AVRUPA EKONOMİSİNİN BİR DİĞER ZORLU SINAVI: ÇİN HÜKÜMETİNİN UYGULADIĞI “SIFIR COVID POLİTİKASI”

upa-admin 29 Kasım 2022 1.502 Okunma 0
AVRUPA EKONOMİSİNİN BİR DİĞER ZORLU SINAVI: ÇİN HÜKÜMETİNİN UYGULADIĞI “SIFIR COVID POLİTİKASI”

2022 yılının sonuna doğru yaklaşılırken, Avrupa ekonomisi, birçok açıdan zorlu sınavlar vermektedir. Salgın süreciyle birlikte büyük yara alan ve son dönemde kendisini jeopolitik açmazların içinde bulan Avrupa ekonomisinin geleceği noktasında, dünyada “Fitch Ratings” gibi birçok tanınmış iktisadi-kredi derecelendirme kuruluşu, karamsar tablolar çizmektedir.[1] Küresel açıdan kritik bir öneme sahip olan Avrupa ekonomisinin son durumu, dünya kamuoyunda merakla takip edilmektedir. Bu makalede, bu olgulardan hareketle, Avrupa ekonomisini zorlayan jeopolitik riskler incelenecek ve Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin uyguladığı “sıfır Covid politikası“nın Avrupa ekonomisine olası etkileri değerlendirilecektir.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devam etmesiyle birlikte, son dönemde özellikle Avrupa’nın önde gelen ülkeleri için, enflasyonun yükselişine zemin hazırlayan temel faktör enerji krizidir. Enerji krizi, Avrupa ekonomisini olumsuz yönde etkilerken, özellikle sanayi sektörü başta olmak üzere, diğer çoğu sektörde maliyetleri yükseltmesi nedeniyle, üretimi düşürmektedir.[2] Bazı büyük ölçekli metal işletmeleri İspanya, İngiltere, Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Polonya’da üretimi durdurmuşlardır. Yine bu ülkelerle birlikte, Çek Cumhuriyeti ve Sırbistan gibi ülkelerde, metal türevi ürünlerin üretim kapasitesi ciddi düzeylerde düşürülmüştür.[3] Dolayısıyla, Vladimir Putin yönetimindeki Rusya’nın, Avrupa’ya karşı kullandığı doğalgaz ve “enerji” kozu, Avrupa sanayisini ve ekonomisini oldukça zorlu bir sürece sürüklemektedir. Avrupa ekonomisinde elektrik, doğalgaz ve yakıt fiyatlarının yükselmesi, üretimi düşürdüğü gibi, fiyatları artış eğilimine sürüklediği için tüketici talebini de, büyük ölçüde düşürecektir. Avrupa ekonomisinin Rusya’ya olan enerji bağımlılığı kıta ülkeleri açısından ciddi bir risktir.

Avrupa ekonomisinin ikinci zorlu sınavı ise dış ticarette salgın dönemiyle birlikte başlayan ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nın günümüze kadar süregelmesiyle devam eden ürünlerin tedarik zincirlerindeki problemlerdir. Özellikle Ukrayna-Rusya Savaşı’nın devam etmesiyle birlikte, ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında, belirgin bir çözümsel uzlaşının ufukta görünmemesi, jeopolitik riskleri yükseltmektedir. Haliyle, bu durum, Avrupa ülkeleriyle entegre bir şekilde, ticaret yapan tedarik zincirlerini ve Avrupa’daki tedarik zincirlerini olumsuz etkilemektedir. Avrupa ülkeleri ve ekonomisi açısından, 2022 yılında tedarik zincirindeki kriz ortamı, büyük ölçüde aşılmış gibi görünse de, önümüzdeki dönemde ciddi bir risk potansiyeline sahiptir.

Washington merkezli Uluslararası Finans Enstitüsü (Institute of International FinanceIIF) dünya ve Avrupa ekonomisiyle ilgili geçen günlerde çarpıcı bir analiz raporu yayımlamıştır. Raporda, dünya ekonomisinin 2008 küresel finans krizinden sonraki ilk süreç olan 2009 yılında yaşadığı iktisadi zayıflığın bir benzerini, 2023 yılında da yaşayabileceği ifade edilmiştir.[4] Dünyaca ünlü ekonomistler Robin Brooks ve Jonathan Fortun tarafından hazırlanan rapora göre, Avrupa ekonomisinin yaşadığı kötü gidişat, son dönemde finansal ve iktisadi verilere de, somut biçimde yansımış durumdadır. Ayrıca rapordaki diğer bir çarpıcı analiz de, küresel ekonominin yavaşlamasına, Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan en çok etkilenen Avrupa ekonomisinin öncülük edeceği beklentisidir. Dolayısıyla, bu rapor da, Avrupa ekonomisinin geleceğine yönelik, 2023 yılı açısından oldukça karamsar bir tablo çizmektedir.

