“DÜNYANIN KALBİ”NDEKİ TERÖR AĞI

upa-admin 25 Mart 2024 585 Okunma 0
“DÜNYANIN KALBİ”NDEKİ TERÖR AĞI

22 Mart 2024 tarihinde, haber kanalları şu son dakika haberiyle çalkalandı: “22 Mart akşamı Moskova oblastındaki Krasnogorsk kentinde bulunan ‘Crocus City Hall’ adlı konser salonuna kamuflaj kıyafetli kişilerce otomatik silahlarla düzenlenen saldırıda aralarında üç çocuğun da bulunduğu en az 133 kişinin hayatını kaybetti” (https://www.dw.com/tr/moskova-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1-%C5%9F%C3%BCpheliler-mahkemeye-%C3%A7%C4%B1kar%C4%B1ld%C4%B1/a-68658072#:~:text=22%20Mart%20ak%C5%9Fam%C4%B1%20Moskova%20oblast%C4%B1ndaki,133%20ki%C5%9Finin%20hayat%C4%B1n%C4%B1%20kaybetti%C4%9Fi%20belirtilmi%C5%9Fti.). Bu sayı, son verilerle 137’ye yükseldi. Söz konusu  saldırı, 1 Eylül 2004’te Rusya’ya bağlı Kuzey Osetya bölgesinde gerçekleşen, Beslan Katliamı olarak tarihe geçen ve çoğu çocuk 334 insanın canına mal olan, başka bir terör saldırısını anımsattı. Bu vesileyle, Rus halkına bağ sağlığı diliyoruz.

22 Mart terör saldırısını üstlenen IŞİD, aslında SSCB’nin Afganistan’ı işgal ettiği 1979’dan, 1980’lerin sonunda, işgalin sona erdiği sürece kadar, mücahit gruplar içinde palazlanan, Körfez’den Afganistan’a, oradan Orta Asya’ya uzanan bir Vahabi-Selefi kuşağının, 2011 Suriye olayları sonrasında mutasyona uğrayan son biçimlerinden birisi olarak görülüyor. IŞİD, adını Suriye-Irak derinliğinde, 2011 sonrasında, çabuk genişleyen, aynı çabuklukla daralan, sözde sınırları ile duyurdu. Bir nevi bir siyasal antiteye dönüştü, ne var ki, ABD, PKK/PYD terörü aracılığıyla, bölgedeki tahakkümünü, PKK/PYD terörünü “IŞİD’e karşı mücadele ediyor” savıyla meşrulaştırdı. 1990’larda Çeçenistan ve Dağıstan’daki olaylarda da, türlü İslamcı yapılanmalar dikkat çekmişti.

Bu konuları, 2015’ten itibaren, Suriye’de kesifleşen Rus askeri ve siyasi varlığıyla ilintilendirmek, bir yere kadar sonuç getiriyorsa da, Soğuk Savaş’tan günümüze uzanan bir “çevreleme siyaseti”ni çok iyi okuyarak etüt etmek gerekmektedir. Soğuk Savaş döneminde, 1955’te Bağdat Paktı adıyla kurulan ve 1958’de CENTO’ya dönüşen bölgesel örgüt, Türkiye, İran, Pakistan çerçevesinde, Kuzey Kuşağı ya da diğer adıyla Yeşil Kuşak projesiyle SSCB’ye yönelik kuşatma ya da çevreleme siyasetinde önemli bir rol aldı.

Soğuk Savaş sonrasında, “Eski Yeşil Kuşak”ta yer alan ülkeler, SSCB sonrası Rusya federasyonuyla dengeli ilişkiler kurarken, ABD, Rusya konusunda, farklı kuşatma stratejilerini ortaya koydu. Son NATO genişlemesi ile, Baltıklar’a uzanan örgüt, Kaliningrad dışında, Baltıklar’ı NATO denizine dönüştürdü. Bununla birlikte, Rusya, güçlü buz kırıcıları ile Kuzey Buz Denizi’ndeki donanmasından, Baltık’ta Kaliningrad’a, oradan Karadeniz’de Kırım’a, Doğu Akdeniz’de Tartus’a ve Afrika boynuzunda Sudan’a inen dikey deniz stratejisi ile, ABD’nin vesayet alanı gördüğü bölgelerde karşı dengeler oluşturdu. Pasifik’te ise yatay bir deniz stratejisini diğer alanlarda olduğu gibi Çin’le birlikte ifade ediyor. Burada ise, NATO’nun 2022 Madrid zirvesine davet edilen gözlemci üyeler dikkat çekiyor. Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda, ileride NATO’nun kurucu antlaşması değişirse, Pasifik genişlemesine başlarsa, savunma örgütü olmaktan çıkarak , bir stratejik taarruz örgütü haline gelebilir, bu bağlamda Rusya ve Çin’e eş zamanlı bir deniz kuşatması, yapısal zemine kavuşabilir.

