ABD BAŞKANI BARACK OBAMA’NIN TARİHİ KÜBA ZİYARETİ

upa-admin 22 Mart 2016 3.272 Okunma 0
ABD BAŞKANI BARACK OBAMA’NIN TARİHİ KÜBA ZİYARETİ

Küba, ABD Başkanı Barack Obama’nın ziyaretiyle tarihi bir hafta yaşıyor. 57 yıldır buz tutmuş ilişkilerden sonra ilk kez gerçekleşen ziyaretin merkezi Havana’da biz de bulunuyoruz. ABD Başkanı’nın ziyaretinin önemine ve dünyanın gözünü çevirdiği Küba’daki gözlemlerime yerinden değineceğim. Bu ziyaretin önemini anlamak için Küba-Amerikan ilişkilerinin geçmişine kısa bir göz atalım.

Küba-ABD ilişkileri

İki ülkenin ilişkileri, Amerika Birleşik Devletleri’nin genelde Karayip, özelde de Küba üzerinde kontrol sağlama isteğine bağlı şekillendi diyebiliriz. ABD’nin ülkedeki hegemonyasını resmen kurması geçen yüzyılın başında gerçekleşti. İspanyol-Amerikan savaşları sonunda 1901 yılında Küba anayasasına eklenen Platt Amendment adlı metin, Küba-Amerika ilişkilerinin ABD lehine eşitsizliğiyle sonuçlandı. Bu ek metinle, Küba’nın diğer ülkelerle anlaşma imzalama imkanı ortadan kaldırılmış, böylece de ülkenin dış politika ve ticari ilişkilerinde elleri ABD’ye bağımlı hale gelmişti. 1902’de kurulan Cumhuriyet’in ilk hükümeti, ABD’ye Küba piyasasını kontrol etme şansı veren ve ülke ekonomisindeki tek ürünlü (şeker kamışı) yapının sağlamlaşmasına yol açan “Ticari Karşılıklılık” anlaşmasını imzalamıştı. Ülkenin doğusundaki meşhur Guantanamo Körfezi de deniz üssü olarak kullanılmak üzere 1903 yılında ABD’ye kiralık verildi.

Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle ülke ekonomisinde hızlı bir büyümeye yaşanmış ancak sadece şeker kamışına dayanan bu büyüme, Amerikan sermayesinin ülkedeki hakimiyetini artırmasını sağlamıştı. Büyük ölçüde ABD’nin kontrol ettiği şeker kamışı üretimine bağımlılık, Küba’nın 1929 Ekonomik Krizi’nden de çok fazla etkilenmesine ve ardından gelen dönemde politik istikrarsızlıklara ve yüksek işsizlik oranlarına yol açtı.

1952 yılında eski devlet başkanı Fulgencia Batista tekrar yönetimi devralarak despot bir rejim kurduğunda, yabancı sermayenin ülke üzerindeki kontrolü de arttı. 1950’li yılları Batista yönetimiyle geçiren Küba’da Amerikalılar ülkedeki madenler ve tarımsal üretimin % 90’ını, kamu hizmetlerinin de % 80’ini elinde tutuyordu. Bu koşullar Küba’yı Fidel Castro’nun önderliğinde gerçekleşen “Devrim” sürecine kadar götürdü. Che Guevara ile birlikte gerçekleştirdiği gerilla savaşı sonucunda 1959 yılında Küba’da yönetimi eline alan Fidel Castro, ülkedeki tüm Amerikan işletmelerini millileştirdi. Tarım reformu yaparak Amerikalıların sahip olduğu topraklara da el koydu.

Bu gelişmeler, ABD’nin 1960 yılında diplomatik ilişkileri kesmesi ve ülkeyi ticari ambargo altına almasıyla sonuçlandı. Ardından Castro, devleti komünist ilan ederek Sovyetler Birliği’yle ittifak haline girdi. CIA Fidel Castro’yu ortadan kaldırma planları yapsa da, bu gerçekleşmedi.

CASTRO-KRUSCEV

Fidel Castro ve SSCB Devlet Başkanı Nikita Kruşev

Küba’yı dünya sahnesine çıkartan en önemli olay “Küba Füze Krizi” elbette. 1962 yılının Ekim ayında ABD Sovyetler Birliği’nin Küba’ya gizlice nükleer füzeler yerleştirdiğini fark edince, John F. Kennedy hükümeti adanın blokaj altına alınmasına karar vermişti. Uluslararası ilişkiler tarihçileri arasında bu olay, Soğuk Savaş boyunca nükleer savaş riskinin en yüksek olduğu an olarak anılır. Daha sonra ABD’nin Türkiye’deki füzelerini çekmesine karşılık SSCB de Küba’daki füzelerini geri aldı.

Küba ekonomisi Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle diğer Latin Amerika ülkelerinin gerisinde kaldı. Birçok kişiye göre bunun sebebi ABD’nin uyguladığı ambargo, diğerleriyse bunun Küba’nın ekonomi politikalarından kaynaklandığını düşünüyor.

ABD’nin ambargoyu sıkılaştırmasıyla beraber 1990’lı yıllarda Küba, ekonomisinde bazı reformlar yapmak zorunda kaldı. Örneğin devlete ait pek çok çiftlik yarı özerk kooperatifler haline getirildi. Sınırlı özel girişimlerin kurulmasına izin verildi. Amerikan doları da serbest bırakıldı.

Sonraki yıllarda iki ileri bir geri ilerleyen ABD-Küba ilişkilerinde ilginç olaylar oldu. Örneğin 2001 yılındaki Michelle kasırgasının ardından ilk defa Küba’ya gıda ihracı yapan Amerika, bir yıl sonraysa biyolojik silah yaptığını iddia ederek Küba’yı “Şer Ekseni” listesine koydu.

