RUSYA, SURİYE KARTI’NI KULLANIYOR

upa-admin 20 Eylül 2015 2.433 Okunma 0
RUSYA, SURİYE KARTI’NI KULLANIYOR

5 yıla yaklaşan Suriye Krizi, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir gelişmeyle yeniden tırmanma/tırmandırılma aşamasına girdi. Farklı amaçlara sahip çeşitli grupların, özellikle ülkenin kuzeyinde yaptıkları mücadele ekseninde yaşanan kanlı bir iç savaşı içselleştirmiş olan Suriye’de, sürecin başından bu yana rejime destek veren Rusya’nın yeniden aktif olarak sürece müdahil olması, başta ABD olmak üzere muhalefete destek veren birçok aktörün tepkisini çekmiştir.

Moskova’nın yeni hamlesi ise, ülkenin batısında/kuzeybatısında Akdeniz kıyısında yer alan Tartus’taki Rus deniz üssüne altyapı yatırımları yapmak, burayı Rus donanmasının büyük savaş gemilerinin yanaşabileceği bir hale getirmektir. Hatta Tartus’un kuzeyinde bir bölgede, büyük savaş gemilerinin kolaylıkla yanaşabileceği yeni bir deniz üssünün Rusya tarafından inşa edileceğine dair söylentiler de bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, Esad Ailesi’nin memleketi olarak bilinen Lazkiye’ye bağlı Ceble’deki Basil Esad Uluslararası Havaalanı’nı bir askeri üsse (hava üssü) çevirebilmek için de çalışmalara başlanmıştır. Öyle ki, sayısı bini aşan miktarda askeri uzman, mühendis ve çalışan Rusya tarafından bölgeye konuşlandırılmakta ve askeri üste kalacaklar için, şimdilik kaydıyla, prefabrik özellikli lojman ve yönetim binalarının inşa edileceği da belirtilmektedir. Rusya’nın Suriye özelinde gösterdiği aktivizmin bir diğer unsuru ise, rejim güçlerinin muhalif unsurlarla mücadelede kullanabileceği yeni silahların Lazkiye üzerinden ülkeye sokulması olmaktadır. Buna göre, çok sayıda tank (Rusya’nın envanterindeki en gelişmiş tank türü olarak bilinen T-90), uzun menzilli top ve adı/türü açıklanmayan hava silahının Suriye Ordusu’na teslim edildiği belirtilmektedir. Hatta Suriye Ordusu’ndan bir yetkili de alınan silahların savaş alanında kullanılmaya başlandığını ve kendileri lehine çok etkin sonuçlar verdiğini de açıklamıştır. Rusya, bu silahların yanı sıra, silahların kullanımını Suriyeli askerlere ve mühendislere öğretmek ve gerektiğinde onlara yardımcı olabilmek için birçok uzmanını da Lazkiye üzerinden Suriye’ye sokmuştur.

Putin’in bu manevrası, içerik açısından, Rusya’nın Ukrayna özelinde uyguladığı taktiği andırmaktadır. Bilindiği gibi, Ukrayna’da da Donbass (Donetsk ve Luhansk) Bölgesi’ndeki Rusya yanlısı ayrılıkçılara, Rusya tarafından yoğun silah desteği verilmektedir. Bunun yanı sıra, Rusya Ordusu’ndan askerlerin, ayrılıkçılara silahları kullanmayı öğrettiği, hatta gerektiğinde çatışmalarda doğrudan yer aldığı da (Rusya tarafından kesinlikle reddedilse de) bilinmektedir. Bu durumun en açık örneği ise, Kırım’ın ilhakı esnasında görülmüştür. Nitekim Kırım’daki Rus deniz üssünden gelen askerler, üzerlerinde Rusya’ya dair hiçbir işaret taşımadan, silahları ile sokaklara çıkmışlar ve yarımadanın Rusya’ya ilhakında görev almışlardı. Aynı durum, Donbass’ta da yaşanmaktadır. Rusya-Ukrayna Sınırı’nın belli bölgelerinden (özellikle Rostov yakınlarından) Ukrayna’ya kolaylıkla giren Rus askerler, Rusya üniforması giymeden Ukraynalı ayrılıkçılara sahada ve direnişin koordinasyonunda destek vermektedir. Şimdi benzer bir taktiğin Suriye’de uygulanmaya çalışıldığına tanık oluyoruz. Zira Rusya, Esad’ın elinde tuttuğu bölgeden askeri uzmanlarını ve Suriye Ordusu’nun kullanacağı silahları ülkeye sokmakta ve hatta Rus askerlerinin belli bölgelerde/çatışmalarda Suriye Ordusu ile birlikte savaştıklarına dair söylentiler de (her ne kadar Suriye Yönetimi ve Rusya bunu kesin bir dille reddetse de) bulunmaktadır. Yani Rusya, kendi bölgesel/ulusal çıkarlarını yakından ilgilendiren çetrefilli meselelere, gerektiğinde doğrudan müdahil olarak, süreci lehine işler hale getirmek istemektedir.

