Giriş
Türkiye’de özellikle 1960’lar ve 1970’lerde doğmuş ve bu yıllarda çok etkili olmuş bir müzik türüdür Anadolu Rock… İsminden anlaşılabileceği üzere, bu tarz, Anadolu ezgilerinin damgasını vurduğu Türk Halk Müziği türü ile daha çok Batı ülkelerinde 1950’lerden başlayarak gelişen ve zaman içerisinde tüm dünyada popüler olan Rock’n Roll müziğin sentezlenmesine dayalı melez bir müzik akımıdır. Türkiye’de başta Barış Manço olmak üzere, Cem Karaca, Erkin Koray, Fikret Kızılok, Ersen ve Dadaşlar, Kurtalan Ekspres ve Moğollar gibi birçok önemli sanatçı ve grup yaratan Anadolu Rock akımı, şimdilerde ünlü komedyen Cem Yılmaz tarafından çeşitli esprilere konu yapılsa da[1], Türk siyasal tarihinin bu en hareketli ve protest döneminde ortaya çıkan özel bir müzik türü olarak ciddi akademik çalışmalara da konu olabilmektedir.[2] Bu yazıda, Anadolu Rock müziği ve bu türün en önemli ve yıldız ismi Barış Manço hakkında bilgiler verilecek ve bu müzik türünün çok sevilmesi ve Manço’nun sanatsal başarısının siyasal ve sosyolojik olarak yorumlanmasına gayret edilecektir.
Anadolu Rock türünde popüler olmuş bazı şarkılar
Anadolu Rock
Anadolu Rock, 1960’ların modernleşen, hızla sanayileşen ve şehirleşen Türkiye’sinde çoğu yurtdışında bulunmuş ve eğitim almış bir grup gencin başını çektiği ve ilk olarak halk müziği tınılarının rock enstrümanlarıyla icra edilmesiyle başlamış olan Türkiye’ye özgü bir müzik türüdür. Klasik halk türkülerinin elektro gitar ve diğer rock müzik enstrümanlarıyla yeniden yorumlanması şeklinde başlayan bu akım, halktan ve özellikle Türkiye genelinde gençlerden büyük ilgi görmeye başlayınca, Anadolu değerleri ve evrensel değerlerin sentezi şeklindeki mesajlar, farklı kılık-kıyafet ve imajlar ve kendi oluşturduğu sentez değerlerle önemli bir akım haline gelmiştir. Öyle ki, 1960’larda The Beatles gibi rock grupları tüm dünyayı kasıp kavururken, Türkiye’de de Barış Manço, Erkin Koray ve Cem Karaca gibi geleceğin büyük isimleri ilk plaklarını yayınlamaya başlamışlar ve toplumdan büyük ilgi görmüşlerdir.
Barış Manço’nun 50 önemli şarkısı
Siyasi açıdan incelendiğinde, Anadolu Rock, modernleşme fikrinin alabildiğine güçlü olduğu bu yıllarda, Türk insanında yeniden Anadolu’ya dönüş ve ülkesini kalkındırma hislerini ve düşüncelerini doğurmuş ve hem sağ, hem de sol ideolojide yurtsever eğilimleri güçlendirmiştir. Bu sayede, yerli sanayinin gelişmesi, milli kalkınma ve siyasal eşitlik gibi değerler o yıllarda hem sağ, hem de sol siyasi partilerde etkili olmuştur. Zira bu yıllarda, Türkiye’deki toplumsal dönüşüme paralel olarak Türk popüler müziği de büyük bir değişime girmeye başlamıştır ve artık halk, sanatçılardan da özgün ve yeni şeyler duymak istemektedir. İşte bu ortamda, Anadolu Rock, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında Arabesk müzik patlayana kadar Türkiye’nin en etkili müzik türü olmayı