Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın izolasyonist dış politika anlayışı ve korumacı ekonomik tedbirleri nedeniyle Transatlantik ilişkilerde yarattığı güvensizlik ortamı ve Rusya Federasyonu’nun Ukrayna konusunda uyguladığı sert politikalardan vazgeçmemesi nedeniyle uluslararası siyasette daha bağımsız ve özerk bir aktöre dönüşme konusunda güçlü sinyaller vermeye başlayan Avrupa Birliği (AB), bu konuda oldukça istekli olduğunu diğer alanlarda da göstermeye devam ediyor. Nitekim bu kapsamda Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’in ünlü üniversitesi Sorbonne’da “Bilim İçin Avrupa’yı seçin” (Choose Europe for Science) adıyla geçtiğimiz gün (5 Mayıs 2025) önemli bir ortak konferans düzenleyerek, Brüksel’in bilimsel gelişim konusundaki iddialı duruşunu gözler önüne serdiler. Bu yazıda, AB’nin bilim alanındaki bu yeni hamlesi değerlendirilecektir.
AB’nin bağımsız bir dış politik özneye dönüşmesi ve hatta kendisine özgü bir ordu kurması konusunda oldukça iddialı ve istekli bir siyasetçi olarak sivrilen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bilimsel ve teknolojik gelişim konusundaki ısrarlı duruşunu da sıklıkla göstermektedir. İlk kez Cumhurbaşkanı seçildiği 2017 yılından beri zaman zaman yaptığı konuşmalarla Avrupa ve dünya çapında ses getiren Macron, bu etkinlikte de yine etkili bir konuşma yapmış ve AB’nin bilimsel gelişim konusundaki iddialı projesini ortaya koymuştur.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Avrupa’yı dünyanın farklı yerinden gelecek bilim adamları için bir çekim merkezi haline getirmek için Brüksel’in 2025 ila 2027 yılları arasında 500 milyon euroluk yeni bir paket sunacağını açıklamasından sonra sahneye çıkan Macron, Fransızca yaptığı konuşmada, ilk olarak dünyanın en kurumsallaşmış demokrasilerinden birisi olan ABD’nin son dönemde üniversite özerkliği ve bilimsel ilerleme konusunda yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, dünyanın en köklü üniversitelerine ve güçlü bir üniversiter geleneğe sahip olan Avrupa’nın bu konuda aşama yapması gerektiğini belirtmektedir. Bilimin özgür olması gerektiğinin de altını çizen Macron, bunun için “özgür” ve “akılcı” bireyler/araştırmacılar yetiştirmeleri gerektiğini söylemektedir. Bilimsel çalışmalara dair yasaklamaların olmaması gerektiğini de ifade eden Fransa Cumhurbaşkanı, “açık” ve “özgür” üniversite kavramını savunmaktadır. Özgür üniversitenin demokrasinin devamlılığı açısından da kritik bir unsur olduğunu belirten Macron, bu sayede Avrupa ekonomilerinin rekabetçilik düzeylerinin de gelişeceğini sözlerine eklemektedir. ABD’nin geçmişte özgür üniversite modeliyle bilim ve ekonomide büyük başarı göstermesini düşüncelerine örnek olarak gösteren Macron, AB’nin stratejik özerkliği için de kilit unsurun yine bilimsel özgürlükler olduğunu düşünmektedir. Bu anlamda, Macron, özgür ve kaliteli bilimsel üretimin yapılacağı özgür üniversitelerin; a-) Avrupa demokrasilerini güçlendireceğini, b-) Ekonomik rekabette Avrupa ülkeleri ve firmalarına avantaj sağlayacağını, c-) Bu sayede AB’nin stratejik özerkliğini sağlayarak küresel siyasette etkin bir unsura dönüşebileceğini ifade etmektedir.
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde önemli bilim insanı Marie Curie’ye de referans veren Emmanuel Macron, bilimin ilerlemesi için ülkesi ve AB’nin uyguladığı politikaları açıklamış ve yeni açıklanan bu programla birlikte Avrupa’nın bilimsel gelişiminin daha da gelişebileceğinin sinyallerini vermiştir. Avrupa’nın geleceği konusunda planlı-programlı yaklaşımları ve özgüvenli duruşuyla Macron’un bu zor günlerde tüm Avrupa’ya umut vadeden ender siyasetçilerden birisi olarak övgüyü hak ettiği kesindir. Ancak elbette AB’nin nüfuzunun arttırılması için yakın çevresi başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde daha entegre, uyumlu ve iddialı projeler ortaya koyması şarttır. Bu bağlamda, “Bilim İçin Avrupa’yı seçin” girişimi de oldukça umut vadeden bir proje olarak dikkat çekmektedir.
Prof. Dr. Ozan ÖRMECİ