Giriş
10 Mart 2023 tarihinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Paris’te Elysee Sarayı’nda bir araya gelmiştir. Görüşmenin hem ulusal basında, hem de uluslararası basında geniş yer almış olması, zirveden çıkacak sonucun da önemini ziyadesiyle artırmıştır. Zirve sonrasında iki lider ortak basın toplantısı düzenlemiş ve Fransa ile İngiltere arasında yeni bir dönemin başladığı ifade edilmiştir. Macron ile Sunak arasında gerçekleşen görüşmede, güvenlik, savunma ve düzensiz göç konuları da dahil olmak üzere birçok meselenin ele alındığı belirtilmiştir. Böylelikle, son dönemde Fransa ile İngiltere arasında gerilime neden olan bazı konular görüşülerek ikili ilişkilerde yeni bir döneme girildiği görülmektedir.
Son Dönem Fransa-İngiltere İlişkileri
Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğu dönemlerde İngiltere ile Fransa arasındaki ilişki, İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın ifadesiyle “sonsuza kadar komşu” seviyesinde gerçekleşirken; İngiltere’nin AB’den ayrılma süreci olan Brexit süreci başlatması iki ülke arasındaki gerilimin başlamasına neden olmuştur.
İngiltere’nin 2016 yılında gerçekleştirdiği Brexit referandumundan sonra AB’den ayrılma kararı alması, AB üzerinde soğuk duş etkisi yaratmıştır. İngiltere’nin Birlik’ten ayrılması sonrasında Fransa’nın Manş Denizi üzerinde İngiliz karasularında balıkçılık faaliyetleri yürütmeyi sürdürmesi, Fransa ile İngiltere’nin arasını açan ilk önemli olay olarak gündemde yerini almıştır. Hatta İngiliz yönetimi, karasularına giren Fransız balıkçılarının avlanmasına müsaade edilmemesi adına, donanmasına, karasularına giren balıkçıların tutuklanması yönünde yasa tasarısı bile hazırlamıştır. Nitekim bu sorun günümüze kadar da güncelliğini korumuştur.
Yine son dönemde iki ülke arasındaki diğer bir kriz ise Manş Denizi üzerinden geçmeye çalışan göçmenlere yönelik konuda yaşanmıştır. İngiltere’nin bu konudaki gerilim artırıcı yaklaşımı, Fransa’nın da sert tepki göstermesine neden olmuştur. Konuyla ilgili olarak, İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, Sınır Gücü yetkililerine göçmenleri denizde taşıyan tekneleri ülkelerine ulaşmalarını engellemek için geri çevirme yetkisi vermiş ve bu durum Fransa tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bunun üzerine, Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, ülkelerin denizcilik yasasını çiğneyen herhangi bir uygulamayı kabul etmeyeceklerini ifade etmiştir. Dahası, Darmanin’in danışmanı Pillerel ise, İngiltere’nin göçmen politikasının Akdeniz ve Ege’deki gibi yeni bir insani trajediye neden olabileceğini belirtmiştir.
Avlanma ve göçmen meselesi üzerinden kriz yaşamaya başlayan iki ülke, yakın dönemde de Covid-19 aşıları hususunda da gerilim yaşamıştır. İki konudaki ciddi anlaşmazlık, İngiltere’nin, Fransız firması Valneva ile Covid-19 aşı sözleşmesini iptal etmesiyle daha da tırmanmıştır.
Fransa ile İngiltere arasındaki ikili ilişkilerin bir diğer ve belki de son dönemdeki en önemli gerilim konusu ise AUKUS (Avustralya, ABD ve İngiltere) ittifakı olmuştur. Bu ittifak, esas itibariyle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere’nin Asya-Pasifik politikasına işaret ederken, Fransa’nın bu ittifaktan rahatsız olmasının en önemli nedeni ise ABD ile İngiltere’nin Avustralya donanmasında nükleer güçle çalışan denizaltı inşasına destek verecekleri açıklaması olmuştur. Çünkü yapılan bu açıklama, Fransa’nın Avustralya ile 2016 yılında gerçekleştirdiği yaptığı on milyarlarca dolarlık denizaltı inşası anlaşmasının ortadan kalkacak anlamına gelmesidir.
