Uluslararası pratiğe uygun olarak devletler, işgal olgusu, etnik sorunlar, sınır sorunları ve diğer konular hakkında anlaşma elde edemediği takdirde, meseleye tarafsız ilişkili bir veya birkaç devleti sorunun çözümü için arabulucu olarak kabul edebiliyor. Bunun birçok örnekleri vardır.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Minsk Grubu da Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgali sorununun barış yoluyla çözülmesi için 1992 yılında kurulmuştur. Ancak Minsk Grubu, 20 yılı aşkın bir süredir, bu sorunun barış yoluyla çözümü için taraflara hiçbir ciddi plan sunmadı. Mayıs 1994 tarihinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasında dahi Minsk Grubu’nun ciddi faaliyeti olmamıştır.
Minsk Grubu, yıllardır sonuçsuz işleyişi hakkında düşünerek, müzakerelere yeni ruh vermek, yeni öneriler paketi hazırlamak yerine, Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgali sorununun barışçıl çözümü çerçevesinde gerçekleştirilen başka girişimleri kıskançlıkla karşılıyor ve engelliyor.
Minsk Grubu, kendisinin yıllardır uğraştığı sorunu çözemiyor ya da çözmek istemiyor, ancak sadece bu sorunun çözümü yönünde atılan adımlara değil, sorunun çeşitli uluslararası kuruluşlarda müzakere edilmesine bile itiraz ediyor. Minsk Grubu ve Ermenistan sorunun uluslararası örgüt olan Birleşmiş Milletler’de (BM) dahi müzakere edilmesine karşı çıkıyorlar.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgali sorununun tartışıldığı siyasi kuruluşlardan biridir. AKPM, bu tartışmalarda genellikle Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesi olgusu ile ilgili objektif tutum sergiliyor.
AKPM’nin Ocak sonlarında düzenlenen kış oturumunda Siyasi Meseleler ve Demokrasi Komitesi üyesi, İngiltere’yi temsil eden milletvekili Robert Walter’ın hazırladığı “Dağlık Karabağ ve Azerbaycan’ın diğer işgal altındaki topraklarında şiddetin artması” adlı raporu dinlenildi.
Eşbaşkanların rapor sunulmadan önce açıklama yaparak Dağlık Karabağ sorununun çözülmesi yönünde çalışan tek kurumunun Minsk Grubu olduğunu bildirmeleri oldukça mantıksızdır.
Evet, Minsk Grubu doğrudan sorunun çözülmesi için kurulmuştur. Ama bu demek değildir ki, diğer uluslararası kurum ve kuruluşlarda Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgali meselesi müzakere edilmeyecek.
Minsk Grubu 20 yılı aşkın bir süredir sorunun çözülmesi yönünde bir adım bile ilerlememiş, işgalci ve işgale maruz kalan tarafa hukuki değer vermekte acizdir. Aracılık teşebbüsünden daha çok Ermenistan’ın tutumunu destekleyen politika uygulamaktadır.
Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesi olgusu birçok devlet ve uluslararası kurumlar tarafından dile getirilse de, nedense Minsk Grubu bu gerçeği görmek istemiyor ve sorunu en kısa zamanda çözmek yerine, süreci uzatmakla meşguldür. Meseleye bu tür tek taraflı yaklaşım elbette Azerbaycan’a güven hissi vermiyor. Azerbaycan, defalarca en yüksek düzeyde Minsk Grubu eşbaşkan devletlerinden duyduğu rahatsızlığını bildirdi ve eşbaşkan ülkelerin değiştirilmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
Azerbaycan, haklı olarak Minsk Grubu eşbaşkan devletlerinden görüşmeler sürecinde uluslararası toplumun iradesini yansıtan BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu’nun ilgili kararların, Bağlantısızlar Hareketi, İslam İşbirliği Teşkilatı, AKPM belgelerinin yanı sıra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ilgili kararlarının icrasını temin etmelerini talep ediyor.
Azerbaycan Minsk Grubu’ndan kenarda Dağlık Karabağ sorununun müzakeresinin yapılmayacağı hakkında hiçbir siyasi taahhüt almamış ve sorunu herhangi bir bölgesel ve uluslararası kuruluşlarda tartışmaya çıkarmak hakkını saklı tutuyor.
Minsk Grubu’nun siyasi norm ve ahlak kurallarını kabaca ihlal ederek AKPM’de çatışmanın müzakeresine engel olmak girişimi kesinlikle anlaşılan ve kabul edilen değildir.
Dr. Hatem CABBARLI