BİRLEŞİK KRALLIK VE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDA YENİ BİR UZLAŞI: WINDSOR ÇERÇEVE ANLAŞMASI

upa-admin 28 Şubat 2023 1.146 Okunma 0
BİRLEŞİK KRALLIK VE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDA YENİ BİR UZLAŞI: WINDSOR ÇERÇEVE ANLAŞMASI

Birleşik Krallık’ta 2016 yılında gerçekleştirilen Avrupa Birliği referandumunda seçmenin % 51,9’unun tercihini Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmak (Brexit) yönünde kullanması, Birleşik Krallık’ı oluşturan her ulusun çoğunluğunun AB’den ayrılmak istediği anlamına gelmiyordu. Nitekim İskoçya’da seçmenin % 62’si  tercihini AB’de kalmak yönünde kullanırken, Kuzey İrlanda’da da seçmenin % 55.8’i AB’den ayrılmaya “hayır” demişti. Dolayısıyla, Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı aslen İngiltere’nin ve Galler’in kararı oldu. Ocak 2020’de gerçekleşen ayrılığın Birleşik Krallık içinde huzursuzluk kaynağı olacağı zaten belliydi; Brexit, İskoç bağımsızlık hareketine ivme kazandıran bir unsur, zaten hassas dengeler üzerinde oturan Kuzey İrlanda üzerinden de başlı başına Birleşik Krallık-AB arasında yeni sorunlar yaratıcı  faktör oldu.

Birleşik Krallık AB’ne üye iken, İrlanda Cumhuriyeti ile kişilerin, malların, sermayenin ve hizmetlerin serbest dolaşımı açısından aynı müktesebat, yani AB müktesebatı ile düzenlenen alanda bulunuyordu. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması, ülkeyi bu müktesebat alanından çıkarırken, doğal olarak Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında sınırlar oluşturdu; zaten tarihi açıdan hassas bir konu olan sınır meselesinin Brexit nedeniyle istikrarsızlık kaynağı olmasını önlemeye yönelik olarak Birleşik Krallık ile AB arasında Kuzey İrlanda Protokolü imzalandı. Bu Protokole göre; İngiltere’den, İskoçya’dan ve Galler’den İrlanda Cumhuriyeti’ne yapılacak ticarette gerekli tüm kontrollerin İrlanda ve Kuzey İrlanda sınırında değil de, Kuzey İrlanda limanlarında yapılması öngörülmekte idi. Ancak bu düzenleme de Kuzey İrlanda ile Birleşik Krallık’ın geri kalanı aranında, İrlanda Denizi’nde sınır yarattığı gerekçesi ile tepki çekti; zira Protokol, bir nevi Birleşik Krallık içerisinde sınırlar yaratmıştı. Üstelik Kuzey İrlanda ticaret açısından Avrupa Birliği müktesebatının geçerlilik alanı içinde kalıvermişti, bu sadece mevcut müktesebatın değil AB’nin ticarete dair çıkaracağı her hukuki tasarruf aracının Kuzey İrlanda’yı etkileyecek olması anlamına geliyordu.

Dün, Birleşik Krallık ve AB arasında Kuzey İrlanda Protokolünün neden olduğu sorunları çözmeye yönelik yeni bir anlaşmaya varıldığı açıklandı; Windsor Çerçeve Anlaşması adı altında açıklanan bu anlaşmaya göre, mal ticareti açısından “yeşil şerit” ve “kırmızı şerit” uygulamasına geçiliyor; “yeşil şerit” İngiltere, İskoçya ve Galler’den Kuzey İrlanda’ya yönelik mal ticaretinde, “kırmızı şerit” ise nihai varış yeri İrlanda Cumhuriyeti ve AB üyeleri olan malların ticaretinde uygulanacak; “kırmızı şerit” kapsamındaki mallar gümrük kontrollerine tabi olacak. İngiltere, İskoçya ve Galler çıkışlı tarım ürünleri “AB için değil” etiketi taşıdığında AB standartları açısından değerlendirilmeksizin Kuzey İrlanda’ya girebilecek.

Anlaşmada “The Stortmont Brake” adı altında bir mekanizma de öngörülmekte. Bu mekanizmaya göre, Kuzey İrlanda Meclisi,  Kuzey İrlanda’da önemli ve kalıcı etkileri olabileceği gerekçesi ile  herhangi bir yeni AB hukuki tasarruf aracını  veya  müktesebattaki  değişiklikleri  durdurmak için “acil durum freni“ni çekebilecek, yani Kuzey İrlanda Meclis üyeleri AB’nin ticarete dair kurallarına itiraz edebilecek. Aslında bu pek kolay anlaşılabilir bir şey değil gibi, umarız zamanla hangi durumlarda ve nasıl uygulandığı gözlemlendiğinde kolay anlaşılabilir hale gelecektir.

Birleşik Krallık açısından esas olan dört ulustan oluşan birlik yapısı içinde de facto sınırlar yaratmamak; yani ülkenin bir kısmını oluşturan Kuzey İrlanda’nın “sanki başka bir devletmiş gibi” AB müktesebatının yürürlük alanı içinde kalması, İngiltere, İskoçya, Galler ile Kuzey İrlanda arasındaki mal ticaretinde sınır kontrolleri yapılması Kuzey İrlandalı Birlikçileri öfkelendirdiği kadar, anlaşılamaz ve açıklanamaz bir durumdu zaten. Avrupa Birliği açısından da esas olan Tek Pazar’ın ve Tek Pazar kurallarının uygulanmasını garanti etmek; bu kuralların İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda sınırında uygulanmaması ya da esnetilmesi AB için kabul edemez. Öyleyse, Windsor Çerçeve Anlaşması bir orta yol gibi görünüyor.

Batı basınında Windsor Çerçeve Anlaşması’nı AB’nin Birleşik Krallık’a verdiği bir taviz olarak okuyanlar bulunmakta. Bu yönde okuma yapanlar, “taviz” veren Brüksel’in selefleri gibi AB ile ilişkiler konusunda “uzlaşmaz” olmayan Sunak’ı desteklemek  istediğine işaret ediyor. Hâl böyle ise, Windsor Çerçeve Anlaşması, Sunak için önemli bir başarı demektir ve bu “başarı” Sunak’ın AB ile iyi ilişkiler sürdürme yönündeki kararlılığı çerçevesinde de okunabilir.

Doç. Dr. Dilek YİĞİT

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.