başarmıştır. Anadolu Rock müziğinin bir diğer önemli boyutu ise, gelenekleri yok etmeden modernleşmeyi savunan bir çizgide olması ve Anadolu’ya referans yaparken bağnazlığı değil, modernite ile sentezi savunmasıdır. Bu durum, şarkı sözlerinde ve sanatçıların imajlarında net olarak görülebilir. Bunun o yıllarda siyasetteki izdüşümünü ise rahmetli Bülent Ecevit gerçekleştirmiştir. Anadolu Rock türünü geliştiren müzisyenler, birçoğu yurtdışında eğitim almış ve müzik konusunda gerçekten bilgili ve birkaç dil bilen kültürlü kimselerdir. Bu nedenle, yaptıkları sanat ve oluşturdukları çizgi, ciddi bir çalışmanın sonucudur ve alelade veya rastlantısal bir başarı değildir. Anadolu Rock türünün gelişmesinde, bulundukları Anadolu şehirlerden çıkarak yurtdışında Batılı modern ülkelere giden ve daha sonradan buradaki değerlerle kendi milli değerlerini sentezlemeyi başaran öncü sanatçıların büyük rolü olmuştur. Bu isimler arasında belki de en unutulmaz ve başarılı olanı ise, hiç kuşkusuz, ölümsüz sanatçı Barış Manço’dur.
Barış Manço
Bir Anadolu Rock Efsanesi: Barış Manço
1943-1999 yılları arasında yaşayan Barış Manço[3], Anadolu Rock müzik türünün kurucularından ve efsanelerinden birisidir. Galatasaray Lisesi ve Şişli Terakki Lisesi gibi okulların ardından Belçika Kraliyet Akademisi’nde eğitim gören Manço, birçok dil bilen ve birçok farklı dilde şarkı seslendirebilen entelektüel bir isimdir. Barış Manço, şarkıları, imajı ve kişiliğiyle Anadolu Rock türünün en sivrilmiş ismi ve bugün de şarkıları severek dinlenen gerçek bir Türk müzik efsanesidir. Manço’nun imajı birçok açıdan dikkat çekicidir; zira kendisi, Rock müziğin ve protest (muhalif) kültürün bir göstergesi olarak okunabilecek uzun saçlarının yanında, gür bıyıklarıyla Anadolu insanı ve Türk erkeğinin pederşahi (ataerkil) özelliklerini de temsil eder niteliktedir. Bunun dışında, çok sayıdaki yüzükleri ve her jest ve hareketiyle, Manço’da daima bir star kumaşı ve özgünlük vardır.
Halhal
Şarkılarına Anadolu halkının yaşantısına dair birçok unsuru, hatta köydeki eşekleri bile (Arkadaşım Eşek) konu edebilen Manço, konu seçimi ve sözler anlamında da modern değerlerle Anadolu’nun milli ve manevi değerlerini sentezlemeye gayret etmiştir. 1970’lerde büyük bir star olan ve ölene kadar da star kalan Manço, Anadolu Rock müziğinin en popüler ve makbul ismi olmuştur. Manço, Türkiye’deki her kesime hitap etmeyi başaran çok başarılı bir sanatçı profili ve unutulmaz söz ve besteleriyle, Anadolu Rock türünün adeta lokomotif ismi olmuştur. Bu yönüyle, Cem Karaca gibi daha siyasi ve muhalif sol duruşu eserlerinde (Tamirci Çırağı, 1 Mayıs, Ceviz Ağacı) ve hayatında daha belirgin olan isimlerden farklı olarak, kendisini ideolojik bir akımla özdeşleştirmemiş; hatta genellikle sol görüşlü zannedilse de, ilerleyen yıllarda siyasete merkez sağ çizgideki Doğru Yol Partisi’nden giriş denemesi yapmıştır.
