TÜRKİYE’DE MİLLİ GÖRÜŞ GELENEĞİNİN EN YENİ TEMSİLCİSİ OLARAK FATİH ERBAKAN ÖNCÜLÜĞÜNDE KURULAN YENİDEN REFAH PARTİSİ (YRP)

upa-admin 17 Ocak 2024 1.405 Okunma 0
TÜRKİYE’DE MİLLİ GÖRÜŞ GELENEĞİNİN EN YENİ TEMSİLCİSİ OLARAK FATİH ERBAKAN ÖNCÜLÜĞÜNDE KURULAN YENİDEN REFAH PARTİSİ (YRP)

Giriş

Türk siyasi tarihinde kökleri 1969 yılındaki Bağımsızlar Hareketi’ne kadar uzanan ve fikri lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın (29 Ekim 1926-27 Şubat 2011) ilk olarak 1970 yılında Milli Nizam Partisi’ni (MNP) kurmasıyla resmiyet kazanan İslamcı ve yerli “Milli Görüş” ekolü, Türkiye Cumhuriyeti’nde yarım asrı aşkın bir geçmişi bulunan, aşırı sağ düzlemde konumlanan Siyasal İslamcı bir harekettir. Milli Görüş, İslami ve sosyokültürel değerler çerçevesinde politik-iktisadi görüşleri ile biçimlendirdiği “Adil Düzen” anlayışıyla ülkede nispeten önemli bir kesimin destek potansiyelini taşıyan bir gelenektir.

Adil Düzen ve Milli Görüş

Adil Düzen”, genelde dış politik bir retorik olarak ele alınsa da, aslında ulusal iktisada entegre bir düşüncedir. Milli Görüş ekolü, İslamiyet’te haram görülen faizin olmadığı bir serbest piyasa ekonomisini kurgular. Faizin sosyal adaleti engellediğini savunur. Üretime dayalı reel iktisadi bir fikirle devletin çok ortaklı işletmeleri, kooperatifleri güçlendirmesi ve bu yapılara faizsiz kredi vermesi gerektiğini düşünür. Hak anlayışıyla haksız kazanca, sebepsiz şekilde zenginleşmeye ve kapitalist sömürü düzenine karşı çıkar.

Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, dış politikada ise her milletten ve her kesimden bireyin barış ve refah içinde yaşayabileceği hak ve özgürlüklerin korunacağı İslami, bilimsel ve insan odaklı bir “Adil Düzen” tasavvuru kurgulamıştır.[1] Batı uygarlığının bireyci, rekabetçi, tüketim kültürü esaslı fikri anlayışını “materyalist” olarak niteleyen ve bu sebepten dolayı insanların bu tarz sistemlerde hep mutsuz kalacağını düşünen Erbakan, sosyal adaletle tüm dünyada maddi refaha ulaşılabileceği öngörüsündedir. Hakların, özgürlüklerin ve manevi değerlerin teminatıyla küreselleşmiş bir dayanışma, eşitlik ve adalet olgusuyla “adil bir düzenin” yaratılabileceğini savunur. Milli Görüş, tüm inançlara ve sosyokültürel değerlere saygılı evrensel bir fikri yaklaşım zemininde küresel barışın sağlanmasını ise özellikle İslam dünyası ülkeleri ve adil düzen için ihtiyaç olarak görür. Milli Görüş çizgisinin dış politika entegrasyon modeli ise, gelişmekte olan Müslüman nüfusu yoğun ülkeleri bir araya getirmeye çalışan D-8 modeli olmuştur.

