Giriş
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 4 Kasım 2025 tarihli Kremlin konuşması, gerek Rusya basınında, gerekse de Batılı çevrelerde dikkat çekici askeri-siyasi deklarasyonlarından biri olarak hem Rus, hem de Batı medyasında güvenlik politikaları kapsamında kaygı ve endişeye yol açtı. Putin’in, “Oreşnik/Oreshnik orta menzilli füze kompleksini geliştirdik, göreve aldık ve seri üretimine başladık” sözleri, yalnızca bir teknik gelişmenin değil, yeni bir stratejik dönemin ilanı olarak Rus basınında yer alırken Batı kamuoyunda ise ciddi bir tehdit olarak algılandı. Bu açıklama, Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra neredeyse otuz yıldır uluslararası güvenlik mimarisini şekillendiren INF (Intermediate-Range Nuclear Forces) Antlaşması’nın fiilen ortadan kalkmasının ardından Rusya’nın orta menzilli kapasitesini resmen geri sahneye sürdüğü ilk an olarak kayda geçtiğini söyleyebiliriz. 1987’de ABD ve SSCB arasında imzalanan INF Anlaşması, 500 ile 5.500 km menzilindeki kara konuşlu füzeleri yasaklamıştı; fakat 2019’da ABD’nin çekilmesiyle bu denge bozulmuştu. Putin’in Oreşnik açıklaması, o boşluğun artık Rusya lehine stratejik bir araçla doldurulduğunu ilan etmektedir.
Rusya açısından Oreşnik yalnızca yeni bir silah değil, teknolojik caydırıcılığın siyasi dile dönüşmüş hâlidir. Bu sistem, “hipersonik çağın eşiğinde” kendi güvenlik paradigmasını yeniden tanımlayan bir devletin stratejik refleksini temsil ederken, Putin’in son yıllarda sıkça dile getirdiği “asimetrik yanıt” söylemi, tam da bu noktada somut bir biçim kazanmaktadır. Oreşnik’in açıklanışı, Avangard (hipersonik kıtalararası füze), Burevestnik (nükleer motorlu seyir füzesi) ve Poseydon (nükleer denizaltı dronu) ile birlikte Rusya’nın yeni üçlemesinin orta halkasını oluşturuyor. Bu üçleme, Moskova’nın hem askeri, hem ideolojik düzeyde Batı’ya verdiği “stratejik özerklik” mesajının teknolojik temelidir. Nitekim Rus basınında (özellikle Sputnik ve Izvestia) yer alan analizlerde bu gelişme, “гарантия стратегического паритета” — yani “stratejik paritenin garantisi” — olarak nitelendirilmektedir. Bu ifade, Soğuk Savaş döneminin klasik nükleer denge anlayışının 21. yüzyıl versiyonuna işaret etmektedir; yalnızca nükleer silah sayısında değil, vuruş hızında, doğruluk oranında ve savunma sistemlerini aşma kabiliyetinde eşitlik sağlamak. Bu açıdan bakıldığında, Oreşnik, artık bir “silah sistemi” değil, Rusya’nın kendini yeniden tanımladığı jeopolitik kimliğin metaforu hâline gelmiştir. Putin’in konuşmasının hemen ardından Kremlin’in resmi internet sitesinde yayımlanan bildiride, “Rusya kimseyi tehdit etmiyor, ancak güvenliğini garanti altına almak için gereken her adımı atıyor” vurgusu yapılmıştır. Bu retorik, klasik realizmin “savunma amaçlı caydırıcılık” doktriniyle uyumludur, ancak aynı zamanda Moskova’nın küresel statü mücadelesinde teknoloji üzerinden meşruiyet üretme çabasını da açığa çıkarıyor. Bu nedenle, Oreşnik füzesinin imalata geçmesi, Rusya’nın askeri modernizasyon sürecinde yalnızca bir üretim kararı değil, uluslararası sistemdeki güç hiyerarşisine yeniden dâhil olma iddiasının sembolik ilanıdır.