Uluslararası Finans Enstitüsü raporuna göre, Asya ekonomisinin lokomotifi olan Çin ekonomisinin ise, 2023 yılında küresel ekonominin itici gücü olacağı öngörülmektedir.[5] Ancak Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping’in ülkede son dönemde uyguladığı “sıfır Covid politikaları”, hem Avrupa ekonomisini, hem de küresel ekonomiyi endişeye sevk etmektedir. Şi Cinping, 16 Ekim 2022 tarihinde düzenlenen Çin Komünist Partisi 20. Ulusal Kongresi’nde gerçekleştirdiği açılış konuşmasında, “Sıfır Covid Politikası” olarak adlandırılan sert tedbirlere dayalı politikalardan ödün verilmeyeceğini net bir biçimde ifade etmiştir.[6] Çin’in uyguladığı “Sıfır Covid Politikaları”, özellikle tam kapanma ve karantina gibi radikal önlemleri içerdiği için, ülkedeki üretim kapasitesini olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının geçen yıla göre yüksek oranlarda zamlandığı ve üretim düzeyinin düşmeye başladığı Avrupa ekonomisi açısından, önemli ölçüde ticaret ortağı konumunda bulunan Çin’deki “Sıfır Covid Politikaları” düşündürücü bir niteliğe sahiptir.

Salgın sürecinden sonra, Avrupa ekonomisi, her ne kadar dış ticarette korumacı tedbirler alsa da, küresel ekonomiye ve Çin Halk Cumhuriyeti ekonomisine oldukça bağımlı durumdadır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin, özellikle son dönemde Avrupa Birliği ülkelerinde altyapı ve teknoloji gibi kritik sektörlere, çeşitli yatırımlar gerçekleştirerek etkinliğini artırmasıyla birlikte, Asya devinin kıtadaki iktisadi ağırlığı da Avrupa kamuoyunda sıklıkla tartışılmaktadır.[7] Salgın sürecinden sonra gelişen Ukrayna-Rusya Savaşı’yla birlikte, tekrar belirsiz bir döneme adım atan Avrupa ve AB ekonomisi, ayrıca ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında yaşanan teknoloji savaşının da, arasında kalmıştır.

Bu durum, “çip ve yarı iletken ürünlerin üretiminde” somut ve net bir biçimde görülmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Avrupa’da satın alma yoluyla gerçekleştirmeyi planlandığı iki teknolojik yatırım anlaşması, kıtadaki stratejik altyapının kaybedileceği endişesiyle, Batılı ülkelerce askıya alınmıştır.[8] İngiltere ve Almanya’da engellenen “çip” yatırımlarıyla birlikte, mevcut iktisadi konjonktürde, Avrupa ekonomisi içerisinde güçlü bir konuma sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin, etkinliğinin kıta ülkelerince kırılmak istendiği ifade edilebilir. Ancak bu gelişmelerin arka planında, Amerika Birleşik Devletleri’nin kilit rol oynadığı görülebilir. Bu bağlamda, son dönemde Çin’in çip ve yarı iletken ürünler üretmesinin engellenmesi için, ABD’nin özellikle Avrupa Birliği ülkelerine yönelik olarak siyasal baskı uyguladığı bilinmektedir. Dolayısıyla, Çin ve ABD arasında yaşanan teknoloji mücadelesi de, Avrupa ekonomisinin değişik şekillerde etkilenmesine yol açacaktır. Bu teknoloji rekabetinin, politik-ekonomik açıdan neler getireceği, önümüzdeki dönemde oldukça merak konusu olacaktır.

Sonuç itibarıyla, Avrupa ekonomisinin, 2023 yılında birçok yönden olumsuzluk yaşayacağı öngörülebilir. Kötü bir gidişatın hâkim olduğu Avrupa ekonomisini, mevcut uluslararası siyasal konjonktürde gelişen jeopolitik riskler, önümüzdeki yıl daha fazla zorlayabilecektir. Bu noktada, Avrupa ekonomisinin küreselleşmenin ciddi zorluklarını yaşadığı belirtilebilir. Bu duruma bağlı bir şekilde önümüzdeki dönemde Avrupa ülkeleri, ekonomi ve ticaret alanlarında, korumacı uygulamaları sıklaştırarak, devletçi-kamusal politikalara ağırlık verebilirler. Bu bağlamda, Rusya, doğalgaz silahıyla birlikte Avrupa ülkelerine iktisadi açıdan neoliberalizme ve küreselleşmeye çok fazla güvenmemeleri gerektiğini açıkça göstermiştir. Dolayısıyla, 2023 yılı, Avrupa ekonomisinin şapkasını önüne koyup, neoliberal sistemi ve küreselleşmeyi ciddi şekilde sorguladığı bir yıl olabilir.