Milli Görüş Partileri 

Türkiye’de siyaset arenasında Necmettin Erbakan liderliğinde Milli Selamet Partisi-MSP (1972-1981), Refah Partisi-RP (1983-1998), Fazilet Partisi-FP (1997-2001), Saadet Partisi-SP (2001-) gibi partilerle istikrarlı bir biçimde temsil edilen Milli Görüş hareketinin faal partileri arasına son olarak Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan liderliğinde 2018 yılında kurulan Yeniden Refah Partisi (YRP) de katılmıştır. Bu Milli Görüş partilerinden Milli Nizam Partisi-MNP (1970-1971), Milli Selamet Partisi-MSP (1972-1981), Refah Partisi-RP (1983-1998) ile birlikte Fazilet Partisi (1997-2001) geçmiş dönemlerde laik Cumhuriyet rejimine karşıtlık gerekçesiyle bazı nedenlerle devletin yargı makamlarınca (Anayasa Mahkemesi) kapatılmıştır. Günümüz Türkiye siyasetinde Milli Görüş’ün fikri temsilcileri olarak Saadet Partisi (SP) ile Yeniden Refah Partisi bulunmaktadır. Ancak bu ekolden çıkan AK Parti (Adalet ve Kalkınma Partisi) de Milli Görüş’e siyasi zemin kazandırmıştır/kazandırmaktadır. Bu siyasi ve tarihsel olgulardan hareketle, bu çalışmada Türkiye’de ülke çapında köklü bir ulusal siyasi hareket olarak Milli Görüş geleneğinin en son temsilcisi olma unvanını elinde bulunduran Yeniden Refah Partisi-YRP ile Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan’ın görüşleri ve kişiliği ele alınacaktır.

Yeniden Refah Partisi (YRP) ve Lideri Fatih Erbakan 

YRP,  henüz katıldığı ilk seçim olmasına rağmen, 2023 genel seçimlerinde kendi açısından siyasal bir başarı kazanmıştır. Yaklaşık 1,5 milyon dolayında seçmenin oyunu alarak, parlamentoda 5 milletvekili bulundurma hakkına sahip olan YRP, Türkiye genelinde ise toplam % 2,80’lik oy oranına ulaşmıştır. Seçimlerde AK Parti’den Yeniden Refah’a doğru oy kayması olduğu değerlendirmeleri de yapılmıştır. Ayrıca, parti, Türkiye genelinde örgütlenmeyi başarmış ve 2024 yılı itibarıyla 365.000 dolayında üyeye sahiptir. Bu yönüyle, parti, ülkedeki en çok üyeye sahip siyasi partilerden birisi durumundadır. YRP, Cumhur İttifakı’na üye bir parti olmakla birlikte, 2023 genel seçimine kendi listeleriyle girmiştir. YRP, ekonomi başta olmak üzere bazı konularda ortağı olduğu ittifakın iktidarına eleştiriler yöneltmektedir. İslamcı bir parti olması sebebiyle, YRP’ye Cumhur İttifakı’nı aşırılaştırdığı eleştirisi de yapılmaktadır.

Partinin kurumsal ideolojisi ise, temelde Milli Görüş ekolüne ve İslamcı bir siyasal çizgiye dayanır. Yeni Osmanlıcılık, sosyal muhafazakârlık, milli muhafazakârlık, ümmetçilik, anti-Siyonizm ve bu bağlamda gelişen Avrupa şüpheciliği de partinin benimsediği paradigmalar arasında yer almaktadır. Küresel alanda “Adil Düzen” anlayışının başta ABD ve İsrail olmak üzere Batılı ülkeler tarafından engellendiğini düşünen YRP, İslam ülkelerinin, bu gelişmiş Batılı devletlerin uyguladığı dış politikalar sonucunda sistemli biçimde istikrarsızlaştırıldıkları kanısını taşımaktadır.[2] Bu doğrultuda, Yeniden Refah Partisi, fikri mimarı olan Necmettin Erbakan’ın görüşlerini savunmakta ve anti-Siyonist, anti-emperyalist ve anti-Amerikancı bir dış politik görüşte yer aldığını vurgulamaktadır.

