Giriş
Kafkaslar bölgesindeki çatışmalar, tarihsel süreçte her zaman büyük güçlerin dahil olduğu sorunlara dönüşmüş ve Dağlık Karabağ Sorunu da Sovyetler Birliği döneminden bu yana devam eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dönem dönem hararetin arttığı bu sorunda, nedense bir türlü gerçek bir ilerleme ve sonuç sağlanamamaktadır. Bu yazıda, son dönemde Dağlık Karabağ Sorunu bağlamında Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan askeri hareketlilik açısından tarafların tezlerini ve Türkiye’nin bu devletler ile olan ilişkilerini değerlendireceğim.
Dağlık Karabağ Sorunu’nun Çıkış Noktası
Dağlık Karabağ Sorunu, Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan sınırları içindeki bölgede Ermeni özerk bölgesi kurulmasına kararı ile başlamış ve bu karara istinaden farklı yerlerden Ermeniler buraya yerleştirilmiştir. Sovyetler Birliği’nin zayıfladığı dönemde, Ermeniler’in Karabağ bölgesinin, Sovyet Ermenistan’a verilmesi yönünde taleplerde bulunmaya başlaması üzerine aralarında çatışmalar başlamıştır. Rusların desteği ile Ermeniler 1991’de Hankendi, 1992’de Şuşa ve Hocalı şehirlerini işgal etmiştir. Bu işgaller esnasında, Azerbaycan Türkleri, Ermeniler tarafından katliama uğramış ve topraklarının önemli bir bölümünü terk etmek zorunda kalmışlardır.[1]
Erişim Adresi: https://www.setav.org/5-soru-daglik-karabag-catismasi-azerbaycan-ermenistan-iliskilerinde-bir-kirilma-mi/ , (Erişim Tarihi: 01 Ekim 2020).
Ermenistan’ın Tezi: Self-Determinasyon
Ermenistan, en başından bu yana Dağlık Karabağ’a bağımsızlık verilmesi yönündeki görüşünü savunmuştur. Bu bağlamda, Ermeni tezlerinde, Dağlık Karabağ hükümetinin savaşta kazanan taraf olduğunu ve Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılması gerektiğini belirtmiştir. Dağlık Karabağ ise, nihai hedefinin Ermenistan Cumhuriyeti’ne birleşmek olduğunu belirtse de, Ermenistan bunun için kendilerinin bir talepte bulunmadığını açıklamıştır.[2]
Ermenistan, Dağlık Karabağ Sorunu’nu Azerbaycan’ın bir “azınlık sorunu” olarak lanse etmektedir. Azerbaycan toprakları Ermenistan tarafından işgal edilmiş olsa da, bunun iki devlet arasındaki bir sorundan ziyade Azerbaycan yönetimi ile bölgedeki Ermeniler arasında bir sorun olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, Ermenistan, Karabağ Ermenilerine self-determinasyon (kendi kaderini tayin) hakkı tanınması gerekliliğini savunmaktadır. Dağlık Karabağ’daki Ermeniler, Sovyetler Birliği’nden bu yana eşit haklardan yararlanmış ve özerk bir yapıdaki bölge statüsünü korumuşlardır. Azerbaycan, bu sorunun çözülmesi için işgal edilmiş topraklardan Ermenilerin çekilmesi durumunda bölgeye daha geniş bir özerklik verilebileceğini açıklamıştır. Ancak bu öneri kabul edilmemiş ve Ermeniler işgali sürdürmüştür.[3]
Ermenistan için Dağlık Karabağ’ın kuzeyinde yer alan Tovruz bölgesi de önem taşımaktadır. Çünkü bu bölgelerin yakınından geçen enerji hatları bulunmaktadır ve Azerbaycan açısından bu hatlar siyasi ve ekonomik istikrarın devamı için kritiktir. Burada ikinci bir cephe açılması, benzer faydanın Ermenistan’a da sağlanması potansiyelini taşımaktadır. Bu nedenle, bu konu sadece bir “toprak sorunu” olarak değerlendirilmemelidir.[4]
Azerbaycan’ın Tezi: Toprak Bütünlüğü
1988 yılında başlayan sorun, daha sonra Ermenistan’ın Dağlık Karabağ bölgesini almak amaçlı askeri müdahalesi ile devam etmiştir. Ermenistan’ın bölgeyi işgali nedeniyle yüz binlerce Azeri mülteci durumuna düşmüştür. Azerbaycan’ın tezi, Ermenistan Ordusu’nun işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve göçmenlerin kendi evlerine geri dönmesinin sağlanması karşılığında, Azerbaycan topraklarında kalmak suretiyle Dağlık Karabağ bölgesine geniş bir özerlik statüsünün verilmesi yönünde olmuştur. Azerbaycan, toprak bütünlüğünün korunacağını ve Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığının asla kabul edilemeyeceğini açıklamıştır.[5] Bu nedenle, Birleşmiş Milletler’in tanıdığı toprakların yaklaşık yüzde 20’sinin işgal altında olması Azerbaycan tarafından “kabul edilemez” olarak tanımlanmakta ve topraklarının işgalden kurtarılarak tamamen kendi kontrolünde olmasını hedeflemektedir.
