Dün akşam üstü Rusya’dan havalanan Suriye yolcu uçağı, istihbarat birimlerinin uçağın askeri kargo taşıdığı uyarısı üzerine Türk hava sahasına girmesiyle Bandırma Jet Üssü’nden havalanan F-16 jetleri tarafından Esenboğa hava limanına inişe yönledirilmişti. Silah malzemesi taşıması şüphesiyle derhal çevik kuvvet tarafından güvenlik çemberine alınan uçağın kargo bölümünde tespit edilen kutuların detaylı incelenmesinin sonucunda füze parçaları ile birçok muhaberat araçlarına rastlanmıştır. Tespit edilen ve tehdit arz eden malzemelere el konulması sonrası uçağın Suriye’ye gitmek üzere havalanmasına izin verildi.
Gece boyunca yaşanan hareketlilik ve elde edilen bulgular, Rusya’nın Suriye’ye kaçak mühimmat sokmak amacıyla hareket ettiği yorumlarına neden olurken, bir kesim de Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri Suriye konusunda ki görüşleri nedeniyle oldukça soğuyacağı yorumlarına neden olmuştur.
Putin’in ziyaretini ertelemesi ile “şüpheli” Suriye uçağının aynı zaman denk gelmesi manidardır.
“Şüpheli Suriye uçağı” istihbaratı gelmeden bir süre önce Rusya Devlet Başkanı Putin’in gelecek hafta gerçekleştireceği Türkiye ziyaretini Kasım ayına ertelediğini açıklaması, kamuoyunda Putin’in Suriye uçağından daha önce haber olduğu, ziyaret esnasından ters bir durumun yaşanmaması için programı ertelediği yorumlarına yol açmıştır.
Rus yetkililer ise Putin’in Türkiye ziyaretini ertelemesini, Türkiye ile Suriye arasındaki gerginliğin hızla tırmandığı bir dönemde Putin’in Türkiye gelişinin yanlış anlaşılmalara neden olmaması şeklinde yorumlamışlardır. Ayrıca Cihan Haber Ajansı’nın bilgilerine göre, Putin’in ziyaretin esnasında Rusya’nın en güçlü bankalarından biri olan Sberbank’ın 3,6 milyar dolara Denizbank’ın alımı ile ilgili anlaşma da imzalanacaktı.
Türkiye ile Rusya arasında Suriye üzerinden bilek güreşinin uçak olayı ile birlikte sertlik kazanacağı ihtimali göz önünde bulundurulursa, her ne olursa olsun, Rusya’nın Suriye ile Türkiye arasında seçim yapmak zorunda kalacağını düşünmek ülkeler arası ilişkileri kati çizgilerle ayırmak anlamına gelecektir ki, bu orta yol bulmada engel oluşturacaktır. Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olay sonrası yaptığı açıklamada, içinde “uygunsuz” malzeme taşıyan Suriye uçağının Rusya’dan havalanmış olmasının Türkiye-Rusya ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtmiştir.
Rusya “Arap Uyanışının” başladığı günden bu yana bölgedeki menfaatlerini muhafaza edebilmek için Batı karşıtı iktdarlara desteğini esirgememiştir. Fakat Suriye meselesi Rusya’nın Orta Doğu politikasında ki en hassas karnı olarak kendini göstermektedir.
Maliki’nin sözleri Putin’in dile getirmek istedikleriydi.
Öte yandan, Irak Başbakanı Nuri El-Maliki Rusya’da temasları kapsamında Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinin ardından yapmış olduğu açıklamada, Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirmiş, bunu küstahça ve bölge güvenliğini tehlikeye atan hamleler olarak değerlendirmişti. Demek oluyor ki Maliki’nin sözleri icazetiyle “elçiye zeval olmaz” anlayışındadır.
Dikkat edilmesi gereken bir başka önemli husus, Suriye’nin Rusya için İran rejiminin ayakta kalabilmesi adına tampon görevi görmesidir. Moskova yönetimi, Esad’ın iktidarını kaybetmesi halinde sıranın İran’a gelebileceği ihtimalini göz ardı etmemektedir.
“Türkiye ile Rusya’nın birlikteliği dünya siyasetine yön verebilir.”
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Çağrı Erhan’a göre Türkiye ile Rusya arasında kurulacak ittifak, dünya tarihinin seyrini değiştirecek potansiyele sahip olacaktır. Fakat bu bakış açısının geçerlilik kazanabilmesi için Türkiye ile Rusya arasında mümkün olduğunca ortak menfaat tesis edilmelidir. Aksi takdirde tam anlamıyla işbirliğini sağlamak oldukça güç. Dolayısıyla Türkiye sadece Batı şemsiyesi altında politika üretmeyi bir kenara bırakarak Rusya ile ortak pencereden bakabildiği takdirde iki ülkenin bölgesel çıkarlarını gözeten bakış açısını ile diyalog ortamı oluşabilir. Bu konjonktürde en uygun saha da Suriye’dir.
Suriye yalnız siyasi değil aynı zamanda ekonomik açıdanda Rusya’ya muhtaçtır. Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Hilal Hoşon’a göre, Suriye’de çatışmaların başladığı dönemde petrol gelirlerinden yaklaşık 16 milyar dolar döviz rezervi bulunan Suriye’nin iç savaş ve ambargolar sebebiyle kasası boşalmıştır. Rusya ile Suriye birbirleri için bu kadar kıymetli iken, Türkiye’nin Suriye meselesi yüzünden Rusya ile iplerin kopacağı görüşleri yaygınlık kazanmaktadır. Lakin iki ülke arasındaki ticari ve enerji alanında yapılan köklü Türkiye ile Rusya münasebetlerinde katalizör görevi görmektedir.
“Şah-Mat” a giden yolda Rusya-İsrail hamlesi.
Son olarak Türkiye-Suriye-Rusya denklemine eklenmesi gereken bir başka önemli bölgesel ülke İsrail’dir. Hatırlanacağı üzere, Suriye’de olaylar tüm sıcaklığıyla devam ederken Putin İsrail’e ziyarette bulunmuş, iki ülke ortak politika inşasının temelini atmışlardı. İsrail için en büyük tehdit nükleer İran iken Rusya için asıl mesele başta ABD olmak üzere Batı’nın coğrafyada etkisinin azaltılmasıdır. Dolayısıyla Rusya ve İsrail için Suriye’de yumuşak geçişin sağlanması, İsrail ve Rusya başta olmak üzere bölge ülkelerinin çıkarları doğrultusunda ılımlı bir Sünni rejimin iktidara gelmesine vesile olabilir.
Elbette bu Irak’ın kaderi Suriye’de vücud bulmadığı takdirde geçerli olacaktır.
Haftanın Sözü: “Düşünmeden okumak körletir, okumadan düşünmek yanıltır.” – Clairvany
Furkan KAYA