Soğuk Savaş sonrasında, sadece devlet ya da legal unsurlarla değil, farklı terör ve militan gruplarla ABD’nin bir otorite boşluğu siyasetini çözümlemek mümkündür. 1991 ve 2003’teki Körfez Savaşları ile, Irak’ta devlet kurumu tasfiye edilir ve parçalanırken, 2011’de Suriye’deki kaos buna eklenince, devletsizlik sari bir hastalık gibi bölgeyi sardı.

IŞİD, Suriye iç savaşında, Irak El Kaidesi’nden ayrılan bir terör yapılanması olarak gündeme gelmişti. Neden Irak El Kaidesi? Zira, Suriye-Irak sınırı ABD’lilerin deyimiyle jöle haline gelmiş, devletsiz, otoritesiz alanda, içinde Ortadoğulu olmayan, pek çok unsurun da bulunduğu örgüt, yüce İslam dinini de kendi emellerine alet ederek, Samuel Huntington’ın dinlere dayalı “uygarlıklar tokuşması” ve beyaz Hıristiyan ya da Evanjelist uygarlığın üstünlüğü ile sonuçlanan bir teze hizmet etti. El Kaide nerede doğdu? Afganistan. Peki 11 Eylül 2001’den sonra, NATO operasyonu hangi gerekçeyle yapılmıştı? Afganistan’ı yöneten Taliban örgütünün El Kaide terörüne ve lideri Usame bin Ladin’i himaye ettiği için. Taliban’ın SSCB Afganistan’dan çekilmesinin ardından, mücahitler arasındaki iç savaşta üstün gelmesini sağlayan kimdi? ABD. Bir başka soru, NATO operasyonu Afganistan’da 20 yıl sonra sona ererken, ABD, iktidarı kime devredip gitti? Taliban. 1990’larda Kuzey Kafkasya ve Dağıstan’daki militan yapılanmalarda, ABD’nin desteği var mıydı ? Hiç kuşkusuz, silah, para ve bu liste uzar.

ABD’nin CENTCOM yapılanmasının haritası, Mackinder’ın jeopolitik kuramlarındaki “dünyanın kalbi” vurgusundan esinlenilerek, Kazakistan’dan Afrika Boynuzu’na kadar dev bir alanı kapsıyor. IŞİD’in Orta Asya ve özellikle Horasan yapılanması, Türkiye’yi, Türk kimliğini, bu terör iklimine bulaştırma davranışını ifade ediyor. Türkiye’nin teröre karşı hassas ve devlet geleneğine ters düşen, ABD ve NATO müttefiki olarak, Rusya ve Çin ile dengeli ilişkileri, bu sinsi planlara karşı, daha da dikkatli olunmasını gerektiriyor.

ABD gibi Rusya’nın da bölgedeki terör ve militan gruplarla farklı ilişki modelleri biliniyor. Ne var ki, Orta Asya’dan Doğu Akdeniz’e, oradan Kızıldeniz’e uzanan “dünyanın kalbi”nde tetikçi unsurlar adeta “cambaza bak” diyor. Bu arada kuşatma stratejilerini aşmak yüzeyinde, Rusya’nın 2008’de Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini işgalini, 2014’te Ukrayna’nın Kırım topraklarını işgalini ve halen süren savaşta Ukrayna’dan zaptettiği Donetsk ve Luhansk bölgelerini de, bir yere not etmek gerekiyor.

IŞİD terörü, Horasan ve Orta Asya’da Türklüğü hedef alan bir “terörist devşirme”, Türk devletlerini zafiyete uğratma taşeronluğu yaparken, Irak Şam İslam Devleti derken, kastettiği Şam, Suriye’nin başkenti değil, Hatay topraklarımızdan Sina yarımadasına ulaşan Levant’tır. Bilmem anlatabildim mi???

     Doç. Dr. Deniz TANSİ

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.