KÜRESEL DENGELER DEĞİŞİYOR: İRAN’IN ŞİÖ ÜYELİĞİ NE ANLAMA GELİYOR?

upa-admin 24 Eylül 2021 1.512 Okunma 0
KÜRESEL DENGELER DEĞİŞİYOR: İRAN’IN ŞİÖ ÜYELİĞİ NE ANLAMA GELİYOR?

İran İslam Cumhuriyeti (kısaca İran) Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi, geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamada, ülkesinin kimilerince “Doğu’nun NATO’su” olarak tanımlanan Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (kısaca ŞİÖ) tam üye olarak kabul edildiğini açıkladı. Reisi, gelişmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Bölgesel düzeyde gerçek barış ve iş birliğini sağlamak için birkaç fırsattan biri olan bu önemli ve etkili toplantıya katılmaktan duyduğum memnuniyetimi ifade etmeme izin verin. İran’ın daimi üyeliği vesilesiyle, tüm üyelere samimi teşekkürlerimi sunuyorum.” diyerek[1], İran’ın uzun yıllardır örgüte olan tam üyeliğini kendi Cumhurbaşkanlığı döneminde yerine getirmiş oldu. Böylece, 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana İran, ilk defa bir örgüte tam üye oldu. İbrahim Reisi de, Cumhurbaşkanı olarak ilk başarısına imza atmış oldu.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ŞİÖ üyeliği anlaşmasını imzalarken

İran’ın ŞİÖ’ye tam üyelik çabaları uzun süredir devam etmekteydi. 2005 yılından beri ŞİÖ’de “gözlemci üye” olarak yer alan Tahran yönetimi, 2008 yılında örgüte tam üye olmak için başvurmuş; ancak üyelik talebi kabul edilmemiştir. İran’da Mahmud Ahmedinejad sonrası iş başına gelen Hasan Ruhani Cumhurbaşkanlığında, dış politikanın Batı merkezli olarak şekillenmesi ve Ahmedinejad döneminde bozulan Batı ile ilişkilerin düzeltilmesine öncelik verilmesi, ŞİÖ üyeliğini bir süreliğine rafa kaldırmıştı. Nitekim Ruhani döneminde ABD ile imzalanan nükleer anlaşmaya öncelik veren Tahran, 2017 yılında düzenlenen ŞİÖ zirvesine sadece Dışişleri Bakanı seviyesinde katılmıştı. Aslında bu dönemde ŞİÖ tam üyeliğine karşı olmayan Ruhani hükümeti, Batı ile sorunları çözmeden Doğu ile işbirliği yapılamayacağını ve bu nedenle önceliklerinin ABD ve Batı bloku ile ilişkilerin normalleştirilmesi olduğuna inanan bir liderdi; bu yüzden de Doğu ile yakın ittifaklar kurmaya cesaret edemedi. Tüm bunlara rağmen, görevinin son yıllarında, 2020 yılında tam üyelik almaya yönelik son çabası -İran’la bazı sorunları olan- Tacikistan’ın o zamanlar ret oyu vermesi nedeniyle başarısız olmuştu. Ayrıca Çin’in de Batı ile sorunları olan İran’ın örgüte katılımı yönünde bazı çekinceleri olduğu ifade ediliyordu. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti (kısaca Çin) Devlet Başkanı Şi Cinping, Cuma günü ŞİÖ Zirvesi’ne video konferans yöntemiyle katıldığı sırada yaptığı açıklamada, İran’ın ŞİÖ’ye tam üye olarak girmesi için prosedürlerin başlatılacağını vurguladı. Bu adım, Rusya Federasyonu (kısaca Rusya) Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Pakistan Başbakanı İmran Han gibi üye devletlerin liderleri tarafından da memnuniyetle karşılandı.[2] Hatırlanacak olursa, daha önceki yıllarda, Tahran’a, örgüt üyeliğinin onaylanması için Batı ile yaptığı nükleer anlaşmaya uyması şart koşulmuştu. Ancak JCPOA anlaşmasını ABD’nin bozması nedeniyle, bu defa böyle bir şart uygulanmadı.

