Murat Topçu: Merhaba sizi tanıyabilir miyiz?
Fikriye Ayrancı Keper: Ben Fikriye Ayrancı Keper. Çorumluyum. Belçika-Genk’te yaşıyorum. Evli ve iki kız çocuğu annesiyim. İlkokul, orta ve lise tahsilimi, babamın devlet memuru olması sebebiyle sık sık tayin olduğu için Türkiye’nin farklı illerinde tamamladım. Üniversite eğitimimi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde okurken, yurtdışına taşınmamızdan dolayı kaydımı dondurup 2. sınıfta yarım bırakmak zorunda kaldım. Belçika’da son 4 yıldır kısa adı UETD olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği‘nde (Union of European Turkish Democrats-UETD) gönüllü ve aktif olarak çalışıyorum. Bu süre zarfı içerisinde gerek BYK’da, gerekse ŞYK’da aktif olarak görevler aldım. Şu anda halen Belçika’nın Genk şehrinin UETD şube başkanlığını yapmaktayım. Ayrıca Bruxelleskorner ve Akses Haber‘de köşe yazarlığı yapıyorum.
Murat Topçu: Belçika’daki Türkler sizce siyasal alanda önemli bir aktör kabul edilebilirler mi?
Fikriye Ayrancı Keper: Aktör müdür diye sorulacak olunursa, Belçikalı Türkleri her alanda görmemiz mümkün. Özellikle de iş dünyasında kendini aşıp isim yapmış Türk firmalarımızın sayısı oldukça fazla. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Belçika ekonomisine oldukça katkımız var göz ardı edilemez. Siyasi alanda maalesef sindirilmeye çalışılıyor olsak da, asla boş durmuyoruz; burada yaşayan vatandaşlarımız lehine en kaliteli çalışmalar yapılmaya devam ediliyor. Keza kültürel faaliyetlerde de iyi yerlerde olduğumuzu düşünüyorum. Ancak Belçika’da ve genelde Avrupa’daki Türkler siyasal alanda çok önemli bir aktör müdür sorusuna dürüstçe cevap verecek olursak, bulunduğumuz durum bizler tarafından da asla yeterli görülmemektedir. Bu konuda daha çok çalışmalara ihtiyaç vardır.
Fikriye Ayrancı Keper
Murat Topçu: Belçika’daki Türk asıllı gençlerin siyasete ilgileri ne durumda? Bize bu konuda bilgi verir misiniz?
Fikriye Ayrancı Keper: Belçika siyaseti, Türk asıllı gençlerin maalesef dikkatini ve ilgisini çekmiyor. Avrupa’daki siyasi karışıklıkların da gençlerimizin siyasi alanda sosyalleşmelerini engellediği kanaatindeyim. Kendi çaba ve gayretleri ile siyasi arenaya çıkmayı başaran az sayıdaki gençlerimiz hariç, günümüze kadar bu konuda başarılı olunduğuna inanmıyorum. UETD’nin gençlerinin bu konuda teşvik edici çalışmaları vardır ve bunlar halen devam etmektedir. Diğer STK, dernek ve vakıfların daha fazla gencimizi Belçika siyasetine çekme çabalarını memnuniyetle karşılasak da, hem Belçika iç politikasını, hem de Belçika ile Türkiye ilişkilerini gelecekte daha sağlam zemine oturtabilmek için tam donanımlı olarak gençlerimizi yetiştirip, Belçika siyaset sahnesinde yerlerini almalarını sağlamalıyız.
Murat Topçu: 2008 ekonomik krizinin Belçika’daki yansımaları nasıl oldu?
Fikriye Ayrancı Keper: Özellikle 2008 tarihinden itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik kriz sırasında, ülkeler, ekonomik dengelerini olumlu yönde tutabilmek ve krizi en az zararla atlatabilmek için çeşitli tedbirler almıştır. Bu sırada Belçika ise, bir hükümet kurma krizi ile karşı karşıya gelmiştir. Kısıtlı bir ekonomi ile hareket eden Belçika’da koalisyon denemeleri ve hükümet oluşturmak için geçen 2,5 yıllık olumsuz zaman zarfında, çok sayıda işyeri ve fabrika kapanmış veya başka ülkelere taşınmıştır. Bu sebeple küresel ekonomik krizden en fazla etkilenen ülkelerden birisi de bence Belçika olmuştur. Halen krizin yıkıcı etkilerini azaltabilmek adına ciddi tedbir ve uygulamalar da devreye sokulamamıştır. Bizce Belçikalı siyasetçilerin öncelikli hedefleri; diğer ülkelere taşınan fabrikaların yerine yeni fabrikalar açmak, üretimi arttırmak, istihdamı arttıracak politikaları araştırmak, işsizlik oranlarını düşürmek, ihracat-ithalat dengesini kurmak, kaybedilen vergi gelirlerini telafi etmek, halkın gelir düzeyini yukarı çekmek, bu hedeflere ulaşabilmek için yapısal değişikliklere gitmek ve ekonomide teşvikler uygulamak olmalıdır.
