Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO Liderler Zirvesi kapsamında, Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği konusu bir kez daha gündeme gelmiştir. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Twitter hesabından, “NATO liderleri, Ukrayna’nın ittifak üyesi olacağını doğruladı” diyerek uzun bir süredir tartışmalara konu olan Ukrayna’nın NATO’ya üyelik süreci hakkında Ukrayna’nın niyetini açıkça dile getirmiştir. Liderler Zirvesi sonrasında, ABD Başkanı Joe Biden ise, Zelenskiy kadar net konuşmamış ve Ukrayna’nın NATO üyeliği için çok çalışması gerektiğini vurgulayarak, ülkenin NATO üyeliğine dahil olabilmesi için öncelikle iç siyasetteki yolsuzluk ve başka kriterleri karşılaması gerektiğini ifade etmiştir. Bu iki açıklama, her ne kadar birbiri ile tam anlamıyla tutarlı olmasa da, Ukrayna’nın NATO üyeliği tartışmalarını beraberinde getirmiştir.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Zirve’den önce Ukrayna sınırındaki Donbass bölgesindeki Rus birliklerinin hareketiyle yeniden tırmanan gerilim nedeniyle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile telefonda görüşerek, Ukrayna’nın NATO ittifakına üye olma isteğini dile getirmiş ve NATO’dan bu konuda bir üyelik planı hazırlamasını talep etmiştir. Sosyal medya üzerinden kullandığı ifadelerde, Zelenskiy, “Jens Stoltenberg’i, Rusya’dan kaynaklanan önemli tehditler hakkında bilgilendirdim. NATO Zirvesi’nde, Rusya’nın saldırganlığının önlenmesine yönelik etkili adımların atılmasını umuyorum. 2008 yılında Ukrayna’nın NATO Üyelik Planı’nın geçerliliğinin teyit edilmesinin Ukrayna için önemini vurguladım.” ifadelerini kullanmıştır.[1] Zelenskiy’in bu ifadelerinden anlaşılacağı üzere, Ukrayna, Rusya’ya karşı toprak bütünlüğünü korumak ve Rus ayrılıkçılarını bölgeden uzaklaştırmak için NATO’nun güvenlik şemsiyesi altına girmeyi misyon edinmiştir.
Önceki aylarda Donbass bölgesini içine alan Ukrayna sınırına ABD’nin yoğun silah ve mühimmat takviyesi üzerine, Rusya, bölgede gerilimi tırmandırmama çağrısı yapmış ve olası bir savaşa mahal verilmemesi için ABD’ye uyarıda bulunmuştur. Putin, Zirve öncesinde de defalarca Ukrayna’daki NATO askerlerinin varlığının Rusya’nın kırmızı çizgisinin geçilmesi anlamına geleceğini belirtmiştir. Bu konudaki endişelerini “Ukrayna’nın NATO üyesi olduğunu hayal edelim. Harkov veya Dnepropetrovsk’tan Rusya’nın merkez kısmına kadar uçuş süresi 7-10 dakikaya iniyor. Bu, bizim için kırmızı çizgi mi, değil mi? Bunu, teklif edilen ve müzakere edilenlere yönelik tepkimizin nasıl olması gerektiğini kim düşünmeli?”[2] şeklinde ifade eden Putin, bu üyeliğe sıcak bakmadığını alenen vurgulamıştır. Putin’in bu konudaki tepkisi aslında yalnızca Ukrayna’ya değil, her fırsatta Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekleyen ABD ve NATO’ya da karşıdır. Ukrayna’nın NATO’ya girmesi demek, NATO’nun kendi üyesinin (Ukrayna) güvenliğinin korunmasını ileri sürerek istediği zaman bölgeye girmesi ve Ukrayna sınırının Rus askerlerinden arındırılması anlamına gelecektir. Böylelikle uzun süredir ayrılıkçı Rus birliklerinin kontrolü altında olan Donbass bölgesindeki Donetsk ve Luhansk şehirleri NATO’nun kontrolü altına girme riski ile karşı karşıya gelecek, Rus yanlısı ayrılıkçılar burada yalnızca Ukrayna Ordusu ile değil, NATO Ordusu ile de savaşacaktır. Bu durum, Moskova’yı yeni ve daha geniş kapsamlı bir savaşın eşiğine getirebilir.
Peki Donetsk bölgesi neden önemlidir? Çünkü bu bölgedeki kömür rezervinin 100 milyon ton civarında olduğu tahmin edilmektedir ve burası Avrupa’nın en büyük 4. maden bölgesidir. Donbass bölgesi, her iki sınırda da ağır sanayi kompleksleri ve madencilik sektörünün yoğunlaştığı önemli bir merkez haline gelmiştir. Ayrıca halkın % 10’u burada yaşamakta ve GSMH’nın % 20’si bu bölgeden sağlanmaktadır. Ukrayna’nın ihracatının dörtte biri de yine bu bölgeden yapılmaktadır.[3] Donetsk kentinin girişinde “Donbass Ukrayna’nın kalbidir” diye yazmaktadır. Bölgenin ekonomik açıdan önemi göz önünde bulundurulursa, bu sözün ne denli yerinde kullanıldığı ortaya çıkmaktadır.
Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği konusunda NATO’nun tavrı ise son derece nettir. Genel Sekreter Jens Stoltenberg, Rusya’nın ittifaka katılacak ülkeleri engelleyemeyeceğine, her ülkenin hangi ittifak içinde yer alacağına kendisinin karar verme yetkisine sahip olduğuna ve Rusya’nın yasal olarak söz hakkı olmadığına vurgu yapmıştır. ABD ve NATO’nun Rusya’yı çevreleme politikası aslında bilinen ve görünen bir gerçektir. NATO’nun üye sayısı yeterliyken halen Ukrayna ve Gürcistan’ı NATO üyesi yapmak istemesi, NATO’nun ve ABD’nin Rusya’yı çevreleme ve kuşatma gereksiniminden kaynaklanmaktadır. Nihai olarak ise, ABD, NATO aracılığı ile Karadeniz’deki kalıcı varlığını yasal bir zemine oturtmayı ve Montrö’yü safdışı ederek Karadeniz’e istediği kadar savaş gemisi ve uçak yollayarak denizlerde hâkimiyet kurmayı hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda, NATO, Ukrayna’nın güvenliği meselesini Karadeniz’deki egemenliğini artırmak için Rusya’ya karşı koz olarak kullanmaktadır.
Fakat Ukrayna’nın üyeliğinin NATO açısından dezavantajı da vardır. Zira Ukrayna Ordusu’nun elindeki silahların ve silah teknolojisinin büyük bölümü Rus menşeilidir. Ukrayna’nın elindeki Rus yapımı silahların NATO’nun eline geçmesi ve bu silahların NATO sistemine uyumlu olmaması, tıpkı Türkiye’nin S-400 alımının NATO için bir güvenlik tehlikesi yaratacağı tartışmaları gibi Ukrayna için de gündeme gelecek ve bu teknolojinin NATO savunma sistemine nasıl entegre edileceği tartışılacaktır. Bu durumda, Ukrayna’nın üyeliği, ABD ve NATO savunması açısından ciddi bir güvenlik zafiyeti yaratabilir. Bu noktada, NATO, Türkiye’ye S-400’ler konusunda yaptığı gibi Ukrayna’ya da Rus menşeili silahları elinden çıkarması için baskı yapabilir ve yeni bir kriz doğabilir.
Ukrayna’nın NATO üyeliğinin Türkiye açısından da etkileri olacaktır. Donbass bölgesinde şu an Rusya’nın desteğiyle ayrılıkçı Ruslar tarafından ilan edilen bir yönetim vardır. Ukrayna’nın NATO’ya girmesi durumunda NATO’nun en büyük 2. ordusu olan Türkiye’nin sınır bölgesindeki çatışmaları gidermek ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü sağlamak için asker/muhimmat sevkiyatı yapması, Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirebilir. Böyle bir ihtimal karşısında Türkiye ile Rusya’nın birbirine karşı silah doğrultması ve çatışmaya girmesi iki taraf açısından da istenmeyecek bir durumdur. Türkiye’nin Rusya ile son dönemdeki ekonomik ve askeri ilişkileri iyi seviyededir; zira Rusya’dan yapılan doğalgaz ithalatı, S-400 füze savunma sisteminin alımı, Rusya’dan gelen turizm gelirleri ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımı gibi konularda Türkiye ve Rusya ittifak içindedir.[4] Tüm bu ilişkileri riske atmak, Türkiye açısından telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla, Ukrayna’nın NATO üyesi olması demek, Türkiye’nin Rusya ve NATO arasında sıkışabileceği ve tercih yapmak zorunda kalabileceği anlamına gelecektir. Böyle bir durumda, Türkiye’nin, Ukrayna’nın NATO üyeliğine veto koyması ve ABD’nin tahriklerine gelmemesi, Rusya ile tansiyonun yükselmemesi açısından daha doğru olacaktır. Çünkü NATO’da kararlar oybirliği ile alınmaktadır ve Türkiye’nin Ukrayna’nın üyeliğini veto etmesi rasyonel bir tutum olacaktır.
Sonuç olarak, Ukrayna’nın NATO’ya girmesi halinde hem Rusya, hem ABD, hem de Türkiye durumdan etkilenecektir. Rusya’nın kırmızı çizgisi olarak gördüğü Ukrayna’nın NATO üyeliği meselesi, Rusya ve ABD arasında gereksiz ve yıkıcı bir savaşa yol açabilir. Bilhassa Karadeniz özelinde denizlerin hakimiyeti noktasında iki ülkenin gövde gösterisine daha çok tanık olabiliriz. Bu durumda, Türkiye’nin de NATO üyesi olarak ileride Ukrayna sınır bölgesine askeri destek vermesi halinde Rusya ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır. Türkiye-Rusya ilişkileri askeri ve ticari açısından belli bir ivme kazanmışken, bu saatten sonra bu ilişkilerin heba edilmesi dış politikada rasyonel bir refleks değildir.
Dr. Eren Alper YILMAZ
[1] Sputnik Türkiye (2021), “Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’den NATO’ya ‘Rus saldırganlığını önleme’ çağrısı”, Erişim Adresi: https://tr.sputniknews.com/avrupa/202106111044706422-ukrayna-devlet-baskani-zelenskiyden-natoya-rus-saldirganligini-onleme-cagrisi/.
[2] Sputnik Türkiye (2021), “Prof. Dr. Doster: Eğer Ukrayna NATO’ya üye olursa bu Rusya’dan sonra en fazla Türkiye’nin başını ağrıtır”, Erişim Adresi: https://tr.sputniknews.com/columnists/202106101044704579-prof-dr-doster-eger-ukrayna-natoya-uye-olursa-bu-rusyadan-sonra-en-fazla-turkiyenin-basini-agritir/.
[3] DW Türkçe (2014), Donbass Neden Önemli, Erişim: https://www.dw.com/tr/donbas-neden-%C3%B6nemli/a-17568574.
[4] Ulusal Kanal (2021), “Prof. Dr. Hasan Ünal: ”Bu ülkelerin NATO üyesi olması mümkün değil” , Erişim Adresi: https://www.youtube.com/watch?v=qxOMcZJ3D9g.