Böylelikle, şimdilerde İran’da Asya’yı merkeze alan ve yine sert ABD ve Batı karşıtı bir Cumhurbaşkanının iş başında olmasına rağmen, ŞİÖ, -Ahmedinejad döneminin aksine- Cumhurbaşkanı Reisi’ye tam üyelik hakkı tanıdı. ŞİÖ’nün Reisi’ye tam üyelik hakkını vermesi ve Çin’in Tahran’ın üyeliğini açıkça destekliyor oluşu, Asya jeopolitiğinde oluşan yeni dengeler açısından önem teşkil etmektedir. Öncelikle, İran, ŞİÖ üyeliğini ABD’nin küresel arenadaki rolü konusunda birleşik ve kapsamlı vizyona sahip güçlü bir blok olarak pazarlamaya çalışmaktadır. Ayrıca üyeliğini Batı hegemonyasını kırma ve yaptırımları kaldırma bağlamında Reisi ile hesaba katılması gereken bir başarı olarak sunmaktadır. Reisi, zirvede yaptığı konuşmada, yaptırımları “ekonomik terörizm” ve “egemen güçlerin isteklerini başkalarına dayatmak için en önemli araç” olarak nitelendirdi. Bu tür ekonomik yaptırımların bölgesel entegrasyonu teşvik etmenin önünde “büyük bir engel” olduğunu da sözlerine ekledi. Siyasi düzeyde, bu girişim, İran’ın Reisi’nin gölgesi altında Batı’yı karşısına alarak Doğu’ya yönelmeye dayalı politikasının ilk uygulamasıdır. Tahran, bu üyeliği ABD’nin tecrit projesine son vermek gibi pazarlamaktadır.[3]

İran’ın ŞİÖ üyeliği, Rusya ve Çin’in başından beri karşı olduğu ABD’ye yönelik de bir hamle görevi de üstlenmektedir. Bu iki başat üyenin 2015 yılında İran ile BM arasında imzalanan nükleer anlaşmada kolaylaştırıcı pozisyonunda olmaları, ABD anlaşmadan çekildiğinde tepki göstermeleri ve ABD yaptırımlarını tanımadıklarını ilan etmeleri, ileriki yıllarda örgütün İran’ı ABD’ye karşı satranç oyuncusu olarak kullanma hamlesi yapacağının sinyallerini vermiştir. Reisi, zirvede yaptığı konuşmada, İran’ın ekonomik ve siyasi olarak iş birliğini arttırmak istediğini, yalnızlaştırıldığını ve bölgedeki aktörlerin yanında Batı’nın da kendisine yeteri kadar destek olmadığını düşündüğünü vurgulamıştır. Bu nedenle, Çin’in büyüyen potansiyelini, Asya pazarı (özellikle Hindistan) ve Rusya’nın siyasi gücünü de gözeterek, İran’ın uluslararası siyasette daha fazla görünür olmak istediğini, bunu da Doğu’ya açılımla sürdürme gayretinde olduğunu söylemiştir. Bu ifadelerden, İran’ın hem Doğu’nun ekonomik ve siyasi gücünden Batı’ya karşı koruma kalkanı olarak faydalanmak istediğini, hem de artık bölgesel güç niteliği kazanma gayretinde olduğunu anlamak mümkündür.

Bu örgüte üyeliğin, ekonomik çıkarlar açısından da hem İran’a, hem de diğer örgüt üyelerine katkılar sağlayacağı şüphesizdir. İran Gümrüğü Sözcüsü Ruhullah Latifi’den aktardığı bilgilere göre, 2020 yılının Mart ayı ile 2021 yılının Mart ayına kadar olan dönemde İran ile ŞİÖ ülkeleri arasındaki ekonomik ticaret hacmi yaklaşık 28 milyar dolara ulaşmıştır. Çin ile yapılan 18,9 milyar dolar değerindeki ticaret ise, bunun ağırlık noktasını oluşturmuştur.[4] Yine İran, 34 trilyon metreküp (tcm) doğalgaz rezerviyle, Rusya’dan sonra dünyada en fazla kanıtlanmış doğalgaz rezervine sahip ikinci ülke konumundadır. Petrolde ise, İran, 160 milyar varil rezerviyle dünyada Kanada’nın ardından en fazla kanıtlanmış petrol rezervine sahip dördüncü ülke pozisyonundadır.[5] İran’ın katılımıyla birlikte, Şangay İşbirliği Örgütü, dünya toplam gaz rezervlerinin % 46, petrol rezervlerinin ise % 21’ini kontrolünde bulunduruyor olacaktır.

Örgüt üyelerinden Çin ise, dünyada en fazla petrol ve doğalgaza ihtiyaç duyan tüketici ülkelerin başında gelmektedir. Dolaysıyla, İran’ın örgüt üyeliği, İran’ın koşullarını gözetip kendisi için makul fiyatlara petrol ve doğalgaz almak bir fırsat niteliğindedir.  Dahası, Çin, sadece enerjiyi ithal etmek istememekte, üretim sürecinde de kendi şirketlerine alan açmayı amaçlamaktadır. Üstelik bu şirketler arasında sadece enerji şirketleri değil, altyapıdan teknolojiye kadar pek çok alanda farklı şirketler vardır ki, bunların çoğu İran pazarı için tetikte beklemededir. Rusya ise, enerji zengini bir ülkedir; ancak enerji yalnızca kendi kaynağını ihraçtan ibaret değildir. Örneğin, Rosneft, Gazprom, Lukoil ve Novarek’in BM yaptırımlarının kalkmasıyla İran’a seyahatlerindeki artış Rusya’nın enerji diplomasisinin örnekleri olarak görülmüştür. Dolayısıyla, İran, hem Rusya hem de Çin için enerji yatırımları ve ithalatı açısından önemli bir pazardır. Tabii ki, diğer örgüt üyeleri de bu durumdan aslan payını alacaktır.

