DONALD TRUMP’IN BİRLEŞİK KRALLIK ZİYARETİ VE ANGLO-AMERİKAN İLİŞKİLERİN GELECEĞİ

upa-admin 19 Eylül 2025 720 Okunma 0
DONALD TRUMP’IN BİRLEŞİK KRALLIK ZİYARETİ VE ANGLO-AMERİKAN İLİŞKİLERİN GELECEĞİ

Giriş

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın 16–18 Eylül 2025 tarihleri arasında Birleşik Krallık’a gerçekleştirdiği resmi ziyaret küresel ölçekte yaşanan belirsizliklerin yoğunlaştığı bir dönemde dünya gündemine hâkim olmuştur. Bu ziyaret, özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde “Özel İlişki” olarak tanımlanan İngiliz-Amerikan iş birliğinin günümüzdeki seyrine dair önemli ipuçları sunmakta ve aynı zamanda Transatlantik ilişkiler, NATO’nun geleceği, Ukrayna-Rusya Savaşı, Çin’in yükselişi ve küresel ticaret düzeninin dönüşümü gibi meseleler açısından da önem taşımaktadır. Kral Charles tarafından Trump onuruna verilen gala yemeğinde ABD Başkanı tarafından “paha biçilmez ve ebedi[1] olarak tanımlanan bu özel ilişkinin, Trump’ın Başkan olarak ülkeye yaptığı ikinci ziyaretle dinamizmini arttırması beklenebilir. Ancak iki ülkede arasındaki stratejik ilişkilerin derinleşmesi, Birleşik Krallık’ın daha proaktif bir dış politika izlemesine bağlı olacaktır.

Donald Trump’ın Ziyareti Üzerine

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın Birleşik Krallık’a gerçekleştirdiği devlet ziyareti, kapsamlı teknoloji yatırımları ve ihtişamlı törenlerle uluslararası düzeyde geniş yankı uyandırmıştır. ABD merkezli teknoloji şirketlerinin Birleşik Krallık’ta hayata geçirmeyi planladığı ortak projeler, Trump’ın “Teknoloji Refahı Anlaşması” adı altında şekillenen stratejik vizyonuyla örtüşmekte, bu durum yaklaşık üç gün süren ziyareti olumlu bir çerçevede değerlendirme eğilimini güçlendirmektedir. Microsoft, Nvidia ve Google gibi firmaların yapay zekâ, kuantum teknolojisi ve nükleer enerji alanlarında öngördüğü yatırımların, iki ülke arasındaki bilimsel ve teknolojik iş birliğini pekiştirmesi beklenmektedir. Aynı zamanda bu yatırımların, Birleşik Krallık’ın sağlık, enerji ve ileri teknoloji alanlarındaki kapasitesini artırarak durgunluk içerisindeki ülke ekonomisine ivme kazandırması hedeflenmektedir. Yaklaşık 150 milyar dolarlık yatırım taahhüdüyle ülkeye gelen Trump, bu ziyareti süresince Britanya’nın yumuşak gücünün bir tezahürü olan Kraliyet ailesinin görkemli ev sahipliği ile ağırlanmıştır. Ziyaret, her ne kadar “Özel İlişki” olarak tanımlanan Anglo-Amerikan ilişkilerinin ekonomik ve kültürel yönlerini pekiştiren bir görünüm arz etse de, Trump ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasındaki temasların, ABD’nin dış politika tercihlerinde anlamlı bir değişiklik yaratması ihtimali düşük görünmektedir.[2] Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Çin’e yönelik stratejik yaklaşımlar gibi temel dış politika meselelerinde iki ülkenin yaklaşımları arasında çeşitli farklılıklar bulunduğu gözlemlendiğinde, Britanyalıların Washington’daki nüfuzu daha ciddi bir önem kazanmaktadır. Birleşik Krallık’ın ABD dış politikasına etki etmedeki eksiklikleri, her ne kadar iki ülke arasında tarihsel olarak derin bağlar ve stratejik ortaklıklar bulunsa da, “Özel İlişki” kavramının günümüzdeki geçerliliğinin sorgulanmasına yol açmaktadır.

“Özel İlişki”

ABD ve Birleşik Krallık arasındaki akrabalık bağlarını ve mükemmele yakın siyasi, ekonomik ve askeri ilişkileri tanımlayan “Özel İlişki” kavramının, Brexit ve Britanya Ordusu’nun zayıflaması sebebi ile son yıllarda gerçeklikten çok bir efsaneye dönüştüğü öne sürülmektedir. Hatta bazı çevreler, Birleşik Krallık’ın dış politikada zaman zaman izolasyonist eğilimler gösteren ABD’nin çıkarlarına göre hareket ettiğini savunarak, İngiliz-Amerikan ilişkilerini insanlar arasındaki “situationship” olarak adlandırılan duruma benzetmektedir.[3] ABD’nin Britanyalıların eleştirel ve ihtiyatlı tavırlarına rağmen müttefiklerine danışmadan Afganistan’dan çekilme kararı alması da Londra’nın Washington’daki etkisinin azaldığına yönelik düşünceleri körüklemiştir.[4] Buna ek olarak, Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin ile ilişkiler ve Ortadoğu’daki krizlerde Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB ülkelerinin Amerikalı dış politika yapıcıları ikna etmede daha etkili oldukları düşünülmektedir. Bunun sebepleri; AB’nin uluslararası arenada kendini yeniden konumlandırmaya çalışması ve Birleşik Krallık’ın Avrupa üzerindeki siyasi etkisinin azalmaya devam etmesi olarak düşünülebilir. Yapılan araştırmalara göre artık Britanyalıların sadece % 31’i ABD’yi Birleşik Krallık’ın müttefiki olarak görmektedir.[5] Bu durum, Birleşik Krallık kamuoyunda Amerikan liderliğinin ve iki ülke arasındaki ilişki dinamiklerinin sorgulanmasından kaynaklanmaktadır. Ancak Birleşik Krallık’ın güvenlik ve ticaret anlamında ABD’ye duyduğu ihtiyaç ortada olup, Britanya kamuoyunda da dış politika ile ilişkili bir “eksen kayması” beklentisi bulunmamaktadır. Nitekim Britanyalıların ABD ile ilişkiler üzerine endişeleri, aslında ülkelerinin ihtiyatlı dış politika anlayışına yönelik genel bakış açılarını yansıtmaktadır.

