KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun davetlisi olarak KKTC’ye gelen Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanlığında Cumhurbaşkanı Eroğlu, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Dışişleri Bakanı Özdil Nami, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ve TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ile gerçekleştirdiği yemekli toplantının ardından bir basın açıklaması yaptı. Açıklamanın satır başları şöyleydi;
Davutoğlu: “Doğu Akdeniz’de kalıcı bir barışın tesisi, Kıbrıs’ta kalıcı bir barıştan geçmektedir”
“77 milyon Türk kardeşlerinize gönderdiğiniz başsağlığı dilekleriniz için teşekkürler. Çok büyük bir acı yaşadık. Biz aslında, geçen Aralık ayında burada tekrar biraraya geldiğimizde bir karar almıştık. Belli aralıklarla biraraya gelerek, ortak akıl ve gelecek planlaması yapmak için, bu tür toplantıları yapalım diye karar vermiştik. Son 6 ay içinde yaşanan gelişmeleri gözden geçirmek, müzakere sürecindeki ilerlemeleri değerlendirmek için biraraya geldik. O günden bugüne, 3 önemli gelişme yaşadık.
Birincisi, bir temel müzakere çerçevesi konusunda mutabakat sağlanması. Bu çok önemli bir aşamadır. Sayfalarca metinlere dayanmayan ama meselenin özünü veren bir metinde mutabık kalındı.
İkincisi; müzakerelerin fiilen başlamasıdır. 15 Şubat’ta taraflar biraraya geldiler. KKTC’nin her kesiminin de desteği ile bu görüşmeler başladı. Gönül isterdi ki, bu müzakereler doğrudan liderlerle görüşmesiydi. Ama bu bile şu anda iyi bir durum…
Üçüncüsü, bu metni, sürecin başlaması ile birlikte uluslararası toplumda büyük bir ilgi artışı olmuştur. Bu iradenin yansımasını 27 Şubat’ta çapraz ziyaretlerde gördük. Bundan sonra bu ziyaretlerin devamı kararı alındı. Türk-Yunan, Güney Kıbrıs-Kuzey Kıbrıs’ı dörtlü olarak bu havzayı barış havzası yapması açısından önemlidir. Bu çerçevede birçok ziyaretler yapıldı ve nihayet Biden’ın adayı ziyaret edecek olması, bu uluslararası ilginin başka göstergesidir. Uluslararası toplumun diğer üyelerinin de adaya gelip, tarafları teşvik konusunda görüşme yapmaları büyük bir momentum yaratacaktır. Adada müzakerelerin bir an önce kapsamlı çözüme ulaşmasında her iki tarafı da teşvik etmelerini bekliyoruz. Çok dostane bir üslupta, siyasi kanaatlere sahip, siyasi rekabet içinde olan liderlerin, Kıbrıs’ta barışın gelmesi yönünde bir masa etrafında nasıl bir araya geldiklerini görmek bakımından çok büyük bir tecrübe oldu. Ümit ederiz Güney’de de böyle bir konsensus oluşur. Anastasiadis’in de müzakere yürütecek gücü siyasi kesimlerden alması önemlidir. Bu müzakerelerin hızlanması konusunda mutabıktırlar. Yarım asırı geçen krizi artık bitirme vakti gelmiştir. Teknik detaylara boğmak yerine, bir sayfalık metinin çıkmasında gösterilen özveriyi göstermek, mutabık kalınan yakınlaşma kağıtları temelinde liderlerin temaslarının sıklaşması büyük önem taşıyor. Doğu Akdeniz’de kalıcı bir barışın tesisi, Kıbrıs’ta kalıcı bir barıştan geçmektedir. Masa başında çabalar göstermezse, krizler büyüme riski taşıyabilir. Büyük bir mit oluşturan bu atmosferi konumakla yükümlüyüz. GKRY’ye bir kez daha Eroğlu’nun yaptığı çerçevede, müzakerelerin hızlanması konusunda bir an önce, bu adanın kaderini bu adada yaşayan iki halkın bulması yönünde olumlu cevap vermesi gerekmektedir. Şimdi barış vaktidir. Hep beraber bu çabayı destekleyelim. O ışığa doğru beraber yürüyelim. Bu çağrıya cevap veren başta Yunanistan’a, Amerika ve İngiltere’ye teşekkür ediyoruz. Kalıcı ve sonuç alıcı olması için çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.”
“Maraş, kapsamlı çözüme gidecek şekilde tartışılmalı”
Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Kerry ile çok sık görüşüyorduk. Memnuniyetimizi ifade ettik. Sayın Biden’ın ziyareti konusunda da Kerry hem destek, hem de bu ziyaretlerin devam edeceği mesajlarını bana ilettiler. Kapalı Maraş konusuna gelince, biz eskiden beri, bu meselenin bir an önce kapsamlı çözüme gidecek şekilde tartışılması taraftarayız. Parçacı çözümlerle yola çıktığınızda, bir müddet sonra kapsamlı çözümün önünü tıkayabiliyor. Karşılıklı olarak sepete atılan şeylerin, eşit zamanlamada olması lazım. Bu çerçevede biz Kapalı Maraş konusunu, kapsamlı çözümün bir parçası olarak gördük. Aynı doğada olan şeylerin eşit ölçekte ele alınması lazım. Bir şart haline dönüştüğüne dair ortaya çıkan atmosfer doğru değil. Biden, kapsamlı çözüme katkıda bulunmak için adaya geliyor. KKTC ve TC olarak, Biden’ın ziyaretinin başarılı olması ve adada pozitif bir havanın oluşması için her türlü katkıda da bulunuruz.
Buradaki en küçük bir sorun, bizim sorunumuz olmuştur. Kimseyi kaderine terketmeyiz! KKTC halkı çok zor günlerden geçti. Çok çetin sınavlardan geçti ve bunlardan kurtulmak kendilerine güvenmekten geçer. Hangi senaryoda olursa olsun, onları ayakta tutacak olan kendilerine olan güvenleridir diğeri de Türkiye’ye olan güvenleridir. Demokrasilerde, vatandaşlar kendi iradelerine güvenirler. O gerçekleştiğinde KKTC’nin siyaseti de ekonomisi de daha hızlı olur.”
Davutoğlu: “Biz o devleti tanımıyoruz”
Kıbrıs Postası Haber Müdürü Canan Onurer’in ’90 milyon TL’lik karar’ sorusu üzerine Davutoğlu, “AİHM’in kararlarına saygı duyarız ancak alınan kararların alınış süreci, kararların tarafların karşı hukuki olma süreci tarafından bakarız. Bu açıdan bu kararda tutarlılık yoktur. İnsan hakları çerçevesinde karar mekanizmaları oluşturan bir yapı, bir devleti başka bir devletle karar aldılar. Biz o devleti tanımıyoruz! Dolayısıyla, AİHM’in aldığı kararı, bizim açımızdan yerine getirilmesi gereken bir karar olarak görmüyoruz. Siyasi mütalaa olarak da, bu kadar pozitif bir momentum varken, 20 sene önce başlayan bir dava, 2011’de canlanan davayı bu süreçte sonuçlandırmak bu gündemi sabote etmek anlamına geliyor. Başka yollara sapmadan, doğrudan ‘düz’ bir şekilde barışa gideceksek, herkesin doğrudan bir şekilde barışa gitmek için uğraşmalıyız. Bu irade ile masaya oturmuş taraflara destek vermek gerekir.
Kaynak: Kıbrıs Postası