ÇİN AÇILIMI: TÜRK ÇİN POLİTİK VE EKONOMİK İLİŞKİLERİNDE YENİ BOYUT

upa-admin 14 Nisan 2012 3.884 Okunma 0
ÇİN AÇILIMI: TÜRK ÇİN POLİTİK VE EKONOMİK İLİŞKİLERİNDE YENİ BOYUT

2011 yılının en hızlı büyüyen ekonomisi Çin, geçtiğimiz haftasonu ve bu hafta başında dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi olan Türkiye’nin Başbakanı ve beraberindeki 300 civarı işadamı ile STK ve basın temsilcilerini ağırladı. 27 yıl sonra ilk kez bir Türk Başbakanı Çin’i ziyaret edecekti; dolayısıyla ertelenmiş olan bu ziyaretten hem iş dünyası, hem de bürokrasinin beklentisi büyüktü. Bununla birlikte, Suriye sorunu başta olmak üzere Ortadoğu’daki sıcak gelişmeler ve yeni açıklanan teşvik paketi bu ziyaretin önemini zamanlamaya baktığımızda daha da arttırmıştı. Türk hükümeti geziye Başbakan’ın yanı sıra beş Bakan ve bir Başbakan Yardımcısı ile katılarak bu geziye verdiği önemi göstermiş oldu.

7 Nisan sabahı havalimanında buluştuğumuzda tüm katılımcıların gözlerinden beklentilerin verdiği heyecan okunuyordu. Ziyaret de beklentiler paralelinde oldukça yoğun ve Türk iş dünyası adına bir o kadar da verimli geçti. İlk durak; soyumuz ve dilimizin kökenlerinin dayandığı Ural-Altay dağlarına sahiplik yapan, hala soydaşlarımızın yaşadığı eski adı ile Doğu Türkistan yeni adı ile Sincan (Xinjiang) Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi idi. Urumçi gökdelenleri ile zenginliğini sergileyerek birçok katılımcıyı şaşırttı. Çin’in tek petrol bölgesi olan Sincan Bölgesi aynı zamanda önemli bir tarım merkezi. Türkiye’nin yaklaşık üç katı coğrafi büyüklüğe sahip olan bölge, Rusya ve Orta Asya ile yakınlığıyla da önemli bir jeopolitik konuma sahip. Urumçi’de yaptığımız Türk Sanayi Bölgesi ziyareti sırasında yol boyunca güzergahımızda bulunan Çin’i Rusya’ya ve Orta Asya’ya açan Avrasya Fuarına ev sahipliği yapan yeni fuar alanı ile ardı ardına devam eden büyük konut projeleri dikkatlerden kaçmadı. Urumçi hala büyük bir şantiye, ancak 10 sene sonra eminim şehir tanınmaz bir halde gelişmiş olacak. Urumçi Merkez’deki Büyük Çarşı’ya vardığımızda ise tam bir yıllardır beklenen kavuşma sahnesi söz konusu oldu. Konvoy vardığında sokaklarda ve dükkanların camlarında Uygurlu soydaşlarımız heyecanla bizleri bekliyorlardı. Uygur halkının misafirperverliğine başta Başbakanımız olmak üzere tüm heyetimiz büyük sevgi ile karşılık verdi. Zira yıllardır beklemiş de olsalar sonunda Uygur’da bir Türk görmek Uygurlular açısından çok şey ifade ediyordu. Büyüyünce general olmayı planlayan Kaşgarlı Mustafa ve öğretmen olmayı uman kız kardeşinin de en büyük hayallerini gerçekleştirip Sayın Başbakan’a hediye vermelerine vesile olmak bana nasip oldu. Bu sırada hepimiz duygusal anlar yaşadık.


Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la

İkinci gün Pekin’de Başbakan ve beraberindeki heyet Çin hükümeti ile görüşüp önemli anlaşmalara imza attı. Bu anlaşmalar arasında nükleer’in iyi yönde kullanımı ve bu alanda işbirliği anlaşmaları ön plana çıkarken TRT ve CCTV arasındaki anlaşma ile kültürel işbirliği ve demiryolu başta olmak üzere ulaşım alanındaki diğer atılan imzalar da son derece önemli gelişmelerdi. Nükleer konusuna bir başlık atılırsa Financial Times’da da değinildiği üzere, Çin Pakistan’dan sonraki ilk yurtdışı nükleer plantasyon deneyimini Türkiye’de gerçekleştirecek gibi görünüyor. Önümüzdeki hafta Enerji Bakanlığımızdan bürokratlarımız tekrar Çin’e gidecekler, ancak bu konuda atılacak adımlarda son derece dikkatli olmamız gerektiği düşüncesindeyim. Bunlar muhakkak Sayın Taner Yıldız’ın da dikkat ve ilgi alanında olan konulardır diye düşünüyorum.