Rusya’nın Füze Doktrini ve Oreşnik’in Konumlanışı
Rusya Federasyonu’nun modern askeri düşüncesi, 2000’li yıllardan itibaren asimetrik caydırıcılık ilkesine dayanıyor. Bu ilke, klasik nükleer denge teorisinden farklı olarak, düşmanla eşit sayıda silaha sahip olmaktan ziyade teknolojik üstünlük ve beklenmedik kapasite üzerinden caydırıcılık sağlamayı hedeflemektedir. Vladimir Putin’in 2007 Münih Güvenlik Konferansı’nda dile getirdiği “tek kutuplu dünya düzenine itiraz” yaklaşımı, askeri alanda da bu asimetrik çizginin temellerini atmıştır. Rusya’nın 2014’ten sonra güncellenen 2018’de kemikleşmeye başlayan “Askerî Doktrin” metinlerinde, hipersonik ve orta menzilli sistemlerin “stratejik dengeyi korumanın yeni araçları” olarak tanımlanması dikkat çekicidir. Bu doktrinde, ülkenin güvenliğine yönelik “varoluşsal tehdit” algısı genişletilerek sadece nükleer saldırı değil, stratejik altyapıya yönelik konvansiyonel tehditler de karşılık verilmesi gereken durumlar arasına alınmıştır. Böylece, Oreşnik gibi orta menzilli sistemler, yalnızca savaş silahı değil, aynı zamanda “siyasi sinyal aracı” olarak da işlev görmektedir.
Oreşnik’in bu doktrinsel yapıya oturuşu, iki temel eksende okunmalıdır. Birincisi, INF sonrası boşluk. ABD’nin 2019’da INF Antlaşması’ndan çekilmesiyle, Rusya uluslararası alanda “kısıtlamasız geliştirme hakkına” kavuştuğunu ilan etti. Putin’in aynı yıl yaptığı açıklamada, Rusya’nın “şimdilik kendi kendine uyguladığı” füze moratoryumuna uymaya devam edeceği belirtilse de, 2024’te Ukrayna Savaşı’nın genişlemesiyle bu moratoryum fiilen sona erdirildi. Oreşnik, bu yeni dönemin doğrudan ürünüdür — orta menzilli kara konuşlu füzelerin yeniden sahneye dönmesi. İkincisi ise, teknolojik egemenlik söylemi. Batı yaptırımlarıyla sıkışan Rusya, savunma sanayisini millîleştirme yönünde büyük bir dönüşüm başlattı. Putin’in 4 Kasım konuşmasında özellikle vurguladığı “tamamen yerli üretim bileşenleriyle oluşturulan sistem” ifadesi, sadece ekonomik bir açıklama değil, jeoteknolojik bağımsızlık bildirisidir. Bu bağlamda, Oreşnik, “Rusya’nın elleriyle yaptığı ilk yeni nesil hipersonik füze kompleksi” olarak propaganda edilmiştir ve bundan sonra üretecekleri tüm yeni tip hipersonik füzelerde de bu motto devam ettirilecektir.
Oreşnik’in stratejik anlamını doğru kavrayabilmek için teknik parametrelerin ötesinde, onun Rus askeri düşüncesinde üstlendiği işlevsel rolü değerlendirmek gerekir. Kremlin’in beyanları, Rus medyasının aktardığı teknik tanımlar ve Batı analizlerinin kesiştiği noktalar, bu sistemin yalnızca bir silah olmaktan öte, Rusya’nın caydırıcılık konseptinin yeniden tasarlanmış bir unsuru olduğunu ortaya koymaktadır. Rusya’nın Oreşnik’i “ракетный комплекс средней дальности” — yani “orta menzilli füze kompleksi” — olarak tanımlaması ve Putin’in 4 Kasım konuşmasında bu sistemin üretime geçilmesini vurgulanması, artık deneme ve laboratuvar aşamasından çıkarak operasyonel konuşlandırma niyetinin açıkça beyan edildiğini göstermektedir.