Son dönemdeki tüm bu gerilimli havaya rağmen, Macron ile Sunak’ın Paris’te bir araya gelmesi ve birçok sorunlu konuyu ele almaları ikili ilişkilerde yeni döneme doğru geçişin sağlanabileceği konusunda fikir vermektedir.
İkili İlişkilerde Yeni Dönem
İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra Fransa ile yaşanan sorunların çözümü ve yeni bir döneme geçişin sağlanabilmesi adına Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve İngiltere Başbakanı Sunak Paris’te bir araya gelmiştir. Yapılan görüşme neticesinde, yasadışı göçmen krizi, enerji konusu, Rusya-Ukrayna Savaşı, güvenlik ve savunma konularında bir takım anlaşmalara varılmıştır.
İkili zirvenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, yakın dönemde krize neden olan göçmen meselesi konusunda iki ülkenin anlaşmaya vardığı ve İngiltere’nin Fransa’ya kaçak göçmen teknelerinin geçişini önleme adına 500 milyon sterlin vereceği ifade edilirken, İngiltere Başbakanı Sunak, Fransa’yla yasadışı göçü önlemek için yapılan anlaşma kapsamında Fransa’nın kuzey bölgesinde yeni bir gözaltı merkezi kurulacağını, İngiliz ve Fransız güvenlik güçlerinin Fransa sahillerinde birlikte devriye yapacağını açıklamıştır.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise, Fransa ve İngiltere ilişkileri açısından yeni bir dönemin başlamasından memnuniyet duyduğunu belirtirken; Sunak ile Avrupa’nın güvenliğinin yanı sıra, geleceğin gemi savar füzelerinin üretimi konusunda ortak hareket etme, denizcilik ve enerji üretimi konularını görüştüğünü de aktarmıştır. Dahası, Macron, Brexit sonrasında Fransa ile İngiltere arasında enerji iş birliğinde bir kopma yaşanmayacağını da vurgulamıştır. Güncel uluslararası politik meselelerinin de ele alındığı görüşmede, Macron, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşın Avrupa’ya yayılmasını engellemek için İngiltere ile ortak iradede buluştuklarını ve yakın süreç içerisinde de barış görüşmelerinin sağlanabilmesi adına müşterek hareket edeceklerinin mesajını da vermiştir.
Değerlendirme
2016 yılında İngiltere’nin gerçekleştirdiği referandum sonra AB’den ayrılma kararı alması ve sonrasında Fransa ile yaşadığı krizler, ikili ilişkilerin gerilimli bir yapıya bürünmesine neden olmuştur. Aradan geçen süre zarfında, iki ülkenin ikili ilişkilerini onarıcı bir diyalog çizgisine getirmeye çalıştığını söylemek güçtür. Fakat 10 Mart 2023 tarihinde Paris’te gerçekleştirilen zirveden sonra diyalog zemininin hazırlanmaya başladığı görülmektedir. İki ülkenin özellikle gelecekte büyük bir sorun olarak gördüğü göçmen krizi, enerji ve güvenlik konularında müşterek hareket etme yönünde irade beyanları, İngiltere ve Fransa arasındaki yeni dönemin bir işareti olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle Macron’un son dönemde AB içerisinde liderlik pozisyonuna sahip olmak adına kapsayıcı bir politik hamle yürütme çabası, İngiltere ile var olan sorunların aşılması için bir işaret fişeği görevi görmüştür. Rusya’nın Ukrayna üzerinden AB’yi enerji konusunda tehditvari yaklaşımı, AB ülkelerinin alternatif politikalar üretmesine neden olmuştur. Fransa’nın özellikle Doğu Akdeniz’de etkin olmak istemesi ve bunun için de İngiltere ile diyalog halinde olması gerekmektedir. Dolayısıyla, Macron’un bu konuyu iyi okuduğunu söylemek mümkündür. Bundan sonraki süreçte kademeli olarak ikili ilişkilerin geliştirilmeye özen gösterileceği; enerji, güvenlik ve göçmen konularında birlikte hareket edileceği beklenmelidir.
Hüseyin YELTİN