TERÖRİZMİN PSİKOLOJİSİ

upa-admin 11 Temmuz 2014 3.547 Okunma 0
TERÖRİZMİN PSİKOLOJİSİ

Son dönemde IŞİD terör örgütünün Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiği vahşi katliam görüntüleriyle birlikte terörizm kavramı ve terörizmin psikolojisi üzerine yeniden değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Bu değerlendirmelere akademik altyapı sağlayabilmesi açısından bu yazıda Martha Crenshaw’un “The Psychology of Political Terrorism” makalesinde ele aldığı bazı konuları sizinle paylaşmak istiyorum.

Terörizmle ilgili bugüne kadar pek çok tanım yapılsa da, üzerinde uzlaşılmış tek bir tanımı ifade etmek zordur. Jack P. Gibbs’e göre, terörizm sade bir tanımlamayla “insan veya insadışı objelere yönelmiş yasadışı şiddet eylemleri”dir (Gibbs, 1989: 330). T.P. Thornton’ın “Terror as a Weapon of Political Agitation” (1964) makalesinde yaptığı erken tanımlama, bugün de geçerliliğini koruyan önemli kavramsallaştırmalardan birisidir. Bu tanıma göre terörizm; “bir içsavaş durumunda siyasal davranışı etkilemek amacıyla yapılan ve normal dışı düzeyde güç kullanımını ya da güç kullanımı tehdidini barındıran sembolik eylemler”dir (Thornton, 1964: 73). Bu tanıma bakıldığında, terörizmin farklı unsurlarının doğru bir şekilde bir arada ifade edildiği görülebilir. Bunlardan ilki; “siyasal davranışı etkilemek” olgusudur. Tüm terör örgütlerinin ulaşmayı amaçladıkları siyasal hedefler ve ideolojileri vardır. Yaptıkları şiddet eylemleri, bu nedenle belirli bir siyasi amaca yönelik gerçekleştirilmiş planlı hareketlerdir (Crenshaw, 1981: 379). Tanımdaki ikinci önemli boyut; “normal dışı düzeyde güç kullanımı ya da güç kullanımı tehdidi” ifadesidir. Terör eylemlerinin içerdiği şiddetin, günlük hayatta var olan şiddetten farklı ve şaşırtıcı düzeyde olduğu çeşitli terör eylemleri incelendiğinde kolaylıkla fark edilebilecektir. Ayrıca zaman zaman terör örgütleri doğrudan güç kullanmak yerine, güç kullanma tehdidiyle de istediklerine ulaşmaya çalışabilirler. Tanımın üçüncü önemli boyutu ise; terör eylemlerinin barındırdıkları şiddetin çok ötesinde sembolik anlamlarının olmasıdır. Geoffrey Galt Harpham’ın “Symbolic Terror” makalesinde yaptığı değerlendirmeler, terörizmin sembolik boyutunu açıklayan önemli kavramsallaştırmalardır.[1] Harpham’a göre terörizm kendisi sembolik değilse bile, sonuçları sembolik alana girmektedir. Seyla Benhabib’in 11 Eylül (9/11) olaylarıyla ilgili yaptığı değerlendirme de, Harpham’ın görüşlerini bu olay örneğinde açıklayan önemli bir girişimdir.[2] Benhabib’e göre 11 Eylül benzeri olaylar; hayatın normalliğini ve belli bir yaşam türünü yok etmek üzere tasarlanmış acımasız girişimlerdir ve El Kaide örneğinde olduğu gibi “asimetrik” yapılarca düzenlenmektedir. Bu gibi yapıların geliştirdiği yeni cihatçılık ise “apokaliptik” ve “nihilistik”tir (Benhabib, 2002).

Martha Crenshaw’un 1985 yılında yazdığı “The Psychology of Political Terrorism” makalesinde belirttiği fikirlere göre, o dönemde terör çalışmalarında literatürün gelişmesine engel olan çeşitli sorunlar bulunmaktaydı. Bu sorunların başında terör ve terörist kavramının zaman içerisinde çok hızlı değişim gösterebilmesi ve konunun başlıbaşına siyasi ve üzerinde uzlaşı kolay kurulamayan bir mesele olması vardı (Crenshaw, 1985: 381). İkinci önemli sorun; terör konusunda akademik çalışmaların ancak 1960’larda yapılmaya başlanması ve teorik altyapının bu konudaki yetersizliğiydi (Crenshaw, 1985: 381).  Üçüncü önemli sorun; terörün hükümet ve ülkelerin imajına verdikleri zarar nedeniyle devletlerin bu konudaki çalışmaları kendi tekellerine ve kontrollerine almak istemeleri ve akademisyenlere ya da gazetecilere bağımsız çalışmaları için alan açmak istememeleriydi (Crenshaw, 1985: 381). Dördüncü ve sorun büyük sorun ise; terörizm konusunda alan araştırması, röportaj ve benzeri tekniklerin kolay kolay yapılamamasıydı (Crenshaw, 1985: 381). Zaman içerisinde Crenshaw’un 1985 yılında dile getirdiği bu sorunların büyük ölçüde üstesinden gelindiğini söylemek mümkündür.