Batı kaynakları, Oreşnik’i sıklıkla hipersonik hız kapasitesine (yaklaşık Mach 10 seviyesine ulaşabileceği iddia edilmektedir) sahip hem konvansiyonel, hem de nükleer başlık taşıma esnekliği bulunan, çok rollü bir platform olarak tanımlıyor. Bazı uzmanlar bu füzede yönlendirilebilir çoklu başlık sistemlerinin (MIRV) veya manevra kabiliyetine sahip yeniden giriş araçlarının kullanılabileceğini öne sürüyorlar. Her ne kadar bu iddialar şu ana kadar net bir şekilde doğrulanmamış olsa da, hem Kremlin’in söylemi, hem de Oreşnik’in Ukrayna sahasında “deneme amaçlı kullanıldığı” iddiaları, sistemin savunma sistemlerini aşma potansiyeline vurgu yapan bir stratejik hikâyeye dönüştürülmüştür. Kremlin de bu durumu kendi kamuoyunda Oreşnik’i salt bir mühendislik başarısı olarak değil, Batı’nın savunma mimarisine meydan okuyan bir sembol olarak konumlandırmakta (tam da Tomahawk füzelerinin Ukrayna’ya gönderileceği iddia edilen bir dönemde).
Bu sistemin menzil ve yük profiline ilişkin tahminler, yüzlerce ila birkaç bin kilometre arasında değişen bir erişim kapasitesine işaret etmektedir. Bu da Oreşnik’in yalnızca bölgesel bir tehdit unsuru olmaktan çıkarak Avrupa’nın iç bölgelerine kadar uzanabilecek bir stratejik baskı aracı haline geldiğini gösterir. Böylesi bir menzil, NATO’nun doğu kanadındaki savunma planlamasını doğrudan etkilemekte; reaksiyon sürelerini kısaltarak, erken uyarı sistemlerinin karar alma zincirinde zaman baskısı yaratmaktadır. Hipersonik hız, radar tespit sürelerini kısaltmakta ve füzenin önleme olasılığını ciddi biçimde azaltmaktadır. Bu yönüyle Oreşnik, yalnızca fiziksel değil, psikolojik caydırıcılığın da bir unsuru hâline geliyor — çünkü düşmanın hangi anda, hangi tür başlıkla hedef alınacağını öngörmesini güçleşecektir.
Oreşnik’in başlık kapasitesi, stratejik belirsizliğin temel bileşenlerinden biriyken, Kremlin açıkladığı resmi belgelerde füzenin taşıdığı yük türü net biçimde belirtmiyor. Bu nedenle Batılı güvenlik ve askeri uzmanları sistemin hem nükleer, hem konvansiyonel başlık taşıma esnekliğine sahip olduğu varsayımını ciddiye almalarına neden oluyor. Bu esneklik, stratejik iletişimde “çifte kullanımlılık riski” (dual-use ambiguity) olarak tanımlanmakta. Başlığı konvansiyonel bile olsa, hedef ülke tarafından nükleer olarak algılanma ihtimali, yanlış hesaplama (miscalculation) riskini arttırmakta. Böyle bir senaryoda Oreşnik, yalnızca fiziksel yıkım kapasitesiyle değil, belirsizliğin yaratacağı panik ve diplomatik gerilimle de caydırıcılık üretmekte. Bu nedenle füze, Rus askeri stratejisinde yalnızca bir silah değil, kriz yönetiminin ve “stratejik manipülasyon”un aracı hâline de gelebilir.
