Giriş
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile Çin Halk Cumhuriyeti (Çin) Devlet Başkanı Şi Cinping, Güney Kore’de düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği/APEC 2025 Zirvesi kapsamında Güney Kore’nin Busan kentinde bir araya geldiler. Çin Devlet Başkanı Şi, dün sabah hareket ettiği Güney Kore’de ABD’li mevkidaşı Trump ile buluştu. Malezya, Japonya ve Güney Kore’yi kapsayan Asya turuna çıkan ABD Başkanı Trump’ın ise, yeniden iktidara gelmesinin ve Pekin’e yönelik kapsamlı ekonomik yaptırımlar uygulama kararı almasının ardından ilk kez Çin lideri ile yüz yüze buluşması bu zirveyi önemli hale getirdi. Bu zirve, iki ülke arasındaki ekonomik ve stratejik ilişkilerde yeniden yumuşama dönemine girildiğinin ön sinyallerini vermiştir. Bunun sebebi ise, iki ülkenin bazı kritik konulardaki karşılıklı bağımlılık durumlarıdır.
ABD ile Çin Arasındaki Buzlar Eriyor Mu?
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında ilk 2’de yer alan ABD ve Çin arasındaki buzulların erimeye başlaması ve iki liderin yaptırım yerine iş birliğine daha fazla yönelmesi, ikili ilişkilere yeni bir sayfanın açıldığını göstermektedir. ABD Başkanı Donald Trump, dünkü görüşme sonrasında Çin lideri ile halihazırda pek çok konuda uzlaştıklarını, Devlet Başkanı Şi’nin büyük bir lider olduğunu ve uzun vadede iki devlet arasında fantastik bir ilişki kuracağına yönelik söylemlerine konuşmasında sıkça yer vermiştir. Özellikle ticari alanlarda artan tarife uygulamaları, devletlerin alternatif oluşumlarda yer almaları, farklı para politikaları izlemeleri ve teknoloji alanında artan kısıtlamalar, son zamanlarda ikili ilişkilerde yaşanan bir dizi başlıklardan oluşmaktadır. Trump ve Şi’nin buluşmasında anlaşmazlık konularında nasıl bir mutabakata varılacağı yönünde tartışmalar öne çıkmaktadır.
Rekabet İçinde İş Birliği?
APEC Zirvesi, iki ülke arasındaki enerji yatırımlarını, ticari ilişkilerini ve ikili diyalog mekanizmalarını yeniden revize edilmesine yol açmıştır. İkili ilişkilerde tamamen bir normalleşme sağlamasa da, iki ülke arasında rekabet içerisinde iş birliğinin mümkün olduğunu göstermiştir. Özellikle, ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Pekin’in Rusya’dan alımlarını azaltması halinde ABD’nin Çin’e daha fazla petrol ve doğalgaz satmaya hazır olduğunu söylemiştir. Wright, ABD’nin dünyanın en büyük petrol ve gaz ihracatçısı, Çin’in ise en büyük ithalatçısı olduğunu belirtmiştir.
İkili görüşmede öne çıkan bir diğer başlık ise iki ülke arasındaki gümrük tarifelerinin revize edilmesidir. ABD, Çin’den ithal edilen mallara uygulanan “fentanil” bağlantılı tarife oranlarını %20’den %10’a düşürmeyi kabul etmiştir. ABD, ayrıca, Çin’e uygulanan gümrük vergilerini %57’den %47’ye düşüreceğini ilan etmiştir. ABD Başkanı, bu kararın iki ülke arasındaki ticaretin normalleşmesi yönünde “önemli bir adım” olduğunu belirterek, “Artık büyük engeller kalmadı. Ticaret anlaşması yakında imzalanabilir.” demiştir. Trump, aynı zamanda Pekin yönetiminin bir süredir kısıtladığı nadir toprak elementleri ihracatına yeniden izin verdiğini de açıkladı. Ek olarak, Çin’in ABD’den büyük ölçekli soya fasulyesi alımlarına yeniden başlayacağını duyurdu. Ayrıca, ABD ve Çin, liman ücreti ve bazı karşılıklı önlemleri bir yıl süreyle askıya alma konusunda mutabakata vardılar. Görüşme sonucunda, taraflar, son yıllarda tırmanan ticaret gerilimini azaltmaya yönelik bir dizi kararda uzlaşmıştır.
Bunların yanında, Başkan Trump, Nisan 2026’da Çin’i ziyaret edeceğini ifade ederken, Çin liderinin de bundan sonraki bir tarihte ABD’yi ziyaret edeceğini bildirdi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ise, olumlu geçen ikili görüşme sonrasında ABD’ye yönelik meydan okuma niyetinin olmadığını, aksine iki ülkenin siyasi, ticari ve ekonomik anlaşmazlıkları karşılıklı misilleme/çatışma yöntemleri ile çözmeye çalışmak yerine “iş birliğinin uzun vadeli sonuçlarına odaklanması” gerektiğini ifade etmektedir. İki lider, küresel sorunlar karşısında sorumluluk alarak küresel yönetişime hizmet etmeyi ve beraber bu yönde çalışmanın önemine vurgu yapmıştır. Birlikte çalışmanın önemine vurgu yapan iki ülke, ayrıca nadir toprak elementleri konusunda da anlaşma sağlandığını söylediler. Bu adım, ABD savunma sanayi ve yüksek teknoloji sektörlerinde kritik öneme sahip hammaddelerin tedarikinde rahatlama sağlayacak. Elektrikli otomobiller, elektronik cihazlar ve askeri silahların yapımında kullanılan mineraller, ABD’nin teknolojik sürdürülebilirliği için önem taşımaktadır. Çin, geçtiğimiz aylarda bu konuda getirdiği ihracat kısıtlamasını bir yıllığına kaldırmıştır. Ek olarak, teknolojik tedarik zincirlerinin güvenliği konusunda ortak bir çalışma grubunun kurulmasına yönelik önemli bir girişim de başlatılmıştır.
Sonuç
Sonuç olarak, 2025 APEC Zirvesi sonrası yapılan görüşmeden memnun ayrılan iki lider, iş birliğinde yeniden doğan kıvılcımın alevlenmesine katkıda bulunmuştur. Tarife ve karşı önlemlerde bir “ateşkes” ya da duraklama dönemi başlatıldı: her iki taraf da mevcut gerginliği daha fazla tırmandırmama yönünde ortak anlayış geliştirdi. Bu görüşme, iki taraf için özellikle ticaret ve ekonomik cephede kısa vadeli bir rahatlama getirdi: gerginliklerin biraz yumuşaması da iş dünyasında memnuniyetle karşılandı. APEC Zirvesi sonrasında her iki taraf da “iletişim kanallarını açık tutma” ve “sürdürülebilir ekonomik denge arayışı” konularında uzlaşarak rekabet ilişkisini iş birliği zemininde buluşturma yönünde önemli adımlar atmıştır.
Bu toplantı, hem ABD-Çin ilişkileri açısından, hem de Güney Kore’nin bölgedeki rolü açısından oldukça önemli görünüyor. Zira Güney Kore, bir yandan ABD ile ilişkisini güçlendirmek isterken, diğer yandan Çin ile de dengeli bir ilişki sürdürmeye çalışıyor. ABD ile Çin’in belli konularda uzlaşması, kuşkusuz küresel ekonomi adına da pozitif bir gelişme.
Kapak fotoğrafı: Euronews
Dr. Seda Gözde TOKATLI
























