Terör araştırmalarıyla ilgili bir diğer mesele, konunun karmaşık yapısıdır. Terör örgütlerinin ideolojileri, hedefleri ve organizasyon yapıları birbirinden çok farklı niteliktedir ve aralarında paralellikler kurmak her zaman kolay olmayabilir. (Crenshaw, 1985: 382). Örneğin, birçok terör örgütü belli bir coğrafyada kendi bağımsız devletlerini kurmak isterken, bazıları ülkenin rejimini Faşist, Marksist ya da radikal İslamcı ideolojiler doğrultusunda dönüştürmeyi hedefleyebilir. Terör örgütleri katı merkezi bir yapı, ya da El Kaide gibi son derece gevşek bir network üzerine kurulu olabilir. Terör örgütlerinin eylem tipleri de son derece farklıdır. Terör meselesinin akademik anlamda çalışılmasını zorlaştıran bir diğer konu; terörün ulus-aşırı (transnational) yapısıdır. Terör örgütleri zaman zaman -PKK örneğinde olduğu gibi-, diğer devletlerle ilişkiye geçerek bir ülkenin iç meselesi olmaktan çıkar ve bir bölgesel mesele ve aktör haline gelebilir. (Crenshaw, 1985: 383).

Teröristlerin psikolojisi konusunda da bugüne kadar birçok çalışma yapılmıştır. Burada literatürün oluşum sürecindeki ilk yıllarda daha çok bireysel psikolojik faktörler üzerinde durulmuş ve psiko-analitik incelemeler yapılmaya çalışılmıştır. Ancak birçok araştırmacının uzlaştığı gibi, “terörist kişilik” gibi bir karakter yapısı (Crenshaw, 1985: 385) ya da teröristlerde yaygın olarak görülen bir psikolojik patoloji yoktur (Rasch, 1979: 80). IRA militanları üzerinde çeşitli araştırmalar yapan Corrado da, yaygın kanının aksine narsisizm, psikopati, sosyopati ve ölüm isteği gibi patolojik durumların teröristler içerisinde yaygın olmadığını ve bu konuda yeterince klinik veri toplanamadığını söylemiştir (Corrado, 1981). Bu nedenle terörizm ve teröristler üzerinde yapılan araştırmalarda günümüzde psikolojik yaklaşımların yanında politik, sosyolojik ve sosyal psikolojik değerlendirmelere daha fazla rağbet gösterilmektedir. Bu noktada özellikle kriminoloji disiplininde de kullanılan ve sadece terörizmi değil, genel olarak suç kavramını toplumsal şekilde açıklayan sosyolojik teorilere göz atmak faydalı olacaktır.