Putin’in 4 Kasım tarihli konuşmasında kullandığı “seri üretim” vurgusu, aynı zamanda iç kamuoyuna yönelik bir güven mesajıdır. Ancak üretim ölçeği konusunda herhangi bir somut veri bulunmamaktadır. Askerî analizler, ilk aşamada sınırlı sayıda üretimin mümkün olduğunu, buna karşın “üretim başladı” söyleminin sayısal gerçeklikten çok stratejik imaj üretmeyi hedeflediğini belirtmektedir. Rusya, böylece niceliksel üstünlük yerine “varlık” üzerinden caydırıcılık yaratmakta; bu yaklaşım, Soğuk Savaş döneminin devasa silah stoklarından ziyade post-modern bir caydırıcılık anlayışını yansıtmaktadır. Sınırlı üretim bile, Kremlin açısından mesajın iletilmesi bakımından yeterlidir: “Rusya isterse her hedefe ulaşabilir”.
Bu bağlamda Oreşnik, yalnızca savunma değil, Batı’nın savunma sistemlerini sınayan bir stres testi işlevi görmektedir. Füzenin hipersonik manevra yeteneği ve yönlendirme kabiliyeti, geleneksel radar-tabanlı savunma sistemlerinin etkinliğini tartışmalı hale getirirken; Batı cephesinde çok katmanlı savunma doktrinlerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Uzun menzilli radar ağları, uzay tabanlı erken uyarı sistemleri ve kara konuşlu önleyici füzeler geliştirilse de, hipersonik tehditlerin doğası gereği savunmanın maliyeti saldırıdan her zaman kat be kat yüksek olmaktadır. Bu asimetri, Oreşnik’in stratejik değerini ikiye katılıyor (düşük üretim maliyetiyle yüksek stratejik baskı).
Değerlendirme
Rusya’nın 4 Kasım 2025 tarihinde yaptığı Oreşnik duyurusu, askeri teknolojiden çok stratejik planlamayı ilgilendiren bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Bu açıklama, Moskova’nın hem askeri doktrininde, hem de uluslararası sistemdeki konumlanışında süregelen dönüşümün bir yansımasıdır. Oreşnik, klasik anlamda bir füze programından ziyade, Rusya’nın caydırıcılık anlayışının yeni parametrelerini temsil etmektedir: teknoloji tabanlı özerklik, sınırlı kaynaklarla asimetrik denge kurma hedefi ve kriz anlarında belirsizlik üzerinden stratejik etki yaratma kabiliyeti.
Bu açıdan bakıldığında, Oreşnik’in ortaya çıkışı, Rusya’nın nükleer ve konvansiyonel sınırlar arasındaki çizgiyi giderek bulanıklaştırdığı bir döneme denk gelmektedir. Hipersonik hız, çoklu başlık taşıma olasılığı ve kısa reaksiyon süreleri, yalnızca askeri kapasiteleri değil, karar alma mekanizmalarını da doğrudan etkilemektedir. Bu durum, caydırıcılığın niteliğini nicelikten nitelik boyutuna taşımakta; tehdit algısının artık füze sayısından çok, kullanım eşiğinin belirsizliğine dayandığı yeni bir güvenlik ortamı yaratmaktadır. Bu ortam, uluslararası ilişkilerde klasik denge kuramlarının yeniden yorumlanmasını zorunlu kılmaktadır.
Rusya’nın söyleminde Oreşnik, “savunma amaçlı caydırıcılık” ilkesiyle uyumlu biçimde sunulsa da, bu tür sistemlerin üretimi ve olası konuşlandırılması bölgesel istikrar açısından ciddi belirsizlikler doğurmaktadır. Özellikle NATO’nun doğu kanadında erken uyarı süresinin azalması ve karar zincirinin hız baskısı altına girmesi, kriz yönetiminde hata payını artırmaktadır. Dolayısıyla, Oreşnik, yalnızca bir güç unsuru değil, aynı zamanda istikrarsızlık üretebilecek bir değişken olarak da değerlendirilmektedir. Bu noktada, teknolojik gelişme ile stratejik sorumluluk arasındaki dengenin korunması, hem Rusya, hem de uluslararası toplum açısından temel öneme sahiptir.
