80. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULU: KÜRESEL GERİLİMLER, ADALET ARAYIŞI VE ETKİLEYİCİ KONUŞMALAR

upa-admin 28 Eylül 2025 1.144 Okunma 0
80. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULU: KÜRESEL GERİLİMLER, ADALET ARAYIŞI VE ETKİLEYİCİ KONUŞMALAR

Giriş

Birleşmiş Milletler’in 80. Genel Kurulu, 23 Eylül 2025’te New York’ta başladı. Çok kutuplu güç dengelerinin belirginleştiği, bölgesel çatışmaların derinleştiği ve iklim krizinin küresel ekonomiyi sarstığı bir dönemde gerçekleşen bu oturum, dünya liderlerinin hem kendi ulusal çıkarlarını, hem de evrensel değerleri tartıştığı kritik bir platform oldu. Bu yıl, BM Genel Kurulu’nda, Filistin-İsrail çatışması, iklim finansmanı, borç krizi, demokrasi ve egemenlik gibi konular ön plandaydı.

Latin Amerika Ülkelerinin Teklifleri

Latin Amerika delegasyonları, BM Genel Kurulu’nda ekonomik ve politik bağımsızlık vurgusuyla dikkat çektiler.

Kalkınma ve Finansman: Inter-American Development Bank öncülüğünde duyurulan “ReInvest+” programı, bölgedeki kalkınma projelerine 500 milyar dolara kadar kaynak sağlama hedefiyle yerel kredilerin küresel yatırımcılara güvenli biçimde aktarılmasını öngörüyor.

Egemenlik ve Dış Müdahalelere Tepki: Brezilya, Meksika ve Arjantin temsilcileri, tek taraflı yaptırımların “egemenlik ihlali” olduğunu vurguladılar. Gelişmekte olan ülkelerin borç yükünün hafifletilmesi ve vergi kaçakçılığıyla küresel mücadele önerileri de gündeme taşındı.

İklim Adaleti ve Sosyal Politikalar: Açlıkla mücadele, sürdürülebilir tarım ve iklim finansmanı, bölgesel birlikteliğin ortak başlıkları oldu. Bu öneriler, Latin Amerika’nın yalnızca ekonomik kalkınma değil, aynı zamanda sosyal adalet ve küresel yönetişimde daha adil temsil talebini de yansıtıyor.

Netenyahu’nun Konuşması: Güvenlik Öncelikli Sert Mesajlar

İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu, Genel Kurul’un en dikkat çekici ve tartışmalı konuşmasını yaptı.

  • Gazze’de Hamas’a karşı operasyonların “tamamlanacağını” ve “İsrail işi bitirecek” sözleriyle askeri kararlılığını yineledi.
  • İran, Hizbullah ve Husiler’i İsrail’in varlığına yönelik tehdit olarak nitelendirdi.
  • Bazı ülkelerin Filistin Devleti’ni tanıma girişimlerini “terörü ödüllendirmek” şeklinde eleştirdi.

Konuşması sırasında birçok delegenin salonu terk etmesi, İsrail’in politikalarına yönelik uluslararası tepkinin simgesi hâline geldi.

Erdoğan’ın Konuşması: Filistin ve Küresel Adalet Çağrısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de yaşananları “insanlık suçu” olarak tanımlayarak uluslararası toplumu sessiz kalmamaya çağırdı.

  • Filistin Sorunu: İki devletli çözüm ve 1967 sınırlarının temel alınması gerektiğini vurguladı.
  • Kıbrıs ve Doğu Akdeniz: Kıbrıs Türk halkının izolasyonuna son verilmesi ve bölgesel enerji paylaşımında adil tutum talep etti.
  • Uluslararası Hukuk: BM’nin yalnızca bildirge yayınlayan değil, etkili icra gücü olan bir kurum hâline gelmesi gerektiğini belirtti.

Erdoğan’ın konuşması, Türkiye’nin hem insani, hem de bölgesel stratejik çıkarlarını aynı çerçevede dile getirmesi açısından öne çıktı.

Pezeşkiyan’ın Mesajı: Diyalog ve Çok Taraflılık

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, göreve gelişinden sonra ilk kez Genel Kurul’a hitap etti.

  • Nükleer program konusunda “şeffaf diyalog” ve karşılıklı güven inşası çağrısı yaptı.
  • Tek taraflı yaptırımların sona erdirilmesini talep etti.
  • “Bölge halklarının kaderini yine bölge halkları belirlemelidir” sözleriyle Ortadoğu’da dış müdahalelere karşı çıktı.

Pezeşkiyan’ın yumuşak ve uzlaşıya açık tonu, önceki yıllardaki daha sert İran söylemine kıyasla dikkat çekici bir değişim olarak değerlendirildi.

Lula’nın Konuşması: Demokrasi ve Sosyal Adaletin Savunusu

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, Latin Amerika’nın sesi olarak kürsüdeydi.

  • Demokrasi: Brezilya’daki demokratik kurumların bağımsızlığını örnek göstererek, “keyfi yaptırımlar demokrasimizi zedeleyemez” dedi.
  • Sosyal Politikalar: Açlıkla mücadele, gelir eşitsizliği ve iklim finansmanı için küresel iş birliği çağrısı yaptı.
  • Uluslararası Reform: Çok taraflı kurumların, özellikle BM’nin, yalnızca tavsiye değil icra gücü olan mekanizmalara kavuşması gerektiğini savundu.

Genel Değerlendirme: Çok Taraflılık ve Gerçekçilik Arasında

Bu oturum, küresel siyasetin çelişkilerini açık biçimde ortaya koydu:

  • Netenyahu’nun güvenlik odaklı sert söylemi ile Erdoğan’ın insani temelli çağrıları ve Lula’nın sosyal adalet vurgusu, BM kürsüsünde farklı ama birbirini tamamlayan bir panorama oluşturdu.
  • Pezeşkiyan’ın diyalog mesajı, bölgesel gerilimlerin yumuşaması ihtimalini gündeme taşıdı.
  • Latin Amerika’nın ekonomik ve demokratik talepleri, küresel düzenin reform ihtiyacını güçlü biçimde hatırlattı.

Genel Kurul, küresel Güney’in sesinin daha gür çıktığı; aynı zamanda büyük güçlerin çıkar çatışmalarının belirginleştiği bir döneme işaret ediyor. Çok taraflılık ideali ile ulusal çıkarların sert gerçekliği arasındaki mesafe, bu oturumun temel gerilimini yansıtıyor.

Sonuç

23 Eylül 2025 BM Genel Kurulu, insan hakları, egemenlik ve küresel adalet gibi evrensel değerlerin yeniden tanımlandığı bir dönemin aynası oldu. Latin Amerika’nın kalkınma ve adalet önerileri, Türkiye’nin Filistin vurgusu, İran’ın diyalog çağrısı ve İsrail’in güvenlik endişeleri; dünya düzeninin geleceğini şekillendirecek temel dinamikleri ortaya koydu.

Önümüzdeki yıllarda küresel barış ve istikrar, yalnızca bu söylemlerin hayata geçirilmesine değil, BM gibi çok taraflı kurumların gerçek icra gücüne kavuşmasına bağlı olacak. Aksi hâlde, küresel düzenin kırılganlığı artmaya devam edecektir.

Oğuzhan MANİOĞLU

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.