Kısa bir süre önce Hollanda’nın Platform Dergisi ile Hollanda siyaseti üzerine yaptığım röportajın birkaç ayrıntısını sizinle paylaşmak istiyorum.
Soru: Yakın zamanda Hollanda ülke politikasında önemli gelişmeler yaşandı. Bunlar sizce neyin işareti?
– Son yedi yılda 5-6 kez koalisyon dağıldı Hollanda’da. Açık görüşlülük biraz azaldı. Daha tutucu bir karakter kazandı. Küresel gelişmelerin sonucu bütün bunlar. Hollanda uluslararası kamuoyunda itibarını yitirdi. Seneler boyunca demokrasi ve sabit siyasi sistemleri konusunda eleştirdiği ülkelerden daha kötü bir duruma düştü.
Soru: Hollanda’nın aşırı sağcı ırkçı partisi olan PVV’in oyları bu durumdan sizce nasıl etkilenecek?
– Ben PVV’yi tümden gereksiz görmüyorum. Hollanda’nın en büyük kentlerinden biri olan Utrecht’in Kanaleneiland semtinde Faslıların toplam nüfusa oranı % 74,8’di. O semte gidildiğinde bu gettovari yapısı nedeniyle sorunlarla karşılaşılıyordu. PVV lideri Geert Wilders sokakta üç kişiden fazla grup halinde gezilmemesi konuPsunda yasak getirdi. Bu önlem oradaki tansiyonu biraz düşürdü. Ben üç orta okul değiştirdim; üçü de kapandı. Hepsi de ‘kara kafa’ tabir edilen okullardı (yani öğrencilerin en az % 40’ı yabancıydı ve çok düşük seviyede Hollandaca biliyordu). Böyle sorunlar da var. Wilders PvdA, CDA gibi Hollanda’nın köklü partilerinin dile getiremediği sorunları dile getirme cesareti gösteriyor. Tamam, Wilders’in dediklerinin % 70’i palavra ama % 30’unda doğruluk payı var. Ben Wilders’i desteklemiyorum ama diğer partilerinin dile getiremediğini dile getiriyor. Bu sorunlara uzun vadeli çözüm getirmeyip popülist bir davranış sergilese de, bazı iyi işler yaptığını ve dolayısıyla Hollanda siyasetine önemli bir katkı sergilediğini inkar etmek yanlış olur. Wilders diğer partilerinin son 20 senede sergilemedikleri umursamazlıktan kaynaklanan bir tavırdan faydalanan bir siyasetçidir.
Soru: Partilerin göçmen politikalarına değinelim şimdi de. İmport damat veya gelin getirtme konusunda ne diyorsunuz?
– Dil konusu çok daha önemli. Mahalli seçimler sırasında asılan Türkçe posterlere aşırı tepki verildi. Bu gençlerin moralini bozdu. Oysa Amerika’da seçimler sırasında sokaklarda 65 farklı dilde poster asılmaktadır.
Soru: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
– Hollanda’daki gençlerde bir Türkiye nostaljisi mevcuttur, bunu kimse inkar edemez. Birkaç sene önce Amerika ‘The Ultimate Dream’ olarak nitelendirirken, geleceğin yeni ülkesi Türkiye olmuştur. Türkiye artık G20’ye girmiş bir ülkedir ve ekonomisi hızlı bir şekilde yükselmektedir. Ben bile Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden teklif alırken Hollanda’da bir üniversitede doktora tezimi tamamlamak için birçok yere başvurarak zar zor bir iş bulabilen bir gencim. Halbuki Türkiye ve Amerika’dan birçok teklif alıyorum. Bu bana neyi göstermekte? Hollanda eğitime, Türkiye ve Amerika kadar önem vermemektedir. Türkiye ve Amerika’dan farklı üniversiteler beni, başvurmadığım halde ısrarla isterken Hollanda üniversitelere, başvurduğum halde, bana şart koymaktadır. Sanki Hollanda beni zorla yurtdışına göndermek istiyor, ona rağmen ben mücadelemi sürdürüp Hollanda’da kalmayı tercih ediyorum.
Armand SAĞ