Giriş
Ekonomi ve bunun temel bileşenlerinden olan ülkeler arası dış ticaret, günümüzde siyaset ve diplomasinin ne şekilde tezahür edeceğini tayin eden en önemli parametrelerden birisi haline gelmiştir. Devletler, üretim avantajlarının olduğu çeşitli sektör ve metalarda kendilerine güvenli ve istikrarlı dış pazarlar ararken, kendilerinde olmayan veya üretim koşullarının piyasa aktörleri ve devlet için dezavantajlı olduğu sektörler ve metalarda da kendilerine yine güvenilir ve istikrarlı satıcılar aramaktadırlar. Bu şekilde, hem devletler, hem de halkları kaliteli mallara ucuza sahip olurken, aynı zamanda devletler ve halklar arasındaki tarihsel husumetlerin de zaman içerisinde yumuşayabildiği ve hatta ortadan kalktığı süreçler yaşanabilmektedir. Bunun en iyi bilinen ve başarılı örneği, asırlarca birbirleriyle rekabet eden ve sonrasında Birinci ve İkinci Dünya Savaşı süreçlerinde birbirlerini yok etmeye çalışan Almanya ile Fransa’nın Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) sürecinden başlayarak kurdukları yakın ekonomik ve siyasi ilişkilerdir. Bu ilişkiler, iki devlet ve halklarını yakınlaştırdığı gibi, Avrupa Birliği (AB) gibi çok başarılı ve türünün tek örneği olan bir ulusüstü yapılanmanın da doğuşuna kaynaklık etmiştir.
Bu bağlamda, bu yazıda, dış ticaretin erdemine ve faydalarına inanarak, Türkiye’nin son yıllardaki dış ticaret tablosunu ortaya koymaya, en önemli ortaklarımızı saptamaya ve bu ortaklarımızla olan ilişkilerimizde dış ticaret dengesinin ne ölçüde lehimize veya aleyhimize olduğunu anlatmaya çalışacağım. Yazıda kullanılan istatistiki veriler ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) resmi internet sitesinden edinilmiştir.
Türkiye’nin Son Yıllardaki En Önemli Dış Ticaret Ortakları
Bu bölümde, 2018 yılından başlanarak, son 6 yıl (2018, 2019, 2020, 2021, 2022 ve 2023) içerisinde Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı ülkeler sıralanacaktır. Kırmızı ile belirtilen dış ticaret dengesi rakamları, Türkiye’nin dış ticaret açığı verdiği ülkeleri ve bunun oranını belirtmektedir. Ayrıca özellikle 2020 ve 2021 yıllarında COVID-19 (koronavirüs) pandemisi nedeniyle uluslararası ticarette çok kapsamlı değişimler yaşandığını ve rakamların altüst olduğunu da hatırlatmak gerekir. Bu manada, 2018, 2019 ve 2022 yılı verileri, genel eğilimleri yansıtmak açısından daha güvenilir olabilir. 2023 yılı verilerinde ise ilk 6 aydaki istatistikler kullanılmıştır.
2018 yılında Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı 10 ülke ve bu ülkelerle yapılan toplam ithalat-ihracat düzeyleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
2019 yılında Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı 10 ülke ve bu ülkelerle yapılan toplam ithalat-ihracat düzeyleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
2020 yılında Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı 10 ülke ve bu ülkelerle yapılan toplam ithalat-ihracat düzeyleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
2021 yılında Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı 10 ülke ve bu ülkelerle yapılan toplam ithalat-ihracat düzeyleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
2022 yılında Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı 10 ülke ve bu ülkelerle yapılan toplam ithalat-ihracat düzeyleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
2023 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin en yoğun dış ticaret yaptığı 10 ülke ve bu ülkelerle yapılan toplam ithalat-ihracat düzeyleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Yorumlar
Bu resmi ve doğru olduğu düşünülen verileri siyaseten yorumlamak gerekirse, benim vurgulamak istediğim en önemli hususlar şunlardır:
- Pandemi ve diğer olumsuz koşullara rağmen Türkiye’nin dış ticareti sürekli olarak gelişmektedir.
- Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri son iki yıl içerisinde devrim niteliğinde bir ilerleme kaydetmiş ve 2022 yılında 65 milyar dolarlık ticaret hacmini aşmıştır. Tüm zamanların en yüksek dış ticaret oranı olan bu hacim, Ukrayna Savaşı nedeniyle Batı ülkeleri tarafından yaptırıma uğrayan Rusya’nın Türkiye’ye yöneldiğini göstermektedir. 2023 yılında da -biraz yavaşlamasına karşın- ikili ekonomik ilişkiler yüksek düzeyde sürmektedir.
- Yıllarca Türkiye’nin en büyük dış ticaret ortağı olan Almanya, artık (son iki yıldır) Rusya ve Çin’in gerisinde üçüncü sıraya düşmüştür. Almanya’nın bu sene içerisinde Çin’i geçmesi olası ise de, Rusya’yı yakalaması mümkün gözükmemektedir. Bu da, Türkiye’nin siyasi ilişkileri kadar ekonomi politikasında da son dönemde yaşanan büyük değişim-dönüşüme işaret etmektedir.
- Türkiye, Rusya ve Çin gibi ülkeler karşısında net ithalatçı durumundadır ve çok yüksek oranda dış ticaret açığı vermektedir. Rusya’ya karşı bunun sebebi yoğun doğalgaz ve petrol alımları olurken, Çin karşısında da mamul ürünler noktasında Türkiye iyi bir alıcıdır.
- Türkiye’nin Batılı ülkelerle dış ticareti büyük ölçüde dengelidir. Birleşik Krallık ve İspanya’ya karşı daima ticaret fazlası veren Türkiye, Almanya, ABD, Fransa, İtalya ve Hollanda gibi ülkelerle dış ticaretinde de oldukça dengeli bir tabloya sahiptir.
- 2023 yılı içerisinde, zaten iyi durumda olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile olan dış ticarette gözle görülür bir hareketlilik yaşanmaya başlanmıştır.
- Türkiye’nin yakın komşularından sadece Irak’la kayda değer bir dış ticaret hacmi bulunmaktadır. Bu bağlamda, Romanya (ki zaten rakamlar oldukça iyi düzeydedir), Azerbaycan (ki hızla gelişmektedir), İran, Bulgaristan, Yunanistan ve Gürcistan gibi komşu veya yakın ülkelerle ekonomik ilişkilerini geliştirmek ve bu denkleme Ermenistan’ı da dahil etmek, Türkiye’yi bölgesinde daha güçlü bir aktör haline getirebilir.
- Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin geleneksel Batı müttefiki dış politikasına uygun bir ekonomi (dış ticaret) politikası oluşturmak isteniyorsa, Gümrük Birliği’nin güncellenmesiyle birlikte Avrupalı ülkelerle olan dış ticaret miktarı artırılmalıdır.
- ABD-Türkiye ticari ilişkilerini geliştirmek için, savunma sanayii başta olmak üzere çeşitli sektörlerde atılım hamleleri planlanmalıdır.
- Türkiye’nin özellikle doğalgaz alanında Rusya’ya yoğun bir bağımlılığı söz konusudur. Bunu dengelemek adına, Ankara, mutlaka alternatif planlamalar da yapmalıdır. Zira Rusya-Batı ilişkilerinin gergin devam etmesi halinde, Türkiye, Batı ile Doğu arasında sıkışmak durumunda kalabilir.
Kapak fotoğrafı: Stratejik Ortak
Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