Rusya, Esad’a olan bu desteğini IŞİD ve diğer Selefi örgütlerle mücadele söylemi ile meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bilindiği üzere, ABD’nin başını çektiği (Türkiye’nin de son dönemde kerhen destek vermeye başladığı) uluslararası koalisyon, hava saldırıları ile IŞİD’i zayıflatmaya çalışmaktadır. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve PYD’ye bağlı YPG milisleri de bu mücadeleye karadan destek olmaya çalışmaktadır. İşte, Esad muhalifi ÖSO ve YPG’yi siyasal anlamda meşrulaştırdığı için, bu koalisyonun bir parçası olmayan Rusya, IŞİD ile mücadele söylemi üzerinden Suriye Hükümeti’ne verdiği desteği sürdürmektedir. Putin, yaptığı açıklamalarla, IŞİD ile mücadelede başarı elde edebilmek için Suriye Ordusu’nun tek çözüm olduğunu ve bu nedenle Suriye’ye askeri destek verdiğini açıkça ifade etmektedir. Putin, IŞİD’i yok etmenin, gerek Rusya, gerekse de Batı Dünyası için birincil öncelik olması gerektiğini belirtirken, Suriye’deki en etkin ve organize güç olan Suriye Ordusu’nu desteklemenin şaşırtıcı bir girişim olmayacağını belirtmektedir. Hatta ABD başta olmak üzere Batılı aktörler ve Türkiye’nin de Esad Yönetimi’ne destek vermeleri gerektiği de birçok Rus yetkili tarafından açıkça dillendirilmektedir.

Rusya’nın varmak istediği sonuç, ABD ve genel itibarıyla Batı Dünyası ile Türkiye’nin karşı olduğu Esad Yönetimi’nin, muhalif unsurlarla varılacak belli bir anlaşma dâhilinde varlığını korumasını sağlamaktır. IŞİD ile mücadele “metaforunu” da bu bağlamda kullanmaktadır. Rusya, genel itibarıyla bu plana bağlı kalmasına karşın, Suriye’nin parçalanması ihtimaline karşı da hazırlık yapmakta ve muhtemel bir parçalanma halinde Esad taraftarlarının elinde kalması beklenen Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki şehir ve kasabalarında (Lazkiye, Tartus, Banyas, vb.) askeri varlığını kuvvetlendirmeye çalışmaktadır. Suriye’deki Tartus Deniz Üssü ile Ceble’de yeni inşa edilen hava üssünün Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki tek askeri varlığı olduğu dikkate alındığında, bu bölgenin ve genel itibarıyla Esad Yönetimi’nin devamlılığının Moskova için ne denli anlamlı olduğu anlaşılabilir. Zira Doğu Akdeniz (tarihsel adıyla Levant), sahip olduğu enerji potansiyeli (rezervleri) ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya ulaşan ticari işleyişi kontrol edebilme anlamında çok önemli bir işleve sahiptir. Rusya da bu bölgede askeri/siyasal anlamda yer almak ya da etkinliğini göstermek istemektedir. Suriye, bu yönüyle küresel/bölgesel bir güç mücadelesinin tam ortasında yer almaktadır.

ABD, Rusya’nın Suriye’deki girişimlerinin Esad’ı meşrulaştırma ve kendisi ile müttefiklerinin destek verdiği Suriyeli muhaliflerin mücadelelerini anlamsızlaştırma yönünde bir girişim olduğunu görmektedir. Ancak Washington, muhaliflerin, kendi aralarındaki etnik/dinsel/mezhepsel bölünmeler nedeniyle Esad Yönetimi’ni devirmekten çok uzak olduklarını da açıkça ifade etmektedir. Rusya’nın, Esad’a verdiği desteği IŞİD ile mücadele çerçevesinde anlamlandırması da Washington’un elini zayıflatmaktadır. Nitekim Suriyeli Kürtlerin askeri gücü olan YPG’nin, IŞİD ile mücadele çerçevesinde belli kasabalarda rejim güçleri ile koordineli olarak hareket ettiği de bilinmektedir. Birçok ABD’li yetkilinin, IŞİD ile mücadele ve iç savaşın sonlandırılması için Esad Yönetimi ile diyalog kurulması gerektiğini açıklaması ve son dönemde İspanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerden de bu yönde açıklamalar geliyor olması Obama Yönetimi’ni zor bir tercihle karşı karşıya bırakmıştır. Esad ile diyalog kurularak geniş tabanlı bir koalisyon eliyle IŞİD’e karşı durmak mı, yoksa, hem IŞİD hem de Rusya, İran ve Esad işbirliğinin de eklendiği geniş bir cepheyle mücadele etmek mi? Muhalif unsurların kendi aralarındaki anlaşmazlıklar ve özellikle Türkiye’nin PYD (YPG)’ye ilişkin olumsuz tutumu da düşünüldüğünde, Washington’un işinin oldukça zor olduğu anlaşılabilmektedir. Hiç kuşkusuz, Rusya, ABD’nin karşı karşıya kaldığı bu zorluğu da göz önünde bulundurarak hamlesini yapmıştır. Hatta yaptığı hamlenin tam olarak arkasında olduğunu da gösterebilmek için, gerektiği ve Suriye Hükümeti tarafından talep edildiği takdirde Suriye’ye kara gücü de gönderebileceğini açıkça belirtmiştir. Sonuç olarak, Rusya, uluslararası sistemdeki güç mücadelesinin merkezi haline gelen Suriye Kartı’na yatırım yapmak için uygun bir ortam bulmuştur ve bu ortamı Batı’nın aleyhine kullanmaya çalışmaktadır.

Yrd. Doç. Dr. Göktürk TÜYSÜZOĞLU

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.