Pekin ziyaretinin üçüncü günündeyse işadamlarımız Türk Çin İş Forumunda Çin’in önde gelen firmaları ile görüşme imkanı buldu ve aynı gün başta enerji olmak üzere önemli konularda işbirliği anlaşmaları imzalandı. Hattat Holding’in kömür yatırımı ve Ağaoğlu Grubu’nun rüzgar yatırımı imzalarının başını çektiği anlaşmalar ile toplamda 2,3 milyar USD’lık yatırım için düğmeye basıldı. Türk-Çin İş Forumunda DEİK Türk-Çin İş Konseyi Başkanı Hüsnü Özyeğin, Çinli firmaları Türkiye’de maden ve yenilenebilir enerji yatırımlarına davet ederken, DEİK Başkanı Rona Yırcalı Bey İzmir’in EXPO adaylığı için Çin’den destek istedi ve turizm alanındaki potansiyellere değindi. Dünyanın 7. turizm destinasyonu Türkiye’ye senede sadece 100.000 turist gelmesi gerçekten üzücü ancak son atılan adımlar ile bu rakamın önümüzdeki senelerde patlama yapacağı kanaatindeyim.

Sayın Hüsnü Özyeğin’le

Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan Shanghai Serbest Bölge’de kurulabilecek Lojistik Merkez projesine değinirken, Çin Başbakan Yardımcısı Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısının 2011’de % 28 arttığını söyleyip, ulaştırma-enerji-nükleer konularındaki işbirliği anlaşmalarına dikkat çekerek, üçüncü ülkelerdeki müteahhitlik projelerini, turizm ve finans sektörlerini de yeni işbirliği alanları olarak işaret etti. Son olarak söz alan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise 2011 yılında Çin’in yurtdışı doğrudan yatırımlarının 320 milyar USD olmasına rağmen Türkiye’nin bu pastadan neredeyse pay alamamasına sitem etti – bugüne kadar Çin’den ülkemize gelen doğrudan direk yatırım sadece birkaç milyon USD – ve teşvik paketinin getirdiği yeni avantajlardan bahsetti.

Shanghai’da da Çin’in önde gelen firmaların CEO’ları ile görüşen Başbakanımız, tüm önde gelen firmaları Türkiye’yi Çin’in Avrupa’ya açılan kapısı şeklinde görmelerini belirterek, yeni teşvik paketinin fırsatlarını tekrardan anlattı. Çin ile Türkiye arasındaki 1 ihracata karşılık 9 ithalat makasının sürdürülebilir olmadığı açık. Bu nedenle Çin’den Türkiye’ye gelecek turistlerin bırakacağı dövizler ile doğrudan direk yatırımlar bu açığın kapanması için tek çare olarak gösterilebilir zira sadece ihracatı arttırarak bu makası kapatmamız gerçekçi bir hedef olarak görünmüyor. Başta Başbakanımız olmak üzere tüm Bakanlarımızın bu vizyona sahip olmaları gelecek açısından umutlandırıcı. İşadamlarımızın da Çin’e olan ilgisinin arttığını görmek 2015’deki 50 milyar USD, 2020’deki 100 milyar USD ticari hacim hedeflerimizin hiç de uzak olmadığını gösteriyor.

Uluslararası politika açısından ziyaret boyunca gerçekleşen sıcak Suriye gelişmeleri dolayısıyla Dışişleri Bakanımız Türkiye’ye erken dönüş yapmak zorunda kaldı ancak Çin ile Suriye konusunda ne görüşüldüğü net bilinmiyor. Yine de Sayın Başbakan’ın “Çin Suriye konusunda eskisi kadar sert değil” yorumu Çin’in görüşünü değiştirebileceği konusunda ışık yaktı. Bu ziyaret Çin’in Türkiye’yi Ortadoğu’da uzun dönemli bir ortak olarak da görüp göremeyeceği konusunda muhakkak önemli görüşmeler içerdi ancak bu görüşmelerin sonuçlarını ancak önümüzdeki dönemde yorumlayabiliyor olacağız.

Saygı ve Sevgilerimle.

 

M. Köken GÜNEŞ

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.