İRAN-TÜRKİYE: STRATEJİK ORTAKLIK VE MEVCUT SORUNLAR

upa-admin 25 Haziran 2014 2.925 Okunma 0
İRAN-TÜRKİYE: STRATEJİK ORTAKLIK VE MEVCUT SORUNLAR

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani`nin Türkiye gezisine dünya çapında ilgi büyüktü. Son 18 yılda ilk defa olarak İran Cumhurbaşkanı geniş heyeti ile Ankara’ya yolculuk ediyordu. Ayrıca, Ruhani reformcu lider olarak biliniyor. Onun Türkiye ile ilişkileri hangi düzeye götürebileceği uzmanların dikkatini çekmektedir. Görüşmeler gösterdi ki, iki devlet ilişkilerini genişletmek niyetindedir. Bununla birlikte, onların bölgede yaşanan jeopolitik süreçlere yaklaşımları farklıdır. Şimdi oluşan bu durumdan Ankara ve Tahran’ın stratejik ortaklık adına nasıl çıkacakları düşündürücüdür.

Tahran Yönetimi: Kötü Geleneğe Son!

Hasan Ruhani siyasi sürprizlerini sürdürüyor. Onun Türkiye’ye ziyareti tüm dünyada yankı uyandırdı. Son 18 yılda ilk defa, İran’ın Devlet Başkanı Ankara’ya yolculuk ediyordu. Doğrudur, İran Başkanı Anıtkabir`i ziyaret etmedi. Ancak Recep Tayyip Erdoğan da İran seferinde Ayetullah Humeyni`nin mezarını ziyaret etmemişti. Anlaşılan, Tahran ve Ankara bölgede gözlenen jeopolitik hassasiyet yanında bu kurala önem vermemeyi karara almışlardır. Her halde, Türkiye ve İran yönetimi yüksek düzeyde görüşmeler yaptılar. Hatta onlar üst düzey stratejik ortaklık mekanizmasını kurma konusunda mutabakata vardılar, genel olarak 10 belge imzalandı.

Anlaşmalar, esasen ekonomi, enerji, turizm, çevre alanlarını kapsamaktadır. Taraflar bu yönlerde ilişkileri geliştirmek hakkında anlaştı. Genel olarak iki ülke arasında ticaret hacmini 2015 yılında 30 milyar ABD doları seviyesine yükseltmek amacı vardır (bkz.: Kritik ziyarette 3 kritik gündem / “Hürriyet”, 12 Haziran 2014).

Uzmanlar düşünüyorlar ki, Türkiye ve İran ekonomi ve enerji alanında işbirliğini derinleştirmeden yanalar. Bu, onların her ikisine yararlıdır. İran Batı’nın yaptırımlarının neden olduğu zararı telafi etmeye çalışıyor. Şimdi Tahran’ın imkanları biraz genişledi – Washington onunla ilişki yaratmaya sıcak bakıyor. H. Ruhani yurtdışı gezilerinde niyetinin samimi olduğuna politikacıları ikna etmeyi başardı. Bekleniyor ki, İran bu açıdan ilişkileri yeni bir seviyeye yükseltebilecek. Bu nedenle, Batı’nın da Tahran’a karşı önceki sertliği ve düşmanlığının erimeye başladığı duyuluyor. Böyle bir ortamda İran-Türkiye ilişkilerinin hangi düzeyde olacağının önemi büyüktür.

Türkiye için de İran’la ekonomik-ticari ve enerji alanındaki ilişkileri güçlendirmek elverişlidir. Ankara’nın daha çok gaz konusunda İran’a bağımlılığı vardır. Fakat Tahran Ankara’ya bu enerji kaynaklarını çok pahalıya, bir metreküpünü 480 ABD dolarına satıyor. Şimdi Türkiye bu rakamı 360-380 dolara düşürmeye çalışıyor. Son bilgiye göre, taraflar bu konuda ortak sonuca ulaşamamışlardır. Ancak görüşmeleri sürdürme konusunda mutabakata varıldı (bkz.: Türkiye ile İran anlaşamadı! / “Habertürk”, 10 Haziran 2014).

İran’ın şartı daha fazla gaz almaktan ibarettir. Bu mesele sıradan miktar faktörü ile bağlantılı değildir. Anlaşılan Tahran’ın, Ankara’dan Rusya ve Azerbaycan`la enerji alanında işbirliğiyle ilgili talepleri vardır. Burada Ermenistan faktörü de rol oynayabilir. Bunlara rağmen, mümkündür ki, İran taleplerinde sonuna kadar ısrar etmesin. Çünkü meselenin bir tarafı da, bölgesel ölçekte yaşanan siyasi ve jeopolitik süreçlere bağlıdır (bkz.: Hilal Köylü. İran ve Türkiye ‘yeni sayfa’ açabilir mi? / “Deutsche Welle”, 9 Haziran 2014).

Üst Düzey İşbirliği: Jeopolitik Gerçeklik Düzleminde

Aslında, küresel jeosiyaset ve bölgesel çıkarlar açısından işte bu nokta çok daha ilginçtir. Burada birkaç faktör vardır ki, onlar İran’la Türkiye’nin işbirliğinde zorluklar yaratır. Her şeyden önce, Suriye ve Mısır meselesini vurgulamak gerekir. İran Cumhurbaşkanı Ankara’da açıkça Beşar Esad’ı seçimleri kazanması münasebetiyle tebrik etti. Türkiye ise ABD ve Avrupa ile birlikte Suriye’deki seçimi tanımıyor. Bu gösteriyor ki, Ortadoğu’nun jeopolitik geleceği ile ilgili Ankara ve Tahran arasında ciddi görüş ayrılığı mevcuttur.