Küresel ekonomi ve Avrupa ekonomisiyle üst düzeyde entegre bir durumda olan Çin Halk Cumhuriyeti’nde ise, Şi Cinping’in “sıfır Covid Politikası“nı önümüzdeki dönemlerde sürdürüp sürdürmeyeceği dünya ekonomi kamuoyu bağlamında oldukça merak edilmektedir. “Sıfır Covid politikaları“nın sona erdirilmesi yönünde Çin Halk Cumhuriyeti’nde, protesto gösterileri düzenlenmektedir. Özellikle medyadaki haberlere göre, protesto gösterilerinde, çalışan ve işçi kesimin büyük bir çoğunluğu oluşturduğu ifade edilmektedir. Ancak Devlet Başkanı Şi Cinping’in açıklamaları ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin siyasi-sosyolojik yapısı göz önüne alındığında, “sıfır Covid politikaları“nın önümüzdeki dönemde de, devam edeceği öngörülebilir. Dolayısıyla, Avrupa ekonomisini gelecekte birçok jeopolitik açmaz beklerken, Çin hükümetinin uyguladığı “sıfır Covid politikaları” zincire eklenen son halka niteliğindedir.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin uyguladığı “sıfır Covid politikaları“nın Avrupa ekonomisine olumsuz etkileri, özellikle, 2023 yılından itibaren daha belirgin bir şekilde görülebilecektir. Makroekonomik açıdan olumsuz etkiler, genellikle uzun vadelerde gün yüzüne çıkmaktadır. Mevcut iktisadi konjonktürde, Avrupa ekonomisi açısından birçok belirsizlik ve jeopolitik risk faktörü bulunmaktadır. Dolayısıyla, uluslararası ekonomiyi de, yakından ilgilendiren Avrupa ekonomisinin geleceği, bu tür belirsizlikler ve jeopolitik risk faktörleriyle birlikte, 2023 yılında dünyada oldukça merak konusu olacaktır.

Cumhur Kartal YILDIZ

 

DİPNOTLAR

[1] Gökhan Kurtaran (2022), “Fitch Ratings’ten ABD ve Avro Bölgesi Ekonomilerinde Durgunluk Uyarısı”, Anadolu Ajansı, 21.11.2022, Erişim Tarihi: 26.11.2022, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/fitch-ratingsten-abd-ve-avro-bolgesi-ekonomilerinde-durgunluk-uyarisi/2744218.

[2] Ata Ufuk Şeker (2022), “Enerji Krizi Nedeniyle Avrupa Sanayisinde Çarklar Dönmüyor”, Anadolu Ajansı, 12.10.2022, Erişim Tarihi: 26.11.2022, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/enerji-krizi-nedeniyle-avrupa-sanayisinde-carklar-donmuyor/2709197.

[3] Ata Ufuk Şeker (2022), “Enerji Krizi Nedeniyle Avrupa Sanayisinde Çarklar Dönmüyor”, Anadolu Ajansı, 12.10.2022, Erişim Tarihi: 26.11.2022, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/enerji-krizi-nedeniyle-avrupa-sanayisinde-carklar-donmuyor/2709197.

[4] Ulusal (2022), “Dünya Ekonomi Raporundan Avrupa’ya Kötü Haber”, 26.11.2022, Erişim Tarihi: 27.11.2022, Erişim Adresi: https://www.ulusal.com.tr/dunya/uluslararasi-finans-enstitusunun-dunya-ekonomisine-yonelik-raporunda-avrupa-ve-cin-istatistigi-15006820.

[5] Ulusal (2022), “Dünya Ekonomi Raporundan Avrupa’ya Kötü Haber”, 26.11.2022, Erişim Tarihi: 27.11.2022, Erişim Adresi: https://www.ulusal.com.tr/dunya/uluslararasi-finans-enstitusunun-dunya-ekonomisine-yonelik-raporunda-avrupa-ve-cin-istatistigi-15006820.

[6] Ozan Örmeci (2022), “Çin Komünist Partisi 20. Ulusal Kongresi”, Uluslararası Politika Akademisi, 16.10.2022, Erişim Tarihi: 27.11.2022, Erişim Adresi:  http://politikaakademisi.org/2022/10/16/cin-komunist-partisi-20-ulusal-kongresi/.

[7] Euronews (2022), “Çin’e Olan Bağımlılık Almanları Fazlasıyla Endişelendiriyor”, Euronews, 04.11.2022, Erişim Tarihi: 27.11.2022, Erişim Adresi: https://tr.euronews.com/2022/11/04/cine-olan-ekonomik-bagimlilik-almanlari-endiselendiriyor-analiz.

[8] Dünya.com (2022), “ABD-Çin Arasındaki “çip savaşı” Avrupa’ya Sıçradı”, 27.11.2022, Erişim Tarihi: 28.11.2022, Erişim Adresi: https://www.dunya.com/sektorler/teknoloji/abd-cin-arasindaki-cip-savasi-avrupaya-sicradi-haberi-675205.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.