20. yüzyıldan itibaren etkili olmaya başlamış sosyolojik kriminoloji teorilerinin en önemli üçü Social Disorganization Theory (Toplumsal Düzensizlik Teorisi), Social Control Theory (Toplumsal Kontrol Teorisi) ve Socialization Theory (Sosyalleşme-Toplumsallaşma Teorisi)’dir. Amerika’da Chicago School (Chicago Okulu) adı verilen bir grubun teorileştirdiği Toplumsal Düzensizlik Teorisi’ne göre; suç, yapısal ve toplumsal sorunların neticesinde ortaya çıkmaktadır. Adaletsiz gelir dağılımı, fakirlik, işsizlik suçu tetikleyen en önemli ekonomik etkenler olurken, etnik, dini, mezhepsel, sınıfsal farklılıklar ve gruplaşmalar da suçun oluşmasında önemli rolü olan üstyapı faktörleridir. Amerika’da suç oranının tavana vurduğu, İtalyan-Amerikan mafyasının meşhur içki yasağı Volstead Yasası’nın da etkisiyle zirveye ulaştığı Büyük Buhran dönemi, Chicago Okulu’nun verdiği örneklerin başında gelmektedir. Yine Chicago Okulu’na göre hızlı endüstrileşme ve kentleşme, oluşan farklı göçmen mahalleri ve ekonomik adaletsizlik neticesinde suçun artmasına büyük katkıda bulunmaktadır. Toplumsal Düzensizlik Teorisi, bu nedenle suçla mücadele edilmesi için sosyal bir devlete ihtiyaç olduğunu vurgularlar. Toplumsal Kontrol Teorisi ekolünün kurucusu olan Travis Hirschi’ye göre ise; suç, toplumsal bağları zayıf olan yabancılaşmış insanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Çeşitli nedenlerle ailevi, arkadaş bağları zayıf olan, herhangi bir sosyal çevrede kabul görmemiş insanlar bu nedenle suç işlemeye hazır hale gelmektedirler. Bu doğrultuda, Toplumsal Kontrol Teorisi’ne göre suç işleyen insanlar rehabilite edilmeli ve sosyal çevreleriyle olan bağları güçlendirilmelidir. Sosyalleşme Teorisi’nin kurucusu kabul edilebilecek Robert Merton’a göre ise; bazı insanlar genelin aksine toplumsal normların dışında yaşayan alternatif sosyal çevrelerde büyümekte ve değer yargıları anormal olarak kabul edilen davranış biçimleriyle oluşmaktadır. Bir getto mahallesinde fakirlik içinde büyüyen bir çocuk için suç normal bir davranış haline gelmekte ve sosyalleşmesini bu çevrede gerçekleştiren bir çocuk ilerleyen yıllarda suç işlemekten çekinmemektedir.

Tüm bu sosyolojik teorilerin de gösterdiği gibi, terörle mücadelede en önemli faktörlerden birisi de toplumsal koşulların doğru bir biçimde düzenlenmesidir. Bölgesel ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi ya da en azından azaltılması, insanlara suç veya teröre bulaşmadan da profesyonel anlamda yükselme imkanlarının sağlanması, hakim toplumsal kültürün şiddete dayalı ve erkek egemen bir düzeyden toplumcu ve demokratik bir seviyeye getirilmesi, uzun vadede terörle mücadelede askeri ya da istihbarata dayalı yöntemlerden çok daha etkili olabilecektir. Ancak Türkiye’de son dönemde salt istihbarata dayalı yöntemlerin tercih ediliyor olması, bu noktada terörü bitirme konusundaki umutları zayıflatmaktadır.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

 

KAYNAKLAR

– Benhabib, Seyla (2002), “Unholy Politics”, International Journal of Critical and Democratic Theory, March 2002. Online adresi: http://essays.ssrc.org/sept11/essays/benhabib.htm.

– Bonn, Robert L. (1984), Criminology, USA: McGraw-Hill Inc.

– Corrado, R. R. (1981), “A Critique of the Mental Disorder Perspective of Political Terrorism”, International Journal of Law and Psychiatry, 4.

– Crenshaw, Martha (1981), “The Causes of Terrorism”, Comparative Politics, Vol. 13, No: 4, July 1981.

– Crenshaw, Martha (1985), “The Psychology of Political Terrorism” in Political Psychology ed. by Margaret H. Hermann, San Francisco: Jossey-Bass. Online adresi: http://www.law.syr.edu/pdfs/0political_psychology.pdf.

– Eitzen, D. Stanley & Timmer, Doug A.  (1985), Criminology, New York: McMillan Publishing Company.

–  Harpham, Geoffrey Galt (2002), “Symbolic Terror”, Critical Inquiry, Vol. 28, No: 2, Winter 2002. Online adresi: http://www.jstor.org/discover/10.2307/1344283?uid=3739192&uid=2&uid=4&sid=21104301490337.

– Gibbs, Jack P. (1989), “Conceptualization of Terrorism”, American Sociological Review, 54, 3.

– Rasch, W. (1979), “Psychological Dimensions of Political Terrorism in the Federal Republic of Germany”, International Journal of Law and Psychiatry, 2.

– Thornton, T.P. (1964), “Terror as a Weapon of Political Agitation” in H. Eckstein (ed.), Internal War: Problems and Approaches, New York: Free Press.

 

[1] Bakınız; Harpham, Geoffrey Galt (2002), “Symbolic Terror”, Critical Inquiry, Vol. 28, No: 2, Winter 2002.

[2] Benhabib, Seyla (2002), “Unholy Politics”, International Journal of Critical and Democratic Theory, March 2002.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.