Giriş
Türkiye Cumhuriyeti, 100. yıldönümünü ülkede yaşanan büyük deprem faciası ve ekonomik sorunlar nedeniyle buruk bir şekilde kutlamaya hazırlanırken, ülkedeki demokratik siyaset de sorunlara rağmen devam etmektedir. Öyle ki, bir erteleme olmazsa, birkaç ay içerisinde ülkede sandık başına gidilecek ve yeni Cumhurbaşkanı ile parlamento üyeleri belirlenecektir. Ülkedeki demokratik siyasetin sürdürülebilmesinin en önemli aracı konumunda olan siyasi partiler, bu nedenle özenle korunması gereken tüzel kişiliklerdir.
Bu yazıda, Türkiye’deki siyasi partilerin üye sayılarını 2023 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verileri doğrultusunda sıralayacak ve buna dair Siyaset Bilimi perspektifinden bazı yorumlarımı sizlerle paylaşacağım.
Parti Üye Sayıları
Her yılın Ocak ayında güncellenerek yayınlanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2023 yılı verilerine göre, ülkemizdeki önemli bazı siyasi partilerin üye sayıları büyükten küçüğe şöyledir:
- Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): 11.241.230
- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): 1.369.430
- İYİ Parti: 617.513
- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP): 464.092
- Demokrat Parti (DP): 364.444
- Yeniden Refah Partisi (YRP): 269.391
- Saadet Partisi (SP): 265.738
- Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA): 177.454
- Büyük Birlik Partisi (BBP): 119.237
- Gelecek Partisi (GP): 76.182
- Halkların Demokratik Partisi (HDP): 45.302
- Demokratik Sol Parti (DSP): 27.925
- Anavatan Partisi (ANAP): 26.065
- Genç Parti (GP): 25.964
- Zafer Partisi (ZP): 25.535
- Memleket Partisi (MP): 25.132
- Vatan Partisi (VP): 15.993
- Türkiye İşçi Partisi (TİP): 11.122
- Türkiye Komünist Partisi (TKP): 5.149
- Liberal Demokrat Parti (LDP): 4.579
Yorum
Bu verileri yorumlamak gerekirse, birkaç konu ön plana çıkmaktadır. Öncelikle, yıllardır AK Parti’nin ülkedeki ezici üstünlüğüne paralel olarak, bu partinin üye sayısı anlamında da çok önde gittiği görülmektedir. Öyle ki, 11 milyonun üzerinde üyeyle birinci sıradaki AK Parti, ikinci sıradaki CHP’den 8 kattan daha fazla üyeye sahiptir. 2001 yılında kurulan nispeten yeni bir parti olan AK Parti, buna karşın çok başarılı bir şekilde kitleselleşmiş ve ülkedeki kılcal hücrelere kadar topluma nüfuz etmeyi başarmıştır. Bu nedenle, güncel anketlere göre 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması pek de beklenmeyen AK Parti, hem bu seçimde yine yüksek oy oranları yakalayacak, hem de parlamento içerisinde ve ülke siyasetinde muhtemelen güçlü bir şekilde var olmaya devam edecektir. Ancak son yıllarda iyice bir “lider partisi” haline gelen AK Parti, kuşkusuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaset sahnesinden çekilirse, onun yerini doldurmakta çok zorlanabilir ve en azından bir süre bocalayabilir.
İkinci önemli tespit, CHP’nin toplumsallaşmasını henüz tamamlayamamış olduğu ve kadro partisinden kitle partisine geçiş sürecinin halen devam ettiği gerçeğidir. Öyle ki, 1992 yılında kurulan ve kökleri Cumhuriyetimizi kuran ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının oluşturduğu Kuvayi Milliye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine dayanan CHP, üye sayısında henüz 1,5 milyona bile ulaşamamış ve elit parti görüntüsünü aşamamıştır. Bu nedenle, yeni dönemde, parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin 1970’lerin Bülent Ecevit CHP’sinin kitleselleşme çabalarına uygun şekilde hareket etmeleri ve partiyi halka açmaları beklenebilir.
Üçüncü önemli tespit, milliyetçi sağda yarışan iki büyük partiden yeni olan Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin (2017), 1983’te kurulan Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’yi üye sayısında epey geçmiş olmasıdır. Bu, İYİ Parti’nin ülkedeki yükselen sağ/milliyetçi parti olduğunun ispatı durumundadır ve kuşkusuz oy oranlarına da yansıyacaktır.
Dördüncü önemli husus, halen oy oranları düşük olmasına karşın, Gültekin Uysal liderliğindeki 1983 tarihli DP’nin kayda değer üye sayısına ulaşmış olması ve siyasette halen ciddi bir potansiyelinin bulunmasıdır. Bu parti, doğru bir konjonktürde siyaseten önemli bir atılım yapabilir. Ama Uysal, şimdiye kadar yüksek profilli bir grafik sergileyememiş ve -her nedense- genelde kameralardan uzak durmayı tercih etmiştir.
Beşinci ve çok önemli bir tespit, Necmettin Erbakan’ın oluşturduğu İslamcı çizgideki Milli Görüş hareketinin devamını artık büyük ölçüde Saadet Partisi’nin değil, Yeniden Refah Partisi’nin temsil ediyor olmasıdır. Zira 2018 yılında kurulan oğul Erbakan (Fatih Erbakan) liderliğindeki bu parti, 2001’de kurulmuş olan Temel Karamollaoğlu liderliğindeki SP’yi üye sayısında şimdiden geçmiş durumdadır. Yeniden Refah, bu gidişle ilerleyen aylarda/yıllarda SP’den kopan birçok kişiyi de bünyesine katacak ve daha da güçlenecektir.
Altıncı önemli nokta, oy oranı oldukça yüksek olan Kürt partisi HDP’nin üye sayısının görece düşük olmasıdır. Bu, partinin kapatılması ihtimaline karşı tabanın aldığı bir önlem olarak da düşünülebilir. Zira HDP’nin kapatılması ve yeni parti kurulması durumunda, Kürt seçmenler, bu yeni ve lekesiz partiye üye olarak siyaset yapmak istiyor olabilirler.
Yedinci ve son önemli husus, bu partilere ek olarak DEVA ve BBP dışında, ülkede kitlesel anlamda kayda değer bir seçmen tabanı olan ve “kitle partisi” sıfatını hak eden siyasi partilerin olmayışıdır. Yeni kurulmalarına karşın anketlerde ve üye sayısında boy göstermeye başlayan Ümit Özdağ liderliğindeki Zafer Partisi, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ve Muharrem İnce’nin Memleket Partisi de varlıklarını geliştirmekte olan ve potansiyellerini koruyan siyasi yapılar olarak not edilebilir. Son olarak, Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde de üye sayısı çok ve seçmen tabanları güçlü olan bu partilerin şanslı olabileceklerini öngörmek gerekir.
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