GİRİŞ
Türkmenistan Cumhuriyeti, Orta Asya’nın güneyinde Hazar Denizi kıyısında yer almakta olup, kuzeydoğusunda Özbekistan, kuzeybatısında Kazakistan, güneyinde İran ve güneydoğusunda Afganistan ile komşudur. 488,100 km2’lik yüzölçümü ile bağımsız devletler topluluğunun (BDT) en büyük dördüncü devletidir. Karakum çölü, ülkenin % 80’ini kapsamaktadır. Türkmenistan nüfusu 4,9 milyon olup, Türk dil grubunun Türkmence kolunu konuşmaktadır.
Uzun yıllar bölgede yaşayan Türkmenler, Safevi hükümdarı Nadir Şah’tan sonra İranlılar ve Hivelilerin sardırılarına maruz kalmış ve 1835’ten itibaren Merv (günümüzde Mari) bölgesine doğru yayılmaya başlamışlardır. Türkmenler, 1856 ve 1860 yıllarında İranlılar ile savaşmışlar ve ağır kayıplar vermiştir. 1879 yılında ise Ruslar Türkmen topraklarına girmiş ve Türkmenleri hakimiyetleri altına almışlardır. Çarlık Rusyası’nın işgali altındaki Türkmenler, zaman zaman ayaklanmışlarsa da başarılı olamamışlardır. 1924 yılında Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur. Türkmen lider Cüneyt Han, 1927 yılında Sovyet kuvvetleri karşısında son mücadelesini de kaybedince Türkmenistan’ı terk etmek zorunda kalmıştır. Türkmenler Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği hakimiyeti altında kaldıkları yaklaşık 80 yıl boyunca, Türkmen kimliğini ve kültürünü korumaya çalışmışlardır. Türkmenistan, 27 Ekim 1991’de bağımsızlığını ilan etmiş olup, uluslararası konumda bu ülkeyi ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştur.
SİYASİ YAPI
Türkmenistan, Başkanlık sistemi ile yönetilen bağımsız ve tarafsız bir ülke olup, Devlet Başkanı Kurbangülü Berdimuhammedov’dur. Aralık 1999’da düzenlenen halk maslahatında ebedi devlet başkanı seçilen Saparmurat (Niyazov) Türkmenbaşı’nın Aralık 2006’daki vefatından sonra, 11 Şubat 2007 tarihinde yapılan seçimde % 89 oy alan Berdimuhammedov, 5 yıllığına Devlet Başkanlığına seçilmiştir ve halen bu görevde bulunmaktadır.
Ülke, idari olarak 5 vilayete ayrılmış olup, üst yönetim Hekimler (Belediye Başkanı ve Vali) tarafından yürütülür. Vilayet sınırları içerisinde yerleşen Şehir ve Etraflar da Şehir Hekimi ve Etraf Hekimi tarafından vilayet Hekimi’ne bağlı olarak yürütülür. Daha küçük yerleri Geneşlikler ve Obalar, Arçınlar ve Birlikler tarafından yine Vilayet Hekimi’ne bağlı olarak yürütülür. Ülkedeki beş vilayet Ahal, Balkan, Daşoğuz, Mari ve Lebap vilayetleridir.
EKONOMİK YAPI
Türkmenistan, önemli miktarda gaz ve petrol rezevlerine sahiptir. Başlıca gaz rezevleri ülkenin doğusunda yer alan Amuderya havzasında bulunmakta olup, Hazar Denizi yakınlarında da gaz rezevleri vardır. Türkmenistan, eski Sovyet Cumhuriyetleri arasında gaz rezevleri bakımından Rusya’dan sonra kaynak bakımından ikinci ülke konumunda olduğu kabul edilmektedir. Hidrokarbon sanayinin geliştirilmesi yönünde iddialı projeler ortaya koymaktadır. 2030 yılı itibari ile doğal gaz üretiminin yılda 250 milyar metreküpe, ham petrol üretiminin ise yılda 110 milyon tona çıkarılması beklenmektedir. Doğal gaz satışı, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti ve İran’a yapılmaktadır.