2008 yılında önce Raul Castro’nun görevi devralması, sonra da Barack Obama’nın Amerikan Başkanı seçilmesinin iki ülkenin ilişkilerine bir hareketlenme getirdiği söylenebilir. Başkan Obama’nın ülkeye para gönderilmesi, aile ziyaretlerinin yapılması gibi yasakları kaldırması karşılığında Küba’ya insan hakları konusunda sık sık reform çağrıları yapması dikkat çekiciydi.

Obama’nın ziyareti

OBAMA CUBA

2014 Aralık ayında ABD Başkanı Barack Obama iki ülkenin yeniden diplomatik ilişkiler kuracağını açıklamış ve geçtiğimiz sene de Havana ve Washington’da büyükelçilikler açılmıştı. İki taraftaki karşılıklı yakınlaşmanın neticesinde Barack Obama Küba Devrimi’nden bu yana adaya gelen ilk devlet başkanı olarak bu hafta Havana’ya vardı.

Obama’nın ziyareti esnasında belirttiği en ilgi çeken nokta Küba’ya uygulanan 50 yıllık ticari ambargonun tamamen kaldırılacak olmasıydı. Amerikan Başkanı bunun ne zaman gerçekleşeceğini söylemese de Raul Castro’nun geçen ay Fransa’ya yaptığı ziyarette Fransız Devlet Başkanı François Hollande’ın da benzer ifadeler kullanması Küba’da olumlu gelişmeler yaşanacağının ilk somut işaretiydi. Zaten Peugeot gibi Fransız markası arabalar birkaç yıldır Küba sokaklarında görülmekte.

Halihazırda Obama döneminde pek çok gelişme yaşanmıştı. Amerikalılar Küba’yı şu an ancak turizm dışındaki amaçlar için ziyaret edebiliyorlar. Ülkede para harcamak için önceden kendi Hazine Bakanlıkları’ndan onay almak durumundalardı. Geçtiğimiz yılın başında Obama bu kuralları biraz esneten düzenlemeler gerçekleştirdi. Amerikan vatandaşları Küba’ya yasal olarak insani projelerde yer alma, eğitim faaliyetlerine katılma, mesleki araştırma yapma, spor karşılaşmasına katılma gibi 12 belirli kategoride gidiş iznine sahipler. Ancak ülkeye seyahat edenler ziyaretlerinin Küba halkına ve ülkenin gelişimine yardımcı olduğunu ispat etmek durumunda.

Obama’nın ziyaretinin Küba’da ekonomik ve sosyal hayatı etkileyen somut sonuçları olacağı görülüyor. Ülkedeki zayıf internet altyapısının geliştirilmesi, tarifeli uçuşların başlatılması ve turizmin artması gibi Kübalıların beklediği değişiklikler hızlı bir süreçle gerçekleşebilir. Bu sayede ekonomisinin önemli bir kısmı da turizme dayanan Küba turist sayısında 3 milyonu geçen bir artış yaşayabilir. İnternet bağlantısının geliştirilmesi içinse Google ile bir anlaşma yapılması öngörülüyor. Bunlar Küba’nın dünyaya açılması için önemli adımlar.

Fakat Obama hem ziyareti öncesi hem de esnasında ülkedeki insan hakları ihlalleri konusuna sıkça değinmekte.  Ziyareti sırasında ülkedeki muhaliflerle görüşme talebi bunun bir örneği. Obama’nın insan hakları konusundaki uyarılarınaysa Raul Castro ülkesindeki eğitim ve sağlık hizmetlerinden bahsederek karşılık veriyor.

Her ne kadar Obama ambargoların kaldırılmasından yana olsa da bu konuda son sözü Amerikan Kongresi söyleyecek. Çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler henüz buna karşı.

Benzer ikilemler Küba cephesinde de mevcut. Obama’nın ziyaretine Komünist Parti içerisinde itiraz edenler var. Küba Dışişleri Bakanlığı ABD Direktörü Amerika’nın tarihten beri ülkeleri üzerinde kontrol edinme çabaları olduğunu ve Kübalıların da hep bununla mücadele ettiğini söylerken iki ülke arasındaki tarihi ve ailesel bağlardan da bahsetmesi ilişkilerde yumuşamanın gerçekleşmesi adına işaretler vermekte.

İki ülke ilişkilerinin normalleşmesi için gereken koşulları özetlemek gerekirse, ABD açısından insan hakları konusu ve medya üzerindeki devlet kontrolü. Küba içinse elbette öncelik ambargonun kaldırılması, Guantanamo Üssü’nün boşaltılması ve dış ilişkilerde serbestlik.

Ancak Başkan Obama’nın pozitif yaklaşımı iki ülke ilişkilerinde en belirleyici unsur olarak görülüyor. Dolayısıyla Obama’dan sonra gelecek olan ABD Başkanı, bu dönemde yapılan düzenlemeleri geriye çevirebilir. Bu olasılığa rağmen şahsen ben bunun geri dönülemez bir yol olduğunu düşünüyorum.

Beyaz Saray, Obama’nın Küba ziyaretiyle ilgili ilginç bir video paylaştı.

Bir sonraki yazımda Küba izlenimlerime değineceğim. Buradaki bir fabrikaya iş amaçlı geldiğim için ilginç detaylar sunacağım. Paylaşacağımız fotoğrafları da kaçırmayın.

Kıvanç SAĞIR

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.