Halil İbrahim Sofrası
Manço’nun protest ve farklı duruşuna karşın, ilginç bir şekilde şarkılarındaki milliyetçi eğilimler belirgin ve dikkat çekicidir. Öyle ki, sanatçı, “Estergon Kalesi”, “Genç Osman” gibi şarkılarında Türk-Osmanlı tarihinden önemli olayları ve kişileri sanatına konu etmiş, “Dönence”, “Lahburger” ve “2023” gibi şarkılarında ise Türk halklarının geleceğine dair mesajlar vermiştir. Özellikle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına doğru gidilen 1980’lerin başında yazılan ve Manço’nun Türkçü duruşunu yansıtan “Dönence” şarkısı, bu açıdan oldukça önemlidir. Şarkıda geçen “Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor”, “Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız” ve “Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor” gibi dizelerle, Sovyet (Rus) baskısı altında yaşayan mazlum Türk halklarına yönelik sembolik ve güçlü mesajlar verilmiş ve Türk Birliği teması işlenmiştir.
Dönence
Sanatçının bir diğer önemli özelliği, yüksek düzeydeki kültürü ve zekâsı sayesinde geliştirdiği ilginç ve nevi şahsına münhasır iletişim becerileriyle, kendisini tanıyan veya tanımayan herkesle çok iyi ilişkiler kurmasıdır. Manço, müziğe yeni başladığı yıllarda yabancı sözlü eserlere ağırlık vermiş ve yabancı dilde kırkbeşlikler yayınlamıştır. Belçika ve Fransa’da bulunduğu bu ilk döneminde birçok önemli eser vermiş, ancak Türkiye’de kitlesel olarak tanınacak kadar şöhrete sahip olmamıştır. Bu dönemin en önemli eserleri “Trip To A Fair”, “Flower of Love” ve “Boğaziçi” gibi eserlerdir. 1970 yılında yaptığı “Dağlar Dağlar” isimli çalışmayı klasik kemençe sanatçısı Cüneyd Orhon’la beraber gitar ve kemençeyi karşılıklı kullanarak kaydetmiş ve bu şarkıyla Anadolu’da Manço efsanesini başlatmıştır. Bu plakla beraber patlama yapan Manço, bundan sonra yıllar boyunca ölümüne kadar zirveden inmemiştir. 1970 yılından 1971 yılına gelene kadar bir yıl süreyle “Barış Manço & Ve” grubuyla çalmıştır. 1971 yılında, o dönemin en önemli grubu olan Moğollar’la birleşmiş ve MançoMongol grubunu kurmuştur. Belki de Türk müzik tarihinin en önemli klasiklerinden olan “İşte Hendek İşte Deve” çalışması, işte bu dönemde ortaya çıkmıştır.
İşte Hendek İşte Deve
Manço, Moğollar deneyimi sonrası, ölümüne kadar kendisine eşlik edecek olan Kurtalan Ekspres grubunu kurmuştur. 1975 yılına kadar unutulmayan birçok kırkbeşlik yayınlayan Manço, ilk uzunçalarını ise 1975 yılında yayınlamıştır. Bu albümde yer alan ve Cumhuriyet’in 100. yılının anlatıldığı “2023” çalışması, Türk müziğinin belki de en önemli enstrümantal üçlemesinin ilk çalışmasıdır. Manço, bir sene sonra yurtdışına açılmış ve orada “Baris Mancho” uzunçalarını yayınlamıştır. Bu uzunçalarda “Little Darlin”, “Nick the Chopper” gibi çok önemli eserler olmasına rağmen, sanatçı, yurtdışında beklediği başarıyı kazanamamıştır. Birkaç yıl üstüste gelen hastalıklar ve evlilik gibi nedenlerle albüm yayınlamayan Manço, 1979 yılında birçokları tarafından Türk müzik tarihinin en önemli albümü kabul edilen “Yeni Bir Gün” adlı uzunçalarını yayınlamıştır. Dostu ama aynı zamanda rakibi olan Cem Karaca’nın da Türkiye’den siyasal sebepler sonucu gitmesi sonucunda, Türkiye’de adeta tek tabanca olarak kalmış ve ününe ün katmıştır.