Yakın zamandaki küresel ekonomik kriz ve Türkmenistan’ın Rusya ile enerji alanındaki anlaşmazlıkları, ülkenin Rusya Federasyonu üzerinden ihracat yolunun kapanmasına neden olmuştur. Bu nedenle ülke ekonomisi 2009 yılında 9 aylık bir yavaşlama sürecine girmiştir. “Tarafsızlık” politikası ile strateji belirlemek isteyen Türkmenistan, Asya’nın büyük ekonomik güçleri tarafından yutulmamak için kendi iç ve dış dinamiklerini güçlendirme çalışmasına son yıllarda daha fazla ağrılık vermiştir.
“TAPI” Doğalgaz Projesi Yapımı 2015’te
Tapı projesinin temeli 2010 yılında atılmıştır. Aşkabat’ta dört ülke başkanları seviyesinde imzalar atıldı ve projenin gerçekleştirilmesi için yola çıkıldı. Gerçekleştirilen fizibilite çalışmalarına göre, boru hattının doğalgaz taşıma kapasitesi yıllık 33 milyar metreküp olacak. Bin 735 kilometre uzunluğundaki hattın maliyeti 7.6 milyar doları bulacağı düşünülmektedir.
TÜRKİYE İLE OLAN İLİŞKİLER
Türkiye Cumhuriyeti 16 Aralık 1991 tarihinde Türkmenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuş, 29 Şubat 1992 tarihinde de diplomatik ilişkileri tesis etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Türkmenistan’ın tanınması, uluslararası ve bölgesel kuruluşlara katılması veya işbirliğinin pekiştirilmesi, üçüncü ülkelerin ve uluslararası kuruluşların destek vermesi ve yardımlarının sağlanması gibi konularda girişimlerde bulunmuştur. İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin temeli, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı’nın Türkiye’ye yapmış olduğu 3 Aralık 1991 tarihinde imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Cumhuriyeti Arasında Ekonomik ve Ticari İşbirliğine Dair Anlaşma”ya dayanmaktadır.
Türkmenistan 28 Eylül 1999 tarihinde 2000-2010 yılları arasında Türkiye-Türkmenistan ticari ve ekonomik ilişkilerini kapsayan bir işbirliği programını düzenleyen bir Çerçeve Anlaşması metnini Türkiye’ye sunmuştur. Ekonomik ve ticari ilişkileri sürdürmeyi amaçlayan bir iyi niyet belgesi görünümündeki metin üzerinde tam mutabakata varılamamış, ancak 4-6 Şubat 2002 tarihinde iki ülke yetkililerinin görüşmelerinin sonucunda Türkmen tarafına 1. Dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısının Aralık 2002 ayında Ankara veya Aşkabat’ta yapılması ve anlaşmanın toplantı sırasında imzalanması önerilmiş, ancak Türkmenistan tarafından bu öneriye yanıt verilmemiştir. Son olarak Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün 5-7 Aralık 2007 tarihlerinde Türkmenistan’a gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında Türkiye ile Türkmenistan arasında “Hükümetlerarası Türk-Türkmen Komisyonu Kurulmasına Dair Anlaşma” imzalanmış ve 2008 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. Türkiye-Türkmenistan Hükümetler arası Karma Ekonomik Komisyon (KEK) 1. Dönem Toplantısı 29-30 Nisan 2008 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Daha sonraki dönemde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Türkmenistan ziyareti ile iki ülke arasında 12 işbirliği anlaşması imzalanmış olup, başta enerji olmak üzere bilim ve teknoloji, diplomasi ve kültürel iş birliği gibi iki ülke arasındaki stratejik öneme sahip konular ele alınmıştır. Bu görüşmede iki ülke arasında 12 iş birliği anlaşması imzalanmıştır.
SONUÇ
Türkmenistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler hala istenilen düzeye çekilememiştir. Türkiye’nin sistemli ve istikrarlı bir Orta Asya politikasının yetersiz kalması, Türkmen tarafının Türkiye’nin dış politika konusundaki çekinceleri ve Rusya Federasyonu olan ilişkileri riske atmak istememesi de bu durumda önemli etkenlerindendir. Bunun haricinde görülen en önemli sorun ise Türkmenistan’da faaliyet gösteren Türk firmalarının vize ve çalışma izinlerinde karşılaştıkları güçlüklerdir. Bu noktada her iki ülkede de daha dostane yaklaşımlara ihtiyaç vardır.
Saltuk Buğra BOZKURT
Türkiye-Türkmenistan ilişkileriyle ilgili bilgi ve görüşlerin daha yoğun olmasın umduğum diğer yazılarınızı merakla bekliyor olacağım.
Teşekkürler.