ABD ile Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin yalnızca iki ülke arasındaki tarihsel ve stratejik bağların bir ürünü olmanın ötesinde, küresel düzeyde demokratik değerlerin, güvenlik iş birliğinin ve ekonomik istikrarın sürdürülmesinde çok önemli olduğu öne sürülmektedir. Ancak Thatcher dönemi sonrası daha temkinli ve reaksiyoner bir dış politika izleyen Birleşik Krallık’ın, ABD ile ilişkilerini daha ileriye götürmek ve değişen güç dengelerine daha iyi uyum sağlamak için daha proaktif bir tutum sergilemesi gerekebilir. Brexit sürecinin ardından uluslararası sistemdeki konumunu yeniden tanımlama çabası içinde olan Birleşik Krallık için Washington ile stratejik ilişkileri güçlendirmek hem jeopolitik boyutta etkinliğini sürdürmesi, hem de yeni ekonomik iş birliği fırsatları yaratması açısından ciddi bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Transatlantik politikalarda daha etkili bir rol üstlenebilmesi, Birleşik Krallık’ın uluslararası alanda yeniden güçlü ve yön belirleyici bir aktör olarak konumlanmasıyla mümkün kılınabilir.

Sonuç

Donald Trump’ın Birleşik Krallık ziyareti, Anglo-Amerikan ilişkilerinin mevcut durumunu ve geleceğe dönük potansiyelini anlamak açısından önemli bir gösterge olmuştur. Ziyaret sırasında açıklanan milyarlarca dolarlık teknoloji yatırımları ve liderler arasındaki yakınlık, iki ülke arasındaki iş birliği dinamiklerinin ekonomik ve kültürel boyutlarını yeniden canlandırma potansiyelini ortaya koymaktadır. Ancak, küresel güç dengelerindeki dönüşüm, Brexit sonrası Birleşik Krallık’ın uluslararası arenadaki yeniden konumlanma çabaları ve ABD’nin dış politika önceliklerindeki değişimler, bu “özel ilişkinin” sürdürülebilirliğini ve etkinliğini sınamaktadır. Birleşik Krallık’ın, stratejik ortaklığı derinleştirebilmek için daha proaktif bir dış politika izlemeye ihtiyacı olabilir. Aksi takdirde, “Özel İlişki” kavramı, tarihsel anlamının ötesinde gerçek bir iş birliği zemini bulmakta zorlanabilir ve Birleşik Krallık’ın Washington’daki nüfuzu sınırlı kalabilir. Dolayısıyla, Taansatlantik ittifakın geleceği, yalnızca geçmişe dayanan bağların muhafazasına değil, güncel jeopolitik gerçekliklere uyum sağlama ve ortak çıkarları aktif biçimde takip etme yeteneğine bağlıdır. Bu bağlamda, Birleşik Krallık’ın daha iddialı bir dış politika izlemesi hem kendi küresel rolünün güçlendirilmesi hem de ABD ile olan stratejik ilişkilerin geleceğe taşınması açısından büyük bir öneme sahip olacaktır.

Dr. Polat ÜRÜNDÜL

SİYASAM Yönetim Kurulu Üyesi

 

DİPNOTLAR

[1] Sky News, “Donald Trump’s full state banquet speech”, https://www.youtube.com/watch?v=QpA-lFQBfKg.

[2] “Sarah Smith: Trump visit showed UK’s warm relations – and limited influence”, BBC, 18 Eylül 2025, https://www.bbc.com/news/articles/cgkn3key65do.

[3] John Oxley, “The ‘Special Relationship’ that’s not a unique relationship, or that special”, 18 Eylül 2025, https://conservativehome.com/2025/09/18/john-oxley-the-special-relationship-thats-not-a-unique-relationship-or-that-special/.

[4] Michael Cox, “The end of the UK-US special relationship?”, 18 Ekim 2024, https://eprints.lse.ac.uk/126376/1/politicsandpolicy_2024_10_31_the-end-of-the-uk-us-special-relationship.pdf.

[5] Evie Aspinall, “A Pragmatic But Uncomfortable Special Relationship”, 28 Temmuz 2025, https://bfpg.co.uk/2025/07/a-pragmatic-but-uncomfortable-special-relationship/.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.