Türkiye-Azerbaycan ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri Bağlamında Dağlık Karabağ Sorunu
Türkiye, Azerbaycan’a Dağlık Karabağ Sorunu ile ilgili uluslararası hukuk kuralları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde destek vermiştir. Hatta, Ermenistan’ın Azeri topraklarındaki işgali sonlanmadan Ermenistan yönetimi ile de görüşmeyeceğini belirtmiştir. Azerbaycan açısından, Türkiye’nin kendisine desteği bölgesel anlamda Ermenistan yanlısı gruplaşmayı dengeleme anlamında önem taşımaktadır. Politik desteğe ek olarak, Türkiye’nin askeri kapasitesi de Azerbaycan için stratejik bir unsurdur.[6]
Türkiye, Azerbaycan’a olan desteğini bölgesel ve uluslararası kurumlar aracılığıyla da göstermiştir. AGİT Minsk grubundan, Dağlık Karabağ bölgesinin resmi statüsünün Azerbaycan içinde bir özerk bölge olarak tanınmasına yönelik güvence almış ve bu durumun şiddet yoluyla bozulmamasının sağlanmasını talep etmiştir. Dağlık Karabağ Sorunu, Türkiye açısından da önemli bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.[7] Ayrıca Rusya’nın Dağlık Karabağ sorununa yönelik daha çok Ermenistan’a yakın durduğu görülmektedir. Bu nedenle, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüşerek bölgede gerilimin azaltılmasına yönelik adımların atılması için görüşlerini iletmiştir.
Sonuç
Dağlık Karabağ Sorunu, her ne kadar özünde Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir sorun olsa da, hem coğrafi yakınlık, hem de tarihi bağlar nedeniyle Türkiye de bu soruna dolaylı olarak da olsa taraf konumundadır. Türkiye’nin Dağlık Karabağ Sorunu’na yaklaşımı, Türkiye-Azerbaycan ve Türkiye-Ermenistan ilişkileri kapsamında önem taşısa da, unutulmaması gereken bir diğer nokta da Türkiye-Rusya ilişkileridir. Bu sorunla ilgili olarak, uluslararası kurumlar tarafından taraflara gerilimin düşürülmesi yönünde yapılan çağrı kalıcı bir çözüm bulunması yönünde bir destek sunmamaktadır. Bu nedenle, ileriki dönemlerde de çözümsüzlüğün devamı olası görünmektedir.
Dr. Gamze HELVACIKÖYLÜ
[1] https://www.dunya.com/foto-galeri/gundem/6-soruda-daglik-karabag-sorunu-galeri-483238?page=3.
[2] https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/28856/3386.pdf?sequence=1.
[4] https://www.haberturk.com/buzluktan-cikan-savas-dort-soruda-daglik-karabag-sorunu-2817268.
[5] https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/28856/3386.pdf?sequence=1.