İran açısından bakıldığında ise, ekonomik düzeyde Doğu’ya doğru bir yöneliş, bugüne kadar hep Batı yaptırımları ile karşı karşıya kalan İran’a Asya ve Avrasya’da ana küresel pazarlara erişim kapısını açmaktadır.  Böylelikle, İran, kendi petrolünü ve doğalgazını hiçbir yaptırım ile karşılaşmadan örgüt üyelerine ihraç edebilecek pozisyona gelmiştir. Bu durum, İran’ın Hindistan ve Çin gibi dünya nüfusunun büyük bir bölümünü temsil eden ve enerjiye ihtiyacı olan, dolayısıyla Tahran için büyük potansiyele sahip “küresel pazarlara ulaşmasına” izin verecektir.

Sonuç itibariyle, İran’ın örgüt üyeliği; gerek İran’ın siyasi olarak ABD hegemonyasına bir cevap vererek Doğu Bloku içinde güçlü bir şekilde yerine alması, gerekse de ticari anlamda İran ve diğer örgüt üyeleri açısından yeni pazarlar, yatırım ve tedarik alanlarının yaratması anlamına gelmektedir. Burada ABD’ye ve NATO’ya verilen mesaj ise nettir: “Artık dünyanın merkezi siz değilsiniz, gücümüzü hissedin!”… Bu mesaj, bugüne kadar İran üzerinde tahakküm yetkisi bulunan ABD’ye karşı bir kalkan ve uyarı görevi görecektir. İran’ın geç gelen bu üyeliğine istinaden ŞİÖ’nün bu stratejik hamlesi karşısında ABD’nin ve Batı’nın nasıl bir karşı hamle yapacağı da merak konusudur. Ayrıca kuşkusuz, Trump’ın JCPOA’dan çıkarak İran’ı tamamen kaybetmesi de bu süreçle birlikte kesinleşmiştir ki, bu durum, Tahran’ın nükleer programı konusunda Batı ile uzlaşmasını da etkileyecektir. Her ne kadar Rusya ve Çin JCPOA anlaşmasının imzacıları olarak Tahran’ın nükleer programını sınırlandırmasını destekleseler de, İran’ın Batı ile ilişkilerinde kalıcı bir sorunun varlığını da desteklemeyi zaman içerisinde makul bulabilirler.

                                                                                                          Dr. Eren Alper YILMAZ

 

[1] Euronews (2021), “İran, Şanghay İşbirliği Örgütüne tam üye olarak kabul edildi”, Erişim Tarihi: 23.09.2021, Erişim Adresi: https://tr.euronews.com/2021/09/17/iran-sanghay-isbirligi-orgutune-tam-uye-olarak-kabul-edildi.

[2] Şarkul Avsat (2021), “İran krizlerini hafifletmek için Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki üyeliğine güveniyor”, Erişim Tarihi: 23.09.2021, Erişim Adresi: https://turkish.aawsat.com/home/article/3197256/i%CC%87ran-krizlerini-hafifletmek-i%C3%A7in-%C5%9Fanghay-i%CC%87%C5%9Fbirli%C4%9Fi-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC%E2%80%99ndeki-%C3%BCyeli%C4%9Fine.

[3] Independent Türkçe (2021), “İran’ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne kabulünün anlam ve sonuçları”, Erişim Tarihi: 23.09.2021, Erişim Adresi: https://www.indyturk.com/node/415506/d%C3%BCnya/i%CC%87ran%C4%B1n-%C5%9Fanghay-i%CC%87%C5%9Fbirli%C4%9Fi-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BCne-kabul%C3%BCn%C3%BCn-anlam-ve-sonu%C3%A7lar%C4%B1.

[4] Şarkul Avsat (2021), “İran krizlerini hafifletmek için Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki üyeliğine güveniyor”, Erişim Tarihi: 23.09.2021, Erişim Adresi: https://turkish.aawsat.com/home/article/3197256/i%CC%87ran-krizlerini-hafifletmek-i%C3%A7in-%C5%9Fanghay-i%CC%87%C5%9Fbirli%C4%9Fi-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC%E2%80%99ndeki-%C3%BCyeli%C4%9Fine.

[5] NTV (2021), “İran’ın Şangay İşbirliği Teşkilatı’na üyelik serüveni”, Erişim Tarihi: 23.09.2021, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/trumpin-yaptirim-politikasi-irani-sarsti-ancak-muzakere-masasina-cekmeyi-basaramadi-/2031518.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.