Sonuç olarak, Oreşnik programı Rusya’nın güvenlik mimarisinde niteliksel bir dönüm noktasını temsil etmektedir; ancak bu değişimin uzun vadeli etkileri henüz tam olarak ölçülebilir değildir. Mevcut veriler, Rusya’nın caydırıcılık kapasitesini genişlettiğini, fakat aynı zamanda uluslararası güvenlik sisteminde yeni bir “belirsizlik katmanı” yarattığını göstermektedir. Bu durum, kısa vadede Moskova’nın stratejik pazarlık gücünü arttırabilir; ancak orta ve uzun vadede, silah kontrol rejimlerinin yeniden tanımlanmasını ve karşılıklı güven mekanizmalarının güçlendirilmesini gerektirecektir. Oreşnik’in teknik ilerlemesinden çok, bu sistemin nasıl ve hangi koşullarda kullanıldığına ilişkin politik sinyaller, gelecek dönemde Avrupa güvenlik dengelerinin yönünü belirleyecektir.
Kapak fotoğrafı: TCH
Sadık ARPACI
Uluslararası ilişkiler, Rusya Uzmanı
Tel: +90 545 932 36 77
Email: by.sadik@hotmail.com
KAYNAKÇA
- Vladimir Putin, “Мы создали и поставили на дежурство, приступили к серийному производству ракетного комплекса средней дальности «Орешник».” — Interfax.ru, 4 Kasım 2025. Erişim: 6 Kasım 2025. https://www.interfax.ru/russia/1056314
- “Putin praises capabilities, prospects of new Russian weapons.” Reuters, 4 Kasım 2025. Erişim: 6 Kasım 2025. https://www.reuters.com/business/aerospace-defense/putin-praises-capabilities-prospects-new-russian-weapons-2025-11-04/
- “Россия приступила к серийному производству «Орешника».” OTR-online.ru, 4 Kasım 2025. Erişim: 6 Kasım 2025. https://otr-online.ru/news/putin-soobshchil-o-zapuske-seriinogo-proizvodstva-oreshnika-v-rossii-297944.html
- Президент России Владимир Путин. “Presenting awards to developers of the Burevestnik cruise missile and the Poseidon nuclear-powered super torpedo” (Kremlin.ru). 4 Kasım 2025. Erişim: 6 Kasım 2025, https://en.kremlin.ru/events/president/news/78394
- “The threat of intermediate-range missiles returns to Europe”. Le Monde. 10 Ocak 2025. Erişim: 6 Kasım 2025, https://www.lemonde.fr/en/international/article/2025/01/10/the-threat-of-intermediate-range-missiles-returns-to-europe_6736893_4.html
- “Russia’s Oreshnik missile enters serial production, Putin claims nearly 1 year after promising to mass-produce weapon”. Kyiv Independent.Erişim: 6 Kasım 2025, https://kyivindependent.com/russias-oreshnik-missile-enters-serial-production-putin-claims-nearly-1-year-after-promising-to-mass-produce-weapon/
- “Russia fires medium-range ballistic missile at Ukraine in warning to West”. Le Monde. 22 Kasım 2024. Erişim: 6 Kasım 2025, https://www.lemonde.fr/en/international/article/2024/11/22/russia-fires-medium-range-ballistic-missile-at-ukraine-in-warning-to-west_6733702_4.html
- “Russia says it no longer will abide by its self-imposed moratorium on intermediate-range missiles”. Associated Press (AP). 1 Ağustos 2025. Erişim: 6 Kasım 2025, https://apnews.com/article/f8d30cb15b6b1022f2e63263480df3b2
- “Ukraine says it destroyed one of Russia’s new Oreshnik ballistic missiles in a covert operation”. The Moscow Times. 31 Ekim 2025. Erişim: 6 Kasım 2025, https://www.themoscowtimes.com/2025/10/31/ukraine-says-it-destroyed-oreshnik-missile-inside-russia-a91011
























































