma olmaksızın ayrılarak sonraki süreçte ticari ilişkilerini Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) belirlemiş olduğu kurallar çerçevesinde yürütebilecektir.[1]
Bu nedenle, İngiltere, hem koronavirüs pandemisi nedeniyle oluşan ekonomik daralmanın etkilerini hafifletmek, hem de AB’nden ayrılmanın getireceği ekonomik dezavantajların yerini doldurmak amacıyla farklı ticari işbirliği alternatiflerine yönelmiştir. Japonya ve İngiltere arasındaki müzakereler, pandemi nedeniyle telekonferans üzerinden devam etmiş ve Eylül ayında İngiltere Ticaret Bakanlığı iki ülkenin serbest ticaret anlaşması konusunda mutabakata vardığını açıklamıştır.[2]
İngiltere ve Japonya arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması, İngiltere’nin Brexit sürecinde imzaladığı ilk büyük ticaret anlaşması olup, anlaşmayla birlikte, halihazırda iki ülke arasındaki 29 milyar seviyesindeki ticaret hacminin 15 milyar sterlin daha arttırılması öngörülmüştür. İngiliz Uluslararası Ticaret Bakanı Liz Truss, iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın AB ile olan anlaşmaya göre daha kapsamlı olduğunu ve İngiliz işletmeleri, imalat, yeme içme ve teknoloji gibi sektörler için yeni avantajlı koşullar getirdiğini belirtmiştir. Bu anlaşma ile domuz ve sığır eti ile somon ihracatı için daha düşük gümrük vergileri, Japon otomobil parçaları için daha düşük tarifeler, Birleşik Krallık mallarına erişim şartlarının kolaylaştırılması ve serbest veri akışının sağlanması hedeflenmiştir. Anlaşmanın önümüzdeki yıldan itibaren yürürlüğe girmesi planlanırken, İngiltere ve Japonya’nın ekonomik anlamda daha geniş kapsamlı bir ortaklık için çalışmaya başlayacakları da bu süreçte açıklanmıştır. İngiltere’nin bu adımı, 11 ülkeyi kapsayan Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve İlerlemeye Açık Anlaşma’ya (CPTPP) katılım öncesinde bir ön adım olarak da değerlendirilebilir.[3]
Ancak İngiltere kamuoyunda da bu konuda farklı görüşler mevcuttur. Örneğin, İngiliz Ticaret Odaları Genel Direktörü Adam Marshall, Japonya ile yapılan anlaşmanın öneminin yadsınamayacağını; ancak AB’nin kendilerinin ana ticaret ortağı olması sebebiyle AB ile imzalanacak bir serbest ticaret anlaşmasının öncelik olması gerektiğini vurgulamıştır.[4] İngiltere ve Japonya arasında imzalanan bu anlaşma, AB’nin de tepkisine neden olmuştur. AB tarafından yapılan açıklamada, henüz hukuki ayrılık süreci tam olarak tamamlanmadığından bu anlaşmaya ilişkin İngiltere’ye karşı yasal işlem yapmaktan da çekinmeyecekleri belirtilmiştir. Buna karşılık, İngiltere Başbakanı Boris Johnson da, AB’ye uyarılarda bulunmuş ve belirtilen tarihlere uyulmaması durumunda aralarındaki ticari anlaşmanın iptal olabileceği yönünde açıklamada bulunmuştur.[5]
AB ile kriz yaratan bir diğer konu da, İngiltere AB’den ayrılsa bile Kuzey İrlanda’nın Gümrük Birliği içinde kalmasına yönelik ilk anlaşma ile alakalıdır. AB ile İngiltere arasında anlaşmaya varılamaması halinde, AB, Kuzey İrlanda ile Birleşik Krallık’ın geri kalanı arasında gıda nakliyatına engel getirebilecektir. Buna istinaden, İngiliz hükümetinin sunduğu “İç Piyasalar Yasa Tasarısı” parlamentodaki ilk oylamayı geçmiştir. Bu tasarının amacı, İngiliz Bakanlara Kuzey İrlanda ve Birleşik Krallık’ın geri kalanı arasında ticaret konusunda daha fazla yetki vermektir. Bu tasarıya ilişkin olarak ise, AB, bu düzenlemenin geri çekilmesini talep etmiş ve aksi durumda Avrupa Adalet Divanı’na başvuracakları yönünde tehditte bulunmuştur.[6]
Sonuç
İngiltere ve AB arasında ticari ilişkiler açısından henüz net bir anlaşmaya varılamamış olup, Japonya ile yapılan anlaşma İngiltere’nin yön değişikliği olarak değerlendirilebilir. Ayrıca AB ile ticari ilişkiler Birleşik Krallık açısından oldukça karmaşıktır. Bu nedenle de, bu anlaşmaların kapsamı ticari ve ekonomik anlamda stratejik önem taşımaktadır. Ayrıca, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrıldıktan sonra ekonomik açıdan başarılı olması, kuşkusuz başka AB üyesi ülkeleri de bu konuda cesaretlendirebileceği için oldukça önemli bir süreç olacaktır.
Dr. Gamze HELVACIKÖYLÜ
Kapak fotoğrafı: Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Bakanı Liz Truss ve Japonya Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi (Nikkei Asian Review)
DİPNOTLAR
[1] https://www.milligazete.com.tr/haber/5360411/ingilterede-tartisilan-tasari-ilk-oylamayi-gecti.
[3] https://www.buhaber.net/japonya-ve-ingiltereden-ticaret-anlasmasi-adimi/2020/06/10/.
[5] https://diplomatikhaber.com/manset/ingiltere-japonya-serbest-ticaret-anlasmasi-imzalandi/2074/.
[6] https://www.cnnturk.com/dunya/korkulan-oldu-istanbulda-salgin-yeniden-basladi.