Yeniden Refah Partisi, dış politika alanında olduğu gibi ekonomik ve siyasi politikalar anlamında da fikirsel öncülü olan Milli Görüş ekolü çizgisini devam ettiren bir duruş sergilemektedir. Örneğin, iktisadi düzlemde faizsiz kazanç, milli üretim ve milli kalkınma gibi politikalar üzerinde durmaktadır. Ülke ekonomisinin ticaret alanlarında ithalatçı bir konumda bulunmasına karşı olmakla birlikte, bizzat üretim yaparak iktisadi kalkınma ve refahını sağladığı ihracatçı bir kimlik taşıması üzerine yoğunlaşır. Özellikle faizsiz bir ekonomi modeli, Yeniden Refah Partisi’nin iktisadi görüşünün temelini oluşturur.

Yeniden Refah Partisi’nin ülke kamuoyunda ve basınında en fazla gündem yarattığı konular arasında ise, zaman zaman anayasadaki laiklik ilkesine yönelik kullanmakta olduğu bazı söylemleri ile kadın hakları bağlamında sergilediği ve katı bulunan muhafazakâr duruşu gelmektedir. Ülkedeki kadınların mevcut nafaka hakkının sınırlandırılmasına destek vermesi, İstanbul Sözleşmesi’ne olan karşıt duruşu, yürürlükteki “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna” muhalefet etmesi ile Yeniden Refah Partisi ülke kamuoyunda sıkça eleştiri alabilen bir oluşumdur. Ancak Fatih Erbakan, bu sosyal konular özelinde laikliği anayasal olarak kabul ettiklerini belirtmekle birlikte, 28 Şubat Süreci’nden yola çıkarak laikliğin anayasal tanımının yeniden yapılması gerektiğini savunmaktadır. Laikliğin yabancı bir sözcük olduğunu, kişilere göre farklı yorumlandığını belirten Erbakan, laikliğin din düşmanlığı anlamına gelmediğini belirtir ve siyasi tarihten bu konuda bazı örnekler verir. Erbakan, laiklik konusunda ülkede geçmişten gelen belirsiz bir anlayışın varlığından yakınmaktadır. Ancak bu noktada kastettiği elbette ki, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün laiklik anlayışı değil, geçmişte babası Erbakan’a, partilerine ve mütedeyyin yurttaşlara laiklik adına yapılan uygulamalardır. Nafaka konusunda ise, oğul Erbakan, katıldığı bir televizyon programında nafaka düzeyinin orantısız oluşuna vurgu yapmış ve bu durum sebebiyle erkeklerin hapis yatarak mağdur olduklarını belirtmiştir. Erbakan, çalışmayan erkeklerden nafaka talep edilmesinin, gerek toplumsal ve gerekse asayiş olayları yönüyle birçok probleme yol açabileceğine değinmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nin aile ahlakına aykırı nitelikler barındırdığına dikkat çeken Erbakan, büyük çoğunluğu (% 99’u) Müslüman olan bir Türk toplumunda bu belgenin kesinlikle kabul görmeyeceğini ifade etmiştir. “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna” yönelikte eleştirileri bulunan Dr. Erbakan, yasanın eksik ve kusurlu bazı hukuki tarafları olduğuna dikkat çekerek, “biz bunun düzenlenmesini istiyoruz” demiştir. Ancak Fatih Erbakan, bu yasaya karşı olduğu için çeşitli toplum kesimlerinden yoğun eleştiri almıştır. Erbakan, TBMM’nde AK Parti’nin Grup Başkanvekilliği görevini yürüten ve meclisimizin önde gelen kadın temsilcilerinden Sn. Özlem Zengin hanımefendi ile bu konu özelinde de bir polemiğe bile girmiştir.