Murat Topçu: Belçika’daki Türklerin yaşadığı sorunlar konusunda nelerden bahsedebiliriz?
Fikriye Ayrancı Keper: Bu sorunuz çok geniş kapsamlı açıklamalar istiyor. Ama ben özetle anlatmaya çalışacağım. Bizim ve karşı tarafın anladıkları farklı olduğu sürece çözüme yaklaşılabileceğini zannetmiyorum. Her ülke için çok dilli ve çok kültürlü olmak büyük bir zenginliktir. Ancak bu şekilde değil de, farklı milletleri, farklı inançları ve farklı kültürleri deforme ederek, tek tip bir yapı oluşturulmaya çalışıldığı sürece sorunlar çözülemez. Aksine yanlış uygulama ve tutumlar yeni sorunların çıkmasına sebep olur. Biz Türk milleti olarak vatanımızdan asla vazgeçemeyiz. Fakat yaşadığımız ülkenin kanun ve kurallarına da riayet ederiz. Yaşadığımız ülkeyi kendi ülkemiz gibi benimseriz. Maruz kaldığımız dışlayıcı ve ötekileştirici tavırlar, Belçika siyasetine ve Belçika ekonomisine katkılarımız ve Belçika’yı benimseme konusunda psikolojik bir handikap oluşturabilir. Kanaatime göre, Türk gençlerinin Belçika’da daha başarılı olamamalarının ve daha büyük hedeflere ulaşamamalarının başlıca sebebi budur.
Murat Topçu: Türkiye’deki siyasi durumu Belçika’dan bakınca nasıl görüyorsunuz?
Fikriye Ayrancı Keper: 2002 seçimlerinden itibaren ülkemiz tek parti (AK Parti) iktidarı ile yönetilmektedir. Koalisyonların olmadığı bu dönemde her alanda çok başarılı ilerlemeler kaydedilmiştir. Millet olarak geriye dönüş asla hayal bile edilmemelidir. Ekonomik olarak da, siyasal olarak da, demokratik olarak da güçlü bir yapıya sahip olan ülkemiz, seçim atmosferi ile asla olumsuz bir tablo içerisine girmeyecektir. Halkımız tercihini yine istikrardan, yine büyümeden, yine gelişmeden, yine huzurdan, yine barıştan ve yine millileşmeden yana kullanacaktır.
Murat Topçu: Hiç pişmanlığınız var mı?
Fikriye Ayrancı Keper: Her insanın geçmişte yapmış olduğu hatalarından ya da yanlış tercihlerinden dolayı pişmanlıkları elbette vardır. Ancak “keşke” diyebileceğim benim ciddi anlamda birşeyim olmadı.
Murat Topçu: Son okuduğunuz kitap ve son izlediğiniz film?
Fikriye Ayrancı Keper: En son olarak Erhan Altunay’ın eseri olan Ayasofya’nın Gizli Tarihi‘ni okudum. En son izlediğim film ise “Ziyaretçiler: Gece Avı”.
Murat Topçu: Son olarak, buradan Avrupa’da yaşayan Türklere ne gibi çağrılarınız olacak?
Fikriye Ayrancı Keper: Bence sadece Türkiye ile ilgilenmeyip, beraberinde bulunduğumuz ülkenin sorunlarına da daha fazla eğilmemiz gerekmektedir. Şu gibi öneriler yapabilirim:
– Avrupa’daki STK ve derneklerin daha iyi seviyelere getirebilmek için ciddi gayretlerin sarf edilmesi lazım.
– Gençlerimizin bulundukları ülkelerin ekonomisine ve siyasetine daha çok katkı sağlamaları gerekmektedir. Bizlerin de büyükler olarak gençlerimizin altyapısını en iyi şekilde oluşturmamız gerekmektedir.
Size bu fırsat için teşekkür ediyorum.
Röportaj: Murat TOPÇU
Tarih: 25.04.2018