Manço’dan Fransızca bir eser: Ce Sera Le Temps
Sanatçı, 1986 yılına kadar Kurtalan Ekspres ile beraber üç albüm daha yayınlamıştır. 1986’da çıkardığı “Değmesin Yağlı Boya” plağıyla Kurtalan Ekspres’i albümlerden yavaş yavaş çekme planını uygulamaya koymuştur. Bunun nedeni, gelişen bilgisayar teknolojileri nedeniyle grup müziğini arka plana atmasıdır. Bu durum, fanatik hayranlarında tepki yaratmış ama yine de Manço efsanesini geriletmemiştir. Manço, 1995 yılında yayınladığı son albüme kadar bu formatla ve daha çok bilgisayar odaklı olarak bestelerine devam etmiştir. 1999 yılında “Kaplumbağa’nın Dönüşü” isimli albümünü yayınlayamadan plak şirketinin baskısı sonucu “Mançoloji” isimli nostalji albümünün kayıtlarına girmiştir. Bu kayıtlar esnasında beklenmedik bir şekilde hayata veda etmiştir.
Herşeyi başlatan şarkılardan birisi Dağlar Dağlar’dı
Sonuç
Barış Manço hakkında söylenebilecek son söz, kendisinin Anadolu Rock müziğini yaratan ve geliştiren gerçek bir sanat efsanesi olduğudur. Manço, her yönüyle farklı ve star bir isim olmuş; dahası, Türkiye gibi muhafazakar bir ülkede bile, kendisini halka sevdirmeyi ve saydırmayı başarmıştır. Sanatçının ününün Türkiye ile sınırlı kalması ise, hem Türk sanatçıların yurtdışında başarılı olabilmelerinin ne kadar zor olduğunun ispatı, hem de Türkiye’nin bu alandaki yetersiz birikiminin göstergesidir. Anadolu Rock müziği ise, Türkiye’nin güçlü tarihsel değerleri ile modern değerlerin doğru sentezi durumunda nasıl bir sinerjinin yaratılabileceğini gösteren çok önemli bir müzik deneyimidir. Bu deneyim, her zaman Doğu ile Batı arasında bir köprü işlevi gören tezatlar ülkesi Türkiye’de, aslında her alanda (iç siyaset, dış politika, din-laiklik ilişkisi vs.) uygulanabilecek bir stratejinin müzik alanında en doğru ve başarılı örneğidir. Bu nedenle, yobazlığa veya otoriterliğe teslim olan siyasetçilerimizin Manço’dan ve arkadaşlarından alacakları çok ders vardır… Zira Türkiye’de toplumsal barış, ancak ve ancak modernlik ile geleneğin sentezi sonucunda sağlanabilir…
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
[1] Bakınız; https://www.youtube.com/watch?v=hSNqUA_ONsM.
[2] Birkaç örnek için;
- Kenan Karayaka (2014), “Anadolu Rock Müziğinin Oluşum ve Gelişim Sürecinin Değerlendirilmesi”, T.C. Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Erişim Tarihi: 05.10.2016, Erişim Adresi: http://dspace.trakya.edu.tr/jspui/bitstream/1/1584/1/0120005.pdf.
- Mehmet Atilla Güler (2016), “1970’li Yıllarda Türkiye İşçi Sınıfını Cem Karaca Şarkıları ile Okumak”, Çalışma ve Toplum, 2016/2, Erişim Tarihi: 05.10.2016, Erişim Adresi: http://www.calismatoplum.org/sayi49/guler.pdf.
- Tayfun Bilgin (2008), “Moğollar Grubu Örneğinde Anadolu Pop ve Türkiye’de Kültürel Modernleşme”, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzik Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Erişim Tarihi: 05.10.2016, Erişim Adresi: http://acikerisim.deu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/12345/9775/219454.pdf?sequence=1&isAllowed=y.
[3] Hakkında bilgiler için; https://tr.wikipedia.org/wiki/Bar%C4%B1%C5%9F_Man%C3%A7o.