YRP’nin Kurucu Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili Muhammed Ali Fatih Erbakan, kişilik olarak sakin, yapıcı ve itidalli kimliğiyle öne çıkan ve bunun yanında babası Necmettin Erbakan’ın yolunda yürümeye çalışan bir siyasetçidir. Türkiye siyasetçilerinin mevcut yaş profilleri göz önüne alındığında, 45 yaşında genç ve dinamik bir siyasetçi olduğu söylenebilir. Babası gibi aynı zamanda bir mühendis olması sebebiyle yapay zekâ, kuantum fiziği, endüstri devrimleri (4.0 ve 5.0), uzay teknolojileri gibi dünyadaki yeni teknolojik süreç ve gelişmelere ilgilidir. Muhafazakâr siyasi söylemlerinin aksine ülkesinin bu teknolojik yeniliklere adaptasyon sağlayarak iktisadi olarak gelişmesini desteklemektedir. Fatih Erbakan, Covid-19 pandemi sürecinde hiçbir aşıyı yaptırmayacağını kamuoyuna beyan etmiştir ve ailesi ile birlikte hiç aşı olmamıştır. Aşının gelecekte insan vücuduna ve fizyolojisine zarar vereceği öngörüsünde bulunmuştur. O dönemde Türkiye kamuoyu bu konu üzerinde uzun bir süre durmuştur. Ayrıca gelişmiş devletlerin ürettikleri aşıları da sağlıkla oynanan ekonomik bir oyun olarak görmüştür.

Sonuç

Milli Görüş hareketinin devamı niteliğindeki Yeniden Refah Partisi, iktisadi yönden özellikle işçi ve köylü kitleler ile birlikte muhafazakâr mütedeyyin İslamcı ve milliyetçi yurttaşların ilgisini üzerine çekebilir. YRP, Türk siyasetinin gelecek sürecinde gelişme potansiyeli gösterebilecek düzeyde olan bir partidir. Bu potansiyelin ortaya çıkarılmasında ise, YRP ve Fatih Erbakan’ın siyasi performansı etkili olacaktır. Genç Erbakan, sağ taban için tespitleri yerinde bir siyasetçi olmakla birlikte, ancak daha somut açık ve tartışmasız söylemler geliştirerek tüm toplum kesimleri için kapsayıcı adımlar atması halinde YRP başarılar kaydedebilir. Bu minvalde, Erbakan, henüz politik duruş ve ifadelerini net olarak açıklayamayan bir lider görünümü de çizmektedir. Sözlerle gündem yaratma kısa vadede popülarite sağlayabilir, ancak asla siyasi başarılar kazandırmaz. AK Parti’nin muhafazakâr ve İslamcı bir çizgi ile 22 yıldır iktidarda bulunması aslında Yeniden Refah Partisi’ne geniş bir siyasi hareket alanı açmıştır. Ancak AK Parti, iktidar geliş serüveninin başında açık şeffaf ve tartışılır olmayan politika ve söylemleriyle tüm toplum kesimlerini kucaklamasını bilmiştir. Yeniden Refah Partisi’nin gelecekte Cumhur İttifakı çatısı altında kalma ihtimali ise oldukça düşüktür. Çünkü Cumhur İttifakı’nın sağlamış olduğu iç bütünlük ortamını, YRP, orta ve uzun vadede bozabilir. Ayrıca, AK Parti, Milli Görüş hareketinden ayrılarak kurulan bir parti olarak öz geleneğini yaratmıştır. Cumhur İttifakı bileşenlerinden olan AK Parti ile YRP tabanları, bu sebeple birbirlerine çok yakındır. Bu durum ise, her iki parti arasında oy ve üye geçişkenliği yaratabilecek bir tabloyu ortaya çıkarabilir.

Cumhur Kartal YILDIZ

 

DİPNOTLAR

[1] Fatih Keleş & Yıldırım Turan (2023), “Adil Düzen Kavramı Bağlamında Necmettin Erbakan’ın Dış Politika Anlayışı” , Uluslararası Politik Araştırmalar Dergisi, Cilt 9, Sayı: 2, ss. 35-50.

[2] Cumhur Kartal Yıldız (2023), “Türkiye’de Siyasi Yelpazenin Sağında Yer Alan Partilerin Göçmen Meselesine Bakışları Üzerine Bir İnceleme”, Uluslararası Politika Akademisi-UPA, 26.08. 2023, Erişim Tarihi: 16.01.2024, Erişim Adresi:  http://politikaakademisi.org/2023/08/26/turkiyede-siyasi-yelpazenin-saginda-yer-alan-partilerin-gocmen-meselesine-bakislari-uzerine-bir-inceleme/.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.