Giriş
Bugünlerde Ortadoğu politikası dünya politikasında büyük yer tutmakta… Arap Baharı ile gelen rejim değişiklikleri, liderlerin indirilmesi ve ayaklanmalar dünyada büyük yankı uyandırdı. Hatta ABD, Rusya, Avrupa, İran ve Türkiye gibi büyük ülkeler dış politikadaki tüm dikkatlerini bu olaylara vermiştir. Özellikle de Suriye’deki olaylara… Beşar Esad’ın tutumunu eleştirenlerin sayısı bizim ülkemizde çok fazla sayıdadır. Bunun en büyük nedeni yerli ve yabancı medyadır. Medyanın bizi istediği yönde etkilemeye çalışmaktadır ve bunu büyük ölçüde başarmaktadır. Benim burada oluşturmak istediğim bakış açısı biraz daha farklı yönde.
Farklı Bir Bakış Açısı
Şimdi dönüp baktığımızda medyanın bize gösterdiği ‘Beşar Esad kendi halkını vuruyor’ şeklindedir. Peki bu muhalif gruplara şu şekilde bakalım; bu muhalif gruplar haklı olsa da, olmasa da yaptıkları milli iradeye, devlete karşı çıkmaktır. Suriye devletini oluşturan kişileri esir almakta, onlara saldırılar düzenlemektedirler. Dediğimiz gibi haklı ya da haksızlar yaptıkları bu durum terör sayılmaktadır aslında. Suriye halkı ikiye bölünmüş durumda, halk sefil ve perişan ve orada Beşar Esad muhalifleri öldürse de, medyanın bize söylediği olay ‘halkı öldürdü’ şeklindedir. Beşar Esad ‘muhalifler’ denen bu terör örgütüne karşı devletin organları kullanarak operasyonlar düzenlemektedir. Sizce bu durumda kim haklıdır? Ve şunu unutmayalım biz 1970’lerde ayaklanan ‘muhalif’ solcu, devrimci gençliğe ‘terörist’ demiştik. Niye onlara terörist demiştik; devlet rejimini değiştirmeye çalışmışlardı, silahlı ayaklanmalar oldu, ülkedeki gençler ikiye bölündü ve ülke anarşiye gitti. Şimdi Suriye’deki muhaliflere bakalım; devlet rejimini değiştirmeye çalışıyorlar, silahlı ayaklanmalar var, ülke ikiye bölündü (Esad yanlıları ve muhalifler). Ne kadar benzer değil mi? Ama o dönemde bizim ülkemizdeki solcu gençliğe terörist diyenler, şimdi Suriye’deki ‘muhalifleri’ daha doğrusu bana göre teröristleri destekliyorlar. Fark nedir peki? Bizim gençliğimiz o yıllarda neo-liberal politikaları desteklemiyordu, ‘Tam Bağımsız Türkiye’ diyordu ama Suriye’deki ‘muhalifler’ tamamen neo-liberal politikalar yanlısı olacaklar ve ‘tam bağımlı bir Suriye’ isteniyor. Bu yüzden ABD ve Avrupa desteğiyle beslenebiliyorlar.
Değerlendirme
Arap Baharı sürerken gerçekleştiği ülkelere baktığımızda ne Mısır, ne de Libya eski rejimlerinden çokta farklı durumda değiller, hatta ülkede sorunlar artarak devam ediyor. Bunun yanı sıra Suriye bu baharı yaşarsa bana göre daha çok karışacaktır. Etnik yapının Mısır’a ve Libya’ya göre daha karışık olduğu Suriye’de Irak gibi bölünmeler olacaktır.[2] Suriye’nin bu durumdan büyük zararla çıkacağı kesin, ama en büyük zararı Beşar Esad başta kalırsa mı görür, yoksa ‘muhalifler’ gelirse mi görür bunu zamanla göreceğiz…
Mehmet Kılıç/UPA Süleyman Demirel Üniversitesi Temsilcisi
KAYNAKÇA
[1] Son 6 ayda çıkan haberlerde ABD’nin bu bölgelerde tamamen çıkacağı konuşuluyordu.
[2] Etnik yapı: % 88 Arap, % 6 Kürt, % 2,8 Ermeni, % 1 Türkmen, % 1 Rum. Kalan nüfusu Süryâniler, Keldaniler, Nasturiler, Çerkezler ve Yahudiler olusturur. Erişim Tarihi: 23.08.2012, Erişim Adresi: http://www.enfal.de/suriye.html.