Mısır’la ilgili de yaklaşık aynı durum vardır. General Sisi yemin törenine Türkiye’yi davet etmemişti. İran’la ise onun yakın ilişkileri oluşmuş durumda. Bazı uzmanlar Sisi`ye Tahran’ın destek vermesi ve Batı’ya yaklaşması ile “Sünni kampı”nı böldüğü fikrini ileri sürüyor (bkz.: Deniz Zeyrek. Batıya yaklaştı Sünni eksenini böldü / “Hürriyet”, 11 Haziran 2014). Bu, aslında Ankara’nın jeopolitik çıkarlarına karşı çıkmaktır. Onu söylemek gerekir ki, Türkiye yönetimi İslam’a dayanan siyasi partilere öncelik verdiğinden, “Sünni kampı bölenle” hangi seviyeye kadar dost olabileceği net değildir.

İki ülke için hassas olan diğer konu, radikal dini gruplara yaklaşımdır. İran Cumhurbaşkanı Ankara’da ilginç bir konuşma yaptı. O, “mutedil İslam”a destek için iki ülkenin çabalarını birleştirmesi gerektiğinden konuştu (bkz.: Duygu Güvenç. ‘Ilımlı İslam’ çağrısı / “Cumhuriyet”, 9 Haziran 2014). Fakat H. Ruhani`nin radikal İslami gruplar deyince somut hangi kurumları kastettiğini de dikkate almak gerekir. Örneğin, “mutedil İslam”dan konuşmak mümkündür, ancak Suriye’de Hizbullah’ın savaşması için ona her türlü yadım etmenin buna nasıl hizmet ettiğini söylemek zordur. Veyahut İran’ın belli çevrelerinin Ortadoğu’da birçok terörist grubu desteklemesi olgusunu gizlemek mümkün değildir.

Bu durumda radikal dini gruplara karşı iki ülkenin birlikte hareket etmesi meselesi o kadar da net olmuyor. Fakat bu demek değildir ki, Tahran`ın genellikle, Ortadoğu’da istikrarın oluşmasından çıkarı yoktur. Aksine, İran için bunun büyük önemi vardır. Bu nedenle Tahran’ın Irak, Suriye, Mısır ve başka hassas konularda Ankara ile birlikte faaliyet göstermeye çalışması doğaldır. Mümkündür ki, ekonomi ve enerji faktörleri ile birlikte, işte bu gibi bir faktörü de kastederek Cumhurbaşkanı Gül, “Ruhani`nin ziyareti bir dönüm noktasıdır” fikrini söyledi (bkz.: Cumhurbaşkanı Gül: Ruhani’nin ziyareti bir dönüm noktasıdır / “Cihan”, 9 Haziran 2014) .

Nihayet, her iki ülke için güncel olan diğer mesele terör ve bölücülüktür. Ankara’da bu yönde işbirliğiyle ilgili anlaşmaya varıldı. Terörün tüm biçimlerine karşı eşit hareket etmek gerekliliği vurgulandı. Aynı şekilde, PKK’ya karşı İran ve Türkiye ortak mücadele etmeliler. Bununla birlikte, İran’ı rahatsız eden terör gruplarına Türkiye de olanak vermemelidir. Burada her iki devlet için Vehhabilik, Selefilik tehdit olabilir.

Bunun son işareti olarak “Irak ve Şam İslam Devleti” (IŞİD) grubunun Irak’ta etkinliğini güçlendirmesini göstermek mümkündür. IŞİD`in Musul’da ilk işi 28 Türk sürücüyü rehin alması oldu. Bu örgütün temsilcisinin dediğine göre, onların esas düşmanı Nuri Maliki`dir ve Türklerin onunla ilişkisinin olmadığı ortaya çıkarsa, serbest bırakılacaklar.

Böyle anlaşılıyor ki, artık Ortadoğu’daki bazı çevreler Türkiye-İran yakınlaşmasına olumsuz tavırlarını belirttiler. Bunların Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar`a bağlı olması muhtemeldir. Her halde böyle görünüyor ki, bölgede çatışmayı keşkinleştirmek için bir takım güçlerin faaliyeti azalmamış. Bu bağlamda İran’la Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellemek girişimlerinin devam etmesi ihtimalinin olduğunu da kabul etmeliyiz.

Bütün bunlar gösteriyor ki, Hasan Ruhani`nin Ankara ziyareti tam manasıyla tarihi bir önem taşımaktadır. İki Müslüman ülkenin yönetimi üst düzeyde işbirliğine ihtiyaç olduğunu kabul etmiş oluyorlar. Onlar arasında ilkesel jeopolitik konularda tutum farklılığı olsa da, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bir fikrinin özel önemi vardır. Abdullah Gül Türkiye ile İran’ı, Fransa ve Almanya ile karşılaştırarak dedi ki, Avrupa’nın bu iki büyük ülkesi birbirleriyle işbirliği yapmayı başardılar. Aynı şekilde Türkiye ve İran ortak bir dil bulmalılar (bkz.: önceki kaynağa).

Onu dikkate alalım ki, artık İran ve Türkiye arasında ilişkilere ciddi katkı verebilecek Üst Düzey İşbirliği Konseyi kuruldu. Anlaşılan, tüm çelişkili noktaları uzlaştırmak için taraflar ciddi kararlılık sergilerler. Bu nokta, Ortadoğu’nun ve bütün Müslüman dünyasının iki büyük devletinin ilişkilerde yeni bir sayfa açtığını belirtiyor. İşin doğrusunu ise zaman gösterecek.

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.