Resmi adıyla ‘Covid 19′ olarak bilinen malum salgının bizleri eve zorunlu hapsettiği ilk haftalarda, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler literatüründe “Corona’nın siyasete etkisi’ üzerinde zihni egzersizler yapmaya başlamıştık. Aslında UPA’nın “webinar”larında da bunu yapmaya devam ediyoruz.
Ancak daha henüz çok zaman geçmeden, 28 Mart’ta okuduğum bir haber, bu etkinin “Post-Corona”yı beklemeden yaşama geçtiğini gösterdi. Habere göre, bir yıl içinde 3 seçimin yaşadığı İsrail’de, seçimlerde yenişemeyen Likud’un lideri Başbakan Benjamin Netanyahu ile Mavi Beyaz ittifakın lideri ve Genelkurmay eski Başkanı Benny Gantz koalisyon hükümeti kurmak için anlaşmışlardı (https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-en-buyuk-muhalefet-ittifaki-istifalarla-beraber-fiilen-dagildi/1781291). Ancak haberin içeriğinde Mavi-Beyaz ittifakın önemli bileşenlerini ifade eden Yair Lapid ve Moşe Ya’alon’un istifalarıyla ittifakın dağıldığı değerlendirmeleri vardı.
Aradan geçen bir aya yakın zaman zarfında, müzakereler devam etti. Ekim 2021’e kadar Netanyahu’nun görevi adı konulmamış bir “dönüşümlü Başbakanlık”la devam ettireceği, Gantz’ın görevi 2021 sonbaharında devralacağı bir centilmenlik anlaşması başlığında uzlaşma sağlandı (https://www.jpost.com/israel-news/politics-and-diplomacy/why-is-the-new-coalition-deal-so-controversial-625332). Bu çerçevede “Netanyahu’nun Başbakan olduğu süreçte Gantz Savunma Bakanlığı, Mavi-Beyaz’ın iki numaralı ismi Gabi Ashkenazi ise Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturacak (https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilde-netanyahu-ve-gantz-koalisyon-hukumetini-kurma-konusunda-anlasti/1811958). Jerusalem Post‘a göre, kabinede 36 Bakan ve 16 Bakan Yardımcısı yer alacak. Kabinedeki 52 Bakan ve Bakan Yardımcısının içinde, sadece 25 Knesset (İsrail parlamentosu) üyesinin işlevsel bakanlıklarda yer alacağı belirtiliyor (https://www.jpost.com/israel-news/politics-and-diplomacy/why-is-the-new-coalition-deal-so-controversial-625332). Bu çerçevede, Knesset’teki komisyonlarda da koalisyonun paylaşım yaptığı ifade ediliyor.
28 Mart’taki ilk uzlaşmada Gantz’ın Knesset Başkanı olacağı iddia edilirken, Netanyahu’nun Ekim 2021’e kadar sürecek Başbakanlığında, Genelkurmay Başkanlığı geçmişi hesaba katılarak Savunma Bakanı olması da ayrı bir haber değeri taşıyordu. Seçim sistemi dolayısıyla, tek başına iktidar mekanizmasının oluşamadığı İsrail’de son yıllarda, parçalı koalisyonlar ve Netanyahu’nun 2009’dan beri neredeyse değişmeyen Başbakanlığı, ilginç bir sarmalı gündeme getirmişti. Likud lideri, Barack Obama’nın ABD Başkanlığı döneminde ne kadar yalnızlaştıysa da, Donald Trump’ın döneminde, yalnızlığını Trump’la paylaşmayı başardı. Öyle ki, Trump yönetiminin işbaşına geldikten sonra, Kudüs, Golan Tepeleri ve Batı Şeria, bir başka deyimle, 1967 Altı Gün Savaşı’ndan sonra, BM Güvenlik Konseyi’nin 242 sayılı kararıyla işgal edilen toprakları, İsrail’in sayması, işgali ilhak olarak fiilen tanıması, bölgeyi karıştıran, dünyadaki BM düzenini sorgulayan adımlar olarak geçti.
Kendisini merkezde tanımlayan Mavi-Beyaz ittifak, bu konularda Likud’dan geri kalmadı. Hatta, 2019 genel seçim kampanyasında, Gantz’ın Golan Tepeleri’ne yaptığı ziyaret ve bu toprakları ebedi İsrail toprağı sayması, ittifakın ortağı Lapid ve Ya’alon’la birlikte yemin etmesi de buna örnektir (https://www.haaretz.com/israel-news/elections/.premium-gantz-vows-never-to-withdraw-from-the-golan-heights-1.6984892). Bu çerçevede, Likud-Mavi Beyaz uzlaşmasını, Mart sonunda henüz pazarlık aşamasındayken, “Corona etkisi” ya da “Karantina hükümeti” olarak nitelendirmiştim. 3 seçimin sonunda, Corona etkisiyle sadece açıklanamayacak belirtiler de var. Bu uzlaşma, Netanyahu’nun Mavi-Beyaz’ı eriteceği bir formüle de dönüşebilir, iki yapı orta vadede kalıcı bir birleşmenin önünü açarsa, İsrail’de “radikal sağ”ın parçalı koalisyonlardaki abartılı varlığı da törpülenebilir, Gantz, Ekim 2021’den sonra, İsrail’de yeni liderliğin adı mı olur, yoksa Netenyahu’nun “koalisyon ortakları albümü”nde yerini mi alır, henüz bunu konuşmak için erken gözüküyor. Bununla birlikte, Netanyahu hakkındaki yolsuzluk iddiaları hukuken bir başka aşamaya geçerse, Gantz’ın beklediği Başbakanlık, daha önce de gelebilir. Dördüncü bir seçim, hele ki Corona koşullarında pek cazip gözükmüyor, kimse de mızıkçı rolüne bürünmek istemiyor.
Bu geniş uzlaşma, salgın olmasaydı gündeme gelir miydi, yoksa salgın zaten olgunlaşan koşulları hızlandırdı mı? Sorular art arda sıralanırken, büyük koalisyona alternatif “Sol”dan mı gelecek, İşçi Partisi ne alemde, yoksa radikal Sağ, bu koşullarda daha da palazlanacak bir siyasal spektrum mu inşa edecek? Tüm bu soru ve sorunların ortasında Filistin tarafının El Fetih ve Hamas arasında bölünmüş konumu, İsrail’in var olan konumu kalıcı hale getiren adımları, koalisyon ortaklarının her ikisinin de “şahin” olması, büyük koalisyondaki asıl ele alınması gereken çerçeveyi ortaya koyuyor. İlerideki aşamalarda süreci tekrar değerlendireceğiz. Sağlıkla kalın…
Dr. Deniz TANSİ