Londra merkezli uluslararası yönetim danışmanlığı ve denetim (audit) şirketi Pricewaterhouse Coopers’ın[1] geçtiğimiz gün yayınlanan “The World in 2050” (2050 Yılında Dünya) adlı raporu, dünya çapında büyük bir ilgi ile karşılandı.[2] Bu yazıda, bu raporda yer alan ve dünya ekonomisinin gelişimine işaret eden en önemli bulgular (projeksiyonlar) özetlenecektir.[3]
Rapora göre; 2050 yılında satın alma paritesine göre (PPP) dünyanın en büyük 32 ekonomisi, dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturacaklardır. 2050 yılına kadar gelişmekte olan ekonomiler, gelişmiş ekonomilere kıyasla iki kat daha hızlı büyüyeceklerdir. Bu sayede, 2050 yılında dünyanın en büyük 7 ekonomisinden 6’sının gelişmekte olan ülkeler olacağı (ABD haricinde) öngörülmektedir. Satın alma paritesine göre zaten daha şimdiden Çin’in arkasında kalan ABD, 2050 yılında ise dünyanın ancak 3. en büyük ekonomisi -Çin ve Hindistan’ın ardından- olabilecektir. 2050 yılında Birleşik Krallık gibi çok köklü ve güçlü bir ekonomi de ancak 10. sırada yer alabilecek, Fransa ilk 10’dan düşecek ve 12.liğe gerileyecek[4] ve İtalya ilk 20’de bile yer alamayacaktır.
İlk 10’da değişecek tabloya dair bir projeksiyon
Rapora göre; 2050 yılında dünyanın en büyük 20 ekonomisi şöyle sıralanacaktır:
- Çin
- Hindistan
- ABD
- Endonezya
- Brezilya
- Rusya
- Meksika
- Japonya
- Almanya
- Birleşik Krallık
- Türkiye
- Fransa
- Suudi Arabistan
- Nijerya
- Mısır
- Pakistan
- İran
- Güney Kore
- Filipinler
- Vietnam
Bu raporun öngördüğü projeksiyona göre; 8.likten 4.lüğe yükselecek Endonezya, 11.likten 7.liğe yükselecek Meksika, 14.lükten 11.liğe yükselecek Türkiye, 22.likten 14.lüğe yükselecek Nijerya, 21.likten 15.liğe yükselecek Mısır, 28.likten 19.luğa yükselecek Filipinler ve 32.likten 20.liğe yükselecek Vietnam dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri olacaklardır. Bunlar arasında en başarılısı ise yıllık % 5,1 büyüme oranı ile Vietnam olacaktır. Vietnam’ı % 4,3 ile Filipinler ve % 4,2 ile Nijerya takip edecektir. Ancak bu durum, bu ülkelerin siyasi istikrar ve demokrasiye kavuşacakları anlamına gelmez. ABD ise, ekonomik büyüklükte 2.likten 3.lüğe düşse bile, askeri ve siyasi gücü ile dünyanın lider ülkelerinden olmaya devam edecektir. Avrupa ülkeleri ise, azalan nüfusları ve yüksek maliyetler nedeniyle gelişmekte olan ülkeler karşısında ciddi avantaj kaybedeceklerdir.
Bu verilerden yola çıkılarak, politika yapıcılarına raporda şu tavsiyelerde bulunulmaktadır:
- Kısa vadede faydalı olsa bile uzun vadede yarar sağlamayacak korumacı politikalara yönelmeyin.
- Küreselleşmeden ülkenizde farklı kesimler açısından daha eşit oranda yararlanılmasını sağlayın.
- Sürdürülebilir kalkınma için çevre politikaları ile barışık yeni teknolojileri tercih edin.
Raporun da gösterdiği üzere, dünya ekonomisini son derece rekabetçi ve zor bir dönem beklemektedir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Web sitesi – http://www.pwc.com/.
Wikipedia – https://en.wikipedia.org/wiki/PricewaterhouseCoopers.
[2] Rapora buradan ulaşabilirsiniz; http://www.pwc.com/gx/en/world-2050/assets/pwc-the-world-in-2050-full-report-feb-2017.pdf.
[3] Buradan bakılabilir; http://www.pwc.com/gx/en/issues/economy/the-world-in-2050.html.
[4] Bu konuda bir haber için; http://www.pwc.fr/fr/espace-presse/communiques-de-presse/2017/fevrier/economie-